- 10 Ağustos 2009
- 26.096
- 18.285
m.haber3.com/turkiye-borcla-ayakta-duruyor-3647428h.htm
TÜRKİYE BORÇLA AYAKTA DURUYOR !
EKONOMİ
01.11.2015 10:27
Türkiye, yatırım açığını dış
kaynakla kapatmak zorunda
kalıyor.
Moody’s de bu konuda şu uyarıyı
yapıyor: “Dış sermayeye bağımlılığı,
yıllık dış borç oranı ve gergin
siyasal ortam nedeniyle Türkiye, dış
risklere karşı en hassas ülke”
Sözcü'deki habere göre Sıfırcı Hoca
olarak da bilinen ABD merkezli
uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşu Moody’s, hazırladığı
raporda Türkiye’nin de içinde
olduğu Brezilya, Güney Afrika,
Hindistan ve Endonezya’yı kritik 5
ülke olarak gösteriyor. Çeşitli
uyarıların yapıldığı raporda,
“Türkiye, dış sermayeye yüksek
bağımlılığı ve yıllık dış borç
oranının yanı sıra, yükselen siyasi
riskler nedeniyle, bu beş ekonomi
arasında dış risklere karşı en hassas
ülkedir” deniliyor.
Türkiye’nin ortalama tasarruf oranı,
yani toplam tasarrufların milli
gelire, bir başka deyişle, gayri safi
yurt içi hasılaya oranı oldukça
düşük seviyede bulunuyor. O kadar
ki, rakamlar, gelişmekte olan bu 5
ülke içinde en az tasarruf yaratanın
Türkiye olduğunu gösteriyor.
Dünyanın en az tasarruf yapan
ülkesiyiz. İç tasarruflar düşük
olduğu için de yatırım-tasarruf
açığını, dış kaynaklarla kapatmak
zorunda kaldığımızı, bu nedenle
cari açık verdiğimizi vurgulayan
analistler şöyle diyor:
FAKİRLEŞME SÜRECİ KAPIDA
“Sonuçta dış borçlarımız artıyor. Bu
denklem çözümsüzdür ve
sürdürülemez. Dış borçlanma aynı
hızda ve devamlı olmayacağına
göre, eğer iktisat politikalarına yeni
bir anlayış içinde bakamazsak, bu
denklemin bir yerde kopması
kaçınılmaz bir sondur. Koparsa,
Türkiye 2003 yılından beri hazır
yediklerini geri ödemek zorunda
kalacak ve fakirleşme sürecine
girecektir.”
Türk insanının son 15 yıldır tasarruf
yaratamadığını vurgulayan
analistler, “Kamu ve özel toplam
tasarrufların milli gelire oranı yani
ortalama tasarruf oranı 2000 yılı
öncesi yüzde 20’nin üzerinde iken,
şimdilerde bu oran yüzde 12.4
düzeyine kadar geriledi.
Küreselleşme ve kontrolsüz piyasa
sürecinde dünyadan kopmaya
başladı” açıklamasında bulunuyor.
Son yıllarda tüketim eğilimi azaldı
fakat aynı zamanda da durgunluk
nedeniyle doğal olarak gelir artışı
da durdu. Uzmanların genel görüşü
şöyle: “Gelir artışı olmadan da
tasarruf olmaz. Çünkü tasarruf,
artan gelirin tasarrufa gitmeyen
kısmıdır.”
KRİZLER, YÜKSEK ENFLASYON VE FAİZ
1994’ten sonra, 2001 yılına kadar 4
kriz yaşandı. Ekonomik krizler
yatırım ve tasarruf ortamını
zedeledi. Yüksek enflasyon, 2012
yılına kadar olan yüksek reel faizler,
yatırımları engelledi.
SICAK PARANIN AFYON ETKİSİ
2002 sonrası AKP iktidarı sıcak
paranın afyon etkisi cazibesine
kapıldı ve ekonomi kontrolsüz sıcak
para kontrolüne girdi. Sıcak paranın
tüketimi teşvik edici etkisi oldu.
