Bazı hayatlar gerçekten zor..Ama aslolan hayatı ne kadar zor yaşadığımız mı yoksa aynaya baktığımızda kendimizle ne kadar kolay ya da zor gözgöze geldiğimiz mi? Bana kalırsa siz kendisi ile gözgöze gelebilen insanlardansınız. Bununla gurur duymalısınız.
Affetmeye gelince, inanın affetmek büyük bir konfor. Bunu sizinkinden farklı konularda da olsa birkaç kez deneyimlemiş biri olarak yazıyorum. Hayatınızdaki insanları affedbildiğiniz zaman acılarınızı da ve aslında kendinizi de affetmiş olacaksınız. İçinizi kemirip duran o kurt yok olacak. Ama sadece babaannenizin hatırı için el öpmekten bahsetmiyorum. Sizin içinizin affetmesinden bahsediyorum. Bu demek değil ki barışın ondan sonra can ciğer olun, yok bu olmaz, olmayacaktır. Ama hiç yüzlerini görmeseniz bile, yılda bir görseniz bile içiniz onları affedebilirse huzura kavuşacaksınız. Ve o noktada aslında yatağınızdaki sevdiğiniz adamı da "birgün düşman olarka görür müyüm?" korkusundan kurtulacaksınız.
Bunun için öncelikle anlamak gerek. Hak vermek başka, belki hiçbir zaman hak vermeyeceksiniz ama kişisel hesapları, küçük aptallıkları, cahillikleri, küçük dar dünyaları, debelenmeleri, çırpınmaları, çırpındıkça hırçınlaşmaları ve hainleşmeleri anlamak gerek. Onlar için değil, onlara iyilik olsun diye değil. Siz kendinizle barışabilmek için affetmek zorundasınız. Bunu içinizde taşıdığınız sürece adım atmak çok zor.
Çocuğunuz var mı bilmiyorum, ama varsa ya da olduğunda onunla ilişkinize bu yükü taşıyan bir anne olmamak için yapmak zorundasınız.
Belki yurtdışına gidecekmişsiniz. Bir şiir var, Kavafis'in..."Başka bir ülke bulamazsın/Başka bir deniz bulamazsın/O şehir arkandan gelecektir/Sen yine aynı sokaklarda dolaşacaksın" der. Siz içinizi temizleyen kadar hep aynı şehrin hayaleti sizi kovalayacaktır.
Umarım iç huzurunuza kavuşursunuz, umarım bundan sonrasında hayatın "daha eşit"(!) davrandığı insanlardan olursunuz.
Sevgiler.