merhabalar,
İzmire yeni taşınmamız dolayısı ile izmirdeki bir çok anaokulu ile görüşme yaptık. Bu süreçte izmirde ismini duydugumuz okullardan biriside sasalı cakabey koleji idi. Okul hakkında bilgi toplama sürecinde forumlara bir çok olumsuz yorum okuduk ve bu yorumlardan biri gerçekten şaşırtıcı düzeydeydi. İlkokul 2 . Sınıf öğrencisinin başarılı olamaması gerekçesiyle okuldan atıldığı konusunda bir yazı okuduk. Bu haberi okuduktan sonra Kuruma gidip gitmeme konusunda kaygılıydım.Böyle bir durum gerçekten olabilir mi diye düşünüyordum. Okul bize gündüz saat 13.00 randevu vermişti ve okulu tanıtacaklarını bildirmişti. Okula vardığımızda bizi cok tatlı güler yüzlü bir bayan karşıladı.Daha sonra anaokulu müdür yardımcısı görüşmeye devam etti. Okul müdürü ile çocuğumuz için beklentilerimizi ve kurumun beklentilerini konustuk. Bu arada okula girer girmez iki bayan oğlumuzu aldı ve yanımızdan ayrıldılar. Cocugu nereye götürdüklerini sordugumda kurum çalışanları oldugunu beyan etti okul müdürü. Biz eşimle bayanların müdürle rahat konusalım diye cocugumuzla gezeceklerini sanmıştık. Tam yarım saat sonra cocuk ile bayanlar geri geldi. BAyanın pdr görevinde oldugunu ozaman anladım. Elinde birde dosya mevcuttu. Müdür yardımcısı değerlendirmeniz nedir diye sordu .Çocuğunuzun dil gelişimi kötü bizim anaokulu seviyesinin altında dil kullanma becerisi. Kendini ifade edemiyor şeklinde bir yorumda bulundu bayan. Bunun üzerine ne demek istiyorsunuz siz dedim cünkü durumu anlamamıstım birde pdr uzmanı pekte profesyonel olmayan tavırla sert kelimeler ile cevaplarına devam etti. Tam yarım saat süren bir görüşmede oglumun tüm gelişimsel özelliklerini tespit ettikleri iddiasında olan kurum yetkilileri birde bir dosya doldurmayı bile başarmışlardı. Ama bilmedikleri birşey vardı ki biz çocugumuzun yeterliliklerini ve yetersizliklerini çok iyi bilen ebebeyinlerdik. Oglumuzun gelişimini yakından takip ettiğimiz gibi profesyonel kişilerlede gelişim sürcni takip ediyorduk. düşünsenize daha anaokuluna gidecek 4.5 yaşındaki oglunuzun dil kullanımı hakkında ve yetersizlikleri hakkında yarım Saatte cocukla yaptıkları görüşmede tespit yaparak önümüze bir özürmüş gibi koymaya çalıştılar. Tam o sırada gözüm oğluma takıldı gözleri yarı açık ve yorgun bakıyordu hemen ateşi olduğunu anladım. Bayana dönerek çocugumun gözlerine bakmadığını göz teması kurmadığını beyan eden bayana siz cocugumun gözlerine baktınız mı dedim? bütün bunları tespit eden siz çocugun hasta oldugunu göremediniz mi dedim. Cocugumun kendileri ile göz teması kurmadıgını dile getiren bayan sanırım oglumun gözlerine hiç bakmamıştı. Cocugum yorgun ve mutsuz görünüyordu. Birde oglumun bir özelligi vardır bilmedikleri bir kişi ile baglantı kuramadıgında konusmamasıydı:) kurumdan eşimle beraber daha fazla görüşmeyi sürdürmekte yarar görmeden uzaklaştık. Kurum müdürü Başka bir güne randevu alalım isterseniz dediginde dehset içinde eğitimi ne hale getirdiniz diye bagırmak istemiştim. Küçücük cocukları yarım saatte gözlemleyerek katagorize etmeye çalışmalarını saymıyorum bile. Biliyormusun ne beni düşündürdü. Bu kurumdan asla bir einstein çıkmayacaktı düşünsenize kurum psikologu disleksiya olan Einstein