- 6 Aralık 2011
- 38
- 0
- Konu Sahibi saglikveyasamdergisi
- #1
Yeşil çay, kırmızı biber, yaban mersini, brüksel lahanası, çilek, kiraz, mısır püskülü, defne veya avakoda yaprağının kilo vermeye yardımcı olduğunu biliyorduk. Peki kaktüs ve yosunu?...
Kaktüsün yağı bloke etmesi, yosunun metabolizma hızını artırarak özellikle de göbek, basen ve kalçadaki yağlardan kurtulmaya yardımcı olması kilo vermek isteyenler için müthiş bir haber… Ancak Uzman Diyetisyen Turgay Köse bu konuda uyarıyor: ‘Şok diyet ya da mucize ürün yoktur. Sağlıklı kilo vermek için bilinçli diyet yapmak gerekir”
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte fazla kilolarından kurtulmak isteyenler için çözüm arayışları başladı… Yeşil çay, yaban mersini, brüksel lahanası, çilek, kiraz, mısır püskülü, defne veya avakoda yaprağı gibi besinlerin metabolizmayı hızlandırdığı, yağ yakımını artırdığı ve ödem attırdığı konusunda uzmanlar hemfikir. Kaktüs ve yosun ikilisinin de özellikle göbek, basen ve kalçadaki yağlardan kurtulmaya yardımcı olduğunun açıklanması kilo vermek isteyenler için umut olmalı mı? Uzman Diyetisyen Turgay Köse şişmanlık, sağlıklı kilo verme, kilo verirken alınabilecek destek besinler hakkındaki soruları cevaplandırdı.
*Şişmanlık nedir, nedenleri ve komplikasyonları nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık raporunda şişmanlık; vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır. Şişmanlık aşırı besin alımı, hareketsiz yaşam, genetik, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı, metabolizma hızının yavaşlaması gibi faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Tek başına olduğu gibi şişmanlık komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır. Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.
*Şişmanlık nasıl tedavi edilmelidir?
Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Doktor tarafından yapılacak klinik muayenenin ardından kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde diyet programına alınmalıdır. Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği hayata geçirilmelidir. Ayrıca tedaviye destek amaçlı olarak gıda takviyeleri, ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanabilir. Ardından kişi kilo koruma programına alınmalıdır.
*Mucize diyet var mıdır, 1 haftada 5 kilo nasıl verilir?
Çok basit, 1 haftada 5 kilo verilemez! Her gün karşımıza az zamanda çok kilo kaybettiren popüler birçok diyet çıkıyor: İsveç Diyeti, Hollywood Diyeti, Ayırma Diyeti, Dukan Diyeti, Renk Diyeti, kan gruplarına göre diyet vb. Bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Ayrıca kişinin sağlığına, metabolizmasına zarar verip ömrünün kısalmasına neden olurken “ben bu işi başaramıyorum” düşüncesiyle kişiyi umutsuzluğa sürükler.
*İdeal kilo kaybı nasıl olur?
Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kütlesinin azalması ile mümkündür. Çok düşük oranlarda karbonhidrat içeren diyetlerde su, açlık halinde kas kaybı olmaktadır. Ancak dengeli diyetlerin spor ile desteklenmesi durumunda yağ kaybı söz konusu olabilmektedir. Aksi takdirde kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olamaz. Diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır. Zayıflama programlarının kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğeleri içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılabilmesi ve yavaş (haftada 0,5 - 1 kg) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Kimse 10 senede aldığı kiloları 10 günde vermeye kalkmamalıdır. Sabırlı olmak tüm diyetlerde en önemli koşullardan birisidir.
*Diyet yaparken nelere dikkat edilmelidir?
