• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Panik Atak Yazı Dizisi

triesse

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
6 Ekim 2019
61
38
88
30
Merhaba. Size panik atakla ilgili yaşadıklarımı anlatacağım. Anlatacaklarımın, önereceklerimin yanında öncelikle bu konuda uzman olmadığımı sadece tüm bunları tecrübe etmiş bir insan olduğumu söylemek isterim. Eğer okuduğunuz herhangi bir şey uzman doktorunuzun size söylediğiyle çelişiyorsa öncelikle doktorunuzun dediklerinizi yapmanız gerektiğini hatırlatmayı borç bilirim.

Şimdi rahat bir şekilde arkana yaslandıysan derin bir nefes alarak okumaya başlayabilirsin. Nefes çok önemli. Bunu zaten anlatacağım. Hatta zibilyon kere söyleyeceğim ki beynine iyice kazınsın.

Bir yolculuğa çıktığımızı hayal edelim şimdi. Valizimize ihtiyacımız olan her şeyi düzgünce koyduk. Yolculuğumuzu da her haliyle planladık ki bir sorun olmasın. Yola çıktınız ve her şey yolunda giderken yolculuğun ortasında o da ne? Aslında almanız gereken valizi almamışsınız. İçine doldurduğunuz o ütülenmiş güzel kıyafetlerin yerine aslında atmayı planladığınız, sevmediğiniz, ütüsüz hatta kirli kıyafetlerle karşılaştınız. Şaşkınlıkla bakakaldınız. Ve yolu yarıladığınız için de geri dönemiyorsunuz. Bu durumda ne yapardınız?

Şimdi bu durumun panik atakla ne gibi bir ilgisi olduğunu düşünüp saçmaladığımı içinizden geçirmiş olabilirsiniz. Ama panik atağı ben bu olaya benzetiyorum. Her şeyi planlamış ve tüm o heyecanınızla, mutluluğunuzla uğraşırken birden tüm hevesinizi kaçıran kötü bir olay panik atak. Olmaması gereken, istemediğiniz duyguları en üst seviyede yaşıyorsunuz. Kalbiniz hızlanıyor, nefes alamıyorsunuz, durduk yere ağlama isteğiyle doluyorsunuz, anlamsız bir şeyden delice korkuyorsunuz, düşünceleriniz ve kaygınız o kadar yükseliyor ki nabzınız asla yavaşlamıyor. Düşündükçe kısır döngüde dolaşıp daha da kötü hissediyorsunuz. Ne yapacağınızı bilemediğiniz o çaresizlik hali, kurtulmaya çalışma çabası… Her şeyi daha da arttırıyor değil mi?

Aylar öncesinde panik atağın tanımlandığı herhangi bir cümle okusam aynı şekilde yaşıyormuş gibi hissederdim. Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum. Zaten burada bunları yazıyor olmamın nedeni de bu. Size yardım etmek. Gün gelecek benim gibi normal hayatınıza döneceksiniz. Önce buna inanın. İlk şartımız iyi olacağınıza daima inanmak.
 
Eğer bu satırları okuyorsan eminim ki sayfalarca bilgi okudun. Bir sürü kitap bitirdin belki de. Bu konuda tecrübeli insanların yazılarını da okumuş olabilirsin. Ve hala arayış içindeysen şu an doğru yerdesin, merak etme. Çünkü bu satırları yazan kişi de tüm bu aşamaları yaşadı. Sanki okuduğu şeylerde sihir varmış gibi her okuduğu şeyden medet umdu. Hatta yazılanları, tavsiyeleri okurken burun kıvırıp “Söylemesi kolay tabii. Seninki geçmiş. Oradan bakıp şunu yap, bunu yap demek ne kolay.” diyordu. Hatta bunu yaşamamış psikolog ya da doktorların yaşamadan bizi anlayamayacağını düşünüyordu. Merak etme, yalnız değilsin.

Tüm bu yaşadıklarını yaşarken etrafında sadece senin bu sorunla uğraştığını ya da başkalarının güllük gülistanlık yaşantıları olduğunu düşünebilirsin. Bu çok normal. Ama gerçekte seninle aynı duyguları yaşayan aynı panik atağı geçiren anksiyete krizlerinde çaresiz hisseden bir sürü kişi var. Hatta o dertsiz sandığın insanların da bir sürü derdi var. Öncelikle bilmen gereken yalnız değilsin. Ve hiçbir hastalık bedeninde, ruhunda baki değil. Eğer seni öldürmüyorsa illaki gün gelecek ve tüm bunlar geçecek emin ol.