ı görünce dil becerisi kötü sınıflarımızdaki öğrencilerin seviyesinin altında diyip ailesinin çocuklarına olan inancını kırarak yola başlayacaktı. Daha da kötüsü bu cocuklara yola baslamasında bu kdar acınasız davranan bir kurumun eğitim ile içlerindeki hangi ısığı alacağını düşünmek bile beni korkutuyor. Ben cocugumun harika bir çocuk olduğunu biliyorum. Her çocuk kadar özel olduğunuda. Hayvanlara insanlara tüm canlılara saygılı bir çocuk yetiştirme mutluluğunda bir anneyim ve eğer sizlerde buna benzer şeyler yaşadıysanız lütfen yarım saatlik görüşmelere değil çocugunuza inanın:) Oğlum bir yaşında 50 parça puzzle yapabiliyordu. Ayrıca 4 yaşında toplama ve çıkarma yapabilme yeteneğine sahip olmuştu. 2 yaşında alfabeyi kendi kendine sıralamaya başlayan oglum aynı zamanda ingilizcede de çok ileri düzeye ulaşmıştı. bu süreçte tabiki cok zorluklar yaşadık oglumuzun hızına yetişmekte ve onu dogru yönlendirebilme sürecinde cok fazla mücadele ettik ve ögrendigimiz en önemli sey ise oglumuzun yasıtlarından ileri yada geri olmasının hiç bir önemi olmadığı idi ve aslında her cocuk kadar özeldi. Önemli olanın birey olabilmelerini saglayabilmemiz olduğunu biliyorum ve onlara bir makina gibi değil birey gibi davranacak kurumlar seçmemiz gerekiyor . Belki bugün tüm bu süreçleri yaşamamış olsaydık cocugumuzdan tereddüt edecektik. Umarım hiç bir veli böylesi bir tecrübeyi yaşamaz. İlkokul 2 . Sınıf ögrencisini başarısızlıkla suclayarak okuldan atan bir kurumun bu çocugun başarız olmasında hiç mi payı yoktu? yarın piri reis ile görüşmeye gideceğim bakalım bizleri neler bekliyor.
İzmire yeni taşınmamız dolayısı ile izmirdeki bir çok anaokulu ile görüşme yaptık. Bu süreçte izmirde ismini duydugumuz okullardan biriside sasalı cakabey koleji idi. Okul hakkında bilgi toplama sürecinde forumlara bir çok olumsuz yorum okuduk ve bu yorumlardan biri gerçekten şaşırtıcı düzeydeydi. İlkokul 2 . Sınıf öğrencisinin başarılı olamaması gerekçesiyle okuldan atıldığı konusunda bir yazı okuduk. Bu haberi okuduktan sonra Kuruma gidip gitmeme konusunda kaygılıydım.Böyle bir durum gerçekten olabilir mi diye düşünüyordum. Okul bize gündüz saat 13.00 randevu vermişti ve okulu tanıtacaklarını bildirmişti. Okula vardığımızda bizi cok tatlı güler yüzlü bir bayan karşıladı.Daha sonra anaokulu müdür yardımcısı görüşmeye devam etti. Okul müdürü ile çocuğumuz için beklentilerimizi ve kurumun beklentilerini konustuk. Bu arada okula girer girmez iki bayan oğlumuzu aldı ve yanımızdan ayrıldılar. Cocugu nereye götürdüklerini sordugumda kurum çalışanları oldugunu beyan etti okul müdürü. Biz eşimle bayanların müdürle rahat konusalım diye cocugumuzla gezeceklerini sanmıştık. Tam yarım saat sonra cocuk ile bayanlar geri geldi. BAyanın pdr görevinde oldugunu ozaman anladım. Elinde birde dosya mevcuttu. Müdür yardımcısı değerlendirmeniz nedir diye sordu .