Psikolojik Olarak Hasta mıyım?

Siz atanıp ortamınızdan bir kurtulun da sonra daha iyi hissedeceksiniz. Terapiler de daha etkili olmaya başlayacaktır. Ruh haliniz yüzünden kitap karakterine sığınmışsınız. O da sizin gibi ama kurtuluşu bir caniyle (?) mümkün olmuş ya da olacakmış. Aslında imkansıza yakın bir durum bu. Gerçek hayatta değil ancak filmlerde oluyor bu durum. Kaçış yolu diye gerçek bir psikopata bağlanırsınız, o zaman da o eski berbat günlerinizi bile özlersiniz.

O kitabı unutun. Okumayın. Karaktere bürünme ergenlikte daha yoğun olsa da sonrasında da devam ediyor. Ruh halim kötüyken o tip bir film seyretsem veya kitap okusam ben de benzer şeyler yaşardım gibime geliyor. O kitabı gerekirse geri dönüşüme atın - çevreyi de koruyalım 😅
 
Siz atanıp ortamınızdan bir kurtulun da sonra daha iyi hissedeceksiniz. Terapiler de daha etkili olmaya başlayacaktır. Ruh haliniz yüzünden kitap karakterine sığınmışsınız. O da sizin gibi ama kurtuluşu bir caniyle (?) mümkün olmuş ya da olacakmış. Aslında imkansıza yakın bir durum bu. Gerçek hayatta değil ancak filmlerde oluyor bu durum. Kaçış yolu diye gerçek bir psikopata bağlanırsınız, o zaman da o eski berbat günlerinizi bile özlersiniz.

O kitabı unutun. Okumayın. Karaktere bürünme ergenlikte daha yoğun olsa da sonrasında da devam ediyor. Ruh halim kötüyken o tip bir film seyretsem veya kitap okusam ben de benzer şeyler yaşardım gibime geliyor. O kitabı gerekirse geri dönüşüme atın - çevreyi de koruyalım 😅
Bu söylediklerinizi yani böyle şeylerin filmlerde olacağını beynim de söylüyor. Ama nasıl desem, elimde olan bir şey değil maalesef ki bu.
 
Bu söylediklerinizi yani böyle şeylerin filmlerde olacağını beynim de söylüyor. Ama nasıl desem, elimde olan bir şey değil maalesef ki bu.
O yüzden uzak duracaksınız. Beni filmler/kitaplar etkiliyor. Uzun süre etkisinde kalıyorum. Uzak kalınca geçiyor. Şimdi oturup izlesem oo hooo, al başına belayı.
 
Bence hasta falan değilsin, sadece çok fazla boş vaktin var ve yalnızsın. Bu tarz olmasa da anlamsız şeylere önceden ben de çok anlam yüklerdim, işe başlayınca ne kadar mantıksız olduğunu anladım 😅
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
İşe o kitabı yakarak başla, sana çok zor geleceğine eminim ama ondan kurtulman gerekiyor bence.

Henüz ergenlikten çıkamamış bir tarafın var, zamanla normali kabullenirsin. Normal insanların içinde de seni hoş tutacak mutlu edecek insanlar vardır mutlaka. Bak ben buldum, olmasalar bulamazdım 😉
 
Bence hasta falan değilsin, sadece çok fazla boş vaktin var ve yalnızsın. Bu tarz olmasa da anlamsız şeylere önceden ben de çok anlam yüklerdim, işe başlayınca ne kadar mantıksız olduğunu anladım 😅
Şu an çalışmıyorum, evet. Ama lisede üniversitede çok yoğundum. Düşüncelerim yine aynıydı. Bir ara terapi alıyordum, o zaman bunu terapiste anlatmaya bile utanmıştım.
 
İşe o kitabı yakarak başla, sana çok zor geleceğine eminim ama ondan kurtulman gerekiyor bence.

Henüz ergenlikten çıkamamış bir tarafın var, zamanla normali kabullenirsin. Normal insanların içinde de seni hoş tutacak mutlu edecek insanlar vardır mutlaka. Bak ben buldum, olmasalar bulamazdım 😉
Ergenlik dönemimde hep yetişkin bir insan gibi davranmak zorunda bırakıldım. Belki dediğiniz gibi boş vakit bulunca ergenliğini yaşamak isteyen bir tarafım ortaya çıkmıştır. Ama lisede, üniversitede aynı durumdaydım sonradan ortaya çıkmadı. Yoruldum ama gerçekten sanki bu yaşam bana ait değilmiş gibi hissediyorum.

