- 2 Temmuz 2010
- 54
- 67
( Yazdıktan sonra fark ettim biraz uzun olmuş ama tam olarak hissettiklerim böyle beynimin içinden geçen şeyler artık beni yoruyo, eğer vaktiniz varsa fikirlerinizi almak istiyorum.)
Erkek arkadaşımla üniversitedeyken tanıştım. 3 yılımız beraber geçti. Okurken de çalışıyodum ve mezun olduktan sonraki tüm planlarımı da yine aynı şehirde sevdiğim, seçtiğim ve yanımda olmasını istediğim insana göre planlamıştım. Bunu planlayabilmek için de iş anlamında küçük çapta bi çevre edinebilmek için de gerçekten emek göstermiştim.
Derken geçen yıl (o zamana kadar ailemizde grip vb hastalıklar dışında hiçbir hastalıkla karşılaşmadık) 1.dereceden çok değer verdiğim bi yakınımı bi gecede birdenbire kaybettim. Yeniden ailemin yanından yaşadığım şehre döndüm ve hem yaşadıklarımdan hem de ailemle aynı şeyleri yaşarken onların yanında olamamaktan ve onlarla acımı paylaşamamaktan dolayı bunalıma girdim. Hastalığın (kalple alakalı) genetik olabileceğini ve hepimizin test yaptırması gerektiğini söyledi doktor bi kaç ay içerisinde yine birimizde daha çıktı ve büyük bi ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Bende bizimkilere elimden geldiğince destek oluyum, en azından giderim, alışverişlerini gider yaparım bi yere gitmek isterlerse götürürüm, haftasonları yalnız bırakmam yanlarında olurum düşüncesiyle ailemin yanına geldim çünkü gerçekten bitik durumdaydılar ve benim de onlara ihtiyacım vardı.
Ailemin yanına hazırlıksız dönmemek için bi kaç işe başvurdum ve kabul edilince tası tarağı toplayarak memleketime geldim. Erkek arkadaşım da ailemin yanına gitmem gerektiğini, birbirimize ihtiyacımız olabileceğini düşünerek buna karşı çıkmadı zaten. (ki iki şehir arası yaklaşık olarak 2 saat çok uzak da değil)
Bu 6 aylık süre içerisinde yeni yeni fark ediyoruz ki ikimizde ayrı kalmaktan o kadar kendimizi işlerimize vermişiz ki duygusal olarak eksiklik hissetmeye başlamışız. Belki ''gerçek seygiyse böyle olmaz'' diyenler olucak ama 3 yıl boyunca her gün gördüğün birinin eksikliğini en çok çalışmaktan yorulunca bıkınca tükenince daha çok arıyo insan. Yanında olamadıkça omzuna başını koyamadıkça daha da çok özlüyo özleminden de hırçınlaşıyo, ya da bende öyle oldu bilemiyorum..
Erkek arkadaşımla görüşebiliyoruz, görüşebiliyoruz ama 1 buçuk ayda 2 gün ancak. Ve ben buna nasıl bi çözüm bulabilirim bilemiyorum. Yada açıkcası nereye kadar böyle gider onu da bilemiyorum. Evlilik gibi şeyler düşünebilmek için onun okulunun bitmesi gerekiyor ve buna daha 2 yıl var. (yüksek lisans mevzuları) Ailem kendisini biliyo ama resmen tanışmadılar. Tanıştırıp rahat rahat görüşebilmeyi istiyorum ama bu sefer de kısmet olur da evlenirsek buna en az 2 yıl var bu süreçte ailesiyle ve ailemle daha üst bi seviyeye geçmenin doğru bişey olduğunu düşünmüyorum. Ki tanıştırdığımda rahat rahat görüşebilir miyim onu da bilmiyorum. Çünkü yakın çevremde uzun süreden beri nişanlı olan arkadaşlarım var ve ilişkilerine sürekli aileleri karışıyorlar işlerin bu şekilde daha da çorba olmasını istemiyorum.
Ama hem benim hem de onun duygusal olarak birbirimize ihtiyacı var her birbirini seven insan gibi. Belki keşke dönmeseydin diyenler olucak ama çok fazla da bi şansım yoktu o zaman için. Şimdi de en ufak şeyde birbirimize parlamaya başladık. Bugün telefonda şöyle bişey söyledi bana
'' beni sevdiğini biliyorum, beni özlediğini biliyorum, seni çok özlüyorum, ama hem kendimizi meşgul etmek için çok çalışmaktan hem yanyana olamamaktan tahammülümüzü kaybetmeye başladık. Çok seviyoruz ama çok da parçalıyoruz. 5 dakika iyiysek 6.dakika iyi olup olmayacağımızı bilemiyorum artık. Senden ayrılmak istemiyorum ama bu şekilde de ne kadar gider onu da bilemiyorum. ''
Ve en sonunda da şöyle bişey dedi '' Biliyorum benim gibi sende hissediyosun ama dile getiremiyosun. Eğer olur da ayrılırsak o zaman bile seni sevicem.''
Ne hissetmem gerekiyo ne yapmam gerekiyo onu da bilmiyorum.
Bu bi ayrılık konuşması mı onu da bilemiyorum.
Sürekli kendimi tartışırken yada tartıştıktan sonra pişman olurken, pişman olurken de özlerken buluyorum.
