Psikopatolojik Vakaları Anlatan Film Önerileri (Meraklısına)

Ne zamandır burada film önerisinde bulunmamışım. O yüzden size yeni bir film önerisinde bulunmak istiyorum, hatta izleyenler olursa bu filmi birlikte tartışmayı çok isterim.

45. The Tale (Öykü)

MV5BMmU3NzY3MmItYjhmMS00ZmNkLTkwY2EtMTkyMjhlNThiMzQ5XkEyXkFqcGdeQXVyMTMxODk2OTU@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 7.3

Yılı: 2018

Tür: Dram, Gizem, Gerilim

Süre: 1 sa 54 dk

Yönetmen: Jennifer Fox

Oyuncular: Laura Dern, Isabelle Nélisse, Elizabeth Debicki

Konusu: 40lı yaşlarında bir belgesel yönetmeni, aynı zamanda üniversite hocası olan Jennifer Fox, 13 yaşındayken koşu antrenörünü ve binicilik eğitmenini de dahil eden bir hikâye yazmıştır. Jenny, bu “hikâyenin” bilinçdışında bastırdığı bir çocukluk travması olduğunu annesinin hikâyeyi eski dosyaların arasında bulup okuduğunu söylemesi ile öğrenir ancak bastırdığı geçmişini bölük pörçük hatırlamaktadır. Jenny bunun üzerine kafasındaki soru işaretlerini açığa kavuşturmak için hem hikâyeye dahil olanlarla hem de kendisiyle yüzleşir. Filmin konusu yönetmen ve senarist Jennifer Fox’un gerçek hatıralarından uyarlanmadır.

(Film beni öyle böyle etkilemedi arkadaşlar, izlemesi çok zor öncelikle onu belirtmek istiyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi konu çocuk istismarı üzerine, istismar sözünü kullanmak aslında hafifletici oluyor bildiğiniz bastıra bastıra, cinsel sapkınlık, PEDOFİLİ demek gerekiyor ki insanlar bunu hafifletmesin artık. Konusunun gerçek bir hikayeye dayanıyor olması daha da ağır geliyor insana izlerken. Özellikle kızı olan annelerin izlemesini mutlaka tavsiye ederim, burada tartışmayı da istiyorum dediğim gibi filmi. Spoiler vermemeye çalışarak tek söyleyebileceğim, çocuklarınızdan gözünüzü ayırmayın; onları anlamaya çalışın, dışarıdaki tehlikelerden korkarak hem ruhlarına hem bedenlerine bir zarar gelmesinden korktuğunuz için bu kadar üstüne düştüğünüzü ona anlatmaya çalışın. Sizi anlasın ki size kendini anlatsın, sizden bir şey saklamasın. Çok etkilendim filmden, gerçekten.)
 
Yeni fark ettim topiğinizi ve bire bir sayfalari okudum .Ben bu konularla çok ilgiliyim .Malesef kendimde rahatsiz olduğum icin hep kendimi tanima adina sürekli araştirma yapiyorum .
Birde cevremde herkes dedikodu dizisi izliyor sirf onlarla konuşa bilmek icin bende izliyorum .
Filmleri hangi kaynaktan buluyorsunuz nerden izleye bilirim?
 
Yeni fark ettim topiğinizi ve bire bir sayfalari okudum .Ben bu konularla çok ilgiliyim .Malesef kendimde rahatsiz olduğum icin hep kendimi tanima adina sürekli araştirma yapiyorum .
Birde cevremde herkes dedikodu dizisi izliyor sirf onlarla konuşa bilmek icin bende izliyorum .
Filmleri hangi kaynaktan buluyorsunuz nerden izleye bilirim?

Merhaba :) Kimisini Netflixten izliyorum kimisi internette bazı film sitelerinde yüklü oluyor. İsimlerini buraya yazarsam belki yasal açıdan uygun olmayabilir. İstediğiniz filmin ismi yanına "izle" yazıp Googledan aratırsanız pek çok link bulursunuz zaten.
 
