Çünkü Ortadoğu, özellikle Arap coğrafyası elinde ne var ne yok çok hızlı bir şekilde tüketti.
Bugün Demokrasinin doğduğu topraklar oleak bildiğimiz Antik Yunan’dan kalan tüm bilgi birikimi Araplar kendi dillerine çevirp bu öğretileri kullanıyordu zamanında.
İşte o dönemler Avrupa kilisenin baskısı altındaydı, aydınlanma çağı, Rönesans , 1648 devrimi, Sanayi devrimi derken Avrupa tüm bunların hepsinden ders alarak çıktı bu süreçten. 100 yıl birbirlerini kestiler ama en sonunda uyandılar. Bugün bizim özenerek baktığımız devlet sistemini kurdular kendilerine. Ortadoğu da aksine tam bir çöküşe doğru yol aldı. Rantiye devletler ortaya çıktı. Halk karnı doyduğu için ötesini sorgulamadı. Eğitime önem vermedi.
Ortadoğu genel anlamda devlet olgusundan uzak bir halka sahip. Amiyane tabirle karnım doysun,kimse bana bulaşmasın kafası.
Ancak Avrupa 1648’den beri ulus devlet kavramını benimsemiş bir coğrafya.
Bu yüzden ortadoğu halkını, farklı farklı olgularla çok rahat boyunduruğunuzun altına alabilirsiniz.
Keza örneği çok.
Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim, bir diğer sebebi tam olarak Coğrafya kaderdir dediğimiz şey.
Bu topraklarda savaş, mücadele hiç bitmedi bitmeyecek.
Bundan da bizi kurtaracak şey eğitim eğitim eğitim
Hani bu aksam bazıları dedi ya, Atatürk ne yaptı, keşke ülkeyi kurmasaydı diye. Çok sevdiğim bir hocamın da söylediği gibi.
Ortadoğu’nun üzerine çöken karabuluttan bu ülkeyi çekip çıkarttı ve bizi en az 100 yıl ileriye götürdü.
Arabistanda kadınların yeni yeni elde ettiği haklar da bunun ispatıdır en basiti.
Ama görene.