Ben avupa yakasında oturuyorum o anadolu yakasında. sabah 7de evden çıkıp babasının ofisine geçecekti. yani bana çok yakın bir semtten geçecekti. ben de bütün gece uyumadım. gözlerim şişmiş ağlamaktan. göz altlarım mosmor falan. aradım bunu ben de dışarda kahvaltı yapacaktım gelsene yanıma x cafeye geçelim dedim. sabah sabah ne işim var kargalar bilmem ne yapmadan dedi. gelesi yoktu yani. ben de ısrar ettim gel bekliyorum sana önemli bir şey demem lazım dedim. (ses tonum mutsuz ağlamaklı değildi pozitif konuşmaya çalıştım) Bu da tamam bekle geçiyorum dedi. Ben yüzümü makyajla biraz toparladım ağladığım, uyumadığım belli olmayacak şekilde. Gayet süslendim, en sevdiği parfümü sıktım. Sabah 8 buçukta falan bizim her zamanki kahvaltı yaptığımız yere geldi. Yalandan sarıldım öptüm naber dedim (o kadar nefret ettim ki sanki ona sarılınca bedeninde başka kadınların izi var gibi. İçim almadı, midem bulandı.) Soğuktu ilk başta. Sabah sabah rüyanda mı gördün beni kızım işim gücüm var dedi. Ben de bekle anlatıcam dedim. Çay falan istedik ilk önce işte bu börek falan yedi. (hayvan gibi de yedi yani). Sonra dedim ''karnını doyurduysan artık havadise geçebilirim''. O da konuş artık fazla vaktim yok peder bekliyo dedi. Gözlerinin içine baktım, yüzümde belli belirsiz bir gülümsemeyle, sesim bile titremeden ''buraya senden ayrılmak istediğimi söylemek için geldim'' dedim. İlk başta güldü ya kızım saçmalama sen benden ayrılamazsın 2 gün sonra pişman olur yazarsın seviyosun beni çünkü dedi. Ben de ''seviyorum sanmıştım ama sonra senin sadece boş vakitlerimi doldurduğunu, can sıkıntımı geçirdiğini düşündüm. Extra bir özelliğin, bir heyecan kalmadı artık. Eskiden sürekli buluşmak isterdim şimdi hazırlanıp evden çıkasım gelmiyo. Sanırım ben sıkıldım artık. Bekarlık sultanlıkmış. Artık hayatımı yaşamak istiyorum. Düzenli ilişki bana göre değilmiş veya sen bana göre değilsin'' dedim. Uzun uzun baktı, sabah sabah çok şakacısın dedi. Ben de gülerek masadan kalktım. ''Sana hayatında başarılar. Bundan sonra özgürsün. Hadi bir an önce babanın yanına git kızmasın'' dedim. Bu arada hesabı istedim ve ben ödedim. Bu hala boş boş bakıyordu. Hesabı ödeyip çıktım aynı filmlerdeki gibi havalı havalı. Kendimle gurur duydum aslında. Saat 10 civarları eve geldim. Ayrılığın ve ihanetin acısıyla bir miktar ağladım. Ben eve gelince mesaj atmış. ''Neydi şimdi bu?'' yazmış. Ben de ''İşleri daha fazla zorlaştırma lütfen. Seni sevmeyen bir kadınla daha ne kadar devam edebilirdin ki? Böylesi en çok senin için iyi oldu inan bana'' dedim. Saçmalama yazdı, bir ton mesaj sıraladı hiçbir sebep yokken gidemezsin 2 senemizi çöp edemezsin falan. Biraz küfürler etti. Ben de hiçbir cevap vermeden engelledim. Öyle boş boş yere bakıyorum ben de işte. Biraz uzun oldu kusura bakmayın ama yazarak kendimi rahatlattım biraz da. Bir süre evde depresyon, abur cubur, film moduna geçeceğim sanırım. Sonrasını hiç düşünemiyorum şuanlık...