sürekli karşılaştırılma travması

Tipik türk annesi işte , kendi hiçbir şey olamamış tek derdi evlatla hava atmak. Sorsan imkanım yoktu der, sana dünyaları sermiş gibi davranır ama asgari düzeyde ilgi ya göstermiştir ya göstermemiştir. Siz kendin yap projesi değil, insansınız. Annemizin beğenmedi o zekanız ise direk annenizden geliyor. Bilimsel olarak kanıtlandı bu. Bence az biraz terapi alın ama iyi gelir.
 
Hayat herkese eşit davranmıyor hayatta her seçimimizi annelerimizi memnun etmiyor 30 yaşındasınız genç bir yetişkin yolunuza bakın anneden onay görmek her yaşta güzeldir ama bu kadar sene olmamış zorlamanın anlamı yok güçlü olun birçok insanın yapamadığı başarılarınız var silkelenin hayata dik durun
 
Sürekli elestirmek kıyaslamak bariz bi psikolojik şiddettir. Boyle ortamda nasıl ozguvenli olunacak ki özgüven zedeleme üzerine kurulmuş bi cocukluk..
Benzerini yaşayan çocukluk arkadaşım doktor oldu. Şimdi annesiyle mesafeli bi ilişkisi var ve 2 yil psikolojik destek aldı. Su an cok iyi hissediyor. Ayrica nette bu konuda videolar ve özgüven üzerine bilimsel tavsiyelerle dolu kitaplar var. Araştırın
 
Biz annemize böyle bırşey desek hemen ALLAH BENI SIZİN ELINE DÜŞÜRMESİN:))

şunu anlatayım. anneannem anneme , çocuklarına öyle şeyler söylerdi ki. kıyas kıyas kıyas, kimse bize bakmadııııı ...sürekli şikayet.
neyse zaten annemin üzülmesine dayanamıyoruz , lan dedik biz napıyoruz. çok ciddiyim. o , annemi eleştirince biz de onu eleştirdik. anneme laf ettiyse biz de ona laf ettik. annemi beğenmediği an biz de onu beğenmedik . o söylerken aman kırarım aman üzerim demedi , biz de demedik. asıl şimdi kıymetli olduk .
önemli olan kendisini kusursuz görmesi. kimse birşey söylemeyince kendini kusursuz zannediyorlar. o sana kusurlarını söylüyorsa sen de aynısını ona yapacaksın. nasıl bir şey olduğunu anlaması için.

yorumunuzdaki gibi derse de " olsun , sana benden başka kimse bakmaz , benle iyi geçin " diyin
 
Hah bizde de öyleydi. Ama bizimkilerde gümbür gümbür, hem dilli düdük hem zeka küpü çocuklar. Yalnız ben garibim kenarda pısık pısık, beğenilmeyen çocuk
Ya ben sizin dediğiniz o Boğaziçi, koç grubundaki üniversitelerden birine sıralama ile girdim. Ama aynı yıl üst komşumuz Türkiye 3.sü oldu. Ne yapim yani :). Kardeşim aynı şekilde döneminin ilk 10nunda. Ki kendisinin gerçekten bir çalışma disiplini yoktur. Kuzenlerimden azcık benden iyisi de var azcık kötüsü de. Ama biz çok küçükken yarıştırılmaya alıştık. O yüzden dediğim gibi eziklik hissi hiç gelmedi.
 
benim annem de kıyaslardı çok. ders konusunda değil, keşke ders konusunda olsaydı.. ben çok sinirli bir bebekmişim bebek diyorum çünkü 1 buçuk 2 yaşındayken sinirlenince kafamı yerlere vurur, kendimi tırnaklarmışım nitekim bu çok uzun süre devam etti. hep benden sakin çocuklarla kıyaslandım. o uslu sen yaramazsın, o uysal sen huysuzsun. herkesin içinde yapıldığı için bu, yengem bile beni kıyaslamayı hak görürdü kendinde. bir de çok uzun seneler sonra tedaviyle olmuşum, aslında çok hevesle beklenen bir çocuğum. bundan kaynaklı da hep özgüvenim baltalandı. benim yapabileceğim şeyleri bile annem "aman dur sen yapamazsın, dur ben senin yerine yaparım" diye diye büyüdükçe bir bulaşık bile yıkayamaz oldum. daha sonra bu tavırlar "sen hiç bir şey yapamıyorsun, elin yakışmıyor, şunu şunu da sen yap bari"ye döndü. e bana yapamam diye öğretilmişti hani? bazen günlerce ağladım, çünkü bir iş yaparken biri bana baksa elim ayağım titriyordu.bu yapamazsın durumlarını kendi kendime aştım aslında, en başta her şeyi yapabildiğimi kanıtlamaya çalışıyordum sonra bende saldım. yapamazsın dediği şeylere "evet yapamam" dedim, geçtim. annem şimdi sizinki gibi, daha yumuşak. insanlarla kıyaslamayı bıraktı en azından. keşke baştan anlasalar zarar verdiklerini ama olmuyor işte.
 