Zayıflamaya uyumlu diyet tedavisinde:
· Günlük 7 - 8 saat uyku, uyandıktan sonra 1 saat içinde (spor yapılmıyorsa) kahvaltı yapmak
· Akşam yemeğini yatmadan 3,5 saat önce yemek
· Öğün sayısının artırılması, mideyi dolu tutarak sonraki öğünde fazla ve hızlı yemeyi engellemek
· Yemek süresi uzatılmalıdır. Tokluk hissi yaklaşık 20. dakikada oluşur. Dolayısıyla her lokmadan sonra çatal ve kaşığı tabağa bırakmak, besinlerden tat alabilmek adına iyice çiğnemek
· Rafine şekerden olabildiğince uzak durmak (Şekerin fazlasının vücutta yağa dönüştüğü unutmamalıdır.)
· Enerjisi yüksek, besin değeri düşük kaymak, krema, mayonez, cips, sos gibi yağlı besinlerden uzak durmak
· Yiyecekleri kızartmak yerine haşlama, ızgara yapma, buğulama, buharda veya fırında pişirmek
· Düzenli egzersiz diyetin etkisini artırır (Fiziksel aktivitenin artırılması metabolizma hızını artırıcı etkiler göstermektedir.)
· Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru barbunya), tam taneli tahıllar (esmer ekmek, bulgur pilavı, yulaf, kepekli pirinç / makarna / erişte / un), sebze ve meyveler içerdikleri lifler sayesinde midede hacim sağlayarak uzun süre tok tutar ve diyete uyumu artırır. Ayrıca kan şekeri, kolesterol ve tansiyonu istenilen seviyelerde tutmaya yardımcı olur. Dışkılama sayısını ve miktarını artırarak kabızlığı önlemeye yardımcı olur, kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkiler içerir. Aynı zamanda antioksidan kapasiteleri yüksektir.
· Posalı besinlerin bahsedilen etkilerini gerçekleştirebilmesi için gün içerisinde bayanların 2,7 lt, erkeklerin 3,7 lt su ve alkol hariç diğer sıvılardan tüketmesi gerekir.
Bu ilkelere ilave olarak kısa mesafelerde taşıt kullanılmaması, alışverişe tok karına çıkılması, tabağa fazla yemek alınmaması gibi davranış değişiklikleri hayata geçirilmelidir.
*Zayıflamada gıda takviyeleri için neler söylenebilir?
Kilo vermeye çalışırken metabolizmayı hızlandırıp, yağ yakımını artıran ve ödem atmaya yardımcı olan besinlerin alınması önerilebilir. Yeşil çay, kırmızı biber, brokoli, yaban mersini, brüksel lahanası, maydanoz, çilek, kahve, salatalık, kiraz, mısır püskülü, defne yaprağı, avakoda yaprağı, gibi…
Esas tedavinin diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği olduğu unutulmamalı; destek ürünlerin -klinik çalışmalarla etkisi kanıtlanmış- doktor ve/veya diyetisyen kontrolünde kullanılabileceği bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir beslenme desteği zayıflatmaz; sadece diyet ve egzersiz ile alınan sonuçları artırıcı etkiler gösterir.
*Kaktüs ve yosunun kilo vermedeki rolü nedir?
2011 yılında Çin’de yapılan araştırma sonuçlarına göre kaktüs yağ hücreleriyle etkileşime girerek yağı bloke etmekte ve kilo yönetimine yardımcı olmaktadır. İçerdiği lifler sayesinde besinlerle alınan yağa bağlanıp, yağ – lif kompleksi oluşumunu sağlıyor ve yağın vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Amerika, Kanada, Japonya ve Avrupa’da pazarı bulunan, bitkisel ve %100 doğal, GDO içermeyen, alerjiye yol açmayan, AB organik sertifikalı, yağ tutucu özelliği olan ve besin destek ürünlerinde kullanılan bu içeriğin klinik çalışmalarla etkinliği kanıtlanmıştır.
