Bazen dayanılmaz seviyelere gelen yaz sıcaklarında su içmeyi hatırlamak kuşkusuz daha kolay. Terlemeyle birlikte vücuttan atılan suyun yerine konulabilmesi aslında oldukça önemlidir. Bu sadece yaz ayları için değil, tüm yıl için geçerlidir. Söz konusu olan diyet Suyun vücuda faydaları aslında herkesçe iyi biliniyor. Peki yeteri kadar su içiyor muyuz? Su içmenin faydaları ve vücudun susuz kaldığının belirtileri neler sizin için hazırladık…
Vücudun susuz kalması ciddi rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Vücudun normal fonksiyonlarını yürütecek suya ihtiyacı vardır. Eğer vücut aldığı sıvıdan daha fazlasını kaybederse, susuz kalır ki buna dehidrasyon adı verilir. Eğer, hafif ve kısa zamanlı bir dehidrasyon durumuysa bu, fazla sıvı tüketilerek durum genellikle düzeltilir. Ancak daha ciddi durumlarda veya küçük çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişiler için daha riskli olabilmektedir. Elbette böylesi ciddi ve acil durumlara gelmeden önce gereken önlemleri alabilmek önemlidir. Vücudun susuz kaldığını, yeterli miktarda suyu içip içmediğinizi anlamanın pek çok yolu da bulunmaktadır.
1- Ağızda kuruluk : Yapışkanlık hissiyle birlikte hissedeceğiniz ağızda kuruluk aslında hafif dereceli susuzluk halinin ilk belirtilerindendir. Her daim yanınızda taşıyacağınız küçük bir şişe ile bu duruma kolaylıkla çözüm bulabilirsiniz. Her ağız kuruluğu halinin susuzluktan olduğunu da düşünmeyin. Çünkü, bazı ilaçlar da ciddi ağız kuruluğuna sebep olabilmektedir.
2- Kuru cilt : Vücudun suya en çok ihtiyaç duyan yerlerinden biridir, cildimiz. Daha uzun süre genç görünen, sağlıklı bir cilde sahip olabilmenin ilk kuralı cildin gerek duyduğu nemi sağlamaktır ki bunun için en iyi yol suyu bol içmektir. Vücuttaki kirin ve yağın vücuttan atılması için suyun tüketilmesi şarttır. Yani cildinizin pürüzsüz görünmesi için ilk şart yeterli miktarda suyu tüketmektir.
3- Baş ağrısı : İlk madde de sıraladığımız belirtiler ile bir araya geldiğinde baş ağırısı da dehidrasyonunun en önemli sebepleri arasına girer. Özellikle orta seviyede bir baş ağrısı çekiyorsanız, vücudunuz daha fazla suya ihtiyaç duyduğu için olabilir.
4- Göz kuruluğu : Kuruluk belirtileri sadece ciltte ortaya çıkmaz. Vücudun susuz kaldığını kuruyan ve kan çanağına dönen gözlerden de anlamak mümkündür. Çünkü vücutta su olmadığından göz yaşı kanalları da kuruyacaktır. Ağladığımda ne olur diye merak ediyorsanız, gözlerinizin daha fazla zarar görmesi mümkün olabilmektedir.
5- Kilo verememek : Sağlıklı beslenmek ve dahası kilo verebilmek için su baş yardımcınızdır. Eğer vücudunuzun ihtiyaç duyduğundan daha az miktarda suyu tüketiyorsanız vücudunuzdaki yağ oranı artmaya, kas kütlesi azalmaya başlayacaktır. Sindirim sistemininde olumsuz etkilenmesiyle tükettiğiniz besinleri daha zor sindirir hale gelirsiniz. Sindiremediğiniz için e kilo almaya başlarsınız.
6- Yorgunluk : Yeterli su tüketilmediğinin en net belirtilerinden biridir aslında. Hafif düzeydeki dehidrasyon yani susuzluk, enerji kaybına ve sürekli yorgunluk haline sebep olur. Bu yüzden uzmanlar yorgun olduğunuz zaman ilk önce kahveye değil suya başvurmamız gerektiği konusunda bizleri uyarıyor.
7- Kabızlık : Aslında iki önce kilo verememe belirtisinin devamı niteliğindedir kabızlık. Sindirim sisteminin gerektiği çalışmaması devamında bağırsak sorunları baş gösterir ve genellikle kabızlık ile sonuçlanır.
Bunların dışında yetişkinlerde sinirlilik ve zihin karışıklığı aslında ciddi dehidrasyon belirtisi sayılabilmektedir. İdrara az çıkma ve çıkmama, idrar renginin koyu sarı olması, düşük tansiyon, hızlı nefes alıp verme ve hatta çok ciddi durumlarda bilinç kaybı dahi söz konusu olabilmektedir.
Yetişkin bir insanın vücudnun ortalama %60’nın sudan oluştuğunu düşündüğümüz zaman aslında suyun ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu daha iyi anlarız. Suyu tam bir alışkanlık haline getirmek, susamayı beklememek gerekir. Pek çoğumuz aslında farkında olmadan çoğu zaman vücudumuzu susuz bırakıyoruz. Uzmanlar, günde 2-2,5 litre su içilmesi gerektiğini belirtiyorlar ki içtiğimiz çay veya kahveler bunu karşılamıyor. Hatta kahve gibi içecekler vücuttan daha fazla suyun atılmasını sağladığı için kahve tükettiğiniz zamanlarda daha fazla su içmeniz gerekiyor. Yeterli miktarda su tükettiğimizde neler olabileceğinizden vücudumuzun ne kadar ciddi sorunlarla karşılaşabileceğinden bahsettik. Eğer bunlar sizi su içmeye teşvik etmediyse bir de suyun yararlarını öğrenelim.
1- Taşıyıcı özelliği olan su, hücrelere oksijen ve besin taşırken atıkların vücuttan atılmasını sağlar. Özellikle böbreklerden toksik maddelerin atılmasında etkilidir.
2- Cildin daha daha pürüzsüz, yumuşak ve esnek olmaısnı sağlar.
3- Emziren kadınlarda süt üretimini arttırır.
4- Eklemlerin kayganlığını sağlar.
5- Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi içinde su gereklidir. Bu özelliği sayesinde zinde ve dinç kalmamızı sağlar.
6- Besinlerin sindirilmesini kolaylaştırır.
7- Su tüketimi azaldıkça, depolanan yağ miktarı artacağından kilo alımı gerçekleşir.
