Herkese merhaba canlar...
Sizlerle hem dertleşmek, fikirlerinizi almak, deneyimlerinizden faydalanmak istiyorum.
Özet anlatacağım ki beni ve bulunduğum ortamımı daha rahat şekillendirin.
İyi bir okuldan mezunum, büyükşehir tecrübem var, mesleki tecrübem var.
Yaklaşık 9 aydır bir yerde grafik tasarımcı olarak çalışıyorum.
Ortamım gayet iyi, rahat ücreti de fena değil.
Fakat burası küçük bir yer ve çalıştığım firmanın vizyoner olmaması yüzünden sıkıntılar çekiyorum.
Şöyle ki. Buraya patron tarafından çalışmak için davet edildim, yapabileceklerimizi baştan konuştuk ve çok heyecanlıydım. Ama işler öyle olmuyormuş. Bu süre içerisinde bilinen bir firma olmasına rağmen, aile şirketi olduğundan her kafadan bir ses çıkıyor. Ellerinin altında olmamın verdiği rahatlıkla işlere çok müdehale oluyor ve ilerlemede büyük sorunlar yaşıyorum. Bir yenilik teklif ettiğimde ya da çalışıp onlara sunduğumda asla kabul olmuyor ve rakipler Üsküdar'ı geçerken biz hala modası geçmiş tasarımlarla yola çıkıyoruz. Asla bir arpa boyu yol alamıyoruz. Mesleki tatmin yaşayamıyorum, verimim düşüyor ve dağın başında izole bir firma olması da cabası.
Düşünüyorum da köreldiğimi hissediyorum.
Oysa ben gayet başarılı piyasada aranılan, işine güvenilen bir tasarımcıyken kendime bu düzeni yakıştıramıyorum. Ne uzayıp ne kısalacağım böyle giderse.
Oysa benimle çalışmak isteyen çok oluyor ben burda çalıştığım için vakit bulamıyorum.
Bu yüzden bir süredir düşünüyorum.
Ya burada kendimi körelmeye ve hiç bir iş yapmamaya devam edeceğim ya da kendi ajansımı açıp, biraz sıkıntı çekip hem çok daha fazla kazanıp hem kendi işimin patronu olacağım. Bunun için bana ortaklık teklif eden güvendiğim biri de var(tabi kuru kuruya güven değil bu. Kazan-kazan... Her şey açık, şeffaf... O kadar saf değilim.) Çevresi çok geniş, sevilen, saygın birisi... Bu yüzden KOSGEB yardımıyla işlere girişmeye karar verdim. Ya herro ya merro. Yaşım geçmeden, cesaretim kırılmadan gençliğim gitmeden bir karar vermek zorundaydım. İstediğim hayatı yaşamak için bir şeyler yapmak zorundaydım!
İnanın oturmaktan bel fıtığı oldum. Çalıştığım yerde etrafta çıkıp nefes alacak tek yer yok. Bahçede dolaşmak bile olay oluyor. Ev o kadar uzak ki... Ne tiyatroya, ne sinemaya, ne sergiye gidecek ne gücüm kalıyor ne havesim. Oysa ben görmeliyim, okumalı, gezmeliyim, dışarı çıkmalı gözlemlemeliyim, insanlarla tanışmalıyım, İstanbul'da sergi varsa atlayıp gitmeliyim, spor yapmalıyım, istediğimde doktora gitmeliyim...
Şimdi ağır çalışan arkadaşlarım 'Oooo sen de amma şey istiyorsun biz ölelim mi?' diyecekler.
Anlıyorum ve sizin adınıza da üzülüyorum. Ülke şartlarını biliyorum. Ben böyle yaşamak istemiyorum ve bunun için imkanım varken denemek istiyorum.
Bilmiyorum..
Kime söylesem 'Geç bile kaldın' diyor. Eşim, ailem herkes destek.
Yine de korku, endişe...
Kendi işinin patronu kadınlardan deneyimlerini anlatmalarını ve öneri bekliyorum.
Sevgilerimle...