• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Seyit Burhanettin Akbaş Siirleri

Ölesiye sevgi

Ellerimden sevgiyle tuttu
Ellerimi çok seviyordu
Günü geldi
Ellerimi paramparça parçaladı
Çünkü o
Ellerime tutkundu

Dalga dalga saçlarıma meftundu
Elleriyle tutam tutam sarardı
Günü geldi
Saçlarım avuçlarında kaldı
Çünkü o
Saçlarıma meftundu

Beni çok seviyordu bilirdim
Hem de ölesiye…
Günü geldi
Aşkından beni öldürdü
Çünkü beni
Ölesiye seviyordu

Bir de bana sorsaydın keşke
Nasıl kıyarım sevdiklerime?
Çünkü ben
Sevdiğimi yaşatırım.
 
Son düzenleme:
Kimselere anlatmazdım hikâyemi,
Bilmiyorum ki sana niye anlattım
Nasıl oldu inan ben de anlamadım
Kendimi anlatacakken seni anlattım
Sen bana bakınca ben diyordun
Ben sana bakınca ben diyordum
Aslında ne söylediğimi bilmiyordum
Sen kimsin, ben kimim karıştırır oldum
Nereye yürüsem bütün yollar sana çıkıyordu
Nereye baksam gözlerin bana bakıyordu
İşte o zaman anladım ki sen yoktun
Belki de sen vardın ben yoktum
İşte böyle kafası karışık bir adamım
Gölgeme bakınca seni görürüm
O yüzden gölgeme basmadan yürürüm
Ben hayatta en çok gölgemi sevdim
Gölgem beni sevdi mi bilemedim
Bir gün dediler ki ayrılık vaktidir
Sana veda etmeyi hiç düşünmemiştim
Gölgem bana bakıp gülümsedi
Yanağıma bir ayrılık busesi verdi
Ben gözyaşlarımı tutamamışken
Baktım ki gölgem peşimden geldi
Anladım ki gölgem beni seviyordu
Gölgemi aynada görmek istedim
Onu gördüm, tir tir titredim
Benim gölgem, ne güzel bir gölgeydi
 
Son düzenleme:
Ne olurdu benden imkansızı isteseydin
Ne olurdu bir denizi önüne sürüklesem
Bir yıldızı söküp yerinden kalbine taksaydım
Gökyüzündeki ayı saçlarına taç yapmayı
Bulutlardan gözlerine sürme isteseydin
Ne olurdu benden imkansızı isteseydin

Ne olurdu hummalı aşkıma bir dağ düşse
Dağları delseydim, kalbur alıp eleseydim
Fırtınalardan bir kale örmem gerekse
Irmakları tersine çevirip yollarına akıtsaydım
Yılmadan, durmadan, bıkmadan, usanmadan
Ne olurdu benden imkansızı isteseydin

Kaderse, kederse, nasipse, dilekse, istekse
Ne olurdu yar, cennetten bir gül getirmemi isteseydin
O zaman senin için, senin yoluna ölürdüm
Cennet gülleriyle yollarını bürürdüm
Ne olurdu sonsuza kadar seni beklememi isteseydin
Ne olurdu benden imkansızı isteseydin

Ne olurdu sonsuza kadar seni beklememi isteseydin yar
Seni dağ yollarında, çalı diplerinde, dehlizlerde beklerdim
Güz yüzü görmeden zamana damlalar eklerdim
Dünyanın kulelerinde nöbet tutmam gerekse
Sonsuza kadar seni beklerdim ey yar
Ne olurdu benden imkansızı isteseydin
 
Son düzenleme:
Beğendiğnine sevindim.Bu şiirler eşimin şiirleri site ile paylaşmak istedim.Buda benim onun için yazdığım akrostiş bakalım nasıl olmuş.sevgilerimle

Seyit Burhanettin Akbaş

S evginin emek istediğini bilirim
E mek vererek büyüttüm sevgimi
Y aşamı birlikte kucakladım seninle
İ lk günkü gibi taptaze
T üm sevinçleri ve üzüntüleri seninle yaşadım.

