Aynen. Sanki diğerleri kanatsız melek. Sanki onlar hiç kendi içerinde fesatlığa, riyaya düşmediler. Eda'nın yüzüne başka arkasından başka laf ettiler. Gönderdiler. Keza diğrelerinin de. Serenay'a yapılan zaten kallavi bir kazıktı. Merve karakterini fazlasıyla ortaya koydu orda. Ahmet aslında hiç birini sevmiyor. Yalan gülüşler. Bu, kelimelerinden, mimiklerinden öyle rahat anlaşılıyor ki.. Sırf oyun alsınlar diye pohpohluyor merve ile gökhan'ı. Tolga varken Tolga'nın arkasından bir dizi laf, ama tolga oyun kazanınca canım cicim oluyordu. Kaybedince hurraaa.Akın'a onca laf ettiler ama akın doyuruyordu onları. Hem adamın getirdiklerini yiyip hem arkasından neler dediler. Gökhan da orada tek bayan diye merve'ye ilgi alaka sergiliyor. Eminim ki istanbul'a döndüklerinde merve'nin adını anmayacak. Gönüllülere neler neler dediler, aynı adaya geçince yalandan bir hürmetler bir hürmetler. Salak sandılar heralde onları. Bunlar mı hak ediyor yani? Bunlar mı masum? Kim ne derse desin. Bence orada tek bir survivor var, o da turabi. Nabza göre şerbet verdi hep, orası doğru. Ama haklıydı. Sevmiyordu yiğit'i, akın'ı tamam ama aynı adada yaşıyorlardı ve aynı takıma dahillerdi. Mecbur yüzlerine gülecekti.