Bu hafta nihayet Müslüm filmine gittim.
Müslüm Gürses'in hayatı gerçekten çok zor geçmiş. Ardı ardına travmatik olaylar yaşamış.
Film boyunca travmanın anılarından kurtulamaması ve travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya çalışması travma sonrası stres bozukluğunu düşündürdü başta.

Fakat Ahmet Kural-Sıla olayı gündeme gelince filmi yeniden gözden geçirdim.
Müslüm Gürses'in çocukluğu aile içi şiddetle dolu. Ki bu aile içi şiddet hayatındaki o korkunç travmalardan birine yol açmış. Fakat görüyoruz ki kendisi de sevdiği kadına şiddet uygulamış. Nasıl yani ya?
Çevremde de gözlediğim bir durum bu, ailesinde şiddet gören birinin sonra kendi ailesinde de bunu yaşatması yani.
Benim bir türlü anlayamadığım bir durum. Hayatının ilk yıllarında yaşıyorsun bunu, çok korkuyorsun, acı çekiyorsun vesaire vesaire. Fakat yetişkin bir insan olduğunda da aynı hisleri sevdiklerine yaşatıyorsun. Neden? Anlam veremiyorum.
 
Bu hafta nihayet Müslüm filmine gittim.
Müslüm Gürses'in hayatı gerçekten çok zor geçmiş. Ardı ardına travmatik olaylar yaşamış.
Film boyunca travmanın anılarından kurtulamaması ve travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya çalışması travma sonrası stres bozukluğunu düşündürdü başta.

Fakat Ahmet Kural-Sıla olayı gündeme gelince filmi yeniden gözden geçirdim.
Müslüm Gürses'in çocukluğu aile içi şiddetle dolu. Ki bu aile içi şiddet hayatındaki o korkunç travmalardan birine yol açmış. Fakat görüyoruz ki kendisi de sevdiği kadına şiddet uygulamış. Nasıl yani ya?
Çevremde de gözlediğim bir durum bu, ailesinde şiddet gören birinin sonra kendi ailesinde de bunu yaşatması yani.
Benim bir türlü anlayamadığım bir durum. Hayatının ilk yıllarında yaşıyorsun bunu, çok korkuyorsun, acı çekiyorsun vesaire vesaire. Fakat yetişkin bir insan olduğunda da aynı hisleri sevdiklerine yaşatıyorsun. Neden? Anlam veremiyorum.

Merhaba :)

Müslüm filmini izlemedim henüz, çok övüldüğü için aklımda izlemek ama tam da bu zamanlarda ünlü bir şarkıcının oyuncu sevgilisinden şiddet gördüğü haberleri ile ülke çalkalanırken Müslüm Gürses'in hayat arkadaşına şiddet uygulamasını ne güzellemek ne de anlam vermeye çalışarak normalleştirmek istiyorum. Şiddetin güzellemesi olmaz, herhangi bir nedenle normalleştirilemez de. "Cinnet geçirdi" başlığıyla atılan haberler de aslında durumu normalleştirmek. "Cinnet geçirdi vah vah kimbilir nesi vardı, ne rahatsızlığı vardı?"; böyle bir şey yok.

Diğer soruna gelecek olursak güzel bir soru aslında. "Ailesinde şiddet gören, bunun acısını çeken, kötülüğünü bilen birisi neden bu acıyı sevdiği insana yaşatmak ister?" Psikanalitik kuramla bakarsak, içselleştirme savunma mekanizmasıyla açıklayabiliriz. Babanın şiddet uyguladığı esnada babanın hissetmediği şeyleri çocuk hissetmeye başlıyor. Yani babada o an eksik olan duyguları hissederek, çocuk babasıyla bütünleşebiliyor. Mesela şiddet sırasında babada utanç var mı yok, olsa zaten yapmaz. Çocuk babasından utanıyor. Baba acizlik göstermiyor, kendini öfkeyle ifade ediyor. Çocuk o sırada babayla kendini içselleştiriyor farkında olmadan. Mesela şiddet görmüş insanlardan şeyi duyabilirsin: "Babam da beni döverken haklıydı aslında, ben de çok yaramazdım." İçselleştirmenin alası işte. Baba fiziksel olarak üstün olduğunu şiddetle ifade ettiği için, ileride çocuk da aciz hissettiğinde fiziksel olarak üstün olduğunu, aciz olmadığını böyle ifade ediyor. Davranışçı kuramla bakarsak da, çocuklar model alarak öğrenirler. Babayı model aldıysa babadan gördüğü davranışı öğrenir; ileride kendisini böyle ifade etmeye başlar çünkü bunu öğrenmiştir de diyebiliriz.

