28 Haziran 1945'de İstanbulda doğdu. Babası Halit Şoray devlet demir yollarında memur, annesi ev hanımıydı. Maddi imkanların kısıtlı olduğu bir ailede dünyaya geldi. Öğrenimine Rami Taş mektebinde başladı fakat sürekli mahalle değiştirdiklerinden, eğitimini 1956da Feriköy ilkokulunda tamamladı.
1954te Meliha ve Halit Şoray çifti boşanır. Çocuklar annede kalır. Karagümrük Sarmaşık Sokaka taşınırlar. Burada ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız'la tanışır, onun sayesinde de Yeşilçama adım atar. Bir gün onunla beraber film setine gider ve böylece ünlü Yeşilçam Sokağına adımını atmış olur. Şoray o dönemde on beş yaşındadır. Emel Yıldız, o sıra Köyde Bir Kız Sevdim adlı filmin başrolünde oynayacaktır. Bir gün filmin setine Şoray'ı da götürür. Kenarda bir yerde otururken Türker İnanoğlunun dikkatini çeker. Şorayla tanıştırılır. İnanoğlu başrol için Türkan Şorayın daha uygun olacağına karar verir. Şorayın Yeşilçama girişi de böylece gerçekleşir.
Bir Yıldızın Doğuşu (1960lar)
Türkan Şoray bu filmin ardından yeni yeni teklifler almaya başlar. Çevirdiği filmlerle, özelikle magazin basının dikkatini çeker ve ilk kez, dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden Sinema ya kapak olur (15 Mart 1961, s.18). Ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses Dergilerine..
1960 yıllarla birlikte Şorayın başarı grafiği de yükseliyordu. Artık yaşamında herşey değişmekteydi ve bu değişiklik sosyal durumdan fiziğine kadar her şeyine yansıyordu. Erkeklerden gördüğü ilgi ve artan seyirci ilgisi ona güven kazandırıyordu. Artık kararsızlıktan kurtulup kadınlığa adım atıyordu. Artık daha şuh biri halini alacaktır. Bu değişimiyle gerek Yeşilçam çevrelerinde gerek seyircisi arasında büyük bir etki gücüne sahip olur.
İlk Önemli Aşama
Acı Hayat Türkan Şorayın sinema hayatındaki ilk dönüm noktasıdır. Otobüs Yolcuları ile bu dönüm noktasının ilk kıpırtılarına veren Şoray Acı Hayatla ilk önemli aşamasını da geçer. Bu filmindeki rolü diğerlerine göre daha tutarlı, tip olarak da gerçeğe daha yakındır. Film o güne kadar yapılmış en başarılı, en şiirsel görüntülü bir aşk filmidir.
1963te çevirdiği bu filmle 1964te I. Antalya Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alır. Ayrıca Acı Hayat sinema yazarlar tarafından yılın filmi seçilir. Artık izleyicide Şoray imgesi oluşmaya başlamıştır. Senaryo yazarları onun için öyküler oluşturabilir, yönetmenler filmlerini onun üzerine kurabilirler.
Hayatına Yön Veren Adam
Rüçhan Adlının Şorayın hayatında önemli bir rolü vardır. Onu korumuş, hep zirvede kalmasında büyük rol oynamıştır. Eylül 1962de bir film setinde tanışırlar. Rüçhan Adlı Şoraydan tam 23 yaş büyüktür. Görmüşgeçirmiş bir insandı. Şoray hep bir babanın şefkatinden ve sevgisinden mahrum büyümüş, bunlara ihtiyaç duymaktadır. Şorayda bu sevgi ve şefkati Adlıda bulur ve 20 yılını onunla birlikte geçirir.
İlişkilerinden sonra Şoray giderek süzgün bakışlı şuh bir kadın olmaktan sıyrılıp, yeni kimliğine bürünür ve 1965lerden başlayarak Türk sinemasının bir numaralı kadını olur. Dört büyükler arasında olup (Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın) en çok o tutulmaktadır.
