Size özet geçeyim ben okursanız daha detaylı bi şekilde anlarsınız. :))
Siz güne 100 enerjiyle başlıyorsunuz. Güneşin doğuşu, içtiğiniz kahvenin güzelliği, yolda gördüğünüz yavru kedinin size sürtünmesi, hepsi gününüzü mutlu bi şekilde devam ettirmenizi sağlıyor.
Ama o gün uyandınız. Kahve makineniz bozuk. Canınız sıkıldı, enerjiniz düştü 80'e. Evden çıkarken ayağınızı çarptınız, bi tur da o canınızı sıktı, hop 50 oldu.
Yolda aynı kediyi görseniz bile dikkatinizi çekmez. Sizin enerjiniz 50 iken enerjisi 50 olanları çekersiniz sadece. Uzun zamandır konuşmadığınız ve sizin canınızı sıkan bir arkadaşınızı görebilirsiniz mesela. Ya da patronunuz da havasında olmayabilir o da size aynı yaklaşımla gelebilir.
Yani aslında sizi bir enerji olarak görüyor kitap ve hep kendi enerjinizdeki şeyleri çektiğiniz söylüyor. Siz bugün kötü geçecek derseniz, geçer o yüzden :))
Bunun psikolojik alt yapısı da şu. Mesela ben tırnaklarımı kısaltırım. Uzun tırnaklı kadınlar gözüme çok güzel görünmeye başlar. Uzatırım, kısa tırnaklar daha bakımlı gelir. Algıda seçicilik. Siz kötü düşündükçe sizin o kötülüğü deneyimleyeceğiniz şeyleri görüyorsunuz. Ben bugün hiç kitapçı göremem diye çıktığınız yolda gözünüz kitapçı aramaz çünkü