- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #1
Selam kızlar nasılsınız? Nasıl gidiyor?
Havalar da tam tatil havası...
Annem de 10 günlüğüne basıp gidecek bi yerlere kankeytolarıyla, bizden erken davrandı; akıllı kadın vesselam. Babamla kardeşim de evde ediyle büdü gibi kalacaklar yine.
Babam sevgilisinden ayrılamıyor yani ağaçları, bahçesi otu böceğinden... İki gün ayrı kalsa eli ayağı titrer hasretten.
Kardeşimi de eşimin kadın versiyonu gibi düşünebilirsiniz, evi evi güzel evi.
Annem de tabi "Sizin keyfinizi mi bekleyeceğim?" demiş, isyan bayrağını çekmiş gidiyor tatiline birkaç güne kadar.
Biz de annemlere geldik yerleştik şimdiden, geçici bir süre, ara ara eve uğruyoruz filan ama kafadan bir ay buradayız artık; bir arada olalım aklım kalmasın dağın başında bir başlarına bahçede birine güneş mi geçti, öbürü odasında kök mü saldı, babamın şekeri mi düştü, kardeşim böcek gördü bayıldı mı vs vs... Bahaneyle, içim de rahat etsin, çocuk da oynasın dursun rahatça, eşim de çok seviyor burayı, onun da gönlü olsun diye artık... Hazır annem de yokken...
Geldik gelmeye de burası bir sivrisinek dünyası olmuş haberimiz yok.
Sineklikler var balkon kapılarında-pencerelerde, kolumuz bacağımız losyonlu, prizde sinek kovucu, yataklarda cibinlik ve fakat mümkün değil yani; hayvanlara işlemiyor. Anormal fazlalar çünkü. Bi de değişikler, bacakları filan çizgili çizgili, evcil sivriler değiller yaban sivrileri.
Annemlere sordum "Ya sizin buralara hiç ilaçlama bi şey yapılmıyor mu, bu nedir ya?" diye, "Biz sineğimizi kendimiz üretiyoruz kızım fark etmedin mi?" filan dedi, benim jeton düştü. Babam, ne olur ne olmaz diye, koca koca mavi su varilleri olur ya, onlardan almış bahçenin her bir köşesine depo yapmış. O varillerin içindeki suda sıcakla sinek ürüyor tabi.
İhtiyaç da değil üstelik, su deposu ayrıca var kapalı, su kesilmez de buralarda suyun içinde her yer; ama işte söz konusu bahçe olunca, babam aşırı ve değişik düşünüyor. Zaten kendisinin bahçe anlayışını anlatsam, buradaki ziraatçi arkadaşlar hayret ederler; ağaçların arası normalde 3 metre olacakmış (Kendisi anlatır bir de), bizde metre başına çeşit çeşit ağaç bit kadar yerde. Bahçeye girince tünele giriyorsunuz resmen ki o kadar dedik "Budama yaptıralım, ağaçlar için de gerekli" diye, ona da ı-ıh, sonunda tepemize bi yılan indiğinde anlayacak herhalde. Neyse, uzun hikaye, özetle babamın bahçesi onun için ayrı bir şey, 3. çocuğu filan.
Mevzuya döneyim tekrar: Sivriler... Çoluğumu çocuğumu yediler doymadılar; harita gibi işlemişler oğlumun bacağını-kolunu. Sprey sıkıyoruz, elimizden geldiğince içeride tutmaya çalışıyoruz; nasıl gelip ısırıyorlar anlayamıyorum. Doğal yöntemleri de denemiş annem, balkonlar fesleğen dolu (Fesleğen kokusuna gelmezler filan diyorlardı), fesleğenin üstünde uçuyor hayvanlar, koklayıp koklayıp saldırıyorlar.
Annem de bir yandan kaşınır, bir yandan "O varillere bi tekme atacağım bi gün o olacak" diye söylenir. Dedim "Sen yorma o güzel bacağını, biz onlara Xle (Eşimle) bi operasyon düzenleyelim." , "Düzenleyin çocum düzenleyin ben illallah ettim" diyor, bıkmış kadın da artık.
Dün, babamın yüreciğine inmesin diye baştan uyarayım dedim "Baba haberin olsun, ben su varillerini dökeceğim, ilaç milaç sıkacağım bahçene, görünce şaşırma, kızma; hepimiz sıradan yenile yenile bir hal olduk, hadi biz neyse de çocuğu mahvettiler; biz gittikten sonra istersen geri doldur, ama ben dökeceğim hepsini" dedim. Önce bi inkar etti, hepsinin ağzı kapalı sinek ondan olmaz diye, sonra ikisinin ağzı açık olabilir sadece onları dök madem dedi, bugün de baktım balkondan çaktırmadan, kapaklarını kapatıyor, hepsinin ağzı açıkmış.
Şimdi "Ağzı kapalı, ellemeyin"e bağlayacak muhtemelen... Bilemedim ne yapsam. Döksem suratını eğecek biliyorum, öyle kalsa da zarar yani. Yakınımızda bi komşumuz neyimiz olaydı vallahi 155i arardı sinek üretiyollaa diye ama o da yok ki biri hayrına bizi şikayet etsin de kurtulalım.
Dökeyim mi kızlar suları komple? Ağzı açıktı hepsinin gördüm deyip dökeyim değil mi?