Sultan
Şorayın Sultan olmasında ve kanunlarının oluşmasında Adlının büyük payı vardır. Adlı, Şoraya gönderdiği çiçek buketlerine iliştirdiği kartlarda ya da bıraktığı notlarda ona hep Sultanım diye hitap eder. (Canım sultanım, hanım sultan.. gibi) Bunlar daha sonra basında yer alır ve dönemin ünlü gazete ve dergilerinde yayınlanır. Böylece Şoray artık Türk sinemasının da, halkın da Sultanı olmaya başlar.
Adlının onun hayatındaki yeri ve üzerindeki etkisi, özelikle birlikte yaşamaya başladıkları 1963 yılından başlayarak önemini ve ağırlığını artırır. 1966nın sonlarına doğru ise birbiri ardına Şoray filmleri çevrilir ve aynı haftalarda Beyoğlu sinemalarında vizyona girince durum bir süre için aleyhine gelişir. Aynı haftalarda oynayan Şoraylı filmler adeta birbirini vurur. Şorayın böyle bir hataya kurban gitmesinin nedeni aynı yıl içinde çok sayıda film çevirmesi ve oynadığı filmlerin aynı konuları kapsamasıdır.
Bir süre sonra aleyhine gelişen bu tehlikeli sarsıntıyı güçlükle atlatır ve durumu lehine geliştirip fiyatına zam yapar. Böylece bütün yapımcılar Şorayı kara listeye alırlar. Bu karara göre ona film çevirttirmeyecek, mukavele süresi uzatılmayacak, sinema salonlarında da filmleri gösterilmeyecektir. O artık Akün, Acar, Arzu, Duru film....gibi büyük şirketlerin de kara listesindedir. Aleyhine gelişen tüm olaylardan sonra Şoray kendine bir savunma politikası bulur ve yapımcıların karşısına aldığı bazı kararlarla çıkıp, bu kararlardan da taviz vermeyecektir. Böylece Şoray kanunları oluşur.
Şoray Kanunları
1) Türkan Şoray film senaryolarını film çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.
2) Türkan Şoray, Senaryoyu beğenmediği takdirde yeni senaryo verilecektir.
3) Her senaryoda beğendi mutabakatı şarttır.
4) Filmde öpüşme ve açık sahneden olmayacaktır.
5) Filmdeki modern giysiler Türkan Şoraya tarihsel olanlar ise şirkete aittir.
6) Film çekimi İstanbul dahili olup Türkan Şoray İstanbul dışına çıkamaz.
7) Çalışma saatleri sabah 8 ile akşam 19 arasıdır.
8) Pazar günleri Türkan Şoray çalışmaz.
9) Türkan Şoray adı jenerik, afiş ilan ve sinema fenerlerinde başta ve tek olarak yazılacaktır.
10) Filmin her oynadığı yerde 9. madde uygulanacaktır.
11) Filmlerin seslendirilmesinde Türkan Şorayın sesi için kendi mutabakatı şarttır.
12) Şirket filmi kendi hesabına çeker. Eğer başka şirketle ortak yapıma gidilirse Türkan Şorayın mutabakatı şarttır.
13) Film renkli ise Türkan Şorayın mutabakatı ile çekim günleri uzayabilir.
14) Çekilecek filmin rejisörü ve baş erkek oyuncusu için Türkan Şorayın mutabakatı şarttır.
15) Bu şartlara riayet etmeyen film şirketi 100 bin lira ödemeyi taahhüt eder.
16) İhtilaf vukuunda merci mahkemeleri İstanbul mahkemeleridir.
17) Türkan Şoray şirketlerden film başına 60 bin lira alır.
18) Türkan Şoray mecburi gecikmeleri 10 günden fazla beklemez.
Dönemine göre bu oldukça ağır koşullar, 1967de son halini alıp yazılı bir metne dönüştürülür. Türkanın ünlü ve gişe geliri öylesine yüksektir ki, hiçbir firma, yönetmen veya oyuncu ona karşı çıkamaz. Türkan Şorayla mukavele yapmak için birbirleriyle yeniden yarışa girerler. Bu kanunlarla Rüçhan Adlı, Şorayın, Yeşilçamdaki imajını koruma altına alır.