Duygu değişiminden o kadar yoruldum ki.. Buna nasıl bi çözüm üretebilirim ya da geç mi kaldı bilmiyorum.
Erkek arkadaşımla üniversitedeyken tanıştım. 3 yılımız beraber geçti. Okurken de çalışıyodum ve mezun olduktan sonraki tüm planlarımı da yine aynı şehirde sevdiğim, seçtiğim ve yanımda olmasını istediğim insana göre planlamıştım. Bunu planlayabilmek için de iş anlamında küçük çapta bi çevre edinebilmek için de gerçekten emek göstermiştim.
Derken geçen yıl (o zamana kadar ailemizde grip vb hastalıklar dışında hiçbir hastalıkla karşılaşmadık) 1.dereceden çok değer verdiğim bi yakınımı bi gecede birdenbire kaybettim. Yeniden ailemin yanından yaşadığım şehre döndüm ve hem yaşadıklarımdan hem de ailemle aynı şeyleri yaşarken onların yanında olamamaktan ve onlarla acımı paylaşamamaktan dolayı bunalıma girdim. Hastalığın (kalple alakalı) genetik olabileceğini ve hepimizin test yaptırması gerektiğini söyledi doktor bi kaç ay içerisinde yine birimizde daha çıktı ve büyük bi ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Bende bizimkilere elimden geldiğince destek oluyum, en azından giderim, alışverişlerini gider yaparım bi yere gitmek isterlerse götürürüm, haftasonları yalnız bırakmam yanlarında olurum düşüncesiyle ailemin yanına geldim çünkü gerçekten bitik durumdaydılar ve benim de onlara ihtiyacım vardı.
Ailemin yanına hazırlıksız dönmemek için bi kaç işe başvurdum ve kabul edilince tası tarağı toplayarak memleketime geldim. Erkek arkadaşım da ailemin yanına gitmem gerektiğini, birbirimize ihtiyacımız olabileceğini düşünerek buna karşı çıkmadı zaten. (ki iki şehir arası yaklaşık olarak 2 saat çok uzak da değil)
Bu 6 aylık süre içerisinde yeni yeni fark ediyoruz ki ikimizde ayrı kalmaktan o kadar kendimizi işlerimize vermişiz ki duygusal olarak eksiklik hissetmeye başlamışız. Belki ''gerçek seygiyse böyle olmaz'' diyenler olucak ama 3 yıl boyunca her gün gördüğün birinin eksikliğini en çok çalışmaktan yorulunca bıkınca tükenince daha çok arıyo insan. Yanında olamadıkça omzuna başını koyamadıkça daha da çok özlüyo özleminden de hırçınlaşıyo, ya da bende öyle oldu bilemiyorum..
Erkek arkadaşımla görüşebiliyoruz, görüşebiliyoruz ama 1 buçuk ayda 2 gün ancak. Ve ben buna nasıl bi çözüm bulabilirim bilemiyorum. Yada açıkcası nereye kadar böyle gider onu da bilemiyorum. Evlilik gibi şeyler düşünebilmek için onun okulunun bitmesi gerekiyor ve buna daha 2 yıl var. (yüksek lisans mevzuları) Ailem kendisini biliyo ama resmen tanışmadılar. Tanıştırıp rahat rahat görüşebilmeyi istiyorum ama bu sefer de kısmet olur da evlenirsek buna en az 2 yıl var bu süreçte ailesiyle ve ailemle daha üst bi seviyeye geçmenin doğru bişey olduğunu düşünmüyorum. Ki tanıştırdığımda rahat rahat görüşebilir miyim onu da bilmiyorum. Çünkü yakın çevremde uzun süreden beri nişanlı olan arkadaşlarım var ve ilişkilerine sürekli aileleri karışıyorlar işlerin bu şekilde daha da çorba olmasını istemiyorum.
Ama hem benim hem de onun duygusal olarak birbirimize ihtiyacı var her birbirini seven insan gibi. Belki keşke dönmeseydin diyenler olucak ama çok fazla da bi şansım yoktu o zaman için. Şimdi de en ufak şeyde birbirimize parlamaya başladık. Bugün telefonda şöyle bişey söyledi bana
'' beni sevdiğini biliyorum, beni özlediğini biliyorum, seni çok özlüyorum, ama hem kendimizi meşgul etmek için çok çalışmaktan hem yanyana olamamaktan tahammülümüzü kaybetmeye başladık. Çok seviyoruz ama çok da parçalıyoruz. 5 dakika iyiysek 6.dakika iyi olup olmayacağımızı bilemiyorum artık. Senden ayrılmak istemiyorum ama bu şekilde de ne kadar gider onu da bilemiyorum. ''
Ve en sonunda da şöyle bişey dedi '' Biliyorum benim gibi sende hissediyosun ama dile getiremiyosun. Eğer olur da ayrılırsak o zaman bile seni sevicem.''
Ne hissetmem gerekiyo ne yapmam gerekiyo onu da bilmiyorum.
Bu bi ayrılık konuşması mı onu da bilemiyorum.
Sürekli kendimi tartışırken yada tartıştıktan sonra pişman olurken, pişman olurken de özlerken buluyorum.
Duygu değişiminden o kadar yoruldum ki.. Buna nasıl bi çözüm üretebilirim ya da geç mi kaldı bilmiyorum.