- 29 Mayıs 2016
- 547
- 533
- 33
- 30
Abd'nin Irak'a demokrasi için girdiğine kimse inanmaz.Nasıl sanmıyorsunuz en basit örnek bu forumda. Ne kadar süredir takiptesiniz burayı ?
Evet siyahiler kendi halki degil zatenAbd'nin Irak'a demokrasi için girdiğine kimse inanmaz.
Ama kendi halkına karşı, hak-hakuk gözeten, refah seviyesini yükseltmiş demokrat bir ülke olduğu düşünülüyor.
Yani, dış değil iç siyasetinde ki demokrasiye güveniliyor.
Benim bu forumda karşılaştığım genel görüş bu yönde.
Peki ben de sunu iddia ediyorum bu on milyon kisinin bir kere bile Kitab'i acip okuyablarinin çok cok az olduğunu. Kendisine inen kitaptan bile bir haber olani Islam siddet konusunda nasil besliyor olabilir.
O topraklarda siddete terore eğilim fazla çünkü o insanların kafasi hala ilkel. Eskiden Hıristiyanlar boyleydi kendi iclerinde bile ne buyuk savaslar verdiler.
Ben bunu dini kaygılar ile yapanin bir avuc insan olduğu geri kalan kesimin ise farkli hedeflerde olduğunu söylüyorum.
Gelelim bu kesimlerde olusan orgutlerin hepsinin terör damgasi yemesine.
Bu insanlar toplaklarini batidan korumak icin orgutlendiklerinde bile bu damgayi yediler. Çeçenistan boyle Filstin oyle vs. Bu da yok sayilamaz asla.
El hasil dünyada birçok siddet olayları vardi hala da var. Bunu sadece Islam dinine yikip digerlerini gormemek onlari aklamak da bana göre islam düşmanligi.
En basitinden Türkiye.
Adam hiçbir dini gerekliliklerini yapmayip senede otuz gun oruç tutuyorum diye Maganda kesiliyor. Siddete başvuruyor. Bu adam ne kadar müslüman? Kitabı ile ne derece hasir nesiracaba ?
Doğru, siyahilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığına inanıyorum.Evet siyahiler kendi halki degil zaten
Ayrica madem demokrasi dedigi seyin sonucunda şiddet varsa bu,ulkesinin içinde degil de disinda olduğu icin mi kimse demokrasiye toz kondurmuyor.Abd'nin Irak'a demokrasi için girdiğine kimse inanmaz.
Ama kendi halkına karşı, hak-hakuk gözeten, refah seviyesini yükseltmiş demokrat bir ülke olduğu düşünülüyor.
Yani, dış değil iç siyasetinde ki demokrasiye güveniliyor.
Benim bu forumda karşılaştığım genel görüş bu yönde.
Ayrica madem demokrasi dedigi seyin sonucunda şiddet varsa bu,ulkesinin içinde degil de disinda olduğu icin mi kimse demokrasiye toz kondurmuyor.
El hasıl mesele islam degil amacini her kaliba sokarsin
Müslümanlardan cikmadi demiyorum. Basta yazdim simdi de yazayim. Siddet her ideoloji her din icinde barinabilir. Bunun bizzat islam ile alakasi yoktur. Bugün islam düşmanligi ve sadece islami hedef gostermenin çeşitli nedenleri vardir. Onlardan biri de kendi pisliklerini örtmektirDemokrasi'ye toz kondurmuyor olurmuyum hiç...
Ama o tozu, bir başkasının caniliğini gizlemek için de kullanmıyorum.
Işid, Müslümanlar içinden çıktı. Olmayan potansiyeli, lab deneyleri sonucu var etmediler. Yağmuru bekliyordu, Abd'de rahmet gibi üzerlerine yağdı.
Güçsüz kalabilir, birkaç gün için de Suriye, (hatta şimdi Irak'ta ve beşe bölünmüş olan Afganistan'da da varlar) askerleri tarafından yok edilebilirdi ama söylediğin gibi bir çok ülke tarafından desteklendi. Abd'den Körfez ülkelerine kadar...
Abd'nin kendinden olanı koruması (Avrupa ülkeleri ve İsrail) ve ortadoğuyu sömürmesi bana çokda tuhaf, iğrenç bir davranış gibi gelmiyor.