Şorayın Sinemamızdaki Yeri
1960larda 4 büyükler saltanatı söz konusudur. Fatma Girik; baştan itibaren dinamik canlı, acul, girişken kolay yılmayan, daha erkeksi, yeni yaşama kültürüyle dalga geçen, alt kültüre yakın bir tip, Filiz Akın; daha modern, toplumun Batıya dönük yüzüydü. O ince sarışın ve kırılgan kişiliğiyle halk kızlarını oynasa da pek inandırıcı olmayacak, daha çok zengin kızlarını, burjuva güllerini temsil ederek biraz farklı bir alana geçecekti. Hülya Koçyiğit, geniş bir canlandırma yelpazesi ve çok farklı kimliklere bürünme yeteneği olan, her sınıfa ait olabilen, kibar evin kızı.
Türkan Şoray ise; güzel, çekici, alımlı bir kadın kişiliği yaratacak ve bunu hem güldürü, hem dramda aynı başarıyla sürdürecekti. Sosyal kökenler itibarıyla bir uçtan öbürüne, bir kutuptan diğerine kolaylıkla gidip gelebilecekti. Türk toplumu, sanatçının halk kızı veya burjuva dilberi tiplemelerini aynı ilgiyle kabul edecekti.
Tip olarak da Türk kadınını yansıtmaktadır. Türk sinemasının en güzel resim veren kadın oyuncusudur. Sinemasal açıdan zengin, seyirciyi çarpan bir görüntüsü vardır. Halkın içinde gelmesi zor şartlarda büyümesi onu halka daha yakın kılacaktır. Türk sinemasında hiçbir kadın oyuncu onun gibi çevresinde yaygın bir etkinliğe sahip olmamıştır. Güzelliği hep abartılıdır ama sıcaklığı da tartışılmaz.
Bu özellikleriyle sinemamızda farklı bir yer açar. Diğer kadın sanatçılara örnek olmuş, uygulamalarıyla da takip edilmiştir. Sinemada en yüksek fiyata sahip oyuncu oluşu, en çok aşık olunan kadın oluşu, kendine has yasaklar koyuşu, her rolün altından başarıyla kalkması, farklı güzelliği, sıcaklığı, bir sultan, bir efsane oluşuyla ve diğer yönleriyle sinemadaki yerini de belirlemiştir.
1970ler, Şoray, Sinema ve Toplum
Şoray, değişir gözüken bir şeylere karşın, 1970lerin başlarında da sinema siyasetini hemen hemen aynen sürdürür. Yılda yine 10-12 film yapar. Ünlü yazarların eserlerine el atılır fakat başarılı olunmaz. Sultan Gelin, Cemo gibi yarım başarılar elde edilirken, Vukuat Var, Asiye Nasıl Kurtulur gibi filmler fiyaskoyla sonuçlanır. Ünlü yönetmenlerle (Atıf Yılmaz, Osman Seden, Halit Refiğ..) çalışmak da pek bir şey değiştirmez.
70lerin başında yine zirvede gözükmektedir. Fakat o artık daha değişik, daha farklı birşey arama çabasındadır. 1972 yılında mesleki yaşamında yeni bir dönem açılır. Film sayısını ciddi anlamda azaltır. Bu yıla iki filmi damgasını vuracaktır. Biri Cemodur. Bu filmin çekimlerinde Şoray attan düşer ve felç olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Olay, filme iyi bir reklam aracı olur. Asıl büyük tepkilere yol açan olay ise bir diğer filmi Dönüştür. Çünkü Şorayın yönetmenlik denemesi yaptığı ilk filmdir. Şoray birçok çevrenin eleştirisine maruz kalır. Filmin başarılı olmayacağı düşünülür, fakat beklenenin aksine dikkat çeker ve başarılı olur. Şoray, eleştirmenlerin, sinema uzmanlarının ve de ciddi basının dikkatini çeker. Film yılın en büyük iş yapan filmi olur. Şoraya daha önce yüz çevirenler, bu kez onu sahiplenirler. Ayrıca Dönüş 1973te Moskova Film Festivalinde özel bir ödül alır. Azapta (1973) ikinci yönetmenlik denemesini gerçekleştirir fakat bu filmde başarılı olamaz.
70lerin başlarında O hepsi birbirinin aynı, en azından benzeri dram veya komedilerden daha kişilikli, daha gerçekçi filmlere doğru kaymasında, belki yıllardır süre gelen aklı başında, sorumlu ve oldukça poltize bir eleştirinin katkısı olmuştur. Ama temel neden, Türk toplumunun o yıllardaki genel havasıdır. Artık sinema da o uzun yıllar sürdürdüğü pembe rüyadan uyanıyordu. Yönetmenler ilk defa gerçekçi konulara el atmakta, Anadolu bozkırlarında mekan bakmakta, köylü kadınların dramını keşfetmektedirler. Başta Türkan Şoray ve diğer ünlü starlar, gerçekten yaşamış ve yaşayan kadın portreleri çizmeye başlarlar. Konfeksiyon usulü yapılan filmlerin yerini daha gerçekçi konular, daha kapsamlı yaklaşımlar, daha bütüncül çabalar alır. Artık her film ayrı bir proje olup, çok daha dikkatle üzerinde durulacaktır. 76da 3. Şoray yönetmenliği ürünü olan Bodrum Hakimini çeker ve yeniden sahnededir. Yerini yeniden sağlamlaştırmıştır. 1977de en güzel filmlerinden biri olan Selvi Boylum al Yazmalım da oynar. Bu filmle Şoraya en iyi kadın oyuncu ödülü gelir.
1980ler ve Sonrası Şoray, Toplum ve Sinema
Bu hızlı dönemden sonra Şoray bir süre setlerden uzak kalır. 80de film yapmaz. 1981de ise son yönetmenlik ürünü olan Yılanı Öldürseler ile geri döner. Bu arada halk sinemaya gitmeyi reddeder. Artık yeni bir kuşak, yeni yönetmenler, yeni bir anlayış doğuyordu. (ve 80li 90lı yıllar boyunca Şorayda bir çok yeni yönetmene destek verdi.) 1980lerle bağımsız sinemanın önü açılır. 80lerde sinemamız artık daha aydın, daha incelmiş ürünler, büyük kentin orta sınıflarına dönük hikayeler vermeye başlayan daha özel bir alan olmaya doğru gidecektir.
1983te şarkıcı ve türkücülerin oynadığı arabesk ağırlıklı filmler Türk Sinemasındaki yerini ne kadar korumaya çalışsa da, kadın dünyalarını sorgulayan kadın filmleri öne çıkmaya başlayacaktır. Değişen koşullar ve yaşanan ekonomik krizler nedeniyle 1980-86 yıllarında ikişer filmle yetinmek zorunda kalan Türkan Şoray 1987de bu sayıyı dörde çıkarır.
80li yıllar Şorayın hem mesleğinde hem de özel yaşamında önemli değişikliklere sahne olacaktır. Şoray kanunları yıkılacak, oynadığı Mine adlı filmiyle kadın filmleri akımını da açacaktır. Özel yaşamında ise yirmi yılını feda ettiği Rüçhan Adlıyı 1983te terk edecek, aynı yıl sinema ve tiyatro sanatçısı Cihan Ünal ile evlenecektir. 84te annesini kaybedecek ve bir süre sonra kızı Yağmur dünyaya gelecektir. Şoray Ünal çifti beraber birkaç filmde beraber oynarlar fakat filmler beklenen işi yapmaz. 87de çift ayrılır. 90lı yılları da birkaç filmle kapatır Şoray. 94te babasını, 95te de büyük aşkı Rüçhan Adlıyı kaybeder. Bu yıllarda seyircisinin karşısına birkaç dizi filmle gelir. 2000 yılında çevirdiği İkinci Bahar adlı dizi ise diğerlerinden çok farklı bir yere sahip olacaktır.Ayrıca Türkan şoray Türkiye eğitiminede katkıda bulunmuştur.1973 yılında yaptırmış olduğu ilköğretim okulu Istanbul'un Hisarüstü semtinde yer almaktadır.
