'CANAN KARATAY'LA ŞİFA BULANLAR ÇIKTI'
İŞTE ŞİŞMANLATAN HATALAR
(BİR HABER VE BAZI YANLIŞ BİLGİLER)
Karar gazetesinde bu haberi okuyunca hem hoşumuza gitti hem de biraz şaşırdık. Bu haberi yapan kişi 'Canan Karatay'la Şifa Bulanlar' kitabını ve/veya Karatay Diyeti kitabını sanırım tam okumamış veya tam özümseyememiş. O nedenle de haberde sehven de olsa bazı temel hatalar yapmış. Biz de bunları aşağıda özetledik ayrıca yazının içinde de parantez içine yazarak sizlere aktarmaya çalıştık. Bu tür haberlerle insanların sehven yanıltılıyor olması gerçekten üzücü. O nedenle haberlerle yetinilmemeli ve Karatay Diyeti kitabı mutlaka okunmalı.
Yazıda;
1- “Prof. Dr. Canan Karatay’ın son kitabı çıktı” ibaresi yer almaktadır. Bu kitap Canan Karatay tarafından değil, Canan Karatay’ın
kitaplarındaki bilgileri uygulayarak şifa bulanlar tarafından çıkarılmıştır.
2- “Omega3, Omega6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka almaları gerekir.” cümlesi tek başına bazı yanılmalara ve hatalara neden olabilir. Şöyle ki; Omega-6 yağ asitlerini yediklerimizden istemesek de fazlasıyla alıyoruz ve Omega-3 / Omega-6 oranı bozuluyor. O nedenle Omega-6 yağlarını mümkün olduğunca almamaya, Omega-3 yağlarını ise mümkün olduğunca çok almaya dikkat etmeliyiz. Omega-3 yağı ile Omega 6 yağı arasında bir oran olmak zorundadır. Örneğin; Omega 3 yağı kanı sulandırır, Omega 6 yağı ise kanı pıhtılaştırır. Kanınız çok fazla sulu olursa yani pıhtılaşmıyorsa bir kesik halinde kanamayı durduramazsınız. Bu nasıl iyi bir şey değilse kanın sulu olmaması hemen pıhtılaşıyor olması da hiç iyi bir şey değil. O nedenle denge çok çok önemli. Omega3 / Omega6 = 1/4 olmalı. Maalesef yenen bütün gıdalarda Omega 6 çok fazla olduğu için insan vücudunun sadece Omega 3 takviyesi almaya ihtiyacı var. Özellikle Omega-6 içeren besinlerden uzak durması gerekiyor.
3- “Tuz yasak” ibaresi Karatay Diyeti için son derece yanlıştır. Çünkü Karatay Diyeti’nde “kaya tuzu” çok önemlidir ve mutlaka yenmesi gerekir. Yasak olan tuz sadece rafine edilmiş tuzlardır.
4- “Balık ve dana gibi hayvanlarının etleri günde iki defa yenebilir. “ cümlesi de son derece yanlıştır. Cümlenin başı ve sonu kırpılınca tıpkı Papa’nın hikayesi gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Kitapta “sağlıklı proteinler” anlatılırken aynen şu şekilde denmişti: Özgür tavuk ve yumurtası, deniz balıkları, serbest dolaşan kuzu, keçi, dana veya av hayvanlarının etleri…” Balığın başındaki “deniz”, dananın başındaki “serbest dolaşan” ibareleri çıkınca son derece zararlı olabilecek bir anlatım olmuştur.
5- “Bulgur pilavı ise günde bir defa tüketilebilir.” ibaresi de tek başına yanlış anlamalara neden olabilir. Kitabın tamamı okunduğunda bulgur pilavının da sınırlı tüketilebilecek gıdalar arasında yer aldığı görülecektir. Glüten hassasiyeti olan kişilerin bulguru tamamen kesmesi gerekiyor. Bu husus kitapta özellikle belirtilmiştir. Kitapta “Bulgurun 2-3 kaşık tüketilmesi tavsiye ediliyor. Tabaklar dolusu bulgur pilavı yiyenler kilo veremiyor” denilmektedir. Bu sınırlamalar belirtilmeden günde kahvaltı haricinde bir öğün yemek yiyen bir kişiye tutup da "her gün yediğin yemekte bulgur pilavı tüketebilirsin" demek yanlış anlaşılmalara neden olabilecektir.
6- Yazıdaki “BU YİYECEKLERE AMAN DİKKAT” başlığı altında sayılan yiyecekler mutfağa bile alınmayacak yiyeceklerin sadece bir kısmıdır. Bunlara ilave olarak:
• Bütün suni (yapay) tatlandırıcılar.
