Anne sayende manevi olarak çok zorlandım zorlanıyorum zorluyorsun beni.
Çok canımı sıktın, sıkıyorsun. Geçmişini yaşadıklarını bilmiyorum ama geleceğimi zora soktun...
Hiç bir zaman anlamadın beni hiç bir zaman.. Özgüvensiz yetiştim sayende.. Kendim çabalıyorum inancımın da yardımıyla.. Bu da böyle olması gerekmiş ama zorlanıyorum işte..
"Biriktirdiklerim" bir gün hayatta kötü bir şey yapmama sebep olmaz umarım.
Şimdi konuya gelirsek anne; tuzlu çekirdek yemiyorum malum, genelde de öyle alıyorsun pazara çıktığında, dün gördüm ki son aldığın tuzluymuş adam yanlış koymuş farkındayım biliyorum aklım eriyor, çünkü hep aldığın bellidir aynı yerden çoğu zaman. Bunu söyledim tuzluymuş diye(heralde baktım yedim de söylüyorum), yoo dıştan bakınca hiç öyle görünmüyor değildir diyorsun bir güzel yalancı muamelesi görüyorum, yalan mı söylüyorum diyorum ne bileyim ben diyorsun(böyle saçma sapan bir konuda niye yalan söyleyeceğimi de çözemedim ya neyse(not:övgü olsun diye söylemiyorum ama belki çevresinde en az yalan söyleyen buna çabalayan özellikle ve özellikle bu kadar küçük yalanlardan nefret eden iğrenen söyleyenden soğuyan biriyken bu muameleyi yapıyor bana)) ben de açtım döktüm elime aldım yedim, yani gördüm tattım, bir kısmı öyledir diyorsun, bana gerizekalı hissi yaratıyorsun bildiğin, aç ye bak diyorum, döküyorsun masaya ve bir yandan da hala aynı laflar... Bu hayatımda yaşadıklarımdan sadece 1 tanesi. Ben haksızlığa sözlerimin yalanlanmasına dayanamazken sen kendine dokunan en ufak bir meselede kendine düşmanca davranılmış suçlanmış hissiyle karşı tarafı psikolojik olarak yenmeye ezmeye odaklandığın için hep böyle saçma sapan şeylerde bozuşuyoruz.
Psikologa ihtiyacım var kesinlikle, dökülmem lazım...
Bir ömrüm böyle şeylerle geçti, geri kalan kısmı da nasip olursa "eş" diyeceğim kişiyle geçecek, lütfen tersi olsun, iyileştirici etkisi olsun artık...