Ancak, sıcak paranın ve spekülatif
sermayenin hakim olduğu
ekonomilerde, kırılganlık ve
belirsizlik nedeniyle ciddi yatırım
sermayesi gelmedi. Yalnızca kârlı
işletmeleri satın alan veya Telekom
gibi kârlı devlet tekellerini satın
alan spekülatif yabancı yatırım
sermayesi girdi. Yetmedi,
Türkiye’de de sermaye piyasasında
spekülatif kazançlar oluşunca,
sanayiciler sanayi sektörüne yatırım
yerine bu piyasaya ağırlık verdiler.
Hem işletme sermayeleri ile bu
piyasaya oyuncu olarak girdiler,
hem de kendi şirketlerini de halka
açarak, yeni yatırım yapmadan,
balon sonucu yüksek kazançlar
sağladılar.
BAZI GRUPLARA BASKI UYGULANDI
İktidar zaman içinde sermayenin el
değiştirmesine yol açacak önlemler
aldı. Bazı grupların üstüne aşırı
baskı uyguladı. Ayrıca tek yanlı aşırı
bürokrasi bir kısım sermayenin
kaçmasına yol açtı. Sonuçta
tasarruflar ve yatırımlar devlet
eliyle engellendi.
KAOS ORTAMI KIRILGANLIĞI ARTIRDI
2012’den beri Türkiye, FED ve
uluslararası kuruluşlar tarafından
dünyanın en kırılgan ülkesi olarak
ilan ediliyor. Siyasi kaos ortamı da
kırılganlığı artırdı. Bu şartlarda ölü
yatırım olarak gayrimenkul ön
plana çıktı.
SUNİ REFAH ORTAMI YARATILDI
Suni refah ortamında dayanıklı
tüketim mal alımları arttı. Kredi
kartlarındaki artış, 2012’ye kadar
artan dış finansman, tüketici
kredilerinde de önemli bir artış
yarattı. Hane halkının konut ve taşıt
alımları yükseldi.
TÜRKİYE BORÇLA AYAKTA DURUYOR !
EKONOMİ
01.11.2015 10:27
Türkiye, yatırım açığını dış
kaynakla kapatmak zorunda
kalıyor.
Moody’s de bu konuda şu uyarıyı
yapıyor: “Dış sermayeye bağımlılığı,
yıllık dış borç oranı ve gergin
siyasal ortam nedeniyle Türkiye, dış
risklere karşı en hassas ülke”
Sözcü'deki habere göre Sıfırcı Hoca
olarak da bilinen ABD merkezli
uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşu Moody’s, hazırladığı
raporda Türkiye’nin de içinde
olduğu Brezilya, Güney Afrika,
Hindistan ve Endonezya’yı kritik 5
ülke olarak gösteriyor. Çeşitli
uyarıların yapıldığı raporda,
“Türkiye, dış sermayeye yüksek
bağımlılığı ve yıllık dış borç
oranının yanı sıra, yükselen siyasi
riskler nedeniyle, bu beş ekonomi
arasında dış risklere karşı en hassas
ülkedir” deniliyor.
Türkiye’nin ortalama tasarruf oranı,
yani toplam tasarrufların milli
gelire, bir başka deyişle, gayri safi
yurt içi hasılaya oranı oldukça
düşük seviyede bulunuyor. O kadar
ki, rakamlar, gelişmekte olan bu 5
ülke içinde en az tasarruf yaratanın
Türkiye olduğunu gösteriyor.