Ha bu şey demek değil, her şiddet gören insan şiddet uygular. Böyle bir şey yok. Ama şiddet gösteren insanların geçmişlerine baktığımızda genelde şiddet örüntüsü görüyoruz.
 
Burayı eskisi kadar takip eden var mı, boşa mı yazıyorum bilmiyorum aslında ama yine de burayı boş bırakmak istemiyorum belki takipçileri vardır diye izledikçe hep güncel film önerilerinde bulunmak istiyorum.

Önereceğim film psikopatoloji içeriyor mu biraz tartışılır (bence içeriyor) ama yıllarca uğraşıp didinip bir türlü çocuk sahibi olamayışın çiftlerde oluşturduğu o yoğun stresi, depresyonu, yılgınlığı dibine kadar hissettiğiniz, karakterlere tamamen empatik olarak yaklaşabileceğiniz, acılarını hissedebileceğiniz harika bir film önerisinde bulunmak istiyorum size. Özellikle uzun süre bekleyip, çabaladıktan sonra çocuk sahibi olmuş/hâlâ olamamış kişilerin kendilerinden çok şey bulacaklarına eminim. Çok beğendim bu filmi ve izlemenizi çok tavsiye ediyorum. Kesinlikle "underrated" bir film, kıymeti bilinmemiş. IMDB puanı az bile geldi bana.

46. Private Life

MV5BNjYzMjZiNDItMDk2ZC00MWVkLWFmNjUtZGU1MjM2YmY0Y2MxXkEyXkFqcGdeQXVyMTMxODk2OTU@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 7.2

Yılı: 2018

Tür: Dram

Süre: 2 sa 3 dk

Yönetmen: Tamara Jenkins

Oyuncular: Kathryn Hahn, Paul Giamatti, Kayli Carter

Konusu: New York’ta bohem-geek bir hayat sürdüren 40lı yaşlardaki Rachel ve Richard’ın görünüşte mutlu bir hayatları olsa da tek bir sıkıntıları vardır: Çocuk sahibi olmak istemektedirler ve neredeyse tüm seçenekleri tükenmiştir. Bir yandan kısırlık sorununun getirdiği psikolojik sıkıntılarla boğuşurken bir yandan tüp bebek denemeleri onları maddi ve duygusal açıdan da tüketmiştir. Pamuk ipliğine bağlı evliliklerini ayakta tutmak için mücadele vermektedirler. Ancak üniversiteyi yarıda bırakıp onları ziyarete gelen üvey yeğenleri Sadie hayatlarına dahil olduğunda Rachel ve Richard için yeni bir umut doğar.
 
Son düzenleme:
Psikolojik çözümlemelerin olduğu,terapi tadında filmler var mı bildiğiniz Astoria Astoria

Dizi olarak In Treatment var. Bir psikoterapistin hastalarıyla olan seanslarını içeriyor her bir bölüm. Onu önerebilirim. Filmlerde genelde terapi sahneleri çok kısa tutuluyor ama güzel sahneleri olan birkaç tane önerebilirim.

Jimmy P. (2013)
A Dangerous Method (2011): Çok iyi sahneler yok ama Freud ve Jung ilişkisini anlayabilmek açısından fena değil.
Mad to be Normal (2017)
 
Dizi olarak In Treatment var. Bir psikoterapistin hastalarıyla olan seanslarını içeriyor her bir bölüm. Onu önerebilirim. Filmlerde genelde terapi sahneleri çok kısa tutuluyor ama güzel sahneleri olan birkaç tane önerebilirim.