Antioksidan özelliği olan yenebilir kahverengi yosunun ise metabolizma hızını artırarak vücutta birikmiş olan yağların yakılıp enerjiye dönüşmesine ve özellikle göbek, basen ve kalçadaki bölgesel fazlalıklardan kurtulmaya yardımcı olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur.
Kaktüsün yağı bloke etmesi, yosunun metabolizma hızını artırarak özellikle de göbek, basen ve kalçadaki yağlardan kurtulmaya yardımcı olması kilo vermek isteyenler için müthiş bir haber… Ancak Uzman Diyetisyen Turgay Köse bu konuda uyarıyor: ‘Şok diyet ya da mucize ürün yoktur. Sağlıklı kilo vermek için bilinçli diyet yapmak gerekir”
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte fazla kilolarından kurtulmak isteyenler için çözüm arayışları başladı… Yeşil çay, yaban mersini, brüksel lahanası, çilek, kiraz, mısır püskülü, defne veya avakoda yaprağı gibi besinlerin metabolizmayı hızlandırdığı, yağ yakımını artırdığı ve ödem attırdığı konusunda uzmanlar hemfikir. Kaktüs ve yosun ikilisinin de özellikle göbek, basen ve kalçadaki yağlardan kurtulmaya yardımcı olduğunun açıklanması kilo vermek isteyenler için umut olmalı mı? Uzman Diyetisyen Turgay Köse şişmanlık, sağlıklı kilo verme, kilo verirken alınabilecek destek besinler hakkındaki soruları cevaplandırdı.
*Şişmanlık nedir, nedenleri ve komplikasyonları nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık raporunda şişmanlık; vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır. Şişmanlık aşırı besin alımı, hareketsiz yaşam, genetik, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı, metabolizma hızının yavaşlaması gibi faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Tek başına olduğu gibi şişmanlık komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır. Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.
*Şişmanlık nasıl tedavi edilmelidir?
Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Doktor tarafından yapılacak klinik muayenenin ardından kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde diyet programına alınmalıdır. Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği hayata geçirilmelidir. Ayrıca tedaviye destek amaçlı olarak gıda takviyeleri, ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanabilir. Ardından kişi kilo koruma programına alınmalıdır.
*Mucize diyet var mıdır, 1 haftada 5 kilo nasıl verilir?
Çok basit, 1 haftada 5 kilo verilemez! Her gün karşımıza az zamanda çok kilo kaybettiren popüler birçok diyet çıkıyor: İsveç Diyeti, Hollywood Diyeti, Ayırma Diyeti, Dukan Diyeti, Renk Diyeti, kan gruplarına göre diyet vb. Bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Ayrıca kişinin sağlığına, metabolizmasına zarar verip ömrünün kısalmasına neden olurken “ben bu işi başaramıyorum” düşüncesiyle kişiyi umutsuzluğa sürükler.
*İdeal kilo kaybı nasıl olur?
Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kütlesinin azalması ile mümkündür. Çok düşük oranlarda karbonhidrat içeren diyetlerde su, açlık halinde kas kaybı olmaktadır. Ancak dengeli diyetlerin spor ile desteklenmesi durumunda yağ kaybı söz konusu olabilmektedir. Aksi takdirde kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olamaz. Diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır. Zayıflama programlarının kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğeleri içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılabilmesi ve yavaş (haftada 0,5 - 1 kg) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Kimse 10 senede aldığı kiloları 10 günde vermeye kalkmamalıdır. Sabırlı olmak tüm diyetlerde en önemli koşullardan birisidir.
*Diyet yaparken nelere dikkat edilmelidir?