Madem okumaya bu kadar heveslisin o zaman sana okuduğum ve bana katkısı olduğunu düşündüğüm iki kitabı önereyim. 1. Pembe Fili Düşünme. Bu kitap biri size “Pembe Fili düşünme” derse onu sürekli düşüneceğinizi söyleyen çok güzel bir girişle başlayıp ufkunuzu açacak birçok şeyi anlatıyor. 2. Kendine İyi Davran Güzel İnsan. Bu kitapta da sizi bilgilendirecek birçok bilgi var. Hatta ben yakın zamanda bir de iyileşmiş biri olarak okuyacağım. Bu kitapta en çok etkilendiğim şey ise biri sana derdini anlattığında nasıl şefkatle yaklaşıp anlamaya çalışıyorsan onu hırpalamıyorsan bunu kendine de yapmaman gerektiğinin yazmasıydı. Bu beni aşırı duygulandırmıştı. Öz şefkat bu nedenle çok önemli.

Bu arada bilimsel araştırmalara göre kitap okumanın strese çok iyi geldiğini biliyor musun?
 
Düşünceleri Özgür Bırak

Elinizde bir sürü uçan balon olduğunu düşünün. O kadar çoklar ki onları taşımaktan yoruldunuz. Bir yere oturdunuz ve o sırada rüzgâr çıktı. Bu durumda elinizdeki ipi çözüp zaten yorulduğunuz için gitmelerine izin mi verirsiniz? Yoksa ipleri sıkı sıkı tutar mısınız?

Bu örnekte balonlar düşüncelerimizi temsil ediyor aslında. İpleri sıkı sıkı tutmak düşünceleri de sıkı sıkı tutmak gibi. Düşüncelerin balonlar gibi öylece uçup gitmesine izin verseniz her şey yoluna girecek ve omzununda taşıdığınız yük de aslında yok olup gidecek.

Panik atak için benim denediğim en etkili yöntem bu. Atak geldiğinde düşüncelerime sıkı sıkı tutunmamak, onları özgür bırakmak.

Panik atak geldiğinde yapmanız gereken evinize hiç ama hiç sevmediğiniz bir misafirin geldiğini düşünmek. Geldiğinde içinizde “Yine mi geldin?” diye düşünün. “Hm neyse geldin otur bari.” dedikten sonra onu hiç umursamayın. O yokmuş ve hiç gelmemiş gibi davranın. O da sıkılıp gitsin. Panik atak sırasında da yapmanız gereken şey bu aslında. Atağın geldiğini fark etmek. Sonrasında düşüncelerin gelip gitmesine izin vermek. Onları önemsemeyerek gitmelerini sağlayın.

Ah evet biliyorum. Bu da söylemenin kolay ama yapmanın zor olduğu bir şey. Ben düşüncelerin gelip geçmesine izin vermeyi farkındalık meditasyonu yaparak kazandım. Siz de eğer kendi kendinize istemediğiniz misafiri görmezden gelemiyorsanız meditasyon yapabilirsiniz. Bunun için internette bir sürü ücretsiz video var. Ama lütfen sanki bir günde pat diye hasta olmuşsunuz gibi bir günde hemen iyileşme beklemeyin. Bu bir süreç. İlk bölümde anlattığım yolculuktayız. Henüz sadece istemediğimiz valizi fark ettik. Yolun sonu aydınlık. Emin ol. Önce ne yapıyorduk? Hepsinin geçeceğine inanıyorduk. Eğer gerçekten kalbinden inanmıyorsan senin için hiç kimse hiçbir şey yapamaz. O yüzden önce inanıyoruz.
 
Ya o kadar güzel yazmışsınız ki emeğinize sağlık. Dediginiz sürekli nabiz hizlanmasi ve o düşüncelerden kurtulmadikca bu sekilde devam etmesi yani sürekli bir kısır döngü tek belirti yaşıyorum bitmeyen düşünceler ve ardindan gelen kalp çarpıntıları. Önerdiğiniz ilk kitabı okudum ikincisi Beyhan Budak sanırım onu da aliyim o zaman. Siz çarpıntıları da aştınız mi peki?
 
