sürekli karşılaştırılma travması

Mimoza08

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2021
466
597
Konu annem. Beni oldum olası hep başkaları ile karşılaştırdı hayatım boyunca.
Çocukken başarılıydım. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. İlkokul ve ortaokul döneminde karnemde hiç 4 bile olmadı. Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Teyzem onun zekasıyla övünürdü çok, çalışmıyo ama çok ileri bi zekası var derdi, annemde ona katılırdı, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek birşey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Ama hiç sınıfta kalmadım, ortalama bir öğrenciydim. Ama bana hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Özgüvenimi hep düşürürdü. Çünkü o çevresinde okul birinciliklerini falan görüyordu. Okumayan üst üste sınıfta kalanları da görüyordu ama onun çıtası hep en üstteydi. Benden hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umudu yoktu. Ha bu arada, bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ben ders çalıştırıyım, kursa göndereyim destek olayım gibi bir düşünceside olmadı. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onun için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Pek memnun olmadı. Yine gururlanmadı. Oysa ki şimdi düşünüyorumda, ben 30 yaşındayım, 12 yıl önce benim zamanımda üniversite kazanmak birşeydi. Önemli birşeydi. Kolay değildi. Bu kadar çok üniversite ve bölüm sonradan açılmaya başladıda insanlar okumaya başladı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterıma başladım.... Ama ben hiç yetemedim gibi geldi.

Bu karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyo ki... Ama benimki çok takıntılı birşeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama bu işi. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının alanındaki başarısını konuşmaktan kendisini alamaz.

Bugün şunu farkettim; başka bi kuzenim meğer Amerika'ya gitmiş geçen ay çalıştığı şirket göndermiş, bunu duymuş bugün birinden. Bunu bana sordu sesi azcık içine kaçmış şekilde, haberin var mıydı? nasıl gitmiş? şirketi mi sponsor olmuş? Kendi mi başarmış? sonra ben en iyisi arayım sorayım detayları dedi. O kızın anne babasını kıskandığını iliklerime kadar hissettim.
Ve kendimi çok kötü hissettim. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama şimdi bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
 
Son düzenleme:
Zor bir durum. Çocukken yara almisinız..ama durumu farketmeniz çok iyi. Annenizle konuşun en azindan icinizi dokun sonra niye konusmadım demezsiniz. Konusma sonucu bakarsinız duruma. İşe yararsa iyi olur yaramazsa da tekrar konusunu açmazsınız annenize
 
Kuzenler bence bunun için sevilmiyor.
Kendi adıma kardeşlerimle ailenin en birseyler basarmislariyiz. Fakat bizim geniş ailede biz ne yapsak başarı görülmez. İşe gir. Akademik ilerle. Çocuk yap. Evlen. Bizim ki asla başarılı degil. Çünkü biz mukemmeliz. Bunlar bizim için zaten olması gerekenler. Hemen hızlıca 5 dakika da yapiveririz. Ama herkes çok yorulur.. zahmet çeker. Onlara acır ve destek oluruz. Değil mi Kedigiller20 Kedigiller20 . Bız hep destek olması gerekeniz 😉 takdir etmeli ve hep aramalıyız.
 
Konu annem. Beni oldum olası hep başkaları ile karşılaştırdı hayatım boyunca.
Çocukken başarılıydım. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. İlkokul ve ortaokul döneminde karnemde hiç 4 bile olmadı. Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Teyzem onun zekasıyla övünürdü çok, çalışmıyo ama çok ileri bi zekası var derdi, annemde ona katılırdı, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek birşey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Ama hiç sınıfta kalmadım, ortalama bir öğrenciydim. Ama bana hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Özgüvenimi hep düşürürdü. Çünkü o çevresinde okul birinciliklerini falan görüyordu. Okumayan üst üste sınıfta kalanları da görüyordu ama onun çıtası hep en üstteydi. Benden hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umudu yoktu. Ha bu arada, bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ben ders çalıştırıyım, kursa göndereyim destek olayım gibi bir düşünceside olmadı. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onun için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Pek memnun olmadı. Yine gururlanmadı. Oysa ki şimdi düşünüyorumda, ben 30 yaşındayım, 12 yıl önce benim zamanımda üniversite kazanmak birşeydi. Önemli birşeydi. Kolay değildi. Bu kadar çok üniversite ve bölüm sonradan açılmaya başladıda insanlar okumaya başladı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterıma başladım.... Ama ben hiç yetemedim gibi geldi.

Bu karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyo ki... Ama benimki çok takıntılı birşeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama bu işi. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının alanındaki başarısını konuşmaktan kendisini alamaz.

