Ah güzel yavrum, sana böyle hitap etmek istedim ve sımsıkı sarılasım geldi sana.
Muhtemelen annen yaşlarındayım, aynı yaşlarda bir kız ve ergen bir erkek çocuğu annesiyim. Bu annelik ve babalık doğru hissedilse ve ona göre davranılsa öyle bir şey ki, evladına gelecek duygusal bir zararda bile kuzuyken kurt yapar seni.
Tabiri caizse mülayim biri olarak bilinirim ama hayatta tırnaklarımı çıkartmama sebep olan tek şey evlatlarıma gelecek zarardır. Buna yeri geldiğinde halen evli olduğum öz ve öz babaları bile dahildir. Bırak başka erkeği öz babalarının bile söyleyeceği bir söz bir tavırla ruhlarında yara açmasına izin vermek istemem çünkü. Onları dünyaya ben getirmişim kol kanat gerip, ayaklarının üstüne basana kadar yeri geldiğinde kendimi ikinci plana atmam gerektiğini düşünüyorum.
Kuşları düşün, yavrular yumurtadan çıkmadan önce anne onları ısıtır ki sağlıklı doğabilsinler. Anne karnını doyuracağı zaman baba görevi devralır. O yavrular yumurtadan çıkınca anne kendi azğıyla besler, sonra uçmayı öğretir. Yavru kuşlar tamamen uçmayı başarıp kendilerini tehlikelerden korumaya öğrenene kadar başlarını bekler. Sonra kendi hayatlarına kanat çırpmaları için onları özgür bırakır. Kuşlarda mantık muhakeme yoktur, tamamen doğal süreçtir bu. Biz insanlar tam tersi düşünebiliriz ona rağmen görevlerimizi olması gerektiği gibi yapamıyorsak bu bizim hatamız, günahımızdır.
Bu kadar detaylandırdım ki yaşadığın şeylerin farkına varabilesin, manipülasyonlara gözünü kapatıp hatası olana hak ettiğini vermekten geri durmayasın.
Evet baban olması gereken babalığı yapamıyor, üvey annen insanı insan yapan değerleri taşımıyor. Ve herkes iyi yada kötü yaptıklarının bedelini ödemek zorunda. Bedel derken artık yaşlanmış bir adamın senelerce arkasında duramadığı evladının kapılara bakıp yolunu gözlemesi mesela. Ve evet bu bedeli ödeyecekler, insan verdiğini kadar alır çünkü.
Sana bağır çağır, huzursuzluk çıkar demiyorum tabi ki. Ama daha ergen yaşta ki bir çocuktan kendilerinin gösteremediği olgunluğu bekleyen insanlar hak ettiği şeyleri duysun. İçinde kalanlar içinde kalmaya devam ettiği sürece seni yiyecek, yükünü muhatabına teslim etki hatalarını fark edip toparlamaya çalışsınlar.
Her şey bir yana gittiğim üniversiteyi de sevemiyorum isteyerek tercih yapmadım annem ve babam başlarına kalmamdan korktukları için(kendileri de böyle ifade etti benim sınava hazırlık aşamamda onlarda çok stres oluyorlarmış)neredeyse zorla tercih yaptım.
Sana yurt dışında bile iyi kapılar açacak güzel bir bölüm kazanmışsın. Sen tamamen buna odaklan.
Gittiğin üniversite o mesleği yapmanı sağlayacak diplomayı verecek sana. Sen üstüne ne kadar donanım (dil, uzmanlık vb) katabileceğine odaklan. 4 yıl sonra başka bir üniversite de o bölümü okuyanla aynı mesleğe sahip olacaksın. Seni ondan ileri atan şey kendine kattığın donanımlar olacak bunu sakın unutma.
Erasmus yapmaya çalış mesela, yurtdışına gitmişken dilini de geliştirebilirsin. Staj için iyi bir firmaya girmeye çalış referansların ve iş sebebiyle tanıdıkların da mesleğinde iyi insanlar olur.
Yıllardır hep ben olmasaydım ne kadar mutlu olurlardı şimdi ölsem birkaç ay ağlarlar ama belki sonradan şükrederlerdi diye düşünmek o kadar yordu ki beni.İntiharı küçük yaştan itibaren düşündüm diyebilirim...Geçen sene bir arkadaşımın intiharından sonra ise daha çok düşünmeye hayatı sorgulamaya başladım.
Ay lütfen çıkar aklından bunu ve bir daha getirme. Geleceğini kendi ellerinle yapılandıracak harika bir yaştasın.
Üstelik bu bozuk aile düzenine rağmen çok iyi gidiyorsun.
Düşünsene okulunu bırakmış, hayırsız bir kocayla evlilik yapmış karnında bir bebeyle de yazıyor olabilirdin bize.
En güzel yerindeyken hayattan vazgeçmek ne demek. Asıl güzel şeyler şimdiden sonra başlıyor bunu sakın unutma.