Jimmy P. (2013)
A Dangerous Method (2011): Çok iyi sahneler yok ama Freud ve Jung ilişkisini anlayabilmek açısından fena değil.
Mad to be Normal (2017)

Çok teşekkür ederim.İlk fırsatta bakacağım.
 
İçinde güzel psikoterapi sahneleri olan bazı filmleri ekliyorum. :)

47. Jimmy P.

MV5BMTU3NzY4NTAxM15BMl5BanBnXkFtZTgwNDU4MTE5MDE@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 6.1

Yılı: 2013

Tür: Dram, Biyografi, Gerilim

Süre: 1 sa 57 dk

Yönetmen: Arnaud Desplechin

Oyuncular: Benicio Del Toro, Mathieu Amalric, Gina McKee

Konusu: Jimmy P. İkinci Dünya Savaşı’nda savaşmış bir Amerikan Yerlisinin ülkesine döndükten sonra yaşadığı psikolojik sorunlara cevap bulunamaması ve Fransa’dan çağrılan uzman bir doktorla kurduğu iletişim üzerine bir film. Ünlü psikiyatrist George Devereux’un, gerçek bir hikayeden ve notlarından yola çıkarak yazdığı kitabından uyarlanan film çok farklı iki kültüre mensup iki insan arasındaki ilişkiyi, dostluğu sıcak bir şekilde ele alıyor ve bunu yaparken psikoloji ve antropoloji bilimlerine de fazlasıyla yer veriyor.

48. A Dangerous Method

MV5BMTU5Mjk3NjgxMl5BMl5BanBnXkFtZTcwMDM5MjA5Ng@@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 6.4

Yılı: 2011

Tür: Dram, Biyografi, Duygusal

Süre: 1 sa 39 dk

Yönetmen: David Cronenberg

Oyuncular: Michael Fassbender, Keira Knightley, Viggo Mortensen

Konusu: 1904 yılında geçen hikaye, psikanalist Carl Jung ile hastası Sabina Spielrein arasında doktor-hasta ilişkisiyle başlayan ve daha sonrasında ise Freud'un da dahil olacağı çalkantılı bir ilişkiye dönüşen bir aşk üçgenini anlatıyor. Evli ve eşi bebek bekleyen Carl Jung, akli dengesi yerinde olmayan Sabina üzerinde Freud’un tartışmalı tedavi yöntemini ilk kez uygular; fakat tedavi ilerleyen aşamalarında Sabina ile yakınlaşmaktan kaçamaz. Bu üçlü ilişki gerilimi artırırken, Freud ve öğrencisi genç Jung'un arası da açılacaktır.

49. Mad to be Normal

MV5BZDU3MTgwMTUtZWNhZC00MjdkLTk1NDAtMDFlMTI3ZTljMTIxXkEyXkFqcGdeQXVyMTg0NzI4NTc@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 6.0

Yılı: 2017

Tür: Dram, Biyografi, Tarih

Süre: 1 sa 46

Yönetmen: Robert Mullan

Oyuncular: David Tennant, Elisabeth Moss, Michael Gambon

Konusu: 60lı yıllarda geçen film, ünlü psikiyatrist R.D. Laing'in hayatını ve onun hastaları üzerinde uyguladığı ilginç terapötik yöntemleri kullanmasını ele alıyor.
 
Bu önereceğim film ise bizim ülkemizin de kanayan yarası olan kadına şiddet/taciz konularını içermekte ve başroldeki kişi saplantılı bağlanma ve antisosyal kişilik örüntüsüne sahip. Olay Fransa'da geçiyor, hukuk konusunda benzerlikler göstermemize rağmen Fransızların bizim sistemimizden çok daha iyi bir acil müdahale sistemine sahip olduklarını görünce üzülmemek elde değil açıkçası. Seyretmenizi muhakkak tavsiye ederim.

Not: Oğullarını oynayan miniğin performansına hayran kalmamak da elde değil bu arada.

