PRP tedavisi, yumurta sayısı artışı ve kalitesi üzerine fayda sağladığına dair maalesef ki henüz kesin kanıtlanmış bir yöntem değil
Araştırmalarım, okuduklarım derken öğrendiklerimi, tedaviyi düşünme aşamasındayken sizlerle de paylaşmak istedim ki, birbirimizle öğrendiklerimizi paylaşırsak bilgimiz ve bilincimiz artar diye düşünüyorum.
Kanımızda trombositlerin sayısı 1 milyon üzeri olduğunda büyüme faktörleri üretebiliyormuş ve hasarları tamir edebiliyormuş. Yani kaliteli PRP kaliteli kit kullanımı da bağlı demek oluyor bu! Trombosit sayısı 1 milyon altında veren kitler büyüme faktörleri olmadığından etkili olamıyormuş! Size bilgi almak istediğiniz de teknik konularda açıklama yapan oldu mu?
Kullanılan kitler yurtdışı menşeili (örneğin; DPG İtalyan)(8 gr kandan 5 gr 1 milyon üzerinde trombosit elde ediliyormuş) ve Türk kitleri (T-lab) imiş.
Yurtdışından olan kitler daha pahalı olduğundan bunları kullanan merkezlerin tedavi ücretine bu durumun yansıdığını düşünüyorum? Tedavinin fiyat farkları sanıyorum ki birazda bundan olabilir? Sizler ne düşünüyorsunuz neden farklı diye sordunuz mu? (Arayarak sorup öğrendiğim fiyatlar ise; en azdan başlayarak 1500-2000-3000-4250-5000-5250, en fazla 6000 diyen de oldu)
PRP Tedavisi düşünüyorsanız, tedavinizi yapan doktorunuza veya plazmayı hazırlayan laboratuvar sorumlusuna enjekte dilecek plazmadaki trombosit sayısının önemi konularını da sormakta fayda var bence... Sorup bilgi aldığınızda da burada bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz
PRP nedir ve PRPde kullanılan kitlerin farkına dair genel bir bilgilendirme yazısını internette okudum ve bu yıl başlanan yumurtalıklara PRP tedavisi için de aynı durumlar olabileceğinden bilgi amaçlı aşağıya kopyaladım. Biliyorsunuz PRP tedavisi yumurtalıklara uygulanmadan önce başka alanlarda da kullanılıyordu.
" PRP Tedavisi İçin Hangi PRP Kiti Kullanılmalıdır?
PRP Kit (Platelet Rich Plasma) yani Platelet Bakımından Zengin Plazma Tedavisi son dönemlerde oldukça popüler bir tedavi olmuştur. PRP Tedavisi; hastadan alınan kanın özel sistemler aracılığıyla ayrıştırılarak, platelet bakımından zengin bir plazma yani trombosit konsantresi elde edilerek, tedavisi hedeflenen bölgeye enjeksiyonu temeline dayanmaktadır. Kanımızdaki plateletlerin (yani trombositlerin) vücudumuzdaki yaraların iyileşmesi, dokunun yenilenmesi, kollajen sentezindeki artış ve ilgili bölgedeki damarlanmada artış sağlama, yumuşak doku ve kemik dokuda rejenerasyonu indükleme gibi rol aldıkları temel görevler vardır. Plateletler bu görevleri; içlerinde bulunan, yara iyileşmesini arttıran ve doku rejenerasyonunu hızlandıran çeşitli büyüme faktörleri (growth faktörler) sayesinde yapar. Bunlardan en bilinen ve üzerinde birçok bilimsel çalışma yapılan, etkileri klinik çalışmalar ile kanıtlanmış olan büyüme faktörleri;
PDGF (Platelet Derived Growth Factor), TGF-ß (Transforming Growth Factor Beta) ve IGF’(İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü) dür.
PRP Tedavisi farklı isimler ile de anılmaktadır; PRP Tedavisine, GRP (Growth Factor Rich Plasma) – Büyüme faktör bakımından zengin plazma tedavisi diyen kurumlar mevcuttur. Literatürde PRP Tedavisi olarak yer almaktadır, zaten tedavi plateletlerin içerdiği growth faktörler (yani büyüme faktörleri) sayesinde sonuç vermektedir. PRP tedavisi günümüzde ilk olarak fizik tedavi, ortopedi ve diş hekimliği branşlarında çeşitli hastalıkların tedavisinde tek başına veya çeşitli implantlar ve sentetik materyaller ile birlikte uygulanmıştır. Son 5 yılda ise PRP Tedavisi, Kozmetik Dermatoloji alanında oldukça popüler bir tedavi olmuştur.
