• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Savcıdan flaş Gezi eylemi kararı

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.278
1.437
248
31 Mayıs’ta yaşanan Gezi Parkı olaylarında takipsizlik kararı çıktı. Savcı, “Barışçıl gösteri, izinsiz bile olsa demokratik haktır. Barışçıl gösteriye katılanlar hakkında dava açmak AİHM kararlarına aykırı” dedi.

27 Mayıs 2013'te iş makinelerinin Gezi Parkı'na girmesiyle küçük çaplı olaylar olarak başlayan Gezi eylemleri, 31 Mayıs günü sabahın ilk saatlerinde Gezi Parkı'na kurulmuş çadırlara müdahale edilmesinin ardından, geniş çaplı toplumsal gösterilere dönüştü.

31 Mayıs günü gerçekleşen gösterilerde, İstanbul'da yüzlerce kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanlardan 74 kişi aleyhinde de soruşturma başlatıldı.

Edinilen bilgiye göre, soruşturmayı yürüten savcı, çok önemli bir karara imza attı;
Savcı Hüseyin Aslan, 74 kişi hakkında "takipsizlik" kararı verdi. Kararda, savcının takipsizlik kararı konusunda çarpıcı gerekçeler yer aldı;

-Göstericiler, barışçıl bir gösteriye katılmışlardır
-İzinsiz bile gerçekleşse, barışçıl bir gösteriye katılmak, AİHM kararları uyarınca suç teşkil etmez.
-Göstericilerin yaptığı, demokratik haklarının kullanılmasıdır.
-Göstericiler, mahkeme tarafından da hukuka aykırı bulunan ve iptal edilen Taksim Yayalaştırma Projesinin, idare tarafından uygulanma isteğine karşı bir araya gelmişlerdir.
-Göstericiler, ceza gerektirecek herhangi bir suça karışmamışlardır.

Göstericiler polis tarafından, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet etmek ve güvenlik güçlerine direnmek suçlamalarıyla gözaltına alınmışlardı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25581632.asp
 
31 Mayıs’ta yaşanan Gezi Parkı olaylarında takipsizlik kararı çıktı. Savcı, “Barışçıl gösteri, izinsiz bile olsa demokratik haktır. Barışçıl gösteriye katılanlar hakkında dava açmak AİHM kararlarına aykırı” dedi.

27 Mayıs 2013'te iş makinelerinin Gezi Parkı'na girmesiyle küçük çaplı olaylar olarak başlayan Gezi eylemleri, 31 Mayıs günü sabahın ilk saatlerinde Gezi Parkı'na kurulmuş çadırlara müdahale edilmesinin ardından, geniş çaplı toplumsal gösterilere dönüştü.

31 Mayıs günü gerçekleşen gösterilerde, İstanbul'da yüzlerce kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanlardan 74 kişi aleyhinde de soruşturma başlatıldı.

Edinilen bilgiye göre, soruşturmayı yürüten savcı, çok önemli bir karara imza attı;
Savcı Hüseyin Aslan, 74 kişi hakkında "takipsizlik" kararı verdi. Kararda, savcının takipsizlik kararı konusunda çarpıcı gerekçeler yer aldı;

-Göstericiler, barışçıl bir gösteriye katılmışlardır
-İzinsiz bile gerçekleşse, barışçıl bir gösteriye katılmak, AİHM kararları uyarınca suç teşkil etmez.
-Göstericilerin yaptığı, demokratik haklarının kullanılmasıdır.
-Göstericiler, mahkeme tarafından da hukuka aykırı bulunan ve iptal edilen Taksim Yayalaştırma Projesinin, idare tarafından uygulanma isteğine karşı bir araya gelmişlerdir.
-Göstericiler, ceza gerektirecek herhangi bir suça karışmamışlardır.

Göstericiler polis tarafından, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet etmek ve güvenlik güçlerine direnmek suçlamalarıyla gözaltına alınmışlardı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25581632.asp

Renklendirdiğim kısmı bas bas bağırdık biz de vakti zamanında ama, izinsiz yapılamaz da, devlete karşı isyan da falan da fişman diye bir sürü konuşuldu.

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.)
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.




