- 8 Haziran 2018
- 24
- 3
- 31
- Konu Sahibi yesil_safir
- #1
lütfen bi yardım edin
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..
hikayem baya eskiye dayanıyor aslında. ünv yıllarıma. istanbulda mimari üzerine bi bölüm okudum. C ilede orada tanıştık. metrobüs durağında hemde :) ilk başta çok tatlı geldi konuştuk bi süre. tabi başka detaylarda var ama sizi baymaya gerek yok. neyse bi süre konuştuk. bi gün yine buluştuk bi projem vardı onun için bazı ölçüler alıyorum tarihi bi camide ve C de orada. benim işim bitene kadar bi yerde beklemesini söyledim oda gitti. sonra bi adam geldi yanıma onu tanıyor musun kim olduğunu biliyor musun diye sordu. ben şok ! daha 2 haftadır tanıyorum C yi ve adamın biri gelmiş böyle bişey soruyor. ödüm koptu tabi C hırsız mı uğursuz mu diye. neyse işim bitti yanına gttim ama ben buz gibiyim korkudan. neyse yanından ayrıldım ev arkadaşıma koştum hemen olayları anlattım. ne korkuyorsun sivil polistir seni rahatsız mı ediyor diye sormuştur dedi. mantıklı geldi ki öyleydide zaten adam.
benim içime bi korku düştü tabi. yenemedimde o korkuyu yaşım daha 19 çocuğum. istanbul gibi kocaman bi yer falan derken ben bu konuyu C ile konuştum. ne konuda ne öğrenmek istiyorsan herşeyi anlatayım ispat edeyim dedi bırakma beni kötü bi insan değilim ben dedi. ben biraz ferahladım ama korku düştü içime tabi. oda benim gibi mimari sektörde okulunu daha yeni bitirmişti o zaman. 5 yaş vardı aramızda. iş bakıyordu kendine. okulda başarılı bi öğrenci olduğu için iş teklifi gelmiş bi iki yerden. onları değerlendiriyordu. yurtdışında bi proje varmış bi arap ülkesinde. gideyim mi diye bana sordu. hayatına müdahale etmemi isteyecek kadar önemsemişti beni. gitme desem gitmeyecekti. ben kal demeye cesaret edemedim tabi. git dedim. son kez buluştuğumuzu ne o ne ben biliyorum tabi bakırköyde konuştuk gülüştük saatlerce. bakırköy burger kingte yemek yemiştik. ranch sosa bayılıyordu oda benim gibi. patates kızartması yerden hamburgerden ısırmak, hamburger yerken patates kızartması tadı almak istiyorduk dalga geçtik falan patates kızartmasını ranch sosa batırıp hamburgerin arasına koyup yedik :) not: hala öyle yerim.
nasıl güzel zamanlar geçirdik anlatamam. rüya gibiydi. hayatımda hiç benim gibi düşünen birisine rastlamamıştım. o kadar aynı çalışıyordu ki kafalarımız. dinlediğimiz müzikler, gitmek istediğimiz ülkerler. bi cümleye ben başlıyorduk o tamamlıyordu. o başlıyordu ben bitiriyordum. hayal gibiydi.
velhasıl bakırköyde buluştuk, yağmur yağıyordu onun şemsiyesi yoktu. ben metrobüsten iner inmez eve giriyordum. onun baya yolu vardı daha sonra. şemsiyemi ona verdim bi sonraki sefer geri getirirsin diye.
görüşemedik bi daha. aptallık deyin çocukluk deyin ne derseniz deyin ama o polisin korkusu geçmemişti bende. görüşmek istemiiyorum bi daha dedim bi an korkuyla. çok ağladı. bi erkeği ağlarken hiç o kadar savunmasız tahmin etmiyordum. yurtdışına gitti. bir ay boyunca hiç konuşmamıştık. yabancı bi numara aradı sesi titriyor ağladı ağlayacak. arama beni dedim tamam özür dilerim bi daha aramayacağım dedi. aramadıda. ama hiç atamadım aklımdan. aylar sonra ben aramak istedim. aradım. evlendim ben dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
hayatımda öyle bi şoku çok az yaşadım. özür diledim numarasını sildim. ama çıkmadı aklımdan senelerce. 4 sene sonra bi mesaj geldi instagram hesabıma. C den. nasılsın dedi. evlendin mi dedi. iyiyim evlenmedim dedim. o hala evliymiş. kızı doğmuş yeni. hala yurtdışındaymış. ama mutsuz ve zor bi evlilik hayatı varmış. bi iki konuştuk ama devam etmek istemedim çünkü hem yanlış bişey hemde konuşursak eminim ben onu bırakamazdım. hayatımdaki en büyük pişmanlık ondan ayrılmaktı zaten ve onunla tekrar konuşursak tutamazdım kendimi. evliydi kızı vardı yapamazdım yani. devam etmedik konuşmaya. 2 sene geçti üstünden. bi ay önce bi mesaj daha aldım C den. nasılsın iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var dedi. iyiyim sayılır dedim. işsizim evdeyim hayat amacım yok. öyle zor bi dönemdeyim ki anlatamam. ilaç gibi geldi mesaj atması. bu sefer direnmedim konuştuk. hep aklının bi köşesinde kalmışım belkide hala bişeyler hissediyor bilmiyorum. eşiyle hala mutsuzlarmış ama kızı olduğu için dayanıyor galiba. oda benim gibi kötü bi durumun içinde bende ona iyi geldim tabi. çünkü o zamanlarımız o kadar güzel ve tatlıydı ki. sadece mesajlaşıyorduk. konuştuk dertleştik gülüştük ben anlattım o anlattı o zamanları. direnmedim konuşmamak için. bazıları beni yargılayabilir haklılarda bende savunmuyorum ama böyle bi durumun içinde olmadan da anlaşılmaz. 10 gün kadar önce mesaj atmayı kesti bi anda yazıyorum cevap vermiyor. sonra bi baktım eşi bana takip isteği göndrmiş. muhtemelen tartıştılar gördü mesajlarımızı. sevgili falan değildik ama yinede sıkıntılı bi durum sonuçta. isteği kabul etmedim tabiki. ama C mesaj atmış başka bi hesaptan özür dilerim konuşmak hataydı falan filan. bende cevap vermedim. öylece kaldı ve ben şuan ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. kimseye anlatamam bu durumu. tarafsız bi şekilde yoruma ihtiyacım var lütfen iyi yada kötü bişeyler yazın. tek başıma aşamıyorum. çok özlüyorum onunla konuşmayı..