Perdenin Evrimi

NILBERA

SeVGi KeLeBeĞi
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
6.086
96
38
Perdenin Evrimi


Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız perdeler hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz?
Biz, perdenin kültürel gelişiminde kat ettiği yolu merak ettik ve ona hayat veren bir isimden ayrıntılarıyla dinledik.

Perdenin evlerde ve çevremizde, bugün kullandığımız biçime yakın kullanımları çok uzun zaman önceye, hatta tarih öncesi dönemlere kadar dayanıyor. Perdenin tarihçesi ve gelişimini, bu alanda isim yapmış markalarından Window’un genel müdürü Nejat Öztürk’ten öğrendik…

Günümüzde kullandığımız perde, insan yaşamına nasıl girdi?

Perdenin evlerde ve çevremizde, bugün kullandığımız biçime yakın kullanımları çok uzun zaman önceye, hatta tarih öncesi dönemlere kadar dayanıyor. ılkel dönemlerde mağaralarda yaşayan insanların, mağaraların kapılarını örtmekte kullandıkları postlardan başlayan perdenin öyküsü, yerleşik toplumlarda halı, kilim, daha sonrasında değerli kumaşları dokumaya başlamasıyla gelişmiştir. ınsanlık tarihinde, mekanlarda içerisi ve dışarısı arasında tek bağlantı uzun zaman sadece kapılar olmuş. Bu yüzden perdeyle ilgili bildiğimiz kavramların çoğu pencere değil, kapılarda kullanılan perdelerden geliyor.

Pencerelerimizde görmeye alışık olduğumuz perdenin, aslında kapılardan geçerek evlerimize girmesi şaşırtıcı. Peki, perdenin kumaş dokumacılığıyla ilintili gelişimi nasıl olmuş?

Mezopotamya’da gelişen kumaşçılık ve dokuma teknikleri, bugün pek çok dile tekstil terimi olarak yerleşmiş kelimeleri doğurmuş. Arapça “makrame” kelimesi birçok dilde kullanılır. Muslin ve damasko (damas/Şam işi) gibi kelimeler yapıldıkları yerlerden, yani Musul ve Şam’dan gelir.

Eski Mısır’da perde kullanımı yaygınmış. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde, üzeri baskı resimli keten kumaşlardan, tapınak ve iç mekanların dekorasyonlarında yararlanılmış. Tarihsel kaynaklara göre pencere perdesi ilk kez Latinler tarafından kullanılmış. Ancak Ortaçağ’da dahil olmak üzere tüm bu süreçte pencereler, çok küçük boyutlarda tasarlanmış ve genellikle tahta kepenklerle kapatılmış. Günümüzde kullanılan vual sözcüğü, büyük tören alanlarında gösteri izlemeye gelen Romanlıların güneşten korunmak için kullandıkları “velum” adlı perde sisteminden geliyor. 6’ncı yüzyıldan itibaren Bizans ve ona bağlı eyaletlerde ipek üretimi oldukça büyük boyutlara varmış. Bizans ipek dokumaları ıstanbul ve Korint’te bulunan tezgahlarda dokutulup kullanılırdı. Bu dönemde son derce renkli, desen ve kompozisyon açısından zengin kumaşlar üretilmiş. Bu süreçte perde anlayışında bugünde kullandığımız stor perdenin temelleri atılmış.

O dönemlerde sadece dekoratif amaçlı mı kullanılıyordu? Başka fonksiyonları yok muydu?

Elbette sadece dekoratif amaçla değil; aynı zamanda mekanların ısı düzenini sağlamak içinde kullanılıyordu. Ortaçağ’ın tekinsiz ortamında, pencereler tahta kepenkler, yağlı ve mumlu kağıtlarla kapatılıyordu. Böylece güvenli bir ortam oluşturulmaya çalışılıyordu. Bu dönemlerde sadece soyluların evlerinde, yünlü dokumadan yapılmış perdeler kullanılmış. Ayrıca, ilk kez yataklarda da perde kullanımı ortaçağda ortaya çıkmış. Lucca ve Venedik’te kaliteli ipekler üretilmiş; 14’üncü yüzyılda Genova Floransa ve Milano’da gösterişli kadifeler yapılmış ve dönemin perde kumaşlarında gündelik olaylar veya efsaneler resmedilmiş.

Kültürel açıdan birçok büyük gelişmenin yaşandığı Rönesans döneminde perdenin yeri neydi? Sanatsal öğeler taşıyan ürünlerdeki değişimlerin yansımaları perdede de görülmüş mü?

Rönesans döneminde perdelerde zengin işlemeler göze çarpar. Tekstil ürünleri evin her köşesinde bulunurmuş. O zamanlar perdeler sadece işlevsel değil, aynı zamanda dekoratif birer öğe haline gelmişti. Döküm ve kıvrımlarıyla odaların genel dekorasyonuna eşlik ediyorlardı. 16’ncı yüzyılda ıtalyan ve Fransız dekoratörler zarif desenli, zengin bordürlü, parçalı ve kısa perdeleri tercih etmişler. Renk olarak genellikle turuncu, kahverengi ve koyu yeşilin hakimiyeti söz konusuymuş. Barok dönemde iç dekorasyon açısından önemli değişimler olmuştur. Yeni bir uyumla birlikte, yeni mobilya tasarımları ve simetri ön plana çıkmış. 17’nci yüzyılda Fransız ve ıtalyan tarzında kabartmalı, ikili perdeler kullanılmış. Bunlar dar bir kornişe halkalarla asılmış, ipek, tafta ve ketenlerden oluşuyormuş. Kornişin bu dönemde kullanımı artmış; Fransızlar madeni korniş, püskül ve kaliteli kadife perdeler üretmişler. 17 ve 18’inci yüzyıllarda gösteriş ön plandaymış. En basit hazırlanan modellerde bile zengin malzemeler kullanılmış.

