şizofreni hakkında bilgim yok maalesef. yalnızca gerçekten şizofren olsanız, bu soruyu kendinize soracağınızı hiç sanmıyorum. kendi kendine acaba ben şizofren miyim diye kurmak ve korkmanın şizofreniyle hiçbir alakası yok.
ben paranoyaya girdiğimde, kendi gerçekliğimi yaratmıştım. hiç de şüphelenmiyordum. içgörü denilen bir şey var psikiyatride. hastanın kendini bilmesi, hasta olduğunun farkında olabilmesi. o kayboluyor işte. siz acaba ben hasta mıyım diye düşünüyorsanız, kendinizi sorgulayabiliyorsanız, öyle bir noktada olduğunuzu sanmıyorum. gayet gerçek dünyada olduğunuzu ama kaygı bozukluğunuzun olduğunu düşünürüm ben. ama bu yalnızca benim düşüncem. kimse de bilemez, siz bile. en iyi tahlili doktor yapacaktır.
depresyon da benim hayatımı çok zor hale getirdi. allah kimsenin başına vermesin diyorum sadece. dışarıdan eli ayağı tutan, sağlıklı bir insan gibi göründüğüm için hastalığımı da kimseye anlatamıyorum. tembellik, rahat batıyor gibi düşünüyorlar. ama ben bilirim yaşadığımı. ve evet, benim eşim ve çocuğum için de çok zor oluyor. direkt onların hayatını etkiliyor. ne kadar destek olmaya çalışsalar da, çok yoruluyorlar.
doktor ve tedavi benim için çok önemli şu anda. kötülediğimi gördüğüm an hemen doktorumdan randevu alıyorum. hatta doktorlara da allah kolaylık versin diyorum. çünkü şu anda bana bile çok saçma gelen ve gerçek olmayan korkularımdan dolayı, doktorun beni ikna etmesini bekliyordum. şu anda ben o eski halimi dinlesem, gülerim belki ama adam beni gülmeden ve ciddiyetle dinliyordu. ama bu noktaya da tedavi ve kullandığım ilaçlarla geldim. ve bırakırsam, eski noktaya geri dönerim biliyorum.
ilaçlarımı kendim hiç aksatmadan kullanıyorum. dışarıdan anlamayan pek çok kişi kendini ilaçlara verme, ilaçsız yap, kendin yap filan diyor ama bu öyle ilaçsız olacak birşey değil. zaten ilaçsız devam edecek noktaya geldiğinde, doktor da söylüyor.
kolay değil hanımefendi, bakın oğluma bakmam gerekirken, kendim bakımlık duruma geliyorum. aç çocuğun önüne yemek koyamıyorum. bakan da olmayınca, ikimiz de ortada kalıyoruz.ben bir anne olarak çocuğumun gözünde bu zayıf hale düşmeyi hiç istemezdim. o sebeple sizi çok iyi anlıyorum. hi.ç kolay değil.
bu depresyon, anksiyete, panik atak, okb hepsi zor hastalıklar. hepsinde kendine yabancılaşma, iç ses, takıntılar oluyor. o yüzden her şeyi şizofreniye yormayın. ayrıca bu konuda okurken gördüğüm şu ki: bu kaygı ve duygu durum bozukluklarında oluşan birkaç genel korku var. şizofreni korkusu da bunlardan birtanesi.
doktor size teşhis koymadıkça, gerçek değil korkularınız. bana da benim korkularım çok gerçek geliyordu. onları şimdi size anlatsam gülersiniz, buna da inanır mı insan diye :)
ve evet, tekrar nüksediyor endişeler. bu sebeple iyi, güvendiğiniz bir doktorun takibi çok önemli. doktorunuza güveniyorsanız, kendinizi rahat anlatabiliyorsanız, ona devam edin.
size konulmayan teşhisi, siz kendinize koymayın :) anksiyetesi olan bir tanıdığım var.hastaneden çıkmaz. geçen bir ziyarete gittik. beti benzi bembeyaz. başka bir hastalık bulmuş kendisinde,onun korkusuyla rengi atmış. e yine doktora gitti, yine çıkmadı, yine çıkmadı. ama korkusu kadının kendisinde devamlı belirtiler bulmasına sebep oluyor.
yani bildiğim kadarıyla yazmaya çalıştım. siz doktora gidiyor musunuz? o ne diyor size?