Ya o kadar güzel yazmışsınız ki emeğinize sağlık. Dediginiz sürekli nabiz hizlanmasi ve o düşüncelerden kurtulmadikca bu sekilde devam etmesi yani sürekli bir kısır döngü tek belirti yaşıyorum bitmeyen düşünceler ve ardindan gelen kalp çarpıntıları. Önerdiğiniz ilk kitabı okudum ikincisi Beyhan Budak sanırım onu da aliyim o zaman. Siz çarpıntıları da aştınız mi peki?
Merhaba mesajı yeni görüyorum, kusura bakmayın. Aslında bu yazı dizisine devam edeceğim ama şu aralar meşgulüm. Ben çok şükür atak geçirmiyorum. Atağı tetikleyen başka bir hastalığım vardı o nüksederse sadece biraz tedirgin oluyorum. O anda da kendime birkaç kere "Güvendesin, sorun yok" diyorum ve geçiyor. Panik atak geçirten sizi rahatsız eden ne öncelikle onu bulmanız gerek. Sonrasında adım adım sizi en az rahatsız edenden en çok rahatsız edene doğru pratik yapmanız gerek. Çarpıntı anksiyete kaynaklı mı yoksa anemi vb kaynaklı mı önce onu öğrenmek gerek. Eğer psikolojikse onda da size en iyi geleni bulmanız gerek. Örneğin bana soğuk bir nesne, su vb tutmak iyi geliyordu. Lavanta yağı, nane yağı vb iyi geliyor, yürüyüş yapıyordum kalbim atmaya başladığı an kendimi dışarı atıyordum. Hareketli müzik dinlemek ritim tutmak iyi geliyordu. Bunda da siz ne seviyorsunuz size huzur veren ne onu bulmanız gerek. Nefes egzersizi yapmalısınız, meditasyon sürekli yapmalısınız... Bunları da anlatacağım inşallah birkaç hafta sonra biraz boş zamanım olacak gibi..
 
Merhaba mesajı yeni görüyorum, kusura bakmayın. Aslında bu yazı dizisine devam edeceğim ama şu aralar meşgulüm. Ben çok şükür atak geçirmiyorum. Atağı tetikleyen başka bir hastalığım vardı o nüksederse sadece biraz tedirgin oluyorum. O anda da kendime birkaç kere "Güvendesin, sorun yok" diyorum ve geçiyor. Panik atak geçirten sizi rahatsız eden ne öncelikle onu bulmanız gerek. Sonrasında adım adım sizi en az rahatsız edenden en çok rahatsız edene doğru pratik yapmanız gerek. Çarpıntı anksiyete kaynaklı mı yoksa anemi vb kaynaklı mı önce onu öğrenmek gerek. Eğer psikolojikse onda da size en iyi geleni bulmanız gerek. Örneğin bana soğuk bir nesne, su vb tutmak iyi geliyordu. Lavanta yağı, nane yağı vb iyi geliyor, yürüyüş yapıyordum kalbim atmaya başladığı an kendimi dışarı atıyordum. Hareketli müzik dinlemek ritim tutmak iyi geliyordu. Bunda da siz ne seviyorsunuz size huzur veren ne onu bulmanız gerek. Nefes egzersizi yapmalısınız, meditasyon sürekli yapmalısınız... Bunları da anlatacağım inşallah birkaç hafta sonra biraz boş zamanım olacak gibi..
Cevabınız icin cok teşekkür ederim. Benim sorunum durduk yere gelen ya da az heyecan yapsam gelen kalp çarpıntısı ilk onunla başladı zaten. Diger hicbir belirtiden korkmuyorum olurda dışarda gelir diye epey kisitlandim tek zor çikar oldum. Carpinti gelirse sonunda ölücem ya da bayilicam gibi hissediyorum çünkü ya da doktorlar kalp hastalığım vardı bulamadılar diye düşündüğüm için geçmiyor bir türlü :) onun dışında önerileriniz için cok teşekkür ederim hepsini deniycem 😊🙏
 