PRP tedavisine ilgi bu denli artarken; ülkemizde PRP Sistemi üretimi yapacak ve bunları analiz edecek, geliştirecek bilgi ve birikim yeterliliği maalesef yoktur. Hala ilkel ayrıştırma sistemlerini kullanan, in vitro analiz tüpleri ile sözde PRP Tedavisi sunduğunu düşünen, plazma ayrıştıran cam ve plastik ürünlerin PRP sistemi olduğunu düşünen oldukça fazla kişi ve kurum bulunmaktadır. Ya da PRP sistemlerinde elde edilen trombosit konsantresi, basit in vitro analiz tüplerindeki trombosit sayımı ile aynı yöntemle yapılabilir gibi bir algı vardır ve PRP Sistemleri bu şekilde trombosit sayımına tabi tutulmaya çalışılmaktadır. Halbuki Class IIb (Sınıf IIb) Trombosit Konsantre Sistem Sertifikasına sahip PRP Kitleri, kandaki trombosit yoğunluğunu minimum 4 katına çıkardıkları klinik çalışmalarca kanıtlandığı için bu sınıflandırmaya tabi tutulmuşlardır; bu sistemler güvenli, steril, toksik olmayan saf bir trombosit konsantresi sunar. Ülkemizdeki çeşitl bilgi, birikim eksiklikleri ve maddi kaygılar nedeniyle maalesef PRP Tedavisi aldığını düşünen ancak dair maddi manevi zarar gören insan sayısı oldukça fazladır.
Günümüzde tüm dünyada artık en çok tercih edilen PRP Sistemleri; özel inert ayrıştırıcı jeli ve özel tüpleri sayesinde % 90’nın üzerinde trombosit verimliliği sunan sistemlerdir. Bu sistemler protein yapısından dolayı oldukça hassas olan plateletleri denature etmeyecek özellikte tasarlanmıştır; kısa sürede tek santrifüjleme işlemi ile PRP eldesine imkan sunar. Bu sistemlerin çoğu Avrupa menşeilidir ve Class IIb Tıbbi Cihaz Sınıflandırılmasında Trombosit Konsantre Sistemi olarak sunulmaktadır. Bu sistemler basit cam tüp değildir, iç yüzeyleri özelleştirilmiştir ve içerdikleri ayrıştırıcı jeller biyouyumludur, toksik değildir, herhangi bir kimyasal içermez, ayrıştırma sonrasında eritrositleri ve sitratı ayrıştırıcı jelin altına hapseder; herhangi bir kontaminasyona maruz kalmayan saf trombosit konsantresi eldesine imkan sunar. 5- 10 dakika içerisinde standart kanın 4-4,5 katı kadar trombosit yoğunluğuna sahip otolog plazma (PRP) eldesine imkan sunar. Güvenli ve etkilidir. Üst segment PRP Sistemleri; daha başarılı tedavi sonuçları için endikasyonlara yönelik çeşitli katkılar ile sunulmaktadır. (Hyaluronik Asit, Batroksobin, Kalsiyum Klorür, Trombin ve Biotin vb. katkılar gibi)
DPG PRP; % 96 Trombosit verimliliğ sunan, Class IIb (sınıf IIb) Trombosit Konsantre Sistem Sertifikasına sahip, İtalya menşeili bir PRP Sistemidir
-PRP Tedavisi ne demektir?
Hastanın kendi kanından elde edilen platelet bakımından zengin plazmanın kişiye tedavi amaçlı tekrar uygulanmasıdır.
Gerçek bir PRP tedavisi ancak kaliteli bir PRP Kit ile mümkündür.
Bazı kurumlar gerçek PRP Sistemlerini; özel trombosit konsantre sistemlerini kullanırken, bazı kurumlar maalesef analiz amaçlı geliştirilen, birçok kimyasal içeren, enjeksiyona uygun olmayan, trombosit konsantresinden ziyade sadece plazma eldesine imkan sunan, düşük maliyetli in vitro kan analiz tüplerini kullanmaktadır. Gerçek PRP sistemleri ile PRP tedavisi sunan kurumlarda tedavi sonuçları başarılıdır, tedavi maliyetleri biraz daha yüksektir. Ancak in vitro kan analiz tüpleri kanserojen olmalarının, halk sağlığını tehdit etmenin yanı sıra PRP tedavisi sunmamaktadır. Bu tarz analiz tüpleri ile sunulan sözde PRP tedavileri başarısız, tehlikeli ve maliyetleri oldukça düşüktür. Yine uzak doğu menşeili ya da yerli üretim sistemler ile yapılan PRP tedavileri daha düşük maliyetler ile sunulmaktadır."