Biz bugün Tuzla'da 3 kreş gezdik. ılki Merkür'dü. Tuzla mercan'da ikiz villalardan oluşuyor. ıçeriye girdiğimizde 5 yaş grubu yılsonu gösterisine hazırlanıyordu. Fazlaca disiplin ve okul havası sezdik. Üst katlara çıkan merdivenlere çocuklar için özel önlem almamışlar. Sadece uzun kaymaz şeritler yapıştırmışlar. Üst kata çıktığımızda öğrenciler bilgisayarın başına oturmuş çizgi film izliyordu
Öğretmen de o esnada sınıfı topluyorum dedi. Bazı odalarda sıvaların dökülmüş olduğunu gördük. Tekrar alt kata indik ve bir öğretmen bizimle görüşmek üzere odaya geldi. Oradaki başka bir bayana 'Çizgi film koy izlesinler' dedi. O bayan bize kendini sorumlu müdür diye tanıtmıştı ( her ne kadar görüntü ve diksiyon itibariyle öyle görünmese de) fakat diğer öğretmenler ona daha ziyade hizmetli gibi davranıyorlardı. Kamera sisteminiz var mı diye sorunca ' Öğrencilerin sürekli izlenme duygusundan rahatsız olmamaları için ve Unicef ve Meb yasakladığı için kaldırdık' dedi. Ne kadar doğru bilmiyorum çünkü hala birçok kurumda kamera sistemi devam ediyor. Ayrıca çocuklara söylenmediği sürece hiçbirinin böyle birşeyden haberdar yada rahatsız olacağını düşünmüyorum. Neyse kısacası kurum kesinlikle içimize sinmedi. Hiç elektirik alamadık:) Yol üstünde 'Altın Çocuk gündüz bakımevi' tabelasını gördük. Uğrayalım dedik. Yanımdaki arkadaş tesettürlü olduğu için ben aslında inanç konusunda hassas olan insanların çalıştığı bir kurum arıyorum derken çaldığımız kapı açıldı ve içerideki herkesin tesettürlü olduğunu gördük :) Öğrendiğim kadarıyla çalışan kızların hiçbirisi çocuk gelişimi mezunu değilmiş. Sadece 3 yaşından sonra Kuran-ı Kerim'in harflerini bazı sureleri öğretmek için, kendi deyimleriyle orada çalışmak için eğitim almışlar. Sınıflar, tuvaletler vs fena değildi. Sadece formalite yüzünden oluşturulduğu belli olan Atamızın gazete'den kesilmiş gibi siyah-beyaz fotoğraflarının olduğu bakımsız pano canımı sıktı. Fakat çalışan herkesin bütün sinirleri alınmış gibiydi. Çocuklara bağırma, azarlama vs gibi olumsuz hiçbirşey yaşatmayacaklarından emin olduk. Arkadaşım zaten öyle bir kurum aradığı için sevindi fakat çalışanların üzerindeki o fazla sukunet onu bile rahatsız etti :) Tanıdık tavsiyesi olmadan oraya göndermemeyi daha uygun buldu.
En son olarak Kelebek Anaokuluna gittik. Arkadaşım daha önce görüşmüş ve hem o görüşmeden hem de diğer tanıdıklar vasıtasıyla çok olumlu düşünüyordu. Gerçekten de daha kapıdan girer girmez ben de etkilendim. Çocukların oynadıkları alanlar kaldırım taşı görüntüsü olan yumuşak kauçuk/ sünger karışımı bir malzemeyle kaplanmış. Yani düştüklerinde bir yerlerini sakatlamaları teknik olarak mümkün değil. Genişçe bir bahçenin içinde her çocuğu kendinden geçirecek çeşitlikte kaydırak, salıncak, araba, bisitlet vs. vardı. Biz gittiğimizde bahçede küçük yaş grubu çocuklar yemek yiyorlardı. Korunaklı bir yerde ızgara yakılmış köfteler pişiyordu:) Anaokulunun yarısı o gün ata binmeye gitmişti:) Gitmek istemeyen yaşça daha büyük birkaç çocuk da bahçede oynuyorlardı. Sınıflar oldukça hoşumuza gitti. Binanın içindeki bütün zeminler kaymaz malzemeyle kaplanmıştı. Merdivenlerde çocukların düşebileceği hiçbir boşluk bırakılmamıştı. Ve heryer tertemizdi.
Bina depremden önce yapılmış fakat bizi gezdiren öğretmen mühendislik raporlarının olduğunu söyledi.
Tekrar aşağıya indik. Benim oğlum henüz 16. ayında olduğu için biraz enidişeliydim tabii. Fakat yemek yiyen çocukların arasında 2 tane 18 aylıkbebek vardı. Öğretmenler olarla özel olarak ilgileniyorlardı. Çaktırmadan konuşmalarını, tavırlarını izledim. Mesela bir öğretmen bebeği elinden tutmuş merdivende diğer öğretmene teslim ederken 'dikkat et eli şıkışmasın oraya vs' gibi uyarılarda bulundu.
Kurumdaki kamera sistemiyle velilerin çocuklarını internetten izleyebildiklerini öğrendik. Ki bu bile başlı başına kurumun kendine olan güvenini gösterir bana göre.
Bunun dışında torununu bırakmaya gelen bir anneanne vardı.Biraz sohbet ettik. Çocuk evde anne bağımlısı olduğu için sürekli olmasa da getiriyorlarmış. Çocuk ayrılmak istemediği için ağlamaya başladı. Ben öğretmenin tavrını merak ettiğim için bekleyip izledim. Ve doğru olanı yaptı. Anneanneye vedalaşın ve gittiğinizi görsün, kaldığınız sürece daha çok bağlanır dedi. Anneanne çıkar çıkmaz çocuğun ve başka bir miniğin elinden tutup yemek yemeye götürdü. Zaten çocuk da 1 dk içinde ağlamayı kesti.
Anayol üstünde olduğu için biraz rahatsız olmuştum ama biz bile dışarıya çıkarken kapının açma yerini bulmakta zorlandık. Çocukların erişemeyeceği şekilde düğmenin üzerini metal bir parçayla kapatmışlar.
Neyse oldukça memnun ayrıldık oradan.
Benim amacım çocuğumun haftada iki gün de olsa başka çocuklarla kaynaşması ve güvenli bir ortamda oyun oynaması ve tabii bana olan bağımlılığının azalması. Parka bile gittiğimizde yanımdan ayrılmıyor çünkü. Yarın tekrar bebeğimi alıp görüşmeye gideceğim. Sanırım ilk birkaç gün annenin kalmasına izin veriyorlarmış. Bu dönemde alışabilirse ve üzülmeden ayrı kalabilirse bu yaz ve önümüzdeki kış Kelebek anaokuluna götürmek istiyorum.
Tabii ki keşke annelerin ve çocukların birlikte katılabilecekleri bir oyun grubu olsa çok daha sağlıklı olur.
Umarım bu gözlemler işinize yarar. Sizde eğer giderseniz lütfen burada paylaşalım. Birimizin gözünden kaçan diğerinin dikkatini çekebilir çünkü.