Aldığı Ödüller
- 1964 I. Antalya Film Festivali. Acı Hayatla en başarılı kadın oyuncu. (Altın Portakal)
- 1968 5. Antalya Film Festivali: Vesikalı Yarimle en başarılı kadın oyuncu. (Altın Portakal)
- 1969 Ekspress Gazetesi: Halk oyu ile yılın kadın artisti
- 1971 Ekspress Gazetesi: Halk oyu ile yılın kadın artisti.
- 1973 5. Adana Film Festivali: Mahpusla en başarılı kadın oyuncu. (altın Koza)
- Moskova Film Şenliği (Rusya): Dönüşle özel ödül.
- Ankara Gazeticiler Cemiyeti: Yılın Artisti
- Kelebek Gazetesi: Halk oyu ile yılın kadın sanatçısı.
- Kıbrıs Gazeteciler Cemiyeti: Yılın Sanatçısı
- Tercüman Gazetesi: Halk oyu ile en iyi sanatçı
- İzmir Kadınlar Birliği: Dönüşle en iyi kadın oyuncu.
- 1978 Taşkent Film Şenliği: Selvi Boylum Al Yazmalımla Uluslarası Aytmatov Kulübünün geleneksel ödülü.
- 1987 27. Antalya Film Festivali: Hayallerim, Aşkın ve Sendeki yorumuyla en iyi kadın oyuncu. (Altın Portkal)
- 1990 2. İzmir Film Festiali: Altın Artemis onur ödülü.
- 1992 8. Bastia Akdeniz Sinemaları Festiali Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordudaki yorumuyla en iyi kadın oyuncu.
- 1994 6. Ankara Film Festivali: Emek ödülü.
- 31. Antalya Film Festivali: Bir Aşk Uğrunadaki yorumuyla en iyi kadın oyuncu. (Altın Portakal)
- 1996 15. Uluslararası İstanbul Film Festivali: Sinema onur ödülü
- Magazin Gazeticiler Derneği 4. Altın Objektif Ödülü, Onur Ödülü.
- 1999 Roma Film Festiali: Büyük Ödül
- 2. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali: Kadın yönetmen ödülü.
- 2000 Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi: Zirvedekiler 2000 ödülü
- 31. Antalya Film Festivali: Bir Aşk Uğrunadaki yorumuyla en iyi kadın oyuncu. (Altın Portakal)
- 2001 Sakıp Sabancı Türk Kalp Vakfı: İkinci Bahar dizisiyle iyi kalp ödülü.
- 2001 İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi-Tekofaks Panasonic: İkinci Bahar dizisindeki rolüyle 2000 yılının başarılı iletişimci ödülü.
- Akademi İstanbul: Yılın en başarılı sanatçısı ödülü.
Filmografisi
1960: Köyde Bir Kız Sevdim, Aşk Rüzgarı, Güzeller Resmi Geçidi, Utanmaz Adam
1961: Afacan, Aşk ve Yumruk, Dikenli Gül, Gönülden Gönüle, Hatırla Sevgilim, Kaderin Önüne Geçilmez, Kardeş Uğruna, Melekler Şahidimdir, Otobüs Yolcuları, Sevimli Haydut, Siyah Melek
1962: Acı Hayat, Allah Seviniz Dedi, Aşk Yarışı, Bardaktaki Adam, Billur Köşk, Bizde Arkadaş mıyız, DikmenYıldızı, Kırmızı Karanfiller, Lekeli Kadın, Ne Şeker Şey, Ümitler Kırılınca, Zorlu Damat
1963: Acı Aşk, Ayşecik Canımın İçi, Badem Şekeri, Beni Osman Öldürdü, Bütün Suçumuz Sevmek, Çalınan Aşk, Çapkın Kız, Dağlar Kralı, Genç Kızlar, İki Kocalı Kadın, Küçük Beyin Kısmeti, Sayın Bayan
