Recai Pabuccu. Mesleği oysaki “kadınlar” la ilgili olan, genç, yaşlı, umutsuz, korkan, heyecanlı bütün kadınların böyle hassas bir konuda gidip de yüzlerine- gözlerine 10 sn den fazla bakmayan doktor.. isterseniz ki nasılsın, derdin ne, hoşgeldin, utanma cekinme, rahat ol desin, istersiniz ki o muayne masasında sizin dizleriniz titrerken, tek bir kelime bazen bir gülümseme gelsin.
Oraya ilk defa gidenler var, ilk muaynesini bile olanlar var, ilk defa tüp bebek deneyecekler var.
Bazen bir elinde spekulum bir elinde telefon, ekrandan rakamlar, görüntüler, iyi mi kötü mü, saglıklı mı normal mi.. hic bir bilgi yok. bilinmezlik, karanlık ve mahrem bölgenin acıldıgı son derece savunmasız bir haldeyken bile korku hissetmenize neden olan doktordur malesef..
Elbette yoğun bir doktorun psikolojik terapi yapması değildir beklentim, ancak doktorluk mesleğinin gereği değil midir hastana 1 grm insancıl yaklaşım? Psikoloji, stress ile yakından ilgili olan bu bölümde eksik olan nedir biliyor musunuz? hastaya- hatta hasta “kadına” olan saygı. Zaten genellikle bebek hasreti ceken anne baba adaylarının gittiği “Centrum Klinikte” hassas bir konu, spermi sorunlu olan hatta hiç olmayan binlerce kendini kötü hisseden erkekler, muayne odasına eşleriyle birlikte eger randevu saati (şanslıysanız 50 dakika beklemeden) gelmişse odaya girdiklerinde en az 6-7 kişilik bir ekiple, sorunlarını yani mahremlerini anlatmaya calısırlar, eger diyalog 3 dk dan fazla kesilmeden sürebilmişse, şanslılar. yine de müthiş bir kötü hisle odadan cıkarlar. . bir gün ameliyat olup yeniden gelmiş bir erkek hastaya “senin spermin cıkmısmıydı?” diye bagırdıgında adamın yüzü gözümün önünden gitmiyor.. evet bu bir saglık sorunu ama bu konu hassas bu konu saygı duyulması gereken, bu konu mahrem.. belki de kendi anne babalarının bile haberleri olmadan gelen insanlar bunlar.. Çalışanların birçoğu diploma denkliği olmayan, hemşireler, yabancı uyruklu doktorlar tir tir titriyorlar hocadan, bir anda bir bağırış bir öfke. neyi yanlş yaptık korkusu sizin korkunuza korku katıyor coğu zaman. Huzursuz, gergin, hicbizaman iyi hissedilmeden cıkılan bir ortam. Ancak instagram da, canlı yayınlarda ne cok ilgi öyle hastaya:) Sosyal medyanın bir kez daha ironik gerçek/ sahte dünyasına sahit oluyorsunuz.
Şimdi bu muamele nedir?
mesleki deformasyon?yoğunluk? bıkkınlık?
hoca yetişemiyor?
Zaten bütün işleri hocanın kendi dısında herkes hallediyor. Benim gördüğüm sadece yumurta sayan robotik bir insan malesef. Istediğinizde ulaşamazsınız, ulaşsanız istediğiniz soruları soramazsınız, bıktım sizden ses tonu ve bakısları içinde hemşirelerden ezbeledikleri prosedurleri dinler ayrılırsınız.
Maddi kısma girmek istemiyorum, sonuc olarak devlet hastanesi değil, herseyin bir karsılıgı olmalı. pazarlık yapan aileler, muayne olmadan alınan ücretler daha ilk bastan paran varsa gir, aman ha sonra kacarsın der gibi.. öyle bir merkez ki herkes robotlaşmış, hersey ezbere, herkes soğuk. Kişiye özel bir tedavi yerine, yumurta fabrikası denebilir zannımca. O soguk hava iliklerinize işliyor her kapıdan girişinizde. Bazen kafamda kese kagıdıyla girsem dediğim günler olmuştu.
peki insanlar neden hala oraya gidiyor
Neden böylesine kalabalık, neden herkesin yüzü mutsuz ama banka sırası bekler gibi bekliyorlar? Cevap cok basit.. umut
Cünkü tıp camiyasında aslında psikiyatriden sonra gelen en süprizli bilinmeyenli bölüm olan kadın doğum. bence daha bircok sey çözülemedi. Ya tutarsa? Ya Allah verirse bu defa? Anne- baba olayımda bunları cekerim.
Rosi varmış bir de sperm olmayandan bebek oluyormuş. Yüzde iki diyorlar. Yüz kişi de iki. E olsun.. belki de ben olurum o iki kişiden biri.
Baska caren var mı? O yüzden gidiyorsun işte.Olmayınca sana diyorlar Allahtan, olunca Centrumdan :)
Konu basarı- basarısızlık değil.(Dikkat ederseniz ben kendi trajik hikayemi bile anlatmadım) Konu hastaya verilen önem,deger, bazen ilgi. Giderek insanlıgımızı yitirdiğimiz bu dönemde insan kandırma değil, umut verme değil. Kadına, anne adaylarına Saygı..
Neden mi yazdım bunları, gidin gitmeyin tercih edin etmeyin diye değil. Belki azıcıkta olsa kaybolan insanlık duygularını yerine getirmek. Kadınlarımıza ve kadın hastalarımıza şevkat, ilgi ve saygı ile doktorluk yapmak.
Her zaman tesekkür olacak değil ya..