Dünyanın en az tasarruf yapan
ülkesiyiz. İç tasarruflar düşük
olduğu için de yatırım-tasarruf
açığını, dış kaynaklarla kapatmak
zorunda kaldığımızı, bu nedenle
cari açık verdiğimizi vurgulayan
analistler şöyle diyor:
FAKİRLEŞME SÜRECİ KAPIDA
“Sonuçta dış borçlarımız artıyor. Bu
denklem çözümsüzdür ve
sürdürülemez. Dış borçlanma aynı
hızda ve devamlı olmayacağına
göre, eğer iktisat politikalarına yeni
bir anlayış içinde bakamazsak, bu
denklemin bir yerde kopması
kaçınılmaz bir sondur. Koparsa,
Türkiye 2003 yılından beri hazır
yediklerini geri ödemek zorunda
kalacak ve fakirleşme sürecine
girecektir.”
Türk insanının son 15 yıldır tasarruf
yaratamadığını vurgulayan
analistler, “Kamu ve özel toplam
tasarrufların milli gelire oranı yani
ortalama tasarruf oranı 2000 yılı
öncesi yüzde 20’nin üzerinde iken,
şimdilerde bu oran yüzde 12.4
düzeyine kadar geriledi.
Küreselleşme ve kontrolsüz piyasa
sürecinde dünyadan kopmaya
başladı” açıklamasında bulunuyor.
Son yıllarda tüketim eğilimi azaldı
fakat aynı zamanda da durgunluk
nedeniyle doğal olarak gelir artışı
da durdu. Uzmanların genel görüşü
şöyle: “Gelir artışı olmadan da
tasarruf olmaz. Çünkü tasarruf,
artan gelirin tasarrufa gitmeyen
kısmıdır.”
KRİZLER, YÜKSEK ENFLASYON VE FAİZ
1994’ten sonra, 2001 yılına kadar 4
kriz yaşandı. Ekonomik krizler
yatırım ve tasarruf ortamını
zedeledi. Yüksek enflasyon, 2012
yılına kadar olan yüksek reel faizler,
yatırımları engelledi.
SICAK PARANIN AFYON ETKİSİ
2002 sonrası AKP iktidarı sıcak
paranın afyon etkisi cazibesine
kapıldı ve ekonomi kontrolsüz sıcak
para kontrolüne girdi. Sıcak paranın
tüketimi teşvik edici etkisi oldu.
Ancak, sıcak paranın ve spekülatif
sermayenin hakim olduğu
ekonomilerde, kırılganlık ve
belirsizlik nedeniyle ciddi yatırım
sermayesi gelmedi. Yalnızca kârlı
işletmeleri satın alan veya Telekom
gibi kârlı devlet tekellerini satın
alan spekülatif yabancı yatırım
sermayesi girdi. Yetmedi,
Türkiye’de de sermaye piyasasında
spekülatif kazançlar oluşunca,
sanayiciler sanayi sektörüne yatırım
yerine bu piyasaya ağırlık verdiler.
Hem işletme sermayeleri ile bu
piyasaya oyuncu olarak girdiler,
hem de kendi şirketlerini de halka
açarak, yeni yatırım yapmadan,
balon sonucu yüksek kazançlar
sağladılar.
BAZI GRUPLARA BASKI UYGULANDI
İktidar zaman içinde sermayenin el
değiştirmesine yol açacak önlemler
aldı. Bazı grupların üstüne aşırı
baskı uyguladı. Ayrıca tek yanlı aşırı
bürokrasi bir kısım sermayenin
kaçmasına yol açtı. Sonuçta
tasarruflar ve yatırımlar devlet
eliyle engellendi.
KAOS ORTAMI KIRILGANLIĞI ARTIRDI
2012’den beri Türkiye, FED ve
uluslararası kuruluşlar tarafından
dünyanın en kırılgan ülkesi olarak
ilan ediliyor. Siyasi kaos ortamı da
kırılganlığı artırdı. Bu şartlarda ölü
yatırım olarak gayrimenkul ön
plana çıktı.
SUNİ REFAH ORTAMI YARATILDI
Suni refah ortamında dayanıklı
tüketim mal alımları arttı. Kredi
kartlarındaki artış, 2012’ye kadar
artan dış finansman, tüketici
kredilerinde de önemli bir artış
yarattı. Hane halkının konut ve taşıt
alımları yükseldi.