Bahsettiğim kitap, kitaplarım arasında en çok takıldığım. Ama bu yalnızca ona özel değil. Sadece en çok hayal kurmaya ihtiyacım olduğu zamanlarda başlamıştım belki bu yüzden yeri farklı olabilir. Geçen başrolün hukuk öğrencisi olduğu bir kitap okudum. Bu neden ben değilim diye o da beni farklı bir ruh haline soktu mesela .

Bu arada siz ne öğretmeniydiniz?
 
Öncelikle böyle bir konu açtığım için ve bahsedeceklerim için beni yerden yere vurmamanızı çok rica ediyorum. Bu kadar saçma sapan bir durumu daha önce terapistime bile bahsetmemiştim, ilk defa burada yüzleşeceğim gibi bir durum var.

Şimdi, çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Ama şöyle bir sorunum var ki bazı kitaplara haddinden fazla bağlanırım. Hastalık derecesinde ama.

Örneğin bu hafta bir kitaba sanırım yirminci kez yeniden başladım. İlk okuduğumda lisede falandım. Bir kitap bir insanı her seferinde depresyona sokar mı, beni sokuyor. Orada henüz yirmi bile olmamış bir genç kız var. Çok masum, çok soğuk, çok mesafeli buralar tıpkı benim gibi. Bunun yanında babasından şiddet görmüş, ondan hiç değer görmemiş ama hep direnmiş hiç gücünü yitirmemiş, aile ilişkileri berbat, kendini onlardan soyutlayıp kitap okumaya falan vermiş. Burası da tıpkı benim gibi. Kızla tek benzemeyen noktamız dış görünüşümüz galiba.

Sonra birtakım olaylar oluyor. Başrol erkek zengin bir katil ve bunu öldürmek için kaçırıyor. Ama sonra aylar içinde kızın masumiyetinden ve gücünden çok etkilenip ona aşık oluyor. Onun için yapmadığı şey kalmıyor. Kızı öldürmek için kaçırmışken, sadece kız yaşasın diye herkesi öldürecek bir duruma geliyor. Adamın düşmanları adamı bitirmek için tek yolun kızı ondan almak olduğunu fark ediyorlar. Kız daha önce hiç tatmadığı güven, merhamet, şefkat gibi birçok duygu ile adam sayesinde tanışıyor. Ve ben her seferinde bu kadın karakter neden ben değilim diye depresyona giriyorum. Ciddi ciddi iştahım kapanıyor, sessizleşiyorum, ağlamaklı oluyorum, hep uyumak istiyorum hiç düşünmek istemiyorum falan öyle bir hale geliyorum. Hatta (Normalde kendime bakar, çok güzel olmasam da güzel bulurum kendimi. Saatlerce saç makyaj yaparım.) bu dönemde aynaya baktığımda kendimden nefret ederim, makyajsız neden güzel olmadığımı sorgularım. Neden o kadın gibi çok uzun bir boyum yok ve makyajsız saf bir güzelliğim yok diye aynaya bakıp kendi kendimle kavga ederim.

Biliyorum "Bu bir kurgu, sen manyak mısın? Ergen. " gibi şeyler yazanlar olacak. Normalde dışarıya karşı hiç böyle biri değilim. Arkadaşlarım hatta beni inanılmaz mantıklı insan olarak bilirler, kimseye bahsetmedim bu yüzden. İnanmazlar da zaten bu düşündüğüm şeye. Ama içten içe hissediyorum ve benim elimde değil.

Hiç sevgilim olmadı. Biz bunu yıllar önce terapistim ile konuştuğumuzda daha çok babam yüzünden çok yıprandığıma ve ikili ilişkiler için hal ve enerjimin kalmadığına, yorgun olduğuma yormuştuk. Ama şimdi dönüp baktığımda sanırım o farklı hikayeyi aramışım ve sıradan olan tüm tanışmalardan, tüm erkeklerden kaçmışım. Hatta mesleğimi normalde de sevmiyorum ama böyle bir kurgu için uygun meslek olmaması daha da çok sevmeme neden oluyor. Biliyorum anlattıklarım kulağa çok saçma geliyor ama hissettiğim esas gerçekler bunlar.