Nasıl sarılasım geldi sana. Bir ben yaşamamışım demek ki bu durumu. Travmalar bööyle kalıyor işte seninle 30 yaşına gelsende yapacak bir şey yok, hayat devam ediyor bir şekilde.
 
Cocukken
Bunlari takmaniz normal ama hala daha etkilenmeniz sacma degilmi annenizin huyunu biliyorsunuz kiskanc ve fesat dusunceli gibi geldi bana. İki kere master yapan kizini begenmiyorsa aklinda bir sorun var demektir. Sizde onu ovmeyin baskalarinin annesini falan ovun bakalim nenoluyor ya cok takilmayin onun onayini takdirini almak ister istemez onemli olmus sizin icin ama gerek yok buna ihtiyaciniz yok
 
ya kıyaslamayan anne var mı? benim kuzenlerimde öyle akademik başarı falan yok ama annem bizi herkesle kıyaslayacak bir şey buluyor, yaşımız kaç hala aynı. biz 3 kardeşiz hepimiz he he deyip geçmeyi öğrendik. herkes bizden iyi, herkes harika bi biz işe yaramazız ama başı sıkışsa, herhangi bir şeyde yardıma ihtiyacı olsa bize geliyor, bize anlattığı kişilere değil.
annem konuşmaya başladığı anda üçümüz birden onun annesi şöyle yapmış, ne anneler var diye atıp tutmaya başlıyoruz, onun zerre umrunda değil ama bize eğlence çıkıyor. değiştiremezsiniz onu bu saatten sonra, kendinizi ondan etkilenmeyecek şekilde değiştirmeye odaklanmalısınız.
 
Anneniz sizi aşağı çekiyor. Muhtemelen lisedeki bocalama da o nedenle olmuş. Nasılsa ne yapsam begenilmeyecek düşüncesiyle bırakmış olabilirsiniz. Neyse ki toparlamissiniz. Yüzleşmek bence iyi gelir. Karşı taraf muhtemelen anlamayacaktır ama siz içinizdeki zehri akıtıp rahatlarsiniz. Söylenmeyen şeyler hep aklımızda kalıp tekrar tekrar gün ışığına çıkıyor.
 
aynı şeyi hissettirmek lazım. ben de son zamanlarda bunu çok hissettim. oturdum konuştum sürekli şunla şunla kıyaslıyorsun diye. ben seni kıyaslasam nasıl hissedersin dedim. anlaması için de kıyasladım cidden. işte şunun ailesi ona şunu şunu almış, şunu şunu yapmış sen de kötü bi ebeveynsin o zaman diyerek. sonra benden kat kat kötü olan kişilerle kendimi kıyasladım, hep iyisiyle kıyasladın şunlar da var diye. kötü ebeveyn kısmına baya takıldı. sonra düzeldi, hem kendi içinden de kıyaslamıyor hissediyorum hem bana da bişey demiyor.
 

Benim de buna benzer bir anim var. Annem normalde karsilastirmaz ama bir ara bir arkadasimla surekli beni karsilastiriyordu. Hayir arkadasim gercekten cok sakin, uysal iyi bir insan ama benim mizacim farkli.

Neyse bir gün firsatini kolladim; ayyy sen de hic arkadasimin annesi gibi degilsin, o ne iyi dedim ve annem cildirdi o gün bugündür bir daha asla yapmadi.
 
Benim annemde yıllarca kıyasladı.
Herkesle, mahalledeki kızlarla, kuzenlerle, kimi duyduysa onunla ama bir çoğu da benden daha başarısız tiplerdi.
Yıllarca her konu da eleştirildim.
Bir aralar çok takmıştım ama artık umurumda değil.
Belirli bir kariyerim var, evimin işini kendim yapıyorum, yemeğini ben yapıyorum.
Kimseye de bir şey ispatlamak zorunda değilim.

Ben kurtuldum o kafadan size de tavsiye ederim.
 