Peki uygulanan polis şiddetine uygulanacak ceza olacak mı?
AİHM kurallarınca o tür bir şiddet suç teşkil eder mi?
 
karar gercekten şaşırtıcı. genelde savcılar sayfalarca neden gostermeye calısır sonra bunların gecersiz oldugu gerekcesiyle serbest bırakılırdı insanlar. akp nin mevcut güç kaybına ilişkin gerilim nedeniyle mi böyle oldu diye düsünmeden edemiyorum.

kahraman(!) polisine suç duyurusunda bulunacaklarını sanmıyorum ama hiç belli olmaz, olayı içişlerine baglayıp zaten gözden düşürdükleri güler'i işaret ederlerse şaşırmam artık.
 
izinsiz gösteri yapma hakkı var zaten (tabi etrafa zarar vermemek şartıyla)
şimdi mi akıllarına gelmiş bu
herşey çok saçma bu ülkede
zamanında şiddet kullanmasalar bu olaylar bu kadar büyümeyecekti zaten
 
Son düzenleme:
izinsiz gösteri yapma hakkı var zaten (tabi etrafa zarar vermemek şartıyla)
şimdi mi akıllarına gelmiş bu
herşey çok saçma bu ülkede
zamanında şiddet kullanmasalar bu olaylar bu kadar büyümeyecekti zaten

E işte bu hak "terör" diye adlandırıp gösterildi aylarca. Direnişçilere de terörist dediler..Çok geçmedi bu olayların üzerinden.
Ortada bir terör varsa o da devlet terörüydü.
 
E işte bu hak "terör" diye adlandırıp gösterildi aylarca. Direnişçilere de terörist dediler..Çok geçmedi bu olayların üzerinden.
Ortada bir terör varsa o da devlet terörüydü.

evet eskişehirde de mesela yürüyüş sırasında biber gazı sıkmasalar herkes dağılacaktı
ertesi gün çadırlar kuruldu tepki olarak
eğer etrafa çevreye zarar verilmiyosa karışılmaması lazım yürüyüşlere

ama kamu mallarına zarar veren göstericiler de oldu otobüs yakmak çevreyi kırıp dökmek gibi ben asla savunmuyorum bu tarz eylemleri bu arada sonuçta onlar da bizim cebimizden çıkıyo
ama olay bu noktaya polis ve başbakanın tavrı yüzünden geldi onlar da hesap vermeli davalar açılmalı
o kadar insan zarar görmesine rağmen plastik mermileri kullanmaya devam ettiler bi de insanların kafalarını hedef alarak sıkmışlar resmen herkes başından gözünden yaralandı çünkü
oradan tesadüfen geçen insanlar bile yaralanıyo kim sorumluysa hesabını vermeli
 
Son düzenleme:
evet eskişehirde de mesela yürüyüş sırasında biber gazı sıkmasalar herkes dağılacaktı
ertesi gün çadırlar kuruldu tepki olarak
eğer etrafa çevreye zarar verilmiyosa karışılmaması lazım yürüyüşlere

ama kamu mallarına zarar veren göstericiler de oldu otobüs yakmak çevreyi kırıp dökmek gibi ben asla savunmuyorum bu tarz eylemleri bu arada sonuçta onlar da bizim cebimizden çıkıyo
ama olay bu noktaya polis ve başbakanın tavrı yüzünden geldi onlar da hesap vermeli davalar açılmalı
o kadar insan zarar görmesine rağmen plastik mermileri kullanmaya devam ettiler bi de insanların kafalarını hedef alarak sıkmışlar resmen herkes başından gözünden yaralandı çünkü
oradan tesadüfen geçen insanlar bile yaralanıyo kim sorumluysa hesabını vermeli

Bunlar aslında hep o dönem konuşuldu simon..O dillere pelesenk olan "yakıp yıkanlar" gösterici değildi..Direnişçiler bir de bu insanlara karşı mücadele verdi.

Her kaostan nemalanmaya çalışan gruplar vardır, olacak ta..
 
Bunlar aslında hep o dönem konuşuldu simon..O dillere pelesenk olan "yakıp yıkanlar" gösterici değildi..Direnişçiler bir de bu insanlara karşı mücadele verdi.

Her kaostan nemalanmaya çalışan gruplar vardır, olacak ta..

direnişçiler olmadığını biliyorum zaten bizim göstericiler arasında da vardı biz yürüyüş yaparken 3-5 kişi kaldırım taşlarını filan söküyodu bi tarafta ben onları kastettim onlar yüzünden olayı bilmeyen insanlardan tepki alıyoduk
tek kötü yanı erdoğan bu olayları çok güzel kullandı pekçok insan tüm gezicileri terörist olarak gördü öyle göstermeye çalıştılar çünkü çok üzücü gerçekten
en azından ölen kişilerin aiilelerine bi başsağlığı dileyebilirlerdi onu bile yapmadılar
 
Peki uygulanan polis şiddetine uygulanacak ceza olacak mı?
AİHM kurallarınca o tür bir şiddet suç teşkil eder mi?

Ethem'i öldüren polisin davası size umut veriyor mu?

