Merhaba,
doktor ya da psikolog değilim. Söyleyeceklerim biri paronoya hastası yakını olarak sadece kanılarım olacaktır.
Psikolojik sorunlar, psikiyatrik hastalıklar, kişilik... çok farklı şeyler. Ama hepsi hareketlere yansıdığı için uzman değilseki yeterince de irdelememişsek katıp karıştırıyoruz birbirine.
bir cevap görmüştüm bu başlığı okurken. "ilaçla uğramayın takmayın terapi alın..." benzeri yazan arkadaşım alınmasın lütfen ama psikiyatrik bir hastalığınız var ise mesela eğer paranoyaksanız ömür boyu terapi de düzletmez bu hastalığı. bu bir hastalık. toplumda biraz evhamlı, şüpheci insanlara "paranoyak" deniyor. paranoya ile iç içe olan biri olarak, öyle halk arasında kullanıldığı gibi şüphecilik, paranoyaklık değil. paranoya çok ciddi bir durum. eğer farkedilmemişse tedavi olunmuyorsa, piskolojik etkenlerle birlikte cinayete kadar gidebilir. bir paranoyok, paranoyak olduğunu ölse kabul etmez. içe dönük bilinci yoktur. psikoloğuna güvenmeyeceği için terapiye cevap vermez. ilaçlarını kullanmadığı zaman ataklar başlar ve atak dönemi çok kötüdür. yani ilaç almıyorsa etrafında da durumunun ciddiyeti bilinmiyorsa sokakta başı belaya girer genelde karokolluk ya da adliyelik olur ancak öyle anaşılır bir sorun olduğu. Bu bir hastalıktır. hasta kendi kendine yardım edemez. düzenli takip gerekmektedir.
Bazı insan kıskançtır bu huydur. bazı insan belli bir durum sonucu eşini kıskanmayı takıntı haline getirir bu psikolojik durumdur. bazı insan ise 100 tane delil ile gelir aldatıldığına dair. o kadar inandırıcıdır ki ispatları ile irdelediğiniz de bir bakarsınız. öyle bir şey yok. televizyondaki spiker ona aldatıldığını söylemiştir. o haberi izleyen tüm türkiye niye ona inanmıyordur. herkes aldatıldığını biliyor onunla dalga geçiyordur... eğer bunları söylemezse etrafına, normal günlük işlevleri yerinde olduğundan kimse de konduramaz.... ya da öldürüleceğine dair çok ciddi delilleri vardır ona göre siz bu delilleri yok sayarsanız sizi de ona karşı zannedebilir. öldürülmemek için kendini koruma Allah korusun saldırı da olabilir. O öldürüleceğinden o kadar emindir ki her an bu korkuyla yaşar.
dönem dönem hepimizin sorunları olur. psikoloğa gidip, anlatmak, göremediğimiz şeyleri objektif olarak görmek.... kendimizde aydınlanma yaşamamıza sebep olur. takıntılarımızı insnalara gereksiz değer vermemizi bu şekilde önleyebiliriz.
ama hastalık ise beyinde ciddi bir işlev sorunu var ise ilaç ile tedavi şart. antideprasandan bahsetmiyorum. karaciğeriniz bozuk olsa gözleriniz sararır, beyniniz bozuk olsa hareketlerinize yansır. belirtisi hareket davranış olduğundan da kötülükten mi psikolojiden mi hastalıktan mı karıştırılır. psikiyatrik hastalığın tedavi yolu ilaçtır ki bu tip hastalar zaten ilaçlarını almazlar. etraflarındaki insanlar da yaptığı kötü şeyleri huyundan değil hastalığından yaptığını bildiği için o kötü tavırlara maruz kalır ve susar. yani paranoya bir hastalık ona bakanın yaşadığı durum sonucu sinir bozukluğu psikolojik bir durumdur. terapi ona bakan için gereklidir.
psikiyatrik hastalığın tanısı bu işin eğitimini almış doktorlar tarafından dahi zordur. hasta zar zor ikna edilip belki de zorla doktora götürüldüğü zaman hemen hemen ilk tanı genelde "şizofreni" dir. pek çok psikiyatrik hastaya ilk etapta şizofreni denmiş sonradan tanı koyulabilmiştir. doktor için bu kadar zor ise tabiki bizler arasında karıştırmamız çok normal. bu tip hastaların ilaç almamaları çok tehlikelidir.
halk arasında paranoyak, panik atak ... gibi kavramlar çok yanlış kullanılıyor. kuşkucu insan pranoyak değildir. paronayak çok ama çok ciddi bir hastalktır belki de ömür boyu ilaç tedavisi gereklidir. üzüldüğünde panik olan insan panik atak değildir. evhamlıdır. panik atak ciddi bir durumdur. mesela hastanın kalp krizi geçirdiğini zannedersiniz kendi de siz de eminsinizdir ambulansla hastaneye götürülür orada bile sonradan bu teşhis konur. ki o hasta atak sırasında kriz geçirdiğini zannetiğinde gerçekten kalp krizi geçirenin yaşaıdğı acıyı da yaşar. evhamlı insan panik atağım ben diyor. panik atak olup senelerdir hastane bahçesinde yatan biri vardı haberlerde.
maalesef sağlık sistemimizde psikiyatrik hastalık taramaları yok. 5 senede bir de olsa devlet zoruyla hepimiz bazı taramalardan geçsek hayatımız daha güzel olurdu. bu hastalıklar çok sinsidir. yüzde 80 gibi bir oran maalese artık hastalık sonucu adli bir olaya karışınca ortaya çıkar. birine zarar verip iş işten geçtikten sonra yani....