kâinatta muhteşem bir ölçü, denge ve âhenk vardır. Atomaltı parçacıklardan atomlara, hücrelere, yıldızlara, samanyollarına, galaksilere ve kâinatın bir ucundan diğer ucuna herşey bir ölçü iledir ve herşey rakamlara dayanır. Herşeyi ölçüyle yarattığının delillerinden birisi: “O’nun katında her şey ölçü iledir. O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir. Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen O’nun ilminde eşittir.” 1
Meseleye bu perspektiften baktığımızda, nasıl ibadet, duâ ve zikredeceğimizin ölçülerinin getirildiğini ve onların da rakamlara dayandığını görürüz: Beş vakit namaz. Her namazın rekât sayısı… Bir ay oruç. Şu kadar zekât… Haccın tavaf gibi menasiki belli rakamlara ve vakitlere dayanır.
Namaz sonundaki tesbihat da, Peygamberimizin (sav) ifadesiyle belli rakamlara dayanır:
“Kim her namazın peşinden otuz üç defa Allah’ı tesbih eder, otuz üç defa Allah’a hamd eder ve otuz üç defa da Allah’ı tekbir eder, yüzü tamamlamak için de ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh, lehülmülkü ve lehülhamd ve huve alâ külli şey’in kadîr’ derse, hata ve günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile bağışlanır”
Peygamberimizin (sav), “Ben günde 70 kez tevbe-i istiğfar ederim!” diye buyurduğunu biliyoruz.Peygamberimiz “Ben günde 70 kez tevbe-i istiğfar ederim” diye buyuruyor mesela Neden Peygamberimiz günde 70 kez tevbe-i istiğfar etti? Neden 71 kez veya 69 veya 171 kez değil? Çünkü Sayılar rakamlar birer şifredir