Zayıflamaya uyumlu diyet tedavisinde:
· Günlük 7 - 8 saat uyku, uyandıktan sonra 1 saat içinde (spor yapılmıyorsa) kahvaltı yapmak
· Akşam yemeğini yatmadan 3,5 saat önce yemek
· Öğün sayısının artırılması, mideyi dolu tutarak sonraki öğünde fazla ve hızlı yemeyi engellemek
· Yemek süresi uzatılmalıdır. Tokluk hissi yaklaşık 20. dakikada oluşur. Dolayısıyla her lokmadan sonra çatal ve kaşığı tabağa bırakmak, besinlerden tat alabilmek adına iyice çiğnemek
· Rafine şekerden olabildiğince uzak durmak (Şekerin fazlasının vücutta yağa dönüştüğü unutmamalıdır.)
· Enerjisi yüksek, besin değeri düşük kaymak, krema, mayonez, cips, sos gibi yağlı besinlerden uzak durmak
· Yiyecekleri kızartmak yerine haşlama, ızgara yapma, buğulama, buharda veya fırında pişirmek
· Düzenli egzersiz diyetin etkisini artırır (Fiziksel aktivitenin artırılması metabolizma hızını artırıcı etkiler göstermektedir.)
· Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru barbunya), tam taneli tahıllar (esmer ekmek, bulgur pilavı, yulaf, kepekli pirinç / makarna / erişte / un), sebze ve meyveler içerdikleri lifler sayesinde midede hacim sağlayarak uzun süre tok tutar ve diyete uyumu artırır. Ayrıca kan şekeri, kolesterol ve tansiyonu istenilen seviyelerde tutmaya yardımcı olur. Dışkılama sayısını ve miktarını artırarak kabızlığı önlemeye yardımcı olur, kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkiler içerir. Aynı zamanda antioksidan kapasiteleri yüksektir.
· Posalı besinlerin bahsedilen etkilerini gerçekleştirebilmesi için gün içerisinde bayanların 2,7 lt, erkeklerin 3,7 lt su ve alkol hariç diğer sıvılardan tüketmesi gerekir.
Bu ilkelere ilave olarak kısa mesafelerde taşıt kullanılmaması, alışverişe tok karına çıkılması, tabağa fazla yemek alınmaması gibi davranış değişiklikleri hayata geçirilmelidir.
*Zayıflamada gıda takviyeleri için neler söylenebilir?
Kilo vermeye çalışırken metabolizmayı hızlandırıp, yağ yakımını artıran ve ödem atmaya yardımcı olan besinlerin alınması önerilebilir. Yeşil çay, kırmızı biber, brokoli, yaban mersini, brüksel lahanası, maydanoz, çilek, kahve, salatalık, kiraz, mısır püskülü, defne yaprağı, avakoda yaprağı, gibi…
Esas tedavinin diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği olduğu unutulmamalı; destek ürünlerin -klinik çalışmalarla etkisi kanıtlanmış- doktor ve/veya diyetisyen kontrolünde kullanılabileceği bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir beslenme desteği zayıflatmaz; sadece diyet ve egzersiz ile alınan sonuçları artırıcı etkiler gösterir.
*Kaktüs ve yosunun kilo vermedeki rolü nedir?
2011 yılında Çin’de yapılan araştırma sonuçlarına göre kaktüs yağ hücreleriyle etkileşime girerek yağı bloke etmekte ve kilo yönetimine yardımcı olmaktadır. İçerdiği lifler sayesinde besinlerle alınan yağa bağlanıp, yağ – lif kompleksi oluşumunu sağlıyor ve yağın vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Amerika, Kanada, Japonya ve Avrupa’da pazarı bulunan, bitkisel ve %100 doğal, GDO içermeyen, alerjiye yol açmayan, AB organik sertifikalı, yağ tutucu özelliği olan ve besin destek ürünlerinde kullanılan bu içeriğin klinik çalışmalarla etkinliği kanıtlanmıştır.
Antioksidan özelliği olan yenebilir kahverengi yosunun ise metabolizma hızını artırarak vücutta birikmiş olan yağların yakılıp enerjiye dönüşmesine ve özellikle göbek, basen ve kalçadaki bölgesel fazlalıklardan kurtulmaya yardımcı olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur.