- 17 Ekim 2007
- 791
- 9
Onlarla doğru iletişim kurarak sorunlarını ortadan kaldırabilirsiniz.
Tüm çocuklar büyürken ailelerini zorlar. Kimi çok yaramazdır, kimi çok yalan söyler. Anne-babaların çocukların bu dönemlerini doğru atlatmalarına yardımcı olacak dikkat etmeleri gereken birtakım noktalar var. Doç. Dr. Sefa Saygılı, ailelere şu önerilerde bulunuyor:
Yalan söylüyorsa
Çocukların büyük çoğunluğu yalan söyler, daha doğrusu söyledikleri yalana benzer. Genelde bu yaşla ilgilidir. Yalan söylediğine sinirlenmeden, cezalandırmadan ve azarlamadan "Acaba gerçekten doğru mu söylediklerin? Bana değilmiş gibi geliyor" diyelim. "Ben senin annenim, sana güveniyorum. Doğruyu duymak istiyorum" diye devam edelim. Ama bu konuları çocuğumuzla yalnız olduğunda konuşalım, asla başkalarının önünde değil.
Kardeş kavgaları Kardeşlerin rekabeti hayatın değişmez bir gerçeğidir. Her çocuk, kız olsun veya ekek olsun, kendi içinde "sevgi potansiyeli" olduğu kadar, bir de "nefret potansiyeli" taşır. Bütün kardeşlerin de bu potansiyeli ifade etme ihtiyaçları vardır. Kardeşlerin arasındaki rekabettir bu. Bütün ailelerde mevcuttur. Bu potansiyele engel olmaktansa, dışarı yansıtmalarına izin vermek çok daha iyidir. Aşırıya kaçmadıktan sonra, birbirleriyle ettikleri kavga onlar için aslında bir oyun ve eğlencedir.
Can sıkıntısı
Çocukların sık olarak canı sıkılır. Bu normaldir. Aslında onlara tek başına oynamasını da öğretmek lazımdır. Odasında tek başına oynamasına ara sıra gözlemleyerek izin verelim. Kendi kendisine bir uğraş bulmak için üretici biri haline dönüşür, bir şeyler yapma ihtiyacı duyar. Bu da oldukça faydalıdır.
Tırnak yeme alışkanlığı
Çocuğumuz çeşitli sebeplerle tırnağını yiyo olabilir. Evde onu huzursuz eden bir ortam bulunmaktadır. Anne-baba geçimsizdir veya aileye küçük bir kardeş gelmiştir. Kafası karışıktır ve saldırganlığını başka türlü ifade edemiyordur. "Yeme!" diye sürekli baskı yaparak tedirgin etmek doğru değildir, fayda da vermez.
Gece altını ıslatıyorsa
Her çocuk, kendine ait bir yaşta gece altına kaçırmayı keser. Ama sonuçta 5-6 yaşından önce endişe edilecek bir durum yoktur. Hatta 7 yaşına basmış çocukların yüzde 15'i düzenli olarak yatağını ıslatmaktadır. Çocuğun yatağını ıslatmasının irade dışı bir olay olduğunu bilmeliyiz. Başkalarının yanında onu bu yüzden azarlamayalım, kızmayalım, küçük düşürmekten kaçınalım.
Parmak emiyorsa Çocuk, her şeyden önce sakinleşmek, zevk almak ve duygusal bir ihtiyacını gidermek için parmağını emer. Bunun onu rahatlattığını ve güven verdiğini anlar. Baskıyla kesmeye çalışmak doğru değildir. Acı oje, karabiber, eldiven gibi hurafelerden uzak durun.
Konuşurken kekeliyorsa
Kekemelik; ses, kulak ve kelimelerin tekrarı, uzatılması veya konuşma akışını kesen duraklamalar şeklinde kendini gösteren bir konuşma bozukluğudur. Bozukluğun şiddeti, kişinin içinde bulunduğu duruma göre değişir. Stres halinde artar. Kekemelik çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Hoşgörülü ve anlayışlı davranalım. Alaya almaktan, çeşitli tepkilerle bunaltmaktan kaçınalım. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranalım ve buduruma aldırmayalım.
Tüm çocuklar büyürken ailelerini zorlar. Kimi çok yaramazdır, kimi çok yalan söyler. Anne-babaların çocukların bu dönemlerini doğru atlatmalarına yardımcı olacak dikkat etmeleri gereken birtakım noktalar var. Doç. Dr. Sefa Saygılı, ailelere şu önerilerde bulunuyor:
Yalan söylüyorsa
Çocukların büyük çoğunluğu yalan söyler, daha doğrusu söyledikleri yalana benzer. Genelde bu yaşla ilgilidir. Yalan söylediğine sinirlenmeden, cezalandırmadan ve azarlamadan "Acaba gerçekten doğru mu söylediklerin? Bana değilmiş gibi geliyor" diyelim. "Ben senin annenim, sana güveniyorum. Doğruyu duymak istiyorum" diye devam edelim. Ama bu konuları çocuğumuzla yalnız olduğunda konuşalım, asla başkalarının önünde değil.
Kardeş kavgaları Kardeşlerin rekabeti hayatın değişmez bir gerçeğidir. Her çocuk, kız olsun veya ekek olsun, kendi içinde "sevgi potansiyeli" olduğu kadar, bir de "nefret potansiyeli" taşır. Bütün kardeşlerin de bu potansiyeli ifade etme ihtiyaçları vardır. Kardeşlerin arasındaki rekabettir bu. Bütün ailelerde mevcuttur. Bu potansiyele engel olmaktansa, dışarı yansıtmalarına izin vermek çok daha iyidir. Aşırıya kaçmadıktan sonra, birbirleriyle ettikleri kavga onlar için aslında bir oyun ve eğlencedir.
Can sıkıntısı
Çocukların sık olarak canı sıkılır. Bu normaldir. Aslında onlara tek başına oynamasını da öğretmek lazımdır. Odasında tek başına oynamasına ara sıra gözlemleyerek izin verelim. Kendi kendisine bir uğraş bulmak için üretici biri haline dönüşür, bir şeyler yapma ihtiyacı duyar. Bu da oldukça faydalıdır.
Tırnak yeme alışkanlığı
Çocuğumuz çeşitli sebeplerle tırnağını yiyo olabilir. Evde onu huzursuz eden bir ortam bulunmaktadır. Anne-baba geçimsizdir veya aileye küçük bir kardeş gelmiştir. Kafası karışıktır ve saldırganlığını başka türlü ifade edemiyordur. "Yeme!" diye sürekli baskı yaparak tedirgin etmek doğru değildir, fayda da vermez.
Gece altını ıslatıyorsa
Her çocuk, kendine ait bir yaşta gece altına kaçırmayı keser. Ama sonuçta 5-6 yaşından önce endişe edilecek bir durum yoktur. Hatta 7 yaşına basmış çocukların yüzde 15'i düzenli olarak yatağını ıslatmaktadır. Çocuğun yatağını ıslatmasının irade dışı bir olay olduğunu bilmeliyiz. Başkalarının yanında onu bu yüzden azarlamayalım, kızmayalım, küçük düşürmekten kaçınalım.
Parmak emiyorsa Çocuk, her şeyden önce sakinleşmek, zevk almak ve duygusal bir ihtiyacını gidermek için parmağını emer. Bunun onu rahatlattığını ve güven verdiğini anlar. Baskıyla kesmeye çalışmak doğru değildir. Acı oje, karabiber, eldiven gibi hurafelerden uzak durun.
Konuşurken kekeliyorsa
Kekemelik; ses, kulak ve kelimelerin tekrarı, uzatılması veya konuşma akışını kesen duraklamalar şeklinde kendini gösteren bir konuşma bozukluğudur. Bozukluğun şiddeti, kişinin içinde bulunduğu duruma göre değişir. Stres halinde artar. Kekemelik çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Hoşgörülü ve anlayışlı davranalım. Alaya almaktan, çeşitli tepkilerle bunaltmaktan kaçınalım. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranalım ve buduruma aldırmayalım.