Kronik Beyin Sendromu - Senil tipte) Bu genellikle 70-75 yaşlarında baş- layan ve yaşın ilerlemesiyle frekansı artan, sinsi ve düzgün ilerleyen bir demans'dır (bkz.). Seksen yaşın üze-rindekilerden kabaca %10'u bu durumdan etkilenir. Kadınlarda daha sık görülmesinin nedeni en azından daha çok yaşamalarıdır, ilk belirti genellikle yakın geçmişe ait olayları anımsayamamadır ve bunu bütün zihinsel yeteneklerde giderek düşmenin yanısıra alışkanlıkların kötüleşmesi izler. Bir akrabanın hastalanması yahut mevcut bir hastalık veya bir nöbetten ileri gelen bir konfüzyon episodu, bilinç kaybı epi-sodu, enkontinans başgöstermesi ya da hastanın kendisini tehlikeli derecede ihmali üzerine teşhis açıkça belli olur. Bir süre, özellikle daha genç hastalarda, nispeten sınırlı parietal lob tipi bozukluklar görülebilirse de, sonunda global nitelik kazanan de-mansa konuşmada anlaşılmazlık, to-tal oryantasyon bozukluğu ve en basit işleri başaramama durumları eşlik eder. Apati yahut hafif bir öfori olağandır, ama bazı hastalarda kuşkuculuk, saldırganlık yâ da hissizlik gelişir. Perseküsyon fikirleri (bkz. YAŞLILARDA PERSEKÜSYON DURUMLARI) genellikle geçici, ba-zan dâ kalıcıdır. Vizüel hallüsinas-yonlar bir derecede bilinç bulutlanmasına ya da bir görme bozukluğuna işaret eder. Yaşam süresi, kesin değişimlerin başlangıcından sonra yaklaşık beş yıldır, ölüm nedeni genellikle, aynı zamanda mevcut enfeksiyon, miyo-kard yetmezliği ya da besinsizlik (inanisyon) durumudur. Beyinde değişken derecede bir genel atrofinin yanısıra mikroskopik olarak, özellikle kortekste diffüz nöron kaybı ve öbür hücrelerde küçülme gözlemlenir. Karakteristik değişimler kortekse yayılan senil (argento-fil) plaklardan ve hippokampus alanındaki sinir hücrelerinde sayıca çok olan Alzheimer nöro-fibril ağlarından ibarettir. Granülovaküoler dejenerasyon son dereec seyrek rastlanan bir sellüler değişimdir. Vasküler lezyon-lar bulunabilirse de, senil demansın karakteristiği değildirler, öne sürülen sepsifik tedavi yöntemleri doğrulanmamıştır. Durumun kontrolü semptomatik tedavi, denetim ve bakımdan ibarettir. Aynı zamanda mevcut idrar yolu yahut göğüs enfeksiyonu, sessiz enfarktüsler, beslenme bozukluğu, anemi yahut kalp yetmezliği gibi hastalıkların iyileştirilmesi konfüzyon etkenini yok ederek davranışta belirgin düzelme sağlayabilir. Huzursuzluk, konstipas-yondan ileri gelebilir. Hastanın düzenli olarak tuvalete götürülmesinin işe yaramadığı durumlarda, kadınlarda halka biçimli peser ve erkeklerde kondom biçimli ürinal,enkon-tinansın etkilerini en aza düşürür. Anksiete, depresyon yahut ajitasyo-nun giderilmesinde yararlı olan anti-depressan veya fenotiazin grubu ilaçlar, hipotansiyon nedeniyle düşük dozlarda başlatılmalıdır; örneğin günde üç kere 10-25 mg klorproma-zin, günde üç kere 25 mg tioridazirı, günde üç kere sıvı halde 1.5 mg ya da akut heyecanda 10 mg prosiklidin ile karıştırılarak 10 mg haloperidol etkindir. Non-barbitüratlardan 15-30 mg oksazepam yahut dikloralfena-zon da yararlı olup aşırı sedasyon-dan kaçınılmalıdır Kaynak:mcaturk.com