otobüste gaz çıkaranlara, paket olarak lahmacun adana falan getirip yolculuk boyu onu taşıyanlara, çok da küçük olmayan çocuğunu susturmayı bilmeyen annelere (neden kalabalık yerlerde sessiz olunması gerektiğini öğretmezler ki)
son zamanlarda birbirinin aynısı olan kızlara (sarı saç, ugg, tayt, tunik ve koca deri çanta)
bir şeyi bildiği halde söylemeyenlere (mesela bir sınavın konularının nereden olduğunu), ya da ders notlarını sadece ve sadece hırsları yüzünden en iyi arkadaşıyla bile paylaşmayanlara
sakızı doğru düzgün çiğnemeyen kızlara ve erkeklere
yanından geçerken susup sadece bakan, geçtiğin anda da hemen konuşmaya başlayan kızlara (kesin dedikodu yapıyor tabii ki)
hiçbir sıfata sahip olmayıp da kendini çok iyi bir şey sanan insancıklara
alışveriş yaparken sadece bakındığımı söylediğim halde peşime takılıp durmadan ne aramıştınız, nasıl bir şeye bakmıştınız diyen satıcılara
bir yere geçerli bir mazereti olmadığı halde geç kalanlara
bir kuyrukta beklerken araya kaynak yapanlara
otobüsün içi çok sıcak ve havasız olduğu halde camı açtırmayan huysuz, suratsız insanlara
kuafölerin saçı az kes dememe rağmen çok kesmesine, istemememe rağmen her gidişimde öyle boyayalım böyle model keselim çok güzel olur diye fikir vermesine
apartmanın çocuklarının boyu sadece bizim zile yetiştiği için durmadan zile basmalarına
para üstü yerine sakız, şeker hatta ıslak mendil verilmesine
otobüse bindiğinde en önde boş yer olduğu halde oraya oturmayıp arkada boş yer olduğunu sanıp arkalara kadar gelip sonra ayakta kalan yaşlılara
iğrençlik yapan erkeklere (sokağın ortasında laf atan, tüküren, pis pis bakan, sümküren, geğiren, orasını burasını düzelten, arabayla ya da motorla geçerken gaza basan ya da müziğin sesini açan erkeklere-böyle yaptıklarında onlara hayran kalacağımızı mı sanıyorlar acaba-)