Çocuğunuzun dil gelişimi kötü bizim anaokulu seviyesinin altında dil kullanma becerisi. Kendini ifade edemiyor şeklinde bir yorumda bulundu bayan. Bunun üzerine ne demek istiyorsunuz siz dedim cünkü durumu anlamamıstım birde pdr uzmanı pekte profesyonel olmayan tavırla sert kelimeler ile cevaplarına devam etti. Tam yarım saat süren bir görüşmede oglumun tüm gelişimsel özelliklerini tespit ettikleri iddiasında olan kurum yetkilileri birde bir dosya doldurmayı bile başarmışlardı. Ama bilmedikleri birşey vardı ki biz çocugumuzun yeterliliklerini ve yetersizliklerini çok iyi bilen ebebeyinlerdik. Oglumuzun gelişimini yakından takip ettiğimiz gibi profesyonel kişilerlede gelişim sürcni takip ediyorduk. düşünsenize daha anaokuluna gidecek 4.5 yaşındaki oglunuzun dil kullanımı hakkında ve yetersizlikleri hakkında yarım Saatte cocukla yaptıkları görüşmede tespit yaparak önümüze bir özürmüş gibi koymaya çalıştılar. Tam o sırada gözüm oğluma takıldı gözleri yarı açık ve yorgun bakıyordu hemen ateşi olduğunu anladım. Bayana dönerek çocugumun gözlerine bakmadığını göz teması kurmadığını beyan eden bayana siz cocugumun gözlerine baktınız mı dedim? bütün bunları tespit eden siz çocugun hasta oldugunu göremediniz mi dedim. Cocugumun kendileri ile göz teması kurmadıgını dile getiren bayan sanırım oglumun gözlerine hiç bakmamıştı. Cocugum yorgun ve mutsuz görünüyordu. Birde oglumun bir özelligi vardır bilmedikleri bir kişi ile baglantı kuramadıgında konusmamasıydı:) kurumdan eşimle beraber daha fazla görüşmeyi sürdürmekte yarar görmeden uzaklaştık. Kurum müdürü Başka bir güne randevu alalım isterseniz dediginde dehset içinde eğitimi ne hale getirdiniz diye bagırmak istemiştim. Küçücük cocukları yarım saatte gözlemleyerek katagorize etmeye çalışmalarını saymıyorum bile. Biliyormusun ne beni düşündürdü. Bu kurumdan asla bir einstein çıkmayacaktı düşünsenize kurum psikologu disleksiya olan Einstein ı görünce dil becerisi kötü sınıflarımızdaki öğrencilerin seviyesinin altında diyip ailesinin çocuklarına olan inancını kırarak yola başlayacaktı. Daha da kötüsü bu cocuklara yola baslamasında bu kdar acınasız davranan bir kurumun eğitim ile içlerindeki hangi ısığı alacağını düşünmek bile beni korkutuyor. Ben cocugumun harika bir çocuk olduğunu biliyorum. Her çocuk kadar özel olduğunuda. Hayvanlara insanlara tüm canlılara saygılı bir çocuk yetiştirme mutluluğunda bir anneyim ve eğer sizlerde buna benzer şeyler yaşadıysanız lütfen yarım saatlik görüşmelere değil çocugunuza inanın:) Oğlum bir yaşında 50 parça puzzle yapabiliyordu. Ayrıca 4 yaşında toplama ve çıkarma yapabilme yeteneğine sahip olmuştu. 2 yaşında alfabeyi kendi kendine sıralamaya başlayan oglum aynı zamanda ingilizcede de çok ileri düzeye ulaşmıştı. bu süreçte tabiki cok zorluklar yaşadık oglumuzun hızına yetişmekte ve onu dogru yönlendirebilme sürecinde cok fazla mücadele ettik ve ögrendigimiz en önemli sey ise oglumuzun yasıtlarından ileri yada geri olmasının hiç bir önemi olmadığı idi ve aslında her cocuk kadar özeldi. Önemli olanın birey olabilmelerini saglayabilmemiz olduğunu biliyorum ve onlara bir makina gibi değil birey gibi davranacak kurumlar seçmemiz gerekiyor . Belki bugün tüm bu süreçleri yaşamamış olsaydık cocugumuzdan tereddüt edecektik. Umarım hiç bir veli böylesi bir tecrübeyi yaşamaz. İlkokul 2 . Sınıf ögrencisini başarısızlıkla suclayarak okuldan atan bir kurumun bu çocugun başarız olmasında hiç mi payı yoktu? yarın piri reis ile görüşmeye gideceğim bakalım bizleri neler bekliyor.
Son düzenleme: