Vaktinde uğraştı ya, anneannem sınır tanımaz bir insandır; size bulaşmaması için ya onun kafasındaki tam kalıpta olacaksınız işte hanım hanımcık kız- uslu efendi erkek kalıpları vardır, ya da öfkeyle tersleşirseniz onun sonu küsüşmeye varır. Biz onu komikli hale getirdik diyeyim, "Fıkra gibi kadın" yaptık hayatımıza işte karakter komedisine döndü olay. Ne hikayelerimiz var anlatsam. Konuyu da kaydırıp, konu sahibinin konusundan çalmak istemiyorum ama misal birini anlatayım:
Zannedersem 19-20 yaşlardayım, sürekli saç rengimle oynuyorum işte mavi, turuncu, mor filan... Üni. okuduğum sıra, annem de "Orada ne yaparsan yap, buraya gelirken kendi rengine boyayıp gelmezsen eve almam" diye uyarı çekti, çünkü anneannem görse kadının da başını yiyecek "Söz geçiremiyonuz kızınıza" diye. Neyse, uydum bir süre ama rahatsız oluyorum, istemiyorum, saç rengi de öyle ha deyince tekrar açık canlı renklere dönmüyor, bi anneannem için boya bi onun için değiştir filan...
Bi gün denk geldi anneannem kına yakmış saçlarına ama kına taşı mı diyorlar ne o bitmiş, olmuş kadının saçlar turuncu, bi de baş edemiyorum diye kısacık kestirmiş, 90lar punk gençlerine dönmüş, sum 41 solisti gibi geziyor. Neler ettim kadına, "Deri pantolon da giyersin sen, zincir de takarsın sen" diye diye yedim kadını. Ondan sonra da boyadım ettim saçımı, laf edecek olduğunda da turuncu saçlarından dem vurdum durdum. Kabullendi sonra.
İşte arada çatası olursa çatar anca, biz de makaraya sararız.