Bugün şunu farkettim; başka bi kuzenim meğer Amerika'ya gitmiş geçen ay çalıştığı şirket göndermiş, bunu duymuş bugün birinden. Bunu bana sordu sesi azcık içine kaçmış şekilde, haberin var mıydı? nasıl gitmiş? şirketi mi sponsor olmuş? Kendi mi başarmış? sonra ben en iyisi arayım sorayım detayları dedi. O kızın anne babasını kıskandığını iliklerime kadar hissettim.
Ve kendimi çok kötü hissettim. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama şimdi bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
Bak bende çok dertliymisim.
Korona süreci bende şöyle bir etkiye neden oldu. Asla kimseyi umursamıyorum
 
Oooo, sen sadece kuzenlerin ile karşılaştırılmışsın! Benim büyüdüğüm şehirde herkes bir yarış halinde idi. Ortaokulda, lisede hatırlıyorum, karne zamanı herkes kapısının önünde olurdu, millete karneyi göstere göstere eve giderdik. Ben neden 100 değil de 98 aldım diye çok laf duydum. belki çevremdeki herkes öyleydi diye bana çok koymuyor.
 
Kuzenler bence bunun için sevilmiyor.
Kendi adıma kardeşlerimle ailenin en birseyler basarmislariyiz. Fakat bizim geniş ailede biz ne yapsak başarı görülmez. İşe gir. Akademik ilerle. Çocuk yap. Evlen. Bizim ki asla başarılı degil. Çünkü biz mukemmeliz. Bunlar bizim için zaten olması gerekenler. Hemen hızlıca 5 dakika da yapiveririz. Ama herkes çok yorulur.. zahmet çeker. Onlara acır ve destek oluruz. Değil mi Kedigiller20 Kedigiller20 . Bız hep destek olması gerekeniz 😉 takdir etmeli ve hep aramalıyız.
Kesinlikle böyle bir algı var 🙃 övülmeyi bile geçmişiz biz
 
Konu annem. Beni oldum olası hep başkaları ile karşılaştırdı hayatım boyunca.
Çocukken başarılıydım. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. İlkokul ve ortaokul döneminde karnemde hiç 4 bile olmadı. Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Teyzem onun zekasıyla övünürdü çok, çalışmıyo ama çok ileri bi zekası var derdi, annemde ona katılırdı, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek birşey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Ama hiç sınıfta kalmadım, ortalama bir öğrenciydim. Ama bana hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Özgüvenimi hep düşürürdü. Çünkü o çevresinde okul birinciliklerini falan görüyordu. Okumayan üst üste sınıfta kalanları da görüyordu ama onun çıtası hep en üstteydi. Benden hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umudu yoktu. Ha bu arada, bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ben ders çalıştırıyım, kursa göndereyim destek olayım gibi bir düşünceside olmadı. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onun için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Pek memnun olmadı. Yine gururlanmadı. Oysa ki şimdi düşünüyorumda, ben 30 yaşındayım, 12 yıl önce benim zamanımda üniversite kazanmak birşeydi. Önemli birşeydi. Kolay değildi. Bu kadar çok üniversite ve bölüm sonradan açılmaya başladıda insanlar okumaya başladı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterıma başladım.... Ama ben hiç yetemedim gibi geldi.

Bu karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyo ki... Ama benimki çok takıntılı birşeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama bu işi. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının alanındaki başarısını konuşmaktan kendisini alamaz.

Bugün şunu farkettim; başka bi kuzenim meğer Amerika'ya gitmiş geçen ay çalıştığı şirket göndermiş, bunu duymuş bugün birinden. Bunu bana sordu sesi azcık içine kaçmış şekilde, haberin var mıydı? nasıl gitmiş? şirketi mi sponsor olmuş? Kendi mi başarmış? sonra ben en iyisi arayım sorayım detayları dedi. O kızın anne babasını kıskandığını iliklerime kadar hissettim.
Ve kendimi çok kötü hissettim. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama şimdi bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
canim gercekten bir cocuk icin bunlari yasamak uzucu. muhtemelen ya kendi ailesinden oyle gormustur ya da egosu kaldiramiyordur okul birincisi cocugu olmamasini. ben boyle anne babalara cok kiziyorum. cocuklari yaristiran, begenmeyen vs. yurtdisinda master yapmissin ama hala annen baskalarina ozeniyor. boyle insanlarin gidasi budur, asla tatmin olmazlar. benim sana tavsiyem onemseme. annenle tartisma ama sana faydali oldugu surece yaninda dur, zarar veriyorsa uzaklas. biraz daha cikara dayali olsun. unutma sen annenin takdir edip etmemesine gore deger kazanmiyorsun. sen zaten degerlisin. he he deyip gec.
 
Oooo, sen sadece kuzenlerin ile karşılaştırılmışsın! Benim büyüdüğüm şehirde herkes bir yarış halinde idi. Ortaokulda, lisede hatırlıyorum, karne zamanı herkes kapısının önünde olurdu, millete karneyi göstere göstere eve giderdik. Ben neden 100 değil de 98 aldım diye çok laf duydum. belki çevremdeki herkes öyleydi diye bana çok koymuyor.
Hah bizde de öyleydi. Ama bizimkilerde gümbür gümbür, hem dilli düdük hem zeka küpü çocuklar. Yalnız ben garibim kenarda pısık pısık, beğenilmeyen çocuk
 
Hayat sıze böyle bır anne vermiş. Kuzenınızede teyze vermiş. Ben cok takdir ettim sizi. Psıkolojık şiddete ragmen hırs da yapmayıp duygularımızla savaşarak kazanmışsınız. Kuzenınızde proje cocuk gıbı olmuş. Gıdın ona sorun acaba ıc dunyası nasıl. Sureklı ailesi ondan başarı beklemiştir. Onu kımbılır nasıl yormustur.
Herkes kendı hikayesinin kahramanı .
Sizde kendı hayatınızın.
 
Bende kuzenimle cok mukayese edildim. Hakıkaten cok başarılı bır öğrenciydi .Annesı sık sık aşağılar yada mukayese ederdi. Ortaokuldada devam ettı başarısı , onlar sevgili adet muhabbeti yaparken ben anlayamıyodum cocuk gıbı kalırdım yanlarında. Gel gelelım 18 de evlendı ,şimdi köyde inek sagıyor. Bende 28 yaşıma kadar hayatımı yaşadım. Turkıyenın bır cok yerını gezdim guzel dostluklar biriktirdim. Cok guzel ortamlarım oldu. Stılıst oldum. Yetmedi cocuk gelısım okudum. Arabam, evim ve dunya tatlısı cocugum var. Ic huzurum var. Hayatımı da hatalarımıda seviyorum. Ama gecmıse dönüp de anne babamla yaşadıklarımı çözemiyorum. Orada takılıp kalmamaya calısıyorum. Bugunu yaşamaya calısıyorum. Psıkologum bana şöyle söylemişti. Bılınc hep geçmişe gıder, sen hep bugünde ol.
 
Hayat sıze böyle bır anne vermiş. Kuzenınızede teyze vermiş. Ben cok takdir ettim sizi. Psıkolojık şiddete ragmen hırs da yapmayıp duygularımızla savaşarak kazanmışsınız. Kuzenınızde proje cocuk gıbı olmuş. Gıdın ona sorun acaba ıc dunyası nasıl. Sureklı ailesi ondan başarı beklemiştir. Onu kımbılır nasıl yormustur.
Herkes kendı hikayesinin kahramanı .
Sizde kendı hayatınızın.
Ya o gerçektende çok çaba sarfetmeden iyi yerlere geldi :) Yani çaba sarfetmeden derken, harıl harıl çalışırken çok görmedim ama yinede kafası çalışırdı demekki. Türkiyenin sayılı hastanelerinden birinde tanınmış bir doktor şimdi. Ailesi de daha dengeli bu övünme konusunda, alçakgönüllü denilebilir. Bu konuda müzdariplik yaşadığını sanmıyorum. Başka şeyleri vardır belki onunda dediğiniz gibi belkide.
 
Bende kuzenimle cok mukayese edildim. Hakıkaten cok başarılı bır öğrenciydi .Annesı sık sık aşağılar yada mukayese ederdi. Ortaokuldada devam ettı başarısı , onlar sevgili adet muhabbeti yaparken ben anlayamıyodum cocuk gıbı kalırdım yanlarında. Gel gelelım 18 de evlendı ,şimdi köyde inek sagıyor. Bende 28 yaşıma kadar hayatımı yaşadım. Turkıyenın bır cok yerını gezdim guzel dostluklar biriktirdim. Cok guzel ortamlarım oldu. Stılıst oldum. Yetmedi cocuk gelısım okudum. Arabam, evim ve dunya tatlısı cocugum var. Ic huzurum var. Hayatımı da hatalarımıda seviyorum. Ama gecmıse dönüp de anne babamla yaşadıklarımı çözemiyorum. Orada takılıp kalmamaya calısıyorum. Bugunu yaşamaya calısıyorum. Psıkologum bana şöyle söylemişti. Bılınc hep geçmişe gıder, sen hep bugünde ol.
Evet haklısınız. Bazen çocukluğumda duyduğum bir cümleyi kritik anlarda ve modum düşükken sanki dün bana söylenmiş gibi anımsıyorum ve buna inanıyorum. İçimden emin oluyorum evet öyleyim, evet ben işe yaramam gibi. Oysa ki 25 yıl önce ki çocukla şimdi ki ben aynı değilim. Kaldı ki çocuk.. neden işe yaramaz olsun küçük bir çocuk. Ben herhangi bir çocuk için öyle düşünebilir miyim diye soruyorum kendime. Öyle kendimle konuşa konuşa çözmeye çalışıyorum :)
Ama bugün yine telefonda o Amerika mevzusu geçtiya. Kendimi resmen b.k gibi hissediyorum. O çocukken hissettiğim duygu. Herşeyi hatırladım tekrar
 
Ya o gerçektende çok çaba sarfetmeden iyi yerlere geldi :) Yani çaba sarfetmeden derken, harıl harıl çalışırken çok görmedim ama yinede kafası çalışırdı demekki. Türkiyenin sayılı hastanelerinden birinde tanınmış bir doktor şimdi. Ailesi de daha dengeli bu övünme konusunda, alçakgönüllü denilebilir. Bu konuda müzdariplik yaşadığını sanmıyorum. Başka şeyleri vardır belki onunda dediğiniz gibi belkide.
Açıkçası doktor olmak istemezdim, sen ıstermıydın. Cok agır bır egıtım surecınden gecıyorlar ,kutsal meslek . Ama hayatını en guzel zamanlarını alıyor . İnsan satın alamıyorsa o güzelim yılları gerı alamıyor. Buda bır tercıh . Onunda seninde pırıl pırıl yaşamınız olsun. Ama tebrik edıyorum seni ,sen kendı yoluna bakmışssın ,hemde daha çok küçükken.
 
Evet haklısınız. Bazen çocukluğumda duyduğum bir cümleyi kritik anlarda ve modum düşükken sanki dün bana söylenmiş gibi anımsıyorum ve buna inanıyorum. İçimden emin oluyorum evet öyleyim, evet ben işe yaramam gibi. Oysa ki 25 yıl önce ki çocukla şimdi ki ben aynı değilim. Kaldı ki çocuk.. neden işe yaramaz olsun küçük bir çocuk. Ben herhangi bir çocuk için öyle düşünebilir miyim diye soruyorum kendime. Öyle kendimle konuşa konuşa çözmeye çalışıyorum :)
Ama bugün yine telefonda o Amerika mevzusu geçtiya. Kendimi resmen b.k gibi hissediyorum. O çocukken hissettiğim duygu. Herşeyi hatırladım tekrar
Böyle dusunme ,cok güçlü bır cocukmussun sen ,herseyı herkesı gözlemlemıs ,kucucuk yaşında muhakeme yapmışsın. Bılınclı bır cocukmussun sadece annen yanında olup bunu sana hıssettırmemıs. Oysa her cocuk özeldır. Farklı özellıklerı vardır . Ne yazıkkı secim yapamıyoruz. Ve en önemliside ,bu degılde başka annen olsun ıstermıydın sorusuna hep aynı yanıtı veriyoruz. Hayır ıstemem :KK43: Bılıyomusun sımdı kı yenı nesili bız muhakeme yapabilen, gözlemleyen çözüm üreten senın gıbı cocuk yetıstırmeye calısıyoruz. Kendını bu kadar kucumseme. Senın degerını annen belirlemez, Senın degerın sensın sen oldugun ıcın degerlı ve özelsin.
 
Evet haklısınız. Bazen çocukluğumda duyduğum bir cümleyi kritik anlarda ve modum düşükken sanki dün bana söylenmiş gibi anımsıyorum ve buna inanıyorum. İçimden emin oluyorum evet öyleyim, evet ben işe yaramam gibi. Oysa ki 25 yıl önce ki çocukla şimdi ki ben aynı değilim. Kaldı ki çocuk.. neden işe yaramaz olsun küçük bir çocuk. Ben herhangi bir çocuk için öyle düşünebilir miyim diye soruyorum kendime. Öyle kendimle konuşa konuşa çözmeye çalışıyorum :)
Ama bugün yine telefonda o Amerika mevzusu geçtiya. Kendimi resmen b.k gibi hissediyorum. O çocukken hissettiğim duygu. Herşeyi hatırladım tekrar
Psikologa gıdın emdr çalışan o kadar ıyı gelıyorkı butun bunları bılınclı biriyle konuşmak, hakıkaten tüm bunları ıcınızde affedebılıyorsunuz.
 
X