Benim bir arkadaşım da çok ciddi yaralandı, onlarca dikiş ve kafa travmasıyla yoğun bakımda yattı. Diğer yaralananlarla birlikte şikayetçi oldu. Bakalım göreceğiz onlara uygulanan şiddet orantılı mı sayılacak?

Ayrıca otobüslere zarar verildi, kaldırım taşları söküldü diye ağlayan devlet görevlileri ne hikmetse öldürülen, gözleri çıkartılan, sakatlanan gencecik insanları bir "kamu malı" kadar değerli görmüyor... Ethem'i, Mehmet'i, Abdullah'ı, Ali İsmail'i, Ahmet'i yoksayan insanlar istedikleri kadar otobüslerin arkasından yas tutsun, umrumda değil. Mal geri gelir, can gelmez.
(Kamu malı diyen üye, size hitaben yazmadım lütfen yanlış anlamayın. Ben sizin demek istediğinizi anlıyorum. Sadece bu konularda çok doluyum, bütün yaşanılanlar aklıma geliyor, evde hırsımı alamıyorum. )
 
Son düzenleme:
Ethem'i öldüren polisin davası size umut veriyor mu?

Benim bir arkadaşım da çok ciddi yaralandı, onlarca dikiş ve kafa travmasıyla yoğun bakımda yattı. Diğer yaralananlarla birlikte şikayetçi oldu. Bakalım göreceğiz onlara uygulanan şiddet orantılı mı sayılacak?

Ayrıca otobüslere zarar verildi, kaldırım taşları söküldü diye ağlayan devlet görevlileri ne hikmetse öldürülen, gözleri çıkartılan, sakatlanan gencecik insanları bir "kamu malı" kadar değerli görmüyor... Ethem'i, Mehmet'i, Abdullah'ı, Ali İsmail'i, Ahmet'i yoksayan insanlar istedikleri kadar otobüslerin arkasından yas tutsun, umrumda değil. Mal geri gelir, can gelmez.
(Kamu malı diyen üye, size hitaben yazmadım lütfen yanlış anlamayın. Ben sizin demek istediğinizi anlıyorum. Sadece bu konularda çok doluyum, bütün yaşanılanlar aklıma geliyor, evde hırsımı alamıyorum. )

yok canım yanlış anlamadım
ben de sizin demek istediğinizi anlıyorum merak etmeyin
 
http://www.haberler.com/kirmizi-fular-davasinda-tahliye-yok-5542809-haberi/

$kirmizi-fular-davasinda-tahliye-yok-5542809_o.jpg

20 yaşında gencecik çocuk 4 aydır tutuklu.Sebep kırmızı fular takmış sosyalistmiş.
Allah sizi bildiği gibi yapsın.
 
burda aklı başında gibi görünen birsürü insan ciddi ciddi o insanlara terorist yaftası yapıştırmaya çalışmıştı.......olmadı dinime saygı duymuyor naraları(orda polis şiddetine karşı bir polise edilen küfüre istinaden )

şimdi de fikirlerini merak ediyorum........bazı insanlar yeter ki kendi çıkarları söz konusu olsun........yapılan insanlık suçuna sessiz kalıyor
 
burda aklı başında gibi görünen birsürü insan ciddi ciddi o insanlara terorist yaftası yapıştırmaya çalışmıştı.......olmadı dinime saygı duymuyor naraları(orda polis şiddetine karşı bir polise edilen küfüre istinaden )

şimdi de fikirlerini merak ediyorum........bazı insanlar yeter ki kendi çıkarları söz konusu olsun........yapılan insanlık suçuna sessiz kalıyor

Evet ben de merak ediyorum:31:
 
'Kırmızılı kadın' fotoğrafı Gezi direnişinin sembollerinden biri haline gelen Ceyda Sungur, Radikal gazetesinde kaleme aldığı metinde kendisine yakın mesafeden biber gazı sıkan polis hakkında 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasını 'Sembolik bir fotoğraf karesinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi kullanmak' olarak değerlendirdi, "Gezi direnişinde yitirdiklerimizin katilleri ve gerçek sorumluları cezalandırılana kadar, kimse adaletten bahsetmesin!" dedi.


Şimdiye kadar ‘kırmızılı kadını’ cisimleştirip zihinlerdeki sembolik değerini değiştirmemek, ve mücadelenin kendisinden öte kişilerin ön plana çıktığı bir gündem yaratmamak adına konuşmak istememiştim. Fakat başta Gezi’de hayatını kaybeden kişilerin ailelerine karşı bu açıklamayı bir borç biliyorum. Basında çıkan haberler beni fazlasıyla rahatsız etti.