• Ambalajında ‘diyet’ yazan bütün yiyecek ve içecekler.
• Hazır (fabrikasyon) veya taze sıkılmış her türlü meyve suyu.
• Bütün gazlı içecekler, enerji içecekleri.
• Her türlü kızartma.
• Bütün hazır çorbalar.
• Sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri.
• İslenmiş, tütsülenmiş balık ve tütsülenmiş etler.
• Süt tozu, krema vb ürünler.
• Mayonez, ketçap ve her türlü hazır soslar.
• Marketlerde satılan kapalı çiftlik tavukları. Serbest dolaşan tavuklar (köy
tavuğu) yenebilir...
• Karpuz ve kavun gibi doğal da olsa fazla miktarda şeker içeren, glisemik indeksi yüksek meyvelerden de uzak durulacak.”
Maddeleri de sayılmalıdır.
Kısaca özetleyecek olursak
Karatay sağlıklı beslenmesinde ; her türlü un ve unlu mamuller, şeker ve şekerli mamuller, trans yağlar, işlenmiş gıdalar, pakete, kutuya şişeye girmiş her türlü yiyecek ve içecekten, Gİ yüksek gıdalardan uzak durulması gerekmektedir.
Not: Yazı içindeki imla hataları bize ait değildir. Biz aynen gazeteden alıntı yaptık…
Bu girişten sonra Karar’da bugün yayınlanan yazıyı bu bilgiler ışığında okuyalım.
"Canan Karatay’la Şifa Bulanlar' çıktı: İşte şişmanlatan hatalar
Prof. Dr. Canan Karatay, son kitabı (bu kitap Canan Karatay tarafından değil Canan Karatay'ın söylediklerini uygulayarak şifa bulanlar tarafından çıkarılmıştır) ‘Canan Karatay’la Şifa Bulanlar’da şişmanlatan hataları enine boyuna sıralıyor. Tuzu yasaklıyor (Rafine tuzu yasaklıyor kaya tuzu serbest), doğal terayağını öneriyor. Sık sık yemenin ise kilo aldırdığını söylüyor.
ÖZEL HABER: ÜRÜN DİRİER
Ezber bozan söylemleriyle dikkat çeken ve şimdiye dek kitapları 1 milyondan fazla satan Prof. Dr. Canan Karatay’ın son kitabı çıktı. (Bu kitap Canan Hocanın değil Canan Hocanın söyledikleriyle şifa bulanların yazdığı bir kitaptır.) ‘Canan Karatay’la Şifa Bulanlar’ isimli kitapta onlarca zayıflama ve iyileşme hikayesi (50 hikaye) yer alıyor. Karatay kitapta, Türkleri şişmanlatan büyük hatalara, diyetin olmazsa olmazlarına ve el sürülmemesi gereken gıdalara değiniyor.
Hareketsizlik: Türk halkındaki en büyük problem hareketsizliktir. Spor yapan küçük bir kitle var ama çocukluktan itibaren aktif değiliz.
Fast-food zararlı: Türk halkı maalesef çok fazla ekmek ve unlu gıdalar tüketiyor. Gençler fast-food kültürüyle yetiştiriliyor. Hamburger, pizza, sandviç, cips gibi yiyeceklerle ve kola, buzlu çay gibi içeceklerle karın doyurmaya çalışıyor. Halkımızın büyük bölümü sağlıklı sanarak her gün neredeyse kilo kilo taze meyve yiyor ama kuruyemişten kilo aldırır diye uzak duruyor.
Sık sık yemeyin: Kendi mutfağımızla değil, yabancı mutfaklarla yani tercüme diyetlerle zayıflamaya veya az az ve sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyoruz. Oysa sık sık yemek sürekli insülin hormonu salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel olunuyor.
Protein önemli: Yalnızca kalori hesabına takılmamak gerek. Yiyeceklerin ne glisemik endeksine, ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakılıyor. Proteinler saçlarımızın, tırnaklarımızın, cildimizin tüm organlarımızın ve hayati önemi olan hormonlarımızın temelini meydana getirirler. Doğal olan temel proteinleri tüketmedikçe kilo veremeyiz.