Havalar da tam tatil havası...
Annem de 10 günlüğüne basıp gidecek bi yerlere kankeytolarıyla, bizden erken davrandı; akıllı kadın vesselam. Babamla kardeşim de evde ediyle büdü gibi kalacaklar yine.
Babam sevgilisinden ayrılamıyor yani ağaçları, bahçesi otu böceğinden... İki gün ayrı kalsa eli ayağı titrer hasretten.
Kardeşimi de eşimin kadın versiyonu gibi düşünebilirsiniz, evi evi güzel evi.
Annem de tabi "Sizin keyfinizi mi bekleyeceğim?" demiş, isyan bayrağını çekmiş gidiyor tatiline birkaç güne kadar.
Biz de annemlere geldik yerleştik şimdiden, geçici bir süre, ara ara eve uğruyoruz filan ama kafadan bir ay buradayız artık; bir arada olalım aklım kalmasın dağın başında bir başlarına bahçede birine güneş mi geçti, öbürü odasında kök mü saldı, babamın şekeri mi düştü, kardeşim böcek gördü bayıldı mı vs vs... Bahaneyle, içim de rahat etsin, çocuk da oynasın dursun rahatça, eşim de çok seviyor burayı, onun da gönlü olsun diye artık... Hazır annem de yokken...
Geldik gelmeye de burası bir sivrisinek dünyası olmuş haberimiz yok.
Sineklikler var balkon kapılarında-pencerelerde, kolumuz bacağımız losyonlu, prizde sinek kovucu, yataklarda cibinlik ve fakat mümkün değil yani; hayvanlara işlemiyor. Anormal fazlalar çünkü. Bi de değişikler, bacakları filan çizgili çizgili, evcil sivriler değiller yaban sivrileri.
Annemlere sordum "Ya sizin buralara hiç ilaçlama bi şey yapılmıyor mu, bu nedir ya?" diye, "Biz sineğimizi kendimiz üretiyoruz kızım fark etmedin mi?" filan dedi, benim jeton düştü. Babam, ne olur ne olmaz diye, koca koca mavi su varilleri olur ya, onlardan almış bahçenin her bir köşesine depo yapmış. O varillerin içindeki suda sıcakla sinek ürüyor tabi.
İhtiyaç da değil üstelik, su deposu ayrıca var kapalı, su kesilmez de buralarda suyun içinde her yer; ama işte söz konusu bahçe olunca, babam aşırı ve değişik düşünüyor. Zaten kendisinin bahçe anlayışını anlatsam, buradaki ziraatçi arkadaşlar hayret ederler; ağaçların arası normalde 3 metre olacakmış (Kendisi anlatır bir de), bizde metre başına çeşit çeşit ağaç bit kadar yerde. Bahçeye girince tünele giriyorsunuz resmen ki o kadar dedik "Budama yaptıralım, ağaçlar için de gerekli" diye, ona da ı-ıh, sonunda tepemize bi yılan indiğinde anlayacak herhalde. Neyse, uzun hikaye, özetle babamın bahçesi onun için ayrı bir şey, 3. çocuğu filan.
Mevzuya döneyim tekrar: Sivriler... Çoluğumu çocuğumu yediler doymadılar; harita gibi işlemişler oğlumun bacağını-kolunu. Sprey sıkıyoruz, elimizden geldiğince içeride tutmaya çalışıyoruz; nasıl gelip ısırıyorlar anlayamıyorum. Doğal yöntemleri de denemiş annem, balkonlar fesleğen dolu (Fesleğen kokusuna gelmezler filan diyorlardı), fesleğenin üstünde uçuyor hayvanlar, koklayıp koklayıp saldırıyorlar.
Annem de bir yandan kaşınır, bir yandan "O varillere bi tekme atacağım bi gün o olacak" diye söylenir. Dedim "Sen yorma o güzel bacağını, biz onlara Xle (Eşimle) bi operasyon düzenleyelim." , "Düzenleyin çocum düzenleyin ben illallah ettim" diyor, bıkmış kadın da artık.
Dün, babamın yüreciğine inmesin diye baştan uyarayım dedim "Baba haberin olsun, ben su varillerini dökeceğim, ilaç milaç sıkacağım bahçene, görünce şaşırma, kızma; hepimiz sıradan yenile yenile bir hal olduk, hadi biz neyse de çocuğu mahvettiler; biz gittikten sonra istersen geri doldur, ama ben dökeceğim hepsini" dedim. Önce bi inkar etti, hepsinin ağzı kapalı sinek ondan olmaz diye, sonra ikisinin ağzı açık olabilir sadece onları dök madem dedi, bugün de baktım balkondan çaktırmadan, kapaklarını kapatıyor, hepsinin ağzı açıkmış.
Şimdi "Ağzı kapalı, ellemeyin"e bağlayacak muhtemelen... Bilemedim ne yapsam. Döksem suratını eğecek biliyorum, öyle kalsa da zarar yani. Yakınımızda bi komşumuz neyimiz olaydı vallahi 155i arardı sinek üretiyollaa diye ama o da yok ki biri hayrına bizi şikayet etsin de kurtulalım.
Dökeyim mi kızlar suları komple? Ağzı açıktı hepsinin gördüm deyip dökeyim değil mi?