Hatta bazen kendimi çok yaşlı hissediyorum. Sanki istediğim o hikaye rakamlar her arttığında benden uzaklaşıyor ve imkansız bir hale geliyormuş gibi hissediyorum çünkü. Şu an atanmayı bu evden ve ailemden kurtulmak için çok istiyorum. Ama ileriye baktığımda memur bir kadın olup, sıradan memur bir adamla evlenip, bir evin içinde ay sonunu getirmek için yaptığımız hesaplar, o sıradan hayat gözümün önüne geldiğinde bu bende intihar etme isteği oluşturuyor.

Sanırım bu konuyu buraya açtım çünkü hem itiraf edemediğim bir saçmalık ile yüzleşmek istedim hem de beni tanımayan yabancı insanlardan fikir almak istedim.
Sanki yaşın genç olsa basına böyle bişey gelcek :) bende okudugum kitaplarda karakterle bütünleşirim. Ve çok mutlu olurum. Depresyonun esamesi kalmaz. Mutluluktan sarhoş olurum.
Sende neden tam tersi bi etki yaratmış küçüklükteki travmalar mı bilmiyorum
 
Sanki yaşın genç olsa basına böyle bişey gelcek :) bende okudugum kitaplarda karakterle bütünleşirim. Ve çok mutlu olurum. Depresyonun esamesi kalmaz. Mutluluktan sarhoş olurum.
Sende neden tam tersi bi etki yaratmış küçüklükteki travmalar mı bilmiyorum
İşte ben sinirleniyorum o yaşıyor ben yaşamıyorum gibi geliyor. Ve gerçekten de sanki yaşım genç olsa başıma gelecekmiş gibi geliyor. Saçma geliyor değil mi? Ama böyle.
 
İşte ben sinirleniyorum o yaşıyor ben yaşamıyorum gibi geliyor. Ve gerçekten de sanki yaşım genç olsa başıma gelecekmiş gibi geliyor. Saçma geliyor değil mi? Ama böyle.
Yasın kaç bilmiyorum da hayatın acımasız gerçekleri vurunca yaw he he der geçersin bu kitaplara.
Psikologuna bunuda söyle. İlerler şizofren felan olursun allah korusun
 
Uzman değilim nacizane kendi yorumumu yapacağım; hasta değilsiniz sadece depresyondasınız. Eski konularınıza baktım büyük ailevi problemler yaşamışsınız, kariyer konusunda tatminsizlikleriniz olmuş, sıkıntılarınız var vs. Siz de yansıtıyorsunuz mutsuzluğunuzu. Yani o kitap olmasa belki başka bir figür başka bir karakter ya da sosyal medyada gördüğünüz biri olacak mutsuzluk sebebiniz. Aslında sevmediğiniz kendiniz de değil hayatınız ve önce onu sevmekle, kabullenmekle başlayabilirsiniz işe. Dilerim herşey gönlünüzce olur.
 
Seni bir an kuzenim sandım. O da böyledir çünkü. Hatta ben de biraz böyleyim. Ne zaman bir diziye başlasam kendimi fazla kaptiririm hatta günlük hayata uygularım. Bu yüzden yeni bir dizi izlemiyorum yıllardır. Aynısı kitap okuyunca da oluyor. Bu biraz "maladaptive daydreaming"e benziyor. Orada daha çok senaryo kurma var kendi kafanda ama sana yardımcı olabilir. Bu terimi aratırsan yurtdışında senin durumundan şikayet eden kisileri göreceksin
 
Uzman değilim nacizane kendi yorumumu yapacağım; hasta değilsiniz sadece depresyondasınız. Eski konularınıza baktım büyük ailevi problemler yaşamışsınız, kariyer konusunda tatminsizlikleriniz olmuş, sıkıntılarınız var vs. Siz de yansıtıyorsunuz mutsuzluğunuzu. Yani o kitap olmasa belki başka bir figür başka bir karakter ya da sosyal medyada gördüğünüz biri olacak mutsuzluk sebebiniz. Aslında sevmediğiniz kendiniz de değil hayatınız ve önce onu sevmekle, kabullenmekle başlayabilirsiniz işe. Dilerim herşey gönlünüzce olur.
Ama bu lisede, üniversitede de böyleydi. Aralıksız bir depresyon mu yaşıyorum, bilmiyorum.