Cevabınız icin cok teşekkür ederim. Benim sorunum durduk yere gelen ya da az heyecan yapsam gelen kalp çarpıntısı ilk onunla başladı zaten. Diger hicbir belirtiden korkmuyorum olurda dışarda gelir diye epey kisitlandim tek zor çikar oldum. Carpinti gelirse sonunda ölücem ya da bayilicam gibi hissediyorum çünkü ya da doktorlar kalp hastalığım vardı bulamadılar diye düşündüğüm için geçmiyor bir türlü :) onun dışında önerileriniz için cok teşekkür ederim hepsini deniycem 😊🙏
En az rahatsız olduğunuzdan en çok olduğunuza derken evden çıkamama konusundan bahsediyorum aslında. İlk gün evden çıkıp evin etrafında dolaşmak, sonraki gün yakın bir markete gitmek, sonraki gün uzak markete vs. Bu şekilde hedefleri genişletmeniz gerek. Kalp çarpıntısı yaşamaktan korkmamanız aksine üstüne gitmeniz gerek. Kendi kendinize meydan okuma gibi düşünebilirsiniz bunu. Bunları da yazarım zaten ayrıntılarıyla. Düşünceleri özgür bırakmanız gerek. Gelip geçmelerine izin vermeniz gerek. Beyin zaten siz istemedikçe bir düşüncede sürekli kalamıyor. Başka bir şey düşünmeye başlıyor hemen... İnşallah sizin de burada güzel düşüncelerinizi yazdığınız zaman gelir 🌸
 
En az rahatsız olduğunuzdan en çok olduğunuza derken evden çıkamama konusundan bahsediyorum aslında. İlk gün evden çıkıp evin etrafında dolaşmak, sonraki gün yakın bir markete gitmek, sonraki gün uzak markete vs. Bu şekilde hedefleri genişletmeniz gerek. Kalp çarpıntısı yaşamaktan korkmamanız aksine üstüne gitmeniz gerek. Kendi kendinize meydan okuma gibi düşünebilirsiniz bunu. Bunları da yazarım zaten ayrıntılarıyla. Düşünceleri özgür bırakmanız gerek. Gelip geçmelerine izin vermeniz gerek. Beyin zaten siz istemedikçe bir düşüncede sürekli kalamıyor. Başka bir şey düşünmeye başlıyor hemen... İnşallah sizin de burada güzel düşüncelerinizi yazdığınız zaman gelir 🌸
Cok teşekkür ederim cevapladığınız için 😊 evin etrafına çıkabiliyorum ailemle de heryere gidiyorum ama tekken uzaga bir türlü cesaret edemedim başıma çok kötü seyler gelicek bir yerde bayilicam gibi hissediyorum. Beyin iste felaket senaryoları durmadan üretiyor. Insallah dediginiz gibi olur kalp çarpıntısından korkmamayi öğrenip sizin gibi üstüne gidebilirim eski ben olabilirim... cok saolun tekrardan 😇😇
 
4. Bölüm

Anlaşılmak

Panik atak geçirdiğinde insan en çok anlaşılmak istiyor. Bir derdinizin olduğunu etrafınızdaki kişiler de anlasın istiyorsunuz. Ama bu tam anlamıyla mümkün değil. Sizin korkularınız onlara saçma geliyor. Başkalarının korkuları da size öyle. Psikolog bir arkadaşıma panik atak geçirirken otobüse binmekten korktuğumu söylemiştim. O da otobüste korkma nedenimi sormuştu. İstediğim zaman özgürce arabayı durduramadığım ve nefes alamadığım için diye cevap vermiştim. Gülmüştü. Ona saçma gelmişti. Şimdi bunları yazarken bana da saçma geliyor.

Düşündüklerimiz, korktuğumuz şey başkalarına göre basit olsa da bize göre değil. Bu durumlarda çevrenin anlayış göstermesi çok önemli. Ama aşırı baskı kurup sürekli yanınızda olmaları da bir o kadar sıkıntılı bir durum. İlk dönemlerde yalnız dışarı çıkmaya korkuyordum. Dışarı çıkma korkum vardı. Apartmanın hemen karşısındaki çöp kutusuna çöp atmaya bile gitmek istemiyordum. O zamanlarda güç bela kendimi zorlayarak doktora gitmiştim. Bana dışarıda dolaşmamı hava almamı söylemişti. Oysa ben dışarı çıkmaktan korkuyordum. Benim için güvenli alan olan evimden uzaklaşmak bende tehlike çanlarını çaldırıyordu adeta. Yani ben zaten dışarı çıkmaktan korkarken bana dışarı çıkmamı öneriyordu. Bana göre beni anlamıyordu.

Sizi anlamıyor olmaları insanların size değer vermediği, onlar için özel olmadığınız anlamına gelmiyor. Yaşadıklarınız yüzünden sizden uzaklaştıkları da yok. Siz onlardan uzaklaşıyorsunuz. İşte bu durumda yapmanız gereken açıkça ne hissettiğinizi söylemek. Güzel insanlar biriktirdiyseniz sizi anlamıyor olsalar bile saygı göstereceklerine eminim. Eğer sıkıntılarınızdan dolayı ektiğiniz bir randevu vs sonrası insanlar size tavır alıyorsa size değersiz hissettiriyorsa ya da tüm bunları uydurduğunuzu ima ediyorsa hayatınızda temizlik yapma zamanı gelmiş demektir. Size iyi gelmeyen her şeyi ama her şeyi hayatınızdan çıkarın. İyileşme bununla başlayacak. Ve kimseden beklentiniz olmasın. Siz zaten kendinize inandığınızda her şey bir şekilde yoluna giriyor zaten.
 
5.Bölüm

Güçlü olmak zorunda değilsin.

“Çok güçlüsün. Bunları yaşayamazsın. Sen neleri başardın nelerin üstesinden geldin bu kadar basit bir şey mi seni alt edecek?” Bunları defalarca kendine söylemiş olabilirsin. Yaşadıklarını ya da verdiğin tepkileri küçümseyebilirsin. Bu aslında yetiştirilmemizden de kaynaklanıyor olabilir. Ama hiçbir koşulda hislerimiz yüzünden aciz, güçsüz ya da zavallı değiliz. Hislerimizi özgürce yaşayabildiğimiz, kendimizi ifade ettiğimiz her an güçlüyüz aslında. Ama dediğim gibi buna mecbur da değiliz.

Çok fazla ağlayabilen bir insan olmadım hiçbir zaman. Bu ağlamanın güçsüzlük olmasından çok duygularımı açıkça belli edemeyişimdendi belki de. Bunun ne kötü bir hastalık olduğunu çok sonra anladım. İyi ki de anladım. Şimdilerde ne hissediyorsam öyle yaşıyorum. Biri bir şey dediğinde “Bir tane hayatım var kusura bakma. Başkalarını memnun etmek için heba edemem.” diyorum. Bu halimi de çok seviyorum. Asıl gücün istediğimiz gibi yaşamak olduğunu fark edebildiğim için çok mutluyum. Hiç kimseyi mutlu etmek zorunda değilim. Önce kendim mutlu olmalıyım.

O ne dedi, bu ne dedi, kim ne düşür gibi sorularla hayatın geçmeyeceğini, kalıplara sığmayacağını anladığın an en güçlü an olacak. Ve işte o andan sonra başaramayacağın tek bir şey bile olmayacak.
 
6. Bölüm

Korkularının üzerine git.

Psikolojide maruz kalarak tedavi etme yöntemi var. Örneğin bir köpekten korkuyorsanız ilk aşamada sizi köpeği görmediğiniz ama sesini duyduğunuz sokaktan geçerek başlıyorsunuz. Sonra köpeğin olduğu bir sokaktan ona uzaktan bakarak geçiyorsunuz. Daha sonra karşı kaldırımda köpek varken geçiyorsunuz. Sonra onunla bir adım mesafede duruyorsunuz ve en sonunda köpeği seviyorsunuz. Bu aşamalar sonucunda korkunuzu yeniyorsunuz. Bu yüzden sizi korkutan, aklınızı çıkaran şey her aşamada biraz daha hafifliyor.

Öğretmen lisesi mezunları ya da öğretmenler bilir. Bizde koşullanma anlatılır. Bunun için de Pavlov’un köpeği örneği verilir. Köpeğe yemek verilmeden hemen önce zil sesi gelir. Sonra köpek zil sesinden sonra yemeğinin geleceğini bileceği için zil sesini duyduğunda salya salgılar. Bu durum bir süre devam ettikten sonra zil sesinden sonra yemek gelmemeye başlar. Bu durumda köpek salya salgılamayı bırakır. Yani sönme meydana gelir. Aşamalı bir şekilde bu davranış yok olur.

4. bölümde anlatmıştım. Ben evden dışarı bir adım bile atamıyordum! Yüzleşmem gerektiğini ve bunun zamanla azalacağını daha önce aldığım eğitimden biliyordum. O yüzden plan yaptım. Plan yapmak benim için her zaman hedef belirlemek ve yapabilmek için önemli olmuştur. O yüzden siz de kendi durumunuza göre sizi en az rahatsız edecek durumdan en çok rahatsız edecek duruma göre liste yapmalısınız. Örnek olarak benim listem şu şekildeydi:

1. Apartmanın önündeki çöp kutusuna çöp at

2. Eve 100 metre uzaktaki geridönüşüm kutusuna çöpünü at

2. 200 metre ilerideki markete git

3. Yürüyüşe çık ve gidebildiğin en uzak noktaya kadar git

4. Uzak yerdeki bir markete git

5. Dolmuşa bin

6. Kendi arabanızla şehir dışına çık

7.Otobüsle şehir dışına çık

….

Tabii ki bu listeyi hemen 1 haftada yapamadım. Uzunca zamanımı aldı. Ama benim hedeflerim belliydi ve kararlıydım. Tek başıma yapmakta zorlandıklarım için yakınlarımdan yardım istedim. Benimle geldiler. Sonra kendim denedim. Ben hep şuna tutundum. Yağmurlar yağmaya başladığında ben iyilemiş olacağım. O zamana kadar her şey bitecek. Ve ben yaz bitip yağmur yağdığı bir gün dışarı çıktım ve o güne kadar gitmeye en çok korktuğum yerlere kadar yürüdüm. Ondan sonrası geldi zaten. O gün kendime şunu söylemiştim. “Seninle gurur duyuyorum. Başardın.” En yakın zamanda sen de bunu kendine söyleyeceksin. Önce listeni hazırla bakalım. Sonra da bebek adımlarıyla hedeflerini gerçekleştir. Her şey çok güzel olacak…
 
7. Bölüm
Korkularınızın köklerine inin.


Panik atak geçiriyorsanız eğer bunun bir nedeni vardır. Neden bunu yaşadığınızı nerede yaşadığınızı ne zaman hangi koşullarda bunu yaşadığınızı kontrol edin. Bu kontroller sonunda nedeni bulacaksınız. Bulduğunuz neden her ne olursa olsun onu çözmeniz gerek. Düğüm çözüldüğünde iyileşme sürecinin de hızlandığını fark edeceksiniz.

Nedeni buldunuz. Diyelim ki kedilerden korkuyorsunuz. Bu korkunun size nasıl geldiğini anlamanız gerek. Kediden neden korkuyorsunuz? Size zarar vereceğini mi düşünüyorsunuz? Yoksa önceden yaşadığınız bir durum mu var? Ya da bir yakınınızdan görerek mi bu korkuyu kazandınız? Bunun cevaplarını aldıktan sonra bu sorunu çözmelisiniz. Bir önceki bölümde anlattığım gibi sizi düşündüğünüzde en az rahatsız eden yöntemle korkunuza yaklaşmalı ve son aşamaya kadar gelmelisiniz. Bu son aşamadan sonra artık atak geçirmediğinizi hayatınıza önceden olduğu gibi normal bir şekilde devam ettiğinizi fark edeceksiniz.

Örneğin başarısızlıktan ya da okulu bitirememekten korkuyorsunuz diyelim. Bu sizin çalışmak dışında çok da kontrol edebileceğiniz bir durum değil. Böyle zamanlarda eğer korkunuzu yok edecek bir şekilde ilerlemek sizin elinizde değilse kendinize sık sık şunu hatırlatmanız gerek. “Hiçbir şey benden önemli değil.” Bunu hatırlatmanın dışında ilk bölümde dediğim gibi nefes egzersizleri uygulamalısınız. Her gün düzenli uyguladığınız nefes egzersizleri sizi panik atak karşısında istemediği misafiri görmezden gelen ev sahibi olarak elinizi daha da güçlendirecek. Ve bu da meditasyonda söylediğim gibi hemen bir günde hadi yaptım niye olmadı diyerek sabırsızca olacak bir şey değil. Bu egzersizleri her gün düzenli şekilde yaptıktan bir süre sonra faydalı olduğunu anlayacaksınız. Yine bunu anlatan bir sürü video internet ortamında mevcut. Günlük rutininize böylece meditasyona ek olarak nefes egzersizlerini de eklediniz. 😉
 
7. Bölüm
Korkularınızın köklerine inin.


Panik atak geçiriyorsanız eğer bunun bir nedeni vardır. Neden bunu yaşadığınızı nerede yaşadığınızı ne zaman hangi koşullarda bunu yaşadığınızı kontrol edin. Bu kontroller sonunda nedeni bulacaksınız. Bulduğunuz neden her ne olursa olsun onu çözmeniz gerek. Düğüm çözüldüğünde iyileşme sürecinin de hızlandığını fark edeceksiniz.

Nedeni buldunuz. Diyelim ki kedilerden korkuyorsunuz. Bu korkunun size nasıl geldiğini anlamanız gerek. Kediden neden korkuyorsunuz? Size zarar vereceğini mi düşünüyorsunuz? Yoksa önceden yaşadığınız bir durum mu var? Ya da bir yakınınızdan görerek mi bu korkuyu kazandınız? Bunun cevaplarını aldıktan sonra bu sorunu çözmelisiniz. Bir önceki bölümde anlattığım gibi sizi düşündüğünüzde en az rahatsız eden yöntemle korkunuza yaklaşmalı ve son aşamaya kadar gelmelisiniz. Bu son aşamadan sonra artık atak geçirmediğinizi hayatınıza önceden olduğu gibi normal bir şekilde devam ettiğinizi fark edeceksiniz.

Örneğin başarısızlıktan ya da okulu bitirememekten korkuyorsunuz diyelim. Bu sizin çalışmak dışında çok da kontrol edebileceğiniz bir durum değil. Böyle zamanlarda eğer korkunuzu yok edecek bir şekilde ilerlemek sizin elinizde değilse kendinize sık sık şunu hatırlatmanız gerek. “Hiçbir şey benden önemli değil.” Bunu hatırlatmanın dışında ilk bölümde dediğim gibi nefes egzersizleri uygulamalısınız. Her gün düzenli uyguladığınız nefes egzersizleri sizi panik atak karşısında istemediği misafiri görmezden gelen ev sahibi olarak elinizi daha da güçlendirecek. Ve bu da meditasyonda söylediğim gibi hemen bir günde hadi yaptım niye olmadı diyerek sabırsızca olacak bir şey değil. Bu egzersizleri her gün düzenli şekilde yaptıktan bir süre sonra faydalı olduğunu anlayacaksınız. Yine bunu anlatan bir sürü video internet ortamında mevcut. Günlük rutininize böylece meditasyona ek olarak nefes egzersizlerini de eklediniz. 😉
Yazdiklariniz çok güzel bende.de anksiyete atakları oluşuyor ilaçsız bu şekilde mi yendiniz??
 
Yazdiklariniz çok güzel bende.de anksiyete atakları oluşuyor ilaçsız bu şekilde mi yendiniz??
Merhaba doktora gidip 2 ay kadar ilaç tedavisine devam ettim. Doktorum o dönemde 1 yıl önermişti. Ama ilaçları birden bir gün bırakmak istedim ve bıraktım. Yaptığımın doğru olduğunu da asla söyleyemem. İlerleyen yerlerde zaten doktora gitmenin ne kadar önemli olduğunu yazdım, paylaşacağım ama ben yaptıysam birileri yaptıysa sizin de yapmanız için bir engel yok. Tez zamanda iyileşmeniz dileğiyle..
 
Merhaba yeniden. Az önce panik atakla ilgili makale okurken aklıma geldi. Aslında buradaki insanlara yardım etmek için uzun uzun planlarım vardı ama maalesef devam edemeyeceğim. Bu yüzden yazdığım ama yayınlamadığım kısımları da ekleyip konuyu kendimce bitiriyorum. Aşağıda bazı konuların sadece başlığı var. İçine açıklamalarını dediğim gibi yazmayacağım. Ama anlaşılır olmasına çalıştım. Umarım yazdıklarım birilerine şifa olur. :)

8. Bölüm

Sorunu kabul et ve yardım al


Panik atakta bazı kişilerde inkar aşaması vardır. Bir şeyler yaşıyorsun ama bu size göre çok büyük bir şeydir. Hatta ölüyor bile olabilirsiniz. Yani sorun size göre psikolojik olmaktan çok fizyolojiktir. Kalp çarpıntınız size göre kalbinizde sorun olduğu için, mide bulantınız midenizi üşüttüğünüz için olabilir. Bu nedenle doktor doktor gezip de bir sorun olmadığınızı duyabilirsiniz.

Eğer şu anki halinizde geçmişe göre farklılık varsa, panik atak belirtileri gösteriyor, sakinleşmekte sorun yaşıyorsanız ve bu belirli aralıklarla tekrarlıyorsa yardım almalısınız. Yardım derken profesyonel yardımdan bahsediyorum tabii ki. Bir psikiyatriste gidip derdinizi anlatmalısınız. O zaten milyon kere aynı şeyleri hisseden kişilerle karşılaşıp tedavi ettiği için size nasıl davranması gerektiğini biliyor. Size nasıl yardım edeceğini de biliyor. Ve yardım almak bence iyileşmek için en büyük adım. O yüzden önce bir sorun olduğunu kabul ederek iyileşme yolunda büyük bir adım atmalı, daha sonra doktora giderek daha büyük bir adım atarak iyileşme sürecinizi başlatmalısınız. Ve kendinize her şeyin yolunda olacağını söylemeyi unutmayın 😊

9. Bölüm

İlaçlar seni rahatlatır ama bunu aşmak için kendine güvenmelisin


Doktora ilk gittiğim gün dün gibi aklımda. Arabaya binmeye korktuğum için elimde bir şişe soğuk suyla arabaya binmiştim. Soğuk bir şeye dokunmak bana iyi geliyordu. (Siz de zamanla sizi atak sırasında neyin sakinleştireceğini bulacaksınız.) Doktorun odasına girip derdimi anlatacağım anda ağlamaya başlamıştım. Tüm duygularım orada akmıştı sanki. İlk defa bir doktorun hatta bir yabancının önünde çaresizlikten ağladığım gündü o gün. Ama doktor bana demişti ki: “İlaçlar seni rahatlatır ama bunu sen yenmelisin” Yani demişti ki ilaçlardan mucize bekleme. Asıl mucize sensin.

10. Bölüm

Her kalp atışı panik atak değildir. Evet değildir. Siz de biliyorsunuz ki yorulduğunuzda, heyecanlandığınızda ya da anemi gibi durumunuz olduğunda da kalp hızlı atar. Kalbin biraz hızlı attığında hemen panik atak geçirdiğini düşünmemelisin. Aslında panik atak ve normal kalp atış hızını fark ettiğin gün iyileşmeyi büyük oranda tamamladığın gün olacak. Bende öyle olmuştu en azından.



11. Yürüyüş yapmak sağlığa iyi gelir

12. Panik atak geçirmekten korkmamak

13.Her ataktan sonra sen güçlenirken atak zayıflar

14.Kendini telkin et

15.Atak sırasında sakinleşmek

16.Beyni boş bırakmayı öğrenmek

17.Anda kal

18.

Beynin kodlarını değiştirmek


Kod yazmak üniversite zamanım boyunca benim için hem eğlenceli hem de işkence edici bir olaydı. Eğlenceliydi, çünkü kodu yazabiliyorsam ve yazdıktan sonra başarılı bir sonuç elde ettiysem mutlu oluyordum. İşkence vericiydi, çünkü yazamıyorsam beni kalıptan kalıba sokardı. Sürekli onu düşünürdüm. Her an her dakikam kod düşünmekle ve aklıma gelen şeyde hızla not almakla geçerdi. Kod yazmak eğer mantığını oturtursan ön çalışmalarını yaptıysan aşırı zevklidir. Ama o yolu anlayana kadar ve kendine bir yol çizene kadar eziyet verir.

Bu bölümde bu kodlamaların beynimizde de olduğunu düşünelim. Beyin diyor ki: “Korkman gerek.” ve sonrasında beden bunu algılayarak korkmaya başlıyor. Siz beyninize diyorsunuz ki: “Hayır, korkmaman gerek.” ama sizi dinlemiyor. Yani beyin korkması gerektiği şekilde kodlandıktan sonra siz ona aksi komutu verdiğinizde hala ilk komutta çalışıyorsa kodlarda bir hata var demektir. Mühendisler kodlar istediği gibi çalışmadığında ya da herhangi bir sorunla karşılaştıklarında hata ayıklama yaparlar. Bu aşamada koddaki hata bulunur. Komut yeniden verilir ve kod bu sefer istediğiniz gibi çalışır.

Panik atağa tepki veren bir bedeniniz varsa beyninizde hatalı bir kod var demektir. İşte bu durumda yapmanız gereken hatanın nerede olduğunu bulmak o kısmı değiştirmek ve kodun istediğiniz gibi çalışmasını sağlamaktır.

Olayı daha basite indirgersek bir şeyler yanlış gidiyor ve müdahale etmelisiniz. Peki nasıl? Önce mantıklı olanı beyninizde keşfetmelisiniz. Örneğin size saldırmayan sokaktan sadece geçen köpek için korkmanızı gerektirecek herhangi bir şey yok. Bunun farkındasınız ama yine de korkuyorsunuz. O zaman beyninize bunun bir yanılsama olduğunu ve gerçekte tehlikeli bir durum olmadığını söylemelisiniz. O anlayana kadar bunu sürekli yapmalısınız.


19. Bitkisel tedavi

20.Dua etmek

21.Enerji vampirlerinden uzaklaşmak

22.Hesaplamayı bırakmak

23. Sana iyi gelen şeyleri bulmak
 
Back