Gezi direnişinde yitirdiklerimizin katilleri ve gerçek sorumluları cezalandırılana kadar, kimse adaletten bahsetmesin! Tek başına, amirlerinden aldığı emirle hareket eden 23 yaşındaki bir polisi yargılamak, polisin ‘destan’ yazdığını iddia eden iktidarın zulmünü aklayamaz. Gezi direnişinden bu yana, aradan geçen 7 ay içerisinde, polis şiddeti ile yaralananların şikâyetlerinin hiçbirisi dava konusu olmamışken yüzüme gaz sıktığı için yargılanan polise verilecek cezanın adalet duygusuna zerre katkısı yok. Açık ki yargılamanın bu aşamada bırakılması, kırmızı elbiseden ibaret sembolik bir fotoğraf karesinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi kullanmanın ve bu vesileyle milyonların isyanını bastırma kaygısının ötesine gidemeyecektir. Sadece, çalışma koşulları ve iş güvenceleri amirlerinin dudakları arasında olan polis memurlarını yargılamak ise Gezi direnişinde hayatını kaybeden, beyin kanaması geçiren, gözlerini kaybeden, kolu bacağı kırılan veya yaralanan herkesin, onların ailelerinin ve biz tesadüf eseri hayatta kalmayı başaranların acısını dindiremez.

ETHEM, ABDULLAH, MEHMET, İRFAN, MEDENİ, SELİM...

Ne yazık ki, Ethem Sarısülük başından bir polis kurşunu ile vurulduğunda, Abdullah Cömert kafasına gaz fişeği isabet ettiğinde, Mehmet Ayvalıtaş 1 Mayıs Mahallesi’nde Gezi eylemlerine katıldığı sırada ezildiğinde, İrfan Tuna işyerinde gaza maruz kaldığında, Medeni Yıldırım Lice’de kalekol inşasına karşı pankart açtığında, Selim Önder Gümüşsuyu’nda oturan kızını ziyarete gittiğinde, Zeynep Eryaşar Gezi Parkı’nda nöbet tutan çocuklarına destek için yürüyüşe katıldığında, Ahmet Atakan katillerin cezalandırılmasını istediğinde, Ali İsmail Korkmaz dövülerek öldürüldüğünde, Serdar Kadakal çalıştığı yerin önündeki sokakta oturduğunda, hiçbirinin üzerlerinde ‘kırmızı elbise’ yoktu. Güzel gözlü kardeşim Berkin Elvan ise bakkaldan ekmek almaya gitmekten daha büyük bir suç işlememişti. Bu insanların basın tarafından tesadüfen yakalanan fotoğraflarının olmaması, fail ve sorumlularının yargılanmaması veya ceza almaması için bir bahane olamaz.

Elbette bugün , başta fikri hak ve özgürlükleri savunan basın mensuplarının, siyasi tutukluların, hak gaspına uğrayanların yanında yer alan ÇHD avukatlarının, özgür bilimi savunan akademisyenlerin yargılandığı ve önümüzdeki pazar üzerinden yedi yıl geçmiş olacak olan Hrant Dink cinayeti gibi onlarca faili meçhul cinayetlerin sorumlularının korunduğu bir hukuki düzlemde, adalet ve hakkaniyetten söz edemeyiz. Tüm bunlara rağmen, yaşananların hiçbiri unutulmayacak ve yaşananlar karşısında maruz kalınan muameleye hiçbir zaman alışılmayacak. Adalet yerini ancak ve ancak verilen hak mücadelesi ile bulacak ve inanıyorum ki Berkin, tam da bunun için uyanacak.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/30531/_Kirmizili_kadin_dan_zehir_zemberek_yazi.html
 
Tövbeler olsun bir fular yüzünden mi tutuklu :53:
Gerçi şu da var, bir zamanlar İstanbul'da siyah giyen herkes satanik bunlar denerek tutuklanıyordu, siyah tişört giymeye korkar olmuştuk, birde es kaza siyah tişörtünle bir kediye yaklaşıp ah canııım ne şekersin dersen yandın:ssz:
Ki ben hayvanseverim, kedi görüpte sevmemem mümkün mü:)))
 
Tövbeler olsun bir fular yüzünden mi tutuklu :53:
Gerçi şu da var, bir zamanlar İstanbul'da siyah giyen herkes satanik bunlar denerek tutuklanıyordu, siyah tişört giymeye korkar olmuştuk, birde es kaza siyah tişörtünle bir kediye yaklaşıp ah canııım ne şekersin dersen yandın:ssz:
Ki ben hayvanseverim, kedi görüpte sevmemem mümkün mü:)))

bu doğru mu gerçekten çok şaşırdım
siyah giyiyo diye nasıl tutuklanıyodu insanlar hayret
 
Back