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.İki farklı ben var hayatımda biri bu diğeri de arkadaşlarının yanında hep gülen güldüren ben.Yıllardır beraber olduğum bana saygı duyan seven bir erkek arkadaşım ve gerçekten yanımda olmaya çalışan dostlarım var ama hiçbir şey ailenin boşluğunu doldurmuyor ne anayla ana kız olabildim ne babayla baba kız sanki onlar benim çocuğum gibi oldular.Hep anlayış beklediler.Siz ne yapardınız üvey anne konusunda benim yerimde olsaydınız?
Ben olsam üvey annem üvey olmakla kalırdı. Başkalarının gözünde çizdiği resmin kadını olmak adına kendi öz evladını bile kurban etmiş bir kadından incelik beklemezdim. Kötü insan kötüdür değiştiremezsin ama yüzüne vurabilirsin.
Seni eleştirdiği zaman "kendi evladından bile saçma toplumsal değerleri için vazgeçebilen bir kadından iyi niyet beklememin saçmalığını öğrendiğim yaştayım. O yüzden dün ki çocuk gibi sizden sevginizi istemiyorum" demen yeterli.
Bırak onu kemirsin, o yüzleşsin hatalarıyla sen değil.
Hayat bizi birkaç adım geriden başlatmış diğerlerinden...Sizin adınıza sevindim benim de amacım o kendi hayatımı kurmak ve kendi kendine yetebilen bir kadın olmak.Peki 10 yıldır biriktirdiğim şeyleri yutayım mı artık midem bulandı ağzıma kadar dolduğumu hissediyorum.Birini bile kusmayım mı ?
Yeri ve zamanı geldiğinde kus canım. Babana neden arkanda durmadığını, kendisinin gösteremediği olgunluğun yükünü bir çocuktan beklemesinin saçmalığını anlat. Eski karımda bende yuvamızı kurduk ama asıl yuvasız bıraktığımız evladımızdıyı idrak etsin.
Birçok kez terapiste gittim maalesef yararı olmadı ama anladım ki en çok yararı kendime kendim yapabilirmişim.Dikkat dağınıklığı vardı bende yıllardır ve ilaçlar kullandım onlar da beni iyice strese soktu derken istemediğim bir üniversitede buldum kendimi.Sınava hazırlanmayı düşünüyorum ya bu sene ya seneye bölümümü şimdilik seviyorum üniversitemi asla:)İyi dostlarım,arkadaşlarım ve her anlamda gelişimime katkıda bulunan erkek arkadaşım var.Sayesinde kendi bölümümü de öğreniyorum. Keman çalmak var aklımda yeteri parayı biriktirdim.Ve üniversitede ne kadar ilgisiz büyüdüğümü de anladım.Hiçbir yeteneğim yok hiçbir yere yönlendirilmemişim.Herkesin bir hobisi var benim pek yok bir tek insanlar ilgimi çekiyor.:) Umarım her şey için hayırlısı olur.Ama ben üvey annemle hesaplaşmadan göçersem işte o çok içimde kalır rabbim ona da bana da ömür versin ki içimde ukte kalmasın.
Okuduğun bölümü seviyor ama ille de üniversiteyi değiştirmek istiyorum diyorsan yatay geçiş deneyebilirsin. Hem sene de kaybetmemiş olursun.
Benim bugün bunları yazabilmeme cesaret veren buydu aslında üvey anneyle ilgili bir şey okuyordum burada ve o kadının fikirlerini üvey anneme benzediğini fark ettim biraz da karşı tarafı anlamak istedim.Kadın başkasının çocuğu sevmez bu normal diyorlardı.Büyükler de -öyle diyordu.Hayatlarında gerçekten sevilmediklerinden demek ki sevgisizliği de normalleştirdiler.Yazdıklarınızı okuyunca bir şeyler daha iyi yerine oturdu sevmek sadece kişiyi değil onun sevdiklerini de sevebilmek aslında.Sevgileri de evlilikleri gibi çürümüş içten dışardan ne kadar iyi gözükürse gözüksün.İnsan kendi için yaşamalı gayem o artık zaten sağ olun.
Sevmek sadece kişiyi değil, onun sevdiklerini de sevebilmek demişsin ya. Birini sevmek için illa ki bizim yada bizimle bağlantılı olması gerekmiyor. Sevmese de sırf merhamet duygusuyla birine hak ettiği gibi davranabilmeli insan.
Teşbihte hata olmaz derler, düşünsene o zaman evimizde olan dört ayaklı bir canı sevip, sokakta yaşayanı hiç sevmeyebilirdik.
Üvey annen seni tehlike olarak görmüş o yüzden uzak tutmuş olabilir. Onun gözünde rekabet ettiği kadının canısın, kocasının kıymetlisisin. Belki de bu hasta düşünce yapısıyla ön yargılı davrandı sana. Ne için yaptıysa senin hatan değildi, sen beklediğin güzel tavırları hak ediyordun. O bu şansı kaçırdı ve herkes ektiğini biçecek unutma. Akışa bırak ve kendi hayatını şahlandırırken kenardan izle sadece.