Daha kötüsü, berbat olanı Abd ile aynı yolu izleyen Körfez ülkelerinin olmasıydı. (Suudi Arabistan, Katar, Kuvet gibi)
Bunlar İslam'ı senden çok daha iyi biliyorlar. İçinde doğup büyümüşler.
Ve bana kalırsa, İslam'ın kalbi olan bü ülke halkalarını Abd'nin oyununa gelmiş bir avuç serseri olarak değerlendirmek, cani olduklarını kabul etmekten daha büyük bir hakarettir.
Onlar aptal değil, her şeyin farkındalar.
Bu uzun uzun yazdığınız hikâyenizi bir kenara birakin size tek soru soracagim. Ruslar Çeçenistan halkını ve Kafkaslari katletti mi etmedi mi ?Yanlış.
Yorumun baştan sona kadar yanlış fakat yazdıklarımın çok uzun olmaması bakımından, sadece Çeçenistan örneğine karşılık vereceğim.
Çeçenistan'ı karıştıran kişileri yanlış yorumlamışsın. Onlar Suudilerdi. Ne Rusya ne de bir başkası değildi.
Taş değirmeni isimli bir kitap var, Türklerden, ülkelerine sinsice sokulan vahhabi teröristlerden nasıl bahsettiklerini, Kafkas savaşında Müslüman ülkelerin konumunu anlaman için okumanı tavsiye ederim.
Kara perşembe'yi bilir misin? Hala yılın belli bir günü karadenize karanfiller bırakılır, kelle başı para alan Türkiye'de ki kaptanlar, gemilere doldurdukları kafkas halkını deniz ortasında dökmesi olayına ithafen... Bir değil, yıllarca sürmüş adeta gelenek.
Türkiye'de pek bir sevilen Şeyh Şamil'in adı nerden geliyor dersin? Kendini Şeyh ilan etmesi ve herkesin yine kendisine biat etmesini istemesinden... Onun gibi niceleri, zamanında Ruslardan farkı olmayan, zero içerek kafayı bulan, Sunni mezhebiyle alakaları olmayan, kendi halinde bir hayat yaşayan, rahatına düşkün bir topluluktan, ansızın filizlenip boy attı, dal budak saldı. Suddiler eğittikleri Vahhabi teröristleri topyekün Çeçenya ve Dağıstan'a gönderdi. İnsanlar, kendi komşuları tarafından vurulmaya ve mürted ilan edilmeye başladı.
Hal böyle olunca, Rusya hemen dibinde Işid'in bir diğer versiyonunun var olmasına izin vermedi.
Kafkas halkına toprak önerdi, kaçmamalarını ya da kendilerine karşı savaşmamalarını istedi.
Çoğu da kabul etti, ama "yok, bizi Ruslar yönetirse, dinsiz ölürüz" diye düşünen yığınla insan da başta İsrail ve Tc olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Dünyanın en hızlı gelişen şehri seçilen Grozny'i bırakarak, kendi dillerini konuşmaya izin verilmeyen ülkelerde yaşamaya başladılar.
Yetmedi, Rusya 1864 büyük sürgünü ve öncesinde kaçan sivil halka vatandaşlık teklif etti, 94 yılında başvurular oldu, Tc'den sayılı kişi gitsede (ki, haberleri olmadı) diğer ülkelerden epey talep aldılar.
Kimse Çeçen-Dağıstan savaşında Rusya'yı suçlayamaz.
Cahar Dudayev döneminde haklı olan savaş, Şeyh'lerin devreye girmesiyle canlı bomba eylemlerine dönüştü.
Bu uzun uzun yazdığınız hikâyenizi bir kenara birakin size tek soru soracagim. Ruslar Çeçenistan halkını ve Kafkaslari katletti mi etmedi mi ?
Peki madem etmediyse.Etmedi.
Hikaye değil, gerçekler.
Müslümanlardan cikmadi demiyorum. Basta yazdim simdi de yazayim. Siddet her ideoloji her din icinde barinabilir. Bunun bizzat islam ile alakasi yoktur. Bugün islam düşmanligi ve sadece islami hedef gostermenin çeşitli nedenleri vardir. Onlardan biri de kendi pisliklerini örtmektir
Islami iyi bilmek demek o topraklarda dogup buyumek demek degildir
Ayrıca benim onlari kandirilmis aptallar olarak gormem cani olmadıklarını ima etmem anlamina gelmez
Siz Abd nin bas aktör olduğunu kabul ediyorsunuz ama insanlar artık bu cümle ile alay ediyor . Bu durumun bir kuruntudan ibaret olduğunu belirtiyor.İslam radikalize edilmeye müsait bir din.