50. Custody (Velayet)

MV5BMjJlYjZjZWYtYzMxMC00ODkxLThmYTUtMTUyOGJlNWU5MTAxXkEyXkFqcGdeQXVyMTMxODk2OTU@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı:
7.6

Yılı:
2017

Tür:
Dram

Süre:
1 sa 33 dk

Yönetmen:
Xavier Legrand

Oyuncular:
Denis Ménochet, Léa Drucker, Thomas Gioria

Konusu:
18 yaşındaki Joséphine ile 11 yaşındaki Julien'in anne-babası yeni boşanmışlardır. Anne Miriam ile baba Antoine, Julien için velayet kavgasına tutuşurlar. Julien ifadesinde babasını görmek istemediğini belirtir ancak mahkeme Antoine'un çevresinde "sevilen biri" olmasını ve Miriam'ın herhangi bir taciz/şiddet olayına kanıt gösterememesini sebep göstererek Julien'in babasıyla iki haftada bir kalması şartını koşar. Ortak velayet altındaki Julien, çok sevdiği annesinin herhangi bir zarar görmemesi için aracı olarak babasını kontrol altında tutmaya çalışır.
 
Çok basarılı ve kayda değer Bi calısma olmus, emeğinize saglık.İzlemediğim filmler var aralarında tek tek inceleyeceğim, tşkler =)
 
bu konu tam benlik, içerikler tam benlik, nasıl bu zamana kadar keşfedememişim.
:cool:
 
Önermek istediğim başka bir film ise bu "dönüşüm terapileri" şarlatanlığı ile ilgili. Cinsel yönelimi heteroseksüelliğin dışında olan (gay, lezbiyen vs.) çocukları alarak Tanrı'nın onları sevmediğine, hissettiklerinin "Şeytan'ın isteği" olduğuna inandırarak bu çocukları heteroseksüel yapmaya çalışan "eşcinsellik dönüşüm terapileri"ni konu alan, bu dönüşüm terapilerine ailesi tarafından gönderilmiş Garrard Conley'in anılarından uyarlanmış gerçek bir hikaye. Bu konuda önyargınız varsa kırabileceğinizi düşündüğüm bir film de ayrıca.

51. Boy Erased

MV5BNzM2MzU1NTM4NF5BMl5BanBnXkFtZTgwNTMwMzI1NjM@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_.jpg


IMDB Puanı: 7.0

Yılı: 2018

Tür: Biyografi, Dram

Süre: 1 sa 55 dk

Yönetmen: Joel Edgerton

Oyuncular: Lucas Hedges, Nicole Kidman, Russell Crowe

Konusu: Garrard Conley’in aynı adlı otobiyografik kitabından uyarlanan film, ABD’nin Arkansas kasabasında görevli bir papazın oğlu olan ve tıpkı ailesi gibi dindar olarak yetiştirilen Jared’in 19 yaşında gay olduğunu itiraf etmesi üzerine ailesinin yoğun baskıları sonucunda zorla bir “eşcinsel dönüşüm terapisi”ne gönderilmesini ve orada yaşadığı dramatik olayları konu alıyor.
 
İzlemedim maalesef, korku filmleri ile aram pek iyi değildir. :)
Canım korku filmi değil :)) evlatlık alınan 9 yaşındaki bir kızın evlatlık alındığı aileye girmesiyle başlayan olayları anlatıyor.

Sonu o kadar şaşırtıcı ki, tam senlik bir konuya dönüşüyor. İzleyince ne demek istediğimi anlayacaksın :)
 
Canım korku filmi değil :)) evlatlık alınan 9 yaşındaki bir kızın evlatlık alındığı aileye girmesiyle başlayan olayları anlatıyor.

Sonu o kadar şaşırtıcı ki, tam senlik bir konuya dönüşüyor. İzleyince ne demek istediğimi anlayacaksın :)

Aaa korku filmi zannettim. Tamamdır, izleme listeme kaydediyorum o halde. Teşekkür ederim. :)
 
X