Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
wooww ! yazından cidden çok etkilendim... gerçekten araştıran bir insan olduğun çok belli .. doğru veya yanlış... katılırım veya katılmam mesele o değil ... ama cidden bilginden etkilendimÖncelikle Atatürk Aleyhine işlenen suçlar Hakkında Kanun'un aslı budur.
Yani Atatürk'ün icraatlarını, siyasi hamlelerini eleştirmeyi engelleyen değil kişisel saygınlığını korumayı amaçlayan bir yasa benim anladığım kadarıyla.
İkinci olarakta bahsi geçen blogda Atatürk gay miydi? başlıklı yazının içeriğinde Atatürk'ü çok çok iyi tanıyan Doktor Rıza'nın onu ağaç altında bir erkekle birlikte bastığından, Latife hanımla bu yüzden boşandıklarından, sonrasında Doktor Rıza'nın Sabetaycı hainler tarafından şaibeli şekilde öldürüldüğünden bahseder. Blogun diğer yazıları da genellikle Atatürk'Ün aslında yahudi olduğu, ünlü bir aktristin 15 yaşında bekaretini aldığı, Çankaya'nın o dönemde nasıl da meşhur bir kerhane haline geldiği hakkında. Aynı şekilde kardeş blogumuz olarak tanıttıkları Dinlerarası diyalog karşıtı blogta da dinlerarası diyalogun vatana ihanet olduğundan, Hristiyanların ve Musevilerin asla cennete girmeyi hakedemeyeceklerinden vs. bahsediliyor. Bu durumda cezanın, Atatürkün cinsel kimliği üzerine masum bir sorudan dolayı değil de, planlı bir karalama kampanyasından verildiğini anlamak zor değil.
Öbür örnek konusunda da birşeyler yazmak istiyorum bir ara, ama ne kutsal değerlere hakaret kanunu hakkında, ne de Sevan Nişanyan'ın yazısının tamamı hakkında yeterince bilgi sahibi değilim şuanda.
wooww ! yazından cidden çok etkilendim... gerçekten araştıran bir insan olduğun çok belli .. doğru veya yanlış... katılırım veya katılmam mesele o değil ... ama cidden bilginden etkilendimbu dediklerini ilk defa duyan milyonlarca insan var ...
:) Teşekkür ederim ama aşırı bilgili bir insan olduğumu düşünmüyorum. Sadece birşeyler yazmadan önce, gerekirse kaynak gösterebileceğim kadar araştırma yapmayı tercih ediyorum. Bende bugün öğrendim aslında yazı da geçen bilgilerin çoğunu o yüzden.
iki farklı hakaret davası.. özgürlük nereye kadar olmalı? sınırı kim belirlemeli? tartışmalı bir konu. kişisel kanaatim özgürlükten yana. hakaretin sınırını hakaretin muhattabı belirlemeli sevenleri değil.
demokratik bir insan olduğunu görüyorum.. diğer bir kaç yazınada baktım gayet seviyeli ve farklı fikirleri paylaşan insanları küstürmeyecek yorumların var keşke bir çok arkadaşımızda senin gibi bu pencereden bakabilselerdi
Pencere olayı pek mümkün değil... :) Bu forumdaysak bir de...
Mesajlarını bende beğeniyorum. Yazmak istedim. :)
Olur.
Kaldırırz mezarlarından belirlerler.
La havle.
bu mümkün olmadığına göre hayatta olmayan insanların üstünden cezalandırma yapılamaz.
şöyle düşünün, ben özgürlük taraftarı bir insanım ve hakaret etmenin eleştirmenin insana bir şey kazandırıp kaybettireceğini düşünmüyorum ve ben öldüğümde arkamdan hakaret eden bir insanı cezalandırıyorlar. ama benim böyle bir talebim yoktu. bu benim için başkalarının karar vermesi olayıdır ki hiç adil değil. hakaret edene kulaklarını kapatırsın, duymazsın o kadar.
bu fikrim sadece muhammed peygamber ve atatürk için geçerlidir. muhammed peygamber hakaret edenlere, dalga geçenlere bir yaptırım uygulamamıştır. buradan anlaşılacağı üzere onun yerine karar verip cezalandırmak olmaz.
atatürk konusunda ise bilmiyorum kendine hakaret edenlere nasıl bir tavır sergilediğini ama tahminim üzere o da cezalandırmazdı.
siz en yakınınızdan bir ornekle dusunun bunu bence sevdiginiz biri vefat etmiş olsa ve arkasından olur olmadık laflar edilse hakaretler kufurler dalga gecmeler vs vs siz ne kadar tahammul gosterebilirsiniz bu duruma kulaklarımı kapatırım ben buna diyebilirsiniz sadece h.z muhammed ve ataturk icin gecerli dedigim demişsinizde peygamberden bahsediyoruz kac milyar insan tarafından kutsal gorulen saygı duyulan bir insan ataturk ise bir ulkeyi kurtarmıs insanlar tarafından ulkesinin lideri olarak gordugu sevdigi biri onlara hakaret serbest digerlerine edince sikayet edilebilirmi yani benim deger verdigim sevdigim saygı duydugum sahıslara yapılan hakaretler banada saygısızlıkdır .. kişi ölmüş acaba kendisine hakaret edildigini bilse suc duyurusunda bulunurmuydu bulunmazmıydı diye dusunemezsiniz sevenleri ona deger veren insanların bunu yapmaya hakkı vardır kimse kimseye saygı duymak zorunda degil ama gostermek zorunda vefat etmişde olsa ve insanlara bu hak verilse emin olun ölmüş insanların arkasından simdi oldugundan daha fazla cirkin laflar edilirdi
bu mümkün olmadığına göre hayatta olmayan insanların üstünden cezalandırma yapılamaz.
şöyle düşünün, ben özgürlük taraftarı bir insanım ve hakaret etmenin eleştirmenin insana bir şey kazandırıp kaybettireceğini düşünmüyorum ve ben öldüğümde arkamdan hakaret eden bir insanı cezalandırıyorlar. ama benim böyle bir talebim yoktu. bu benim için başkalarının karar vermesi olayıdır ki hiç adil değil. hakaret edene kulaklarını kapatırsın, duymazsın o kadar.
bu fikrim sadece muhammed peygamber ve atatürk için geçerlidir. muhammed peygamber hakaret edenlere, dalga geçenlere bir yaptırım uygulamamıştır. buradan anlaşılacağı üzere onun yerine karar verip cezalandırmak olmaz.
atatürk konusunda ise bilmiyorum kendine hakaret edenlere nasıl bir tavır sergilediğini ama tahminim üzere o da cezalandırmazdı.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?