Bu yeni başımıza gelen bir olay da değil. Halife döneminde yaşananlar bile, sonrasının haberciyisiydi. Kerbela olayı bugünden bir sayfa niteliği taşıyor. Ali ve Muaviye, İran ve Suudi Arabistan, Hizbullah ve Işid... Zihniyetin nasıl da devam ettiğini görüyorsun değil mi? Adeta kalplere nakış nakış işlenmiş. Aynı din ve düşman insanlar, düşman ülkeler, düşman örgütler.
Belki zamanında diğer inançlar da aynı ateşli çağı yaşadı ama şimdi söndüler ve kişisel seçim, yollardan sadece biri olmaktan öteye gidemiyorlar.
Ve cidden ben de Abd'nin baş aktör olduğunun unutulmasına dayanamıyorum, ama diğerlerini aklamaya da çalışmıyorum.
Abd'nin farklı din ve ideoloji sahibi ülkelere yaptıklarına bir göz atalım.
SSCB, Çin, Vietnam, Venezüela, Küba, Bolivya, Afganistan, Kore...
Bunların şimdiki durumu ne?
Ben bu ülkelerden bir Işid, Nusra, El Kaide, Boko Haram gibi örgütlerin çıkmamış olmasını, dinden öte dertlerinin bulunmasına, din kullanılarak aralarının açılmasına müsade etmemelerine, ideolojilerinin kafa kesmeye müsait olmamasına bağlıyorum.
Venezüela'ya az mı karıştı Abd? Ya da Küba? Tarihin en büyük ambargolarını yine bu ülkeler yedi. Beli doğrultma fırsatları olmadı. Peki ya sonra? Neden hiç kendini şeyh-haham- rahip veyahut keşiş ilan eden bir kimse çıkarak ülkeyi parçalamadı? Ülke içinde çatışma ve ayrışma yaşamalarına rağmen, sokak ortasında kafa kesen bir nesil var olmadı?
Abd yüzünden var olması normal ve halkı suçlamanın yanlış olduğu durumlar; darbe, iç karışıklık, fakirlik, işsizlik, eylem
vb. dir.
Fakat Abd yüzünden var olması normal olmayan, halkta talep olmadığı müddetçe asla vücut bulamayacak durumlar ise şunlar; sokak ortasında birbirini boğazlama, komşusunu mürted ilan etme, organ mafyacılığı, insan ticareti, canlı canlı yakma, uzaktan kumanda yardımıyla patlatma, hastahaneleri tarama, köle olarak alıp-satma.
Bunlar Abd'nin kullandığı aptal ve cahil halkın geldiği son nokta değil. Bunlar aptal ve cahil olduğunu zannettiğimiz halkın hep içinde bir yerde gizlediği duyguların, yağan dolarlar sayesinde ortaya çıkabilme şansını yakalamış olması.
Bu uzun uzun yazdığınız hikâyenizi bir kenara birakin size tek soru soracagim. Ruslar Çeçenistan halkını ve Kafkaslari katletti mi etmedi mi ?
İnsanlar alay ediyor çünkü aynı baş aktör tüm hünerlerini bir çok farklı coğrafya da kullandı, hatta darbe yaptı ama kimse kendi komşusunun kafasını kılıç ile kesmedi...Siz Abd nin bas aktör olduğunu kabul ediyorsunuz ama insanlar artık bu cümle ile alay ediyor . Bu durumun bir kuruntudan ibaret olduğunu belirtiyor.
Dedigim gibi Hıristiyan halki da zamaninda kendi icinde bu savaslari yasadi. Ne zaman ki dini hayatin bir kosesine ittiler kendileri ile ugrasmayi bırakıp disariyi katlettiler. Ama şiddet ayni siddet. Elleri hala kanli. Durulma yok yon değiştirme var.
Siz Abd nin bas aktör olduğunu kabul ediyorsunuz ama insanlar artık bu cümle ile alay ediyor . Bu durumun bir kuruntudan ibaret olduğunu belirtiyor.
Dedigim gibi Hıristiyan halki da zamaninda kendi icinde bu savaslari yasadi. Ne zaman ki dini hayatin bir kosesine ittiler kendileri ile ugrasmayi bırakıp disariyi katlettiler. Ama şiddet ayni siddet. Elleri hala kanli. Durulma yok yon değiştirme var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?