B en seninle olan hayatımda
U lu bir çınar gibiyim
R üzgarlara gülerim, fırtınalara dayanırım elbette
H ayatta senden aldığım güç, toprağın gücü sanki
A nıların gücü
N eşelerimi verdim sana yılların soluk resimlerinde
E lemlerimi sen dindirdin, ruhumu sen yücelttin
T utkum oldun hayatta, seninle sarıldım hayata
T üm güzelliklerimde sen vardın yıllar yılı
İ lk günden beri seni, ilk günkü gibi seviyorum aşkım
N ihayet seninle doğdum, seninle ömrümü bitirmek istiyorum

A ynı tatla hayat çizgimi sürdüreceğim tükenene dek
K albimin içine hapsedeceğim seni
B ağlılığım, tutkum ve hasretim, sen yanımdayken bile
A ynı rüzgarla savrulmak ve canımdan öte sevmek
Ş eyda bülbül gibi senin yanında ölmek istiyorum
 
Dağları delmedim diye
Aşkımı silmedim diye
Bu dertle ölmedim diye
Üzülme.
Aşkı abartmayalım diyorsun.
Dağları delmediğimi
Çağırdığında gelmediğimi
Bu dertten ölmediğimi
Nereden biliyorsun?

Ahım ile yüce dağlar yıkılmadı diye
Kalbim bir gün olsun sıkılmadı diye
Bu sevdadan bunca zaman bıkılmadı diye
Üzülme.
Aşkı abartmayalım diyorsun
Dağların yücesine çıkılmadığını
Ahım ile dağların yıkılmadığını
Sevginle yüreğin yakılmadığını
Nereden biliyorsun?

Gonca güllerimi dermedim mi?
Yüreğimi önüne sermedim mi?
Kalbimi sana vermedim mi?
Daha niçin üzülüyorsun?
Ve hâlâ aşkı abartmayalım diyorsun.
Nur yüzüne bakmayayım mı?
Gökyüzünü yakmayayım mı?
Yağmur olup akmayayım mı?
Bence ne söylediğini bilmiyorsun.
İyi düşün.
 
Son düzenleme:
Korkma bir tanem, ben buradayım
Namlunun ucunda duran mermi gibi tetikteyim
Sen bana bakmak için yorulma sakın
Ben senin baktığın her yerdeyim
Sigaranı yiğitçe yak ve karşıma keyfince kurul
Seni mağlup etmek isteyen düşman karşısında beni bulur
Biz bir kere söz verdik mi, sözümüz namusumuz olur
Korkakların işidir sinsi sinsi dolaşmak
Palavralar atıp iftiraya bulaşmak
Onları boş ver sen
Hayatta bir sen bir de ben
Feleğin çemberinden kaç kere atlamışım
Dertleri, kederleri toplayıp katlamışım
Ben seni unutmak için sevmedim ki
Benim hançerim senin yanında kedi yavrusu olur
Gözlerim şahin yuvasında bir annenin bakışı
Senin sırtın benim sırtım gibi güvende durur
Ben seni unutmam, unutamam
Korkma bir tanem, ben buradayım
Namlunun ucunda duran mermi gibi tetikteyim
Sen bana bakmak için yorulma sakın
Ben senin baktığın her yerdeyim
 
Son düzenleme:
Ben değil miyim?

Hayata erken mi gelmişim, geç mi kalmışım
Seninleyken huzurlu bir rüyaya dalmışım
Muradım sen olmuşsun, seninle murat almışım
Meleğim, yolunu gözleyen ben değil miyim?

Rüyaya yatıp ömür boyu seni beklerim
Yaralarıma merhem diye seni eklerim
Seni yazmaktan hiç yorulmaz ki bileklerim
Meleğim, çılgınca özleyen ben değil miyim?

