İyi akşamlar KK'nın güzel hanımları,
Bu aralar biraz canım sıkkın, sadece içimi dökmek istedim. Belki de gereksiz kafama takıyorumdur, bir öneri verirsiniz ya da ne bileyim, yazmak istedim işte.
Ben mesleğim gereği çok sık seyahat etmek zorundayım. Haftada bir şehir değiştiriyorum. Bir yandan başka bir şehirde yüksek lisans yapıyorum, şu an ders dönemindeyim. Yüksek lisansa işe başlamadan önce başka bir şehirde başlamıştım, işe başlayınca ilk sene izin hakkım olmadığı için kayıt dondurmuştum. Sonra benim kayıt dondurduğum okuldaki danışman hocam dekan olarak benim çalıştığım şehre yakın bi üniversitede göreve başlayınca ben de kaydımı oraya aldırdım. Kaydımı oraya aldırmamın sebebi de hem hocadan dolayı derslere daha az giderek kolay geçerim diye düşünmem, hem de hocamın açılan ilk kadroda eğer sınavı kazanırsam beni yanına araştırma görevlisi olarak almak istemesi.
Şimdi benim canımı sıkan şu. Ben her hafta derse gitmek için şehir değiştiriyorum. Ders aldığım hocalara kendimi ispat etmeye çalışıyorum çünkü hiçbirisi beni tanımıyor. Hocaların verdiği ödevleri sunumları vs hazırlıyorum. Bir yandan benim kendi hocam ilerde akademisyen olma ihtimalime karşı beni hazırlamak için sürekli kongreye götürüyor. Bu da yer değişikli demek ve her kongreye ayrı ayrı hazırlanmam gerekiyor. E bir yandan kendi mesleğim var, onun gereklerini yapmaya çalışıyorum. Tüm zamanım çalışmakla geçiyor. Bu arada mobil bi mesleğim olduğundan ve işe başladığım şehirde önceden bir çevrem olmadığı için de bu tempoda ya bi dertleşeyim iki çay içeyim diyebileceğim kimse yok. Ailemin yanına da gidemiyorum haftasonları ders çalıştığım için. Uçak her gün yok ve otobüsle de 12 saat. Ve bu tempom hazirana kadar böyle. Haziranda en azından dersler bitiyor.
Kendimi çok dolu hissediyorum. Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Hakkınızı helal edin.