18’inci yüzyılın ortalarında Barok stiline karşı olarak, Paris’ten tüm Avrupa’ya yayılan Rokoko dönemi başlar. Bu stilde de çeşitlilik, şıklık, uyum ve fantezi ön plandadır. Bu dönem içinde kumaş çeşitleri artmış, ayrıca Hindistan’dan da kumaşlar getirilmiş. Perdelerde genellikle parlak sarı ve gümüş renkleri ağırlıkta... 18’inci yüzyılın sonralarında ortaya çıkan Neo-klasik dönemde, Robert Adam’ın dekorasyon konusundaki düşünceleri yaygınlık kazanmış. En çok beğenilen kumaş türleri arasında brokarlar, renkli ipekler, nakışlı satenler, kadifeler, yünlü kumaşlar, tafta, tül ve muslinler yer alıyor. Perdeler ise genellikle yumuşak ve açık renkli bir havada...

Tarih sahnesinde bu dönemde önemli bir olay yaşanmış ve Fransız ıhtilali gerçekleşmiş. Bu çalkantılı dönemde insanların yaşama baktıkları pencerelerde nasıl perdeler kullanılıyordu?

Fransız ıhtilali’nden sonra Paris’te ortaya çıkan “ımparatorluk” stilinin en önemli özelliği, yere kadar uzanan perdelerdi. Büyük pencerelerde kullanılan süslü, işlemeli ve drapeli perdeler “demode” tercih edilmiş. En çok kullanılan motifler arılar, yıldızlar, güller ve rozetler olmuş.

19’uncu yüzyılda perde konusunda ortaya atılan fikirler bugün bile perde tasarımcılarını etkilemektedir. Aynı yüzyılda Victoria Dönemi ortaya çıkmış; insanlar bu dönemde soyluluğa büyük önem vermişler. Perde tasarımlarında da 1800’lü yıllardaki sadelik, yerini ihtişama bırakmış. Bu yüzden tarzlarda karmaşıklık ortaya çıkmış. Perdelerde derin saçaklar ve işlemeler kullanılmış. Kalın ve sık dokuma kumaşlardan yapılan perdeler ve pencerelerde stor kullanıldığı için odalar kasvetli bir atmosferdeymiş. Renk olarak özellikle kırmızı, bu döneme damgasını vurmuş.

Dünyada perde böylesine değişimlerle dolu bir süreç izlerken, bizim kültürümüzdeki gelişimi nasıl olmuş?

Ülkemizde perdenin gelişim sürecine baktığımızda, Batılaşma dönemine kadar, perde tasarımlarında evrensel çizgilerden yararlanıldığı gibi kültürümüzün etkilerini de görmekteyiz. 16’ncı yüzyılda I. Selim döneminde, sarayda dekoratif amaçlı pencere perdeleri kullanılmış. Bu perdeler iki kanatlı ve zengin drapelere sahipmiş. Ayrıca, bu dönemde kullanılan perdeler kumaş işleme sanatımızın en güzel örneklerindendir. 16 ve 17’nci yüzyıllarda Bursa’da üretilen ipek kumaşlarda, Osmanlı saray kumaş sanatı en parlak dönemlerini yaşamış. 17’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren kumaşlarda ve perdelerde Batı etkileri yoğunluk kazanmış. “Avrupa kumaşlar”ın iç piyasayı ele geçirmeye başlamasıyla, kumaş sanatı ve perdecilik gerilemeye başlamış. 18’inci yüzyılın sonralarına doğru Türk perdeciliğinde ‘Türk Rokokosu’ ve “Empire” üslupları yaygınlaşmış. 1843 yılında ipekli kumaş üretmek için Hereke’de bir fabrika kurulmuş ve saray iç mekanlarındaki dekoratif, kaliteli perdelik kumaşların üretimi buradan yapılmaya başlanmış. Bu fabrikadan çıkan kumaşlar günümüzde Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayları’nda bulunur. Desenlerde Batı etkisiyle iri çiçekler, kıvrımlı yapraklar ve stilize formlar göze çarpar.

Perdede Osmanlı geleneği Cumhuriyet’in ilanıyla nasıl gelişti? Yapılan devrimlerin tekstil sektöründeki etkileri neler oldu?

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte her alanda olduğu gibi tekstil sektöründe de yeni atılımlar olmuş tabi. Merkez olarak yine ıstanbul ve Bursa dokumacılıkta ön planda iken yeni fabrikalar ve atölyeler açılmış. Genel olarak iç piyasaya yönelik üretimler yapılmış. Ancak 1980’lerden itibaren dış piyasaya yönelik üretimlere başlandı.

alıntıdır
 
Son düzenleme:
X