Dört bir yanımı hüzün kaplasa ne çıkar ki
Sana nasıl doyulur, gönlüm nasıl bıkar ki
Yasla omzuma başını gönlüm seni yakar ki
Meleğim, aşkını gizleyen ben değil miyim?

Seni bilmeden önce ben kendimi bilmezdim
Sen öğrettin gülmeyi, senden önce gülmezdim
Kalbime yazdım seni, ölsem bile silmezdim
Meleğim, yüreği sızlayan ben değil miyim?
 
Son düzenleme:
Gözlerime bakıp ruhumu bilen
Yıldız gibi yağıp gönlümü çelen
Bir gölge misali peşimden gelen
Sevdiceğim söyle sen değil misin?

Alev alev yanıp ruhumu yakan
Gözlerime bakıp içime akan
Başıma sevginin tacını takan
Sevdiceğim söyle sen değil misin?

Bir kalbi vardır ki benimle çarpar
Onun yüreğinde yalnız sevgim var
Uzun yıllar oldu beklediğim yar
Sevdiceğim söyle sen değil misin?

Her bir sözünden inciler saçılan
Tomurcuk iken gül gibi açılan
Yolunda hayattan, serden geçilen
Sevdiceğim söyle sen değil misin?

Yollarına bakarak beklediğim
Günden güne kalbime eklediğim
Yüreğimde sır gibi sakladığım
Sevdiceğim söyle sen değil misin?
 
Son düzenleme:
Mısra mısra yazdığım sensin,
Yüreğime çivilerle kazdığım sen
Elbette sensin, elbette sen
Şiirimin her satırına
Seni gizlediğimi
Bilmez misin?
Veda etmeden gidiyorsun ya
Göklere doğru
Gitmeden daha
Seni nasıl özlediğimi bilmez misin?
Sormayın,
Bir melek ki, adı bende gizlidir
Senin adın benim adım olur
Neden konuşmazsın,
Susup kalırsın da
Her sözün benden gelir.
Şiiri ben yazarım
Şairi sen olursun.
Ben şair olurum
Şiiri sen yazdırırsın
Sorsalar söylerdim inan
Gerçek şiirin
Gerçek şairin
Sen olduğunu.
 
Son düzenleme:
Yüzünü görmeyen gözü ne yapayım
Sana gülümsemeyen yüzü ne yapayım
Zehir gibi sözlerimi bal ettin sen
Seni anlatmayan sözü ne yapayım

Saçlarına dokunmayan eli ne yapayım
Şarkını söylemeyen teli ne yapayım
Bir rüzgar ki sarsın bütün bedenini
Seni kucaklamayan yeli ne yapayım

Seni karşılamayan günü ne yapayım
Sen olmadan yaşanan dünü ne yapayım
Hayatın senden başka anlamı yok ki
Sensiz geçecek bir ömrü ne yapayım
 
Son düzenleme:
Seni seninle yaşamak varken
Seninle sensiz yaşamak zoruma gidiyor
Sen beni asla üzmezsin ki
Beni sadece sensizlik üzüyor

Kokunu aldım bütün çiçeklerden
Hapsettim içine yüreğimin
Suladım her gece gözyaşlarımla
Solmasınlar diye
Kapadım kalbimi sonunda
Kimse çiçeğimi koklamasın diye

Yüzümü yaslayıp o ipek saçlarına
Bir ağacın toprağa sarıldığı gibi
Sımsıkı sarılmak istiyorum sana

Seni seninle yaşamak varken
Seninle sensiz yaşamak zoruma gidiyor
Sen beni asla üzmezsin ki
Beni sadece sensizlik üzüyor

Sana en yakın olduğum zaman
Aslında senden ne kadar uzağım
Seni taptaze, yemyeşil tutan şey
Ardından döktüğüm gözyaşlarım

Bir kaldırım taşı gibi yüreğime basarken
Sokağımda ayak izlerin kaldı
Görünce seni, titriyor ellerim, ayaklarım
Kolay mı ki sensizliğin sokaklarında dolaşmak?