Ah ah çocuğu olduğu gibi sevip kabullenemeyen, gerçekten koşulsuz sevemeyen o anneler ve yarattıkları. Benim de iki ablam çok başarılı, çok hamarat, çok titizdir. Ben daha relax geniş bir insanımdjr. Ev içinde sürekli bir kıyas bitmedi asla bitmedi. Ablalarım dahi fark eder tepki gösterirdi. Yeteneyeceğimi kabullendim ve kendimi olduğu gibi sevmeye başladım. Zor oldu ama başardım. Sen de onu duymamaya önemsemeye çalış ve kendini çok sev. İnan bir süre sonra etkilemiyor
 
Ne garip kimi bir seyden anlamayan cocugunu göklere cikartir. Kimi gayretli, basarili evladina iki güzel sözü cok görür. Bu övmeme, kıymet bilmeme durumu annenle alakali seninle değil. Kendi içindeki yetersizlik duygusunu sana aksettirmis. Bu senin duygun degil. Annene söyleyip onu üzme ama düşüncelerini annene der gibi yaz yırt defalarca icinden gelenleri. Böylece aslında başarılı bir insan oldugunu, kendine de yeterli geldigini, sorunun annende oldugunu anlayacaksin. Belli ki sen hırsli, şükürsuz biri değilsin. Eminim annen babani, evini hicbir seyi begenmiyor, eksik görüyordur. Herkes ayni şartlarda degil. Bir sürü şey basarmissin bunlar seni mutlu ediyor önemli olan bu. Kuzeninin hilesi, hurdasi ortaya ciksa yine de gelip benim kizim çok iyi demeyecek. Gözü hep yukseklerde demekki. Elindekine şükredip mutlu olan biri degil. Sen kendin kendine deger ver.
 
Kendini sevmelisin önce. Sen, annene yaranabilmek için yaşamışsın. Ki bbu o yaşlarda sürekli bu davranışlarla büyüyüen herkesin yapacağı bir şeydi. Artık kendin için yaşa. Bırak annen ne düşünürse düşünsün. “İnsan olmak” ve “hayatını layıkıyla yaşamak” için o etiketlere ihtiyacın yok. Sen annene rağmen okumuşsun. Bunu kendine anlat. O özgüvensizlikle ve mutsuzlukla okulu da bırakabilirdin. Mba de yapmayabilirdin. Ama devam etmişsin hayatına. Artık hayatını kendin için yaşama zamanı. Ne istiyorsun onu düşün. Destek al. Annenle sakin bir şekilde konuş ve ona anlat hissettirdiklerini senelerdir. Kimse birbiriyle eş değil. Anneler de. Belki kuzeninin annesi de ona her gün gel bizimle otur sohbet et dedi. Ona börek çörek meyve taşıdı çalışmasını destekledi. Yani annen muhteşem başarılar beklerken, kendisi o muhteşemlikte destekçi bir anne miydi? Değildi. Çünkü kimse mükemmel değil. O da değildi. İçindekileri anlat, rahatla. Haytına ve yoluna bak
 
Annenizle bu konuyu hiç konuştunuz mu. Bazı ebeveynler çocuklarını gaza getirmek için bu yöntemi kullanıyor. Yanlış ama ne yazık ki yapılıyor. Ben sizin hikayenizin diğer ucundaki kuzenim ve inanın bu tarafta da işler en az sizinki kadar zordu. Bir kere en iyi ilan edilince asla ikinci olma şansınız kalmıyor. Bende de sorun babamdı. O kadar böbürlenerek anlatırdı ki beni, hata yapma şansım olmazdı. Sonuç lise hayatı boyunca asi bir ergen olarak çıktı karşısına. Garibim pek şaşırmıştı akıllı kızının geçirdiği dönüşüme. Sonrası psikologlar falan. Üniversite ve sonrasında ikimiz de normale döndük. Işin kötü yanı nadiren de olsa oğluma aynı baskıyı yapmak üzereyken yakalıyorum kendimi.
 
Dur dur dur sakın seni bu duygunun ele geçirmesine izin verme. Ağzınla kuş tutsan yaranamayacaksın. Annene bağımlı biri olursun. Yani bir birey bile değil. Zamanla onun doğrularını sadece doğru kabul edersin. Tek derdin onu memnun etmeye çalışmak olur.

Gönül dağında rıfat varya onu bi izle. İyi bi örnek bence Bak ne güzel salmış. Annesinin farkına varmış. He he diyor. Hayatına devam ediyor
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…