Eski konularımdan çıkarımlarınız doğru. En azında sınavlardan önce başıma gelenler gelmeseydi, belki hemen atanabilecek puanı alıp bir yandan istediğim bölümün öğrencisi olabilseydim bir şeylerin düzelebileceğine olan inancım çok daha yüksek olurdu.

Aralıksız bir mutsuzluk yaşıyorum. Kimse görmüyor. Sırf giyinmeye, kendime özen göstermeye devam ediyorum diye herkes iyi durumdayım sanıyor.

Konunuzda yaşlanma korkusundan bahsetmişsiniz. Henüz yirmi dört yaşındayım ama hiçbir güzel şey yaşamadan yaşlandığımı hissediyorum. Geçen saçımda bir beyaz tel fark ettim, kaç saat ağladım bilmiyorum. Gençliğim ve güzelliğim gidiyor gibi geliyor. İnternetten botoks fiyatlarını araştırırken buldum kendimi sonra dedim ben ne yapıyorum.

Bahsettiğim kitabı lisedeyken, hayal kurmaya en çok ihtiyacım olduğu anda okumuştum. Bu yüzden yeri daha farklı olabilir. Ama sadece o kitap değil ki. Mesela bir kitaba başlamıştım, başrol kız hukuk öğrencisi. Bana yine bir depresyon nedeni oldu. Bu nasıl bir şey anlamıyorum ben de. Ama böyle yani.
 
Seni bir an kuzenim sandım. O da böyledir çünkü. Hatta ben de biraz böyleyim. Ne zaman bir diziye başlasam kendimi fazla kaptiririm hatta günlük hayata uygularım. Bu yüzden yeni bir dizi izlemiyorum yıllardır. Aynısı kitap okuyunca da oluyor. Bu biraz "maladaptive daydreaming"e benziyor. Orada daha çok senaryo kurma var kendi kafanda ama sana yardımcı olabilir. Bu terimi aratırsan yurtdışında senin durumundan şikayet eden kisileri göreceksin
Ben okumayı izlemekten daha çok seviyorum. Muhtemelen dizi/film izlesem benzer takıntılar ortaya çıkacak.
 
Ergenlik dönemimde hep yetişkin bir insan gibi davranmak zorunda bırakıldım. Belki dediğiniz gibi boş vakit bulunca ergenliğini yaşamak isteyen bir tarafım ortaya çıkmıştır. Ama lisede, üniversitede aynı durumdaydım sonradan ortaya çıkmadı. Yoruldum ama gerçekten sanki bu yaşam bana ait değilmiş gibi hissediyorum.

Bahsettiğim kitap, kitaplarım arasında en çok takıldığım. Ama bu yalnızca ona özel değil. Sadece en çok hayal kurmaya ihtiyacım olduğu zamanlarda başlamıştım belki bu yüzden yeri farklı olabilir. Geçen başrolün hukuk öğrencisi olduğu bir kitap okudum. Bu neden ben değilim diye o da beni farklı bir ruh haline soktu mesela .

Bu arada siz ne öğretmeniydiniz?
Ben türkçe öğretmeniyim.

Yaşadıkların kolay şeyler değil. Ben yetişkin halimle anne babamla başa çıkamıyorum. Şu an ikisi de doktor sorunları yüzünden bende, sürekli kavga etme fırsatı kolluyorlar. Çocuklarımla mücadele etmek daha kolay geliyor.

Yaşadığın, hayattan bıkkınlığının geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır belki ama bunu yaşadığın kitaplara tekrar dönmemeye çalış. Hatta tavsiyem rus klasiklerini okuman, orada özenecek isyan edecek bir şey bulamazsın, kafan rahat olur 😉

Hayatın yoluna girip kendin çizmeye başlayınca daha iyi hissedeceksin. terapiye yeniden başladığında bunu terapistinle mutlaka paylaş ama bence özgürlüğüne kavuşunca böyle hissetmeyeceksin
 
Bunun bi de kore dizisi versiyonu var. Ben de baya etkilenirdim o tür aşklardan. Beni de bulsa be derdim sonra aşık oldum kendi aşk hikayemi ben yazdım. Sen de yaş kaç bilmiyorum ama kafanı bunlardan uzaklaştırman lazım.
 
X