Geçtiğimiz günlerde MS şüphesiyle hastanede tetkikleri yapılan ünlü sanatçı Serdar Ortaç'ın hastalığı kesinleşti. Göz siniri, omurilik ve beyni etkileyen bir hastalık olan MS (Multiple skleroz)’in her yaşta görülebildiğini ancak gençlerde daha sık karşılaşıldığını söyleyen Nöroloji Uzmanı Beyza Çitçi, ünlü sanatçı Serdar Ortaç'ın da mücadele ettiği bu hastalık hakkında bilgi verdi.
Bugünkü bilgilerimiz, MS hastalığında sinir iletiminde rol alan sinir kılıfına (miyelin) karşı bağışıklık sisteminin saldırısının rol aldığını göstermektedir. En sık görülen klinik bulgular; bir ya da iki gözde ani olarak ortaya çıkan görme bozukluğu, çift görme, vücudun bir yarısında ya da daha sınırlı bir alanda uyuşma, hissizlik, karıncalanma gibi duyusal yakınmalar, kol ve/veya bacaklarda güçsüzlük, idrar yapma güçlükleri, başı öne eğmekle ortaya çıkan elektriklenme hissi ve denge bozukluklarıdır. Tipik bir MS atağında bu yakınmalar ani olarak ortaya çıkar ve en az 24 saat devam eder.
Yakınmaların olduğu sırada çekilen manyetik rezonansla görüntüleme (MRG) incelemesinde, beyin ya da omurilikte aktif MS plakları izlenir. Tedavi ile ya da tedavisiz bu ataklar tam ya da kısmen iyileşir ve bir süre sonra farklı bir atak şeklinde hastalık tekrarlayabilir. Tarif edilen bu MS tipi, en sık görülen ''relapsing remitting'' multiple sklerozdur. Daha nadir olarak bazı hastalarda başlangıçtan itibaren ya da birkaç ataktan sonra sürekli hale geçen hastalığın farklı seyirleri görülebilmektedir. Her bireyde atakların sıklığı, şiddeti, süresi, iyileşme derecesi farklı olabilir ve bu özellikler hastalığın uzun vadede kişinin yaşamını ne kadar etkileyeceğini belirler.
MS ölümcül bir hastalık değil
Hastalığın teşhisi klinik, radyolojik, elektrofizyolojik ve laboratuar incelemeler ile konur. Tedavi, atakların tedavisi ve uzun dönem hastalığın seyrini değiştirmeye yönelik tedaviler olarak başlıca ikiye ayrılır. MS, her kişide aynı özellikleri göstermediği için özellikle hastalık seyrini etkileyen tedavilerden hangisinin uygulanacağı kişinin yaşam koşulları, atak sıklığı, atakların oluşturduğu özürlülük gibi pek çok bileşen göz önünde bulundurularak seçilir. Bu ilaçlar bağışıklık sistemini düzenleyerek yeni atak oluşumunu azaltmayı hedefler.
Kısa bir süre önce ülkemizde ruhsat almış, ağızdan kullanılabilen bir ilaç dışında, hastalık seyrine etki eden ilaçlar enjeksiyon şeklinde kullanılmaktadır. Daha nadir olarak bu tedavilere rağmen hastalığın hızlı ilerlediği hasta grubunda bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviler kullanılmaktadır. Kök hücre tedavisi bazı merkezlerde ve tüm tedavilere yanıtsız seçilmiş hastalarda uygulanabilmektedir. Bunun nedeni tedavinin uygulanma sürecinde kişinin kendi kemik iliği baskılanmakta ve hasta bu dönemde ölümcül komplikasyonlar ile karşılaşılabilmektedir.
MS ölümcül bir hastalık olmadığı için ölüm riski taşıyan bu tür bir tedavi ancak daha güvenli diğer tedavilere rağmen hastalığın ilerlediği hastalarda uygulanabilir. Ayrıca görülen yararın baskılayıcı tedaviden mi yoksa kök hücre tedavisinden mi dolayı mı olduğu da bilinmemektedir. Kök hücre nakline rağmen iyileşme görülmeyen hastalarda verilen kök hücrelerin işlev kazanmadığı görülmektedir. Bu tedavi ile ilgili bilgiler ve uygulamalar şu an için yeterli olmadığından, hastaların öncelikle kendilerine daha az yan etki yapabilecek ilaçlar ile konunun uzmanı doktorlar tarafından takip ve tedavi edilmeleri uygun görülmektedir
.................