1964: Adanalı Tayfur Kardeşler, Anasının Kuzusu, Bomba Gibi Kız, Bücür, Fıstık Gibi Maşallah, Gençlik Rüzgarı, Gözleri Ömre Bedel, Kader9 Kapıyı Çaldı, Kızgın delikanlı, Macera Kadını, Mualla, Öksüz Kız, Yılların Ardından
1965: Ekmekçi Kadın, Elveda Sevgilim, Garip Bir İzdivaç, Hayatımın Kadını, Komşunun Tavuğu, Sana Layık değilim, Seven Kadın Unutmaz, Siyah Gözler, Sürtük, Vahşi Gelin, Veda Busesi
1966: Akşam Güneşi, Altın Küpeler, Anaların Günahı, Çalıkuşu, Çamaşırcı Güzeli, Düğün Gecesi, El Kızı, Eli Maşalı, Günahkar Kadın, Karanfilli Kadın, Kenarın Dilberi, Meleklerin İntikamı, Meyhanenin Gülü, Siyah Gül
1967: Ağlayan Kadın, ana, Ayrılsak da Beraberiz, Bir Dağ Masalı, Her Zaman Kalbimdesin, Kara Duvaklı Gelin, Kelepçeli Melek, Ölümsüz Kadın, Sinekli Bakkal, Tapılacak Kadın
1968: Abbase Sultan, Ağla Gözlerim, Artı Sevmeyeceğim, aşk Eski Bir Yalan, Ayşem, Dünyanın En Güzel Kadını, Kadın Değil Baş Belası, Kadın intikamı, Kadın Severse, Kahveci Güzeli, Vesikalı Yarim
1969: Aşk Mabudesi, Ateşli Çingene, Bana Derler Fosforlu, Buruk Acı, Fosforlu Cevriye, Günah Bende mi, Köle Olayım, Sana Dönmeyeceğim, Seninle Ölmek İstiyorum, Son Bahar Rüzgarları
1970: Ağlayan Melek, Arım Balım Peteğim, Birleşen Yollar, Buğulu Gözler, Bülbül Yuvası, Hayatım Sana Feda, Herkesin Sevgilisi, Kara Gözlüm, Mağrur Kadın, Mazi Kalbimde Yaradır, Merhamet, Tatlı Meleğim
1971: Ateş Parçası, Bir Genç Kızın Romanı, Bir Kadın Kayboldu, Gelin Çiçeği, Gülüm Dalım Çiçeğim, Güllü, Mavi Eşarp, Melek mi, Şeytan mı, Sevmek ve Ölmek Zamanı, Unutulan Kadın, Yedi Kocalı Hürmüz
1972: Cemo, Çile, Dönüş, Sisli Hatıralar, Vukat Var, Zulüm
1973: Asiye Nasıl Kurtulur, Azap, Dert Bende, Gazi Kadın, Güllü Geliyor Güllü, Mahpus, Namus Borcu, Sultan Gelin, Yalancı
1974: Açlık, Bal Kız-Şenlik Var, Çılgınlar, Yüreğimde Yare Var
1975: Acele Koca Aranıyor
1976: Bodrum Hakimi, Deprem, Devlerin Aşkı
1977: Baraj, Dila Hanım, Selvi Boylum Al Yazmalım
1978: Bir Aşk Masalı, Cevriyem, Sultan, Tatlı Nigar
1979: Hazal, Küskün çiçek
1981: Yılanı Öldürseler
1982: Mine, Seni Kalbime Gömdüm
1983: Metres, Seni Seviyorum
1984: Bir Sevgi İstiyorum
1985: Bir Kadın Bir Hayat, Körebe
1987: Gramafon Avrat, Hayallerim Aşkım ve Sen, On Kadın, Rumuz Gonca Gül
1988: Ada
1989: ölü Bir Deniz
1990: Berdel, Menekşe Koyu, Soğuktu ve Yağmur Ciseliyordu
1993: Şahmaran
1995: Yerçekimli Aşklar
1997: Nihavent Mucize
2003: Gönderilmemiş Mektuplar
2004: Mürüvvetsiz Mürüvvet
Diziler
1993 Tatlı Betüş
1996 Bir Aşk Uğruna
2000 Gözlerinde Son Gece
2000 İkinci Bahar
2002 Tatlı Hayat
2006 Cemile
|
|
|
|