Rüzgar kapını her çaldığında
Başımda deli deli esen bir fırtına
Yağmurlu pencereden uzaklara baktın
Fırtınalı gecelerde birbirimizden koptuk
Hüzünler sevincin dönencesinde
Ayrılığın gölgesinde acılarla dolduk

Yüzünü çizdin mi bulutlara bensiz
Yıldızlar nasıl kayacak her gece sensiz
Söyle gözyaşlarını nerede kuruttun
Benimleyken bile beni unuttun

Seni seninle yaşamak varken
Seninle sensiz yaşamak zoruma gidiyor
Sen beni asla üzmezsin ki
Beni sadece sensizlik üzüyor
 
Son düzenleme:
Damladaki Şule
Yağmur damlasındaki şule gibiydin
Gözlerim kamaştı seni görünce
Senin renklerine bağlandım kaldım
Ne hoşsun, ne tatlı, zarif ve ince

Rüya gibi adınla yükseldin birden
Bütün renklerinle bulutların içinden
Tatlı bir bakıştın, ince bir sözdün ki
Beni seni tanırdım sanki önceden

Seninle yaşamak sırlarına ermektir
Gönül bahçende adım adım gezmektir
Sen çiçeklerinle hayat verirsin bana
En büyük mutluluk sana inciler dermektir

Ömrüm oldukça artık hep seninleyim
Gözlerim gözlerinde ve senin nefesindeyim
Mutlaka bir gün, tut ellerimden tut
Budur büyük hayal, budur büyük umut
 
Son düzenleme:
Kayalara baş eğdim

Kimi ahu bakışlı, kimi yayla kokuşlu
Turnalar gördüm ki katar katar
Kimi keklik sekişli, kimi sümbül nakışlı
Nice ceylanlar geçti önümden

Dağlar önümde bir bir eğilirdi
Mağrur bakardım kartal yuvalarından
Şimdi kayalara baş eğdim ben
Göğsümün kafesi taşır ağırlığını

Gökyüzünde sensiz dolaşamam artık
Dağların zirvesi cezb etmez beni
Hani kartallar yalnız uçardı
Öyleyse gözlerim niye arıyor seni?
 
Son düzenleme:
Ne olurdu
Sanki affedilmez bir suçtu işlediğim
Ne olur kalbimi bu kadar kırmasaydın?
Her gün, her an sanki bir günah benimledir
Ne olur dünyayı başıma bir bir yıkmasaydın?

Ne olurdu bir ömür boyu benimle olsaydın
Ne olurdu hayatıma her zaman doğsaydın
Ayrılıkları söylemeye nasıl varıyor dilin
Ne olurdu kalbime girsen, hiç çıkmasaydın

Ahirette gibiyim, hep yargılanıyorum
Güven yok sözlerime, hep sorgulanıyorum
Suçum yok desem de hep suçlanıyorum
Ne olurdu beni böyle ateşlere atmasaydın

Ne olurdu kötü sözler söylemeseydin
Ne olurdu beni bir daha üzmeseydin
Seninle aşkı konuşmak varken sonsuza dek
Ne olurdu gözlerime bakınca kendini görseydin

Sensizliğin beni ne kadar üzdüğünü bilmezsin
Sensiz geçen dakikayı, saniyeyi bilmezsin
Ben deli divaneler gibi gezerken böyle
Sensizliğimi, kimsesizliğimi, çaresizliğimi bilmezsin

Senin beni bildiğini, tanıdığını sanmıştım
Tatlı söze, güler yüze, hoş bakışa kanmıştım
Sen beni böyle bin parçaya ayırmamıştın
Bu parçaları sadece aşkın birleştireceğini bilmezsin
 
Son düzenleme:
Back