Tereyağı yiyin: Kilo problemi olup zayıflamaya çalışanların ve kilolarını korumak isteyenlerin, doğal tereyağı, soğuk sıkım sızma zeytinyağı ve temel olan Omega3, Omega6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka almaları gerekir. (Omega 6 yağ asitlerini yediklerimizden istemesek de fazlasıyla alıyoruz ve Omega 3/6 oranı bozuluyor. O nedenle Omega 6 yağlarını mümkün olduğunca almamaya, Omega 3 yağlarını ise mümkün olduğunca çok almaya dikkat etmeliyiz.) Vücudumuza sağlıklı yağ girmediği sürece birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulamayız. Sağlıklı zayıflama söz konusu olmaz.
Tuz yasak: (Karatay Beslenmesinde sadece rafine tuz yasaktır. Ancak kaya tuzu yenmek zorundadır ve korkmadan yenilmelidir) Ne yapılırsa yapılsın kilo verilemiyorsa, bunun asıl nedeni Omega3 ve Omega6 gibi temel yağ ve lipitlerin eksik olmasıdır. (Omega 3 yağı ile Omega 6 yağı arasında bir oran olmak zorundadır. Örneğin; Omega 3 yağı kanı sulandırır, Omega 6 yağı ise kanı pıhtılaştırır. Kanınız çok fazla sulu olursa yani pıhtılaşmıyorsa bir kesik halinde kanamayı durduramazsınız. Bu nasıl iyi bir şey değilse kanın sulu olmaması hemen pıhtılaşıyor olması da hiç iyi bir şey değil. O nedenle denge çok çok önemli. Omega3/Omega6 =1/4 olmalı. Maalesef yenen bütün gıdalarda Omega 6 çok fazla olduğu için insan vücudunun sadece Omega 3 takviyesi almaya ihtiyacı var. Özellikle Omega6 içeren besinlerden uzak durması gerekiyor. ) Omega 3 yağı yağlı olduğu gerekçesiyle zeytin ve kuruyemişlerden korkmak ve az yemek doğru değildir. Ancak kuruyemişler çiğ olarak tüketilmelidir. Kavurup tuzlayarak yemek son derece sağlıksızdır.
DİYETİN SIRRI NEDİR?
Hergün 2-3 litre sıvı alınmalı. Ayrıca limonlu su, limonlu açık çay, yeşilçay, karanfil ve tarçın çayı gibi şekersiz bitki çayları içilmeli.
Akşam saat 20:00’den sonra hiçbirşey yenmemeli. Yatana kadar limonlu çay ve bitki çayları içilebilir.
Yediğiniz her şey doğal ve mevsiminde olmalı. İşlenmiş hiçbir yiyecek ve içecek tüketilmemeli.
Sabahları kuvvetli protein içeren, sağlıklı yağ ve karbonhidratların yer aldığı kavaltı yapılması şarttır.
Az az sık sık yemek yerine, tam tersi günde 2 öğün doyuncaya kadar sağlıklı protein, yağ ve karbonhidratları yani glisemik indeksi düşük yiyecekler yemeli. Öğünler arasında en az 4-5 saat geçmeli.
Balık ve dana gibi hayvanlarının etleri günde iki defa yenebilir. (Balık mutlaka deniz balığı olmalı çiftlik balığı asla yenmemelidir. Aynı şey dana eti için de geçerlidir. Dana şayet serbest dolaşıyorsa ve doğadan doğal olarak besleniyorsa eti yenebilir. Çiftlik danasının eti yenmemeli onun yerine serbest dolaşan keçi ve kuzu eti tercih edilmedidir.) Bulgur pilavı ise günde bir defa tüketilebilir. (Sınırsız değil sadece 2-3 kaşık tüketilebilir.)
BU YİYECEKLERE AMAN DİKKAT
Kilo vermek istiyorsanız, obez, diyabet, kalp ve damar hastasıysanız, tansiyon probleminiz varsa, kronik artrit ya da kanser hastasıysanız mutfağınıza kesinlikle girmemesi gereken yiyecekler var. Bunlar şöyle: Beyazı, kepeklisi, çavdarlısı her türlü ekmek, simit, kuru ve yaş pasta, her türlü tost, grisini, galeta, bisküvi, pirinç pilavı, patates, mısır, makarna, börek, poğaça, açma, şeker, çikolata, tatlı, reçel, şurup, bal... (Bu liste biraz daha geniş. Ancak şu şekilde özetlenebilir. Her türlü un ve unlu mamuller, şeker ve şekerli mamuller, trans yağlar, işlenmiş gıdalar, pakete, kutuya şişeye girmiş her şey ve Gİ yüksek gıdalar)”
Kaynak:
http://m.karar.com/hayat-haberleri/sismanlatan-hatalar-246424
—
Karar Haber ile birlikte.