- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
1 yaşında Ediz adında Down Sendromlu bir oğlu olan şarkıcı Özgün: Bu durumu hastalık olarak görmüyorum. Benim için önemli olan bunu duyduğum an değil; Ediz'i kucağıma ilk aldığım zaman hissettiklerimdi. Çok acayip bir şeydi; sanki kalbi avuçlarımda atıyordu. Biz bir bebek bekliyorduk, Allah bize bir melek gönderdi
Pop müziğin sevilen isimlerinden Özgün, Ankara Devlet Konservatuvarı Viyola Bölümü'nü bitirip Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'yla çalışmış bir sanatçı. Buna rağmen; 'Elveda' şarkısını yazdıktan sonra "Ben de tanınmalıyım, ben de bineceğim o arabalara, bekle beni İstanbul" diyerek belki de en doğru kararı vermişti hayatında...
Başarılı sanatçının geçen yıl doğan oğlu Ediz, gözlerini dünyaya Down Sendromlu olarak açmıştı. Minik Ediz ve babası Özgün ile birlikte '21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü' dolayısıyla lunaparkta buluşup keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Bugüne kadar çok röportaj yaptım ve kayıt kapandığında röportaj yaptığım herkes "İyi miydim?" diye sordu. Sizce, bu kadar beğenilmeyi neden istiyoruz?
Sosyal medya yüzünden insanlar belki de ilk defa; beğenilip beğenilmediklerini bu kadar net görmeye başladı. Eskiden kendi arkadaş çevremizde birbirimizi pohpohlardık. Hepsi bir yana, bir de yarıştırma durumu var. 'Sen kaç beğeni aldın?', 'Ben kaç aldım?' demeler başladı.
Beğenilmeme ya da eleştirilmeye karşı tutumunuz ne oluyor?
Eleştirilmek ister istemez insanı rahatsız edebilir ama mantıklı eleştiriler beni çok güzel yönlendirmiştir. Gerçi artık doğru düzgün bir eleştiri okumak mümkün değil. Mesela kendi sektörümle ilgili eleştirmenlere bakıyorum; birkaçı hariç, bazıları gerçekten yazmak için yazıyor. Çünkü ben de kendilerinin bugüne kadar neler yaptıklarını çok merak ediyorum. Bu işle ilgili bilgi nedir diye baktığımda; müziğin m'sinden, notanın n'sinden anlamıyorlar ama oturdukları yerden eleştiri yapıyorlar. Hayretle takip ediyorum.
TAKMA İSİMLE YAZI YAZMAK İSTİYORUM
Sanat eleştirmenleri; sanki sanatçı olmak isteyip de olamadıkları için eleştirmen olmaya karar vermişler diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
'Birdman' filminde dediğin durumla ilgili bir sahne vardı. Haklı olabilirsin... Hatta 'Eleştirmenim' diyenlerin bazıları şarkıcılıkla ilgili denemeler de yaptı. Mesela ben de, takma isimle yazılar yazmak istiyorum. Kötülemek amaçlı değil ama güzel yazılar yazmak isterim.
Besteci kimliğinizden dolayı, diğer sanatçıların size ya da sizin gibi isimlere muhtaç olduğunu düşünüyor musunuz?
'Belki bir gün benim de işime yarayabilir' düşüncesiyle, 'Özgün de cepte dursun' diyenler olabilir. Şaka bir yana; biraz benim geçmişimi bilen, müzisyen kimliğimin farkında olan kişiler bana ister istemez bir saygı duyar, hürmet gösterir. Bestelerim çok istendi ama bugüne kadar hiç kimseye vermemiştim. Artık yavaş yavaş bestelerimi vermeye başlayabilirim. Üç yıldır single yaptığım için elimde çok fazla şarkı birikti. Bu şarkıların eskiyip demode kalmaması için başkalarının söylemesini istiyorum.
Kendiniz gibi müzisyen olan Nida Uğurlu ile evlisiniz. Aile hayatı nasıl gidiyor?
Sanırım evlenmek hayatımdaki en doğru kararlardan biri oldu. Eski hayatıma baktığımda çok fazla boşa geçen zaman olduğunu görüyorum. Tabii ki, Ediz ile birlikte ev işleri biraz daha yoğunlaştı.
Bence şanslı bir babasınız...
Ediz, bu hafta tam 1 yaşına girdi. Babalık çok özel bir duygu. Genel olarak çok güzel giden bir hayatım var.
Ediz'in Down Sendromlu doğması size ne hissettirdi?
Down Sendromu'nu bir hastalık olarak görmüyorum ve sadece şunu söyleyebilirim; şaşırdım, çünkü test sonuçlarında birşey çıkmamıştı. Zaten bunu duyduğum an değil, Ediz'i kucağıma ilk aldığım an neler hissettiğimdi önemli olan... Çok acayip bir şeydi, sanki kalbi avuçlarımda atıyordu. Biz bir bebek bekliyorduk, Allah bize melek gönderdi.
EDİZ MÜZİĞİ ÇOK SEVİYOR
Ediz'in müziğe tepkisi nasıl?
Çok seviyor, piyanonun başına oturduğum zaman ellerini ellerimin üzerine koyuyor. Saatlerce çalayım, kıpırdamadan dinliyor. Başkasının kliplerine tepki vermiyor ama benimkileri pür dikkat izliyor. (Ediz'in bir videosunu izliyoruz ve gerçekten babasını gözünü kırpmadan, büyük bir keyifle izliyor.) Anne-baba müzisyen olunca, müzik kulağı iyi olacaktır.
Ediz için planlarınız var mı?
'Siz plan yaparken, Tanrı gülümsermiş' derler ya; ben de hayatımla ilgili uzun plan yapmama kararı aldım. Ben sadece, Ediz'in istediği şeyleri yapabileceği bir konfor için çalışıyorum. Seveceği bir hayatı yaşasın, iyi insanlar çıksın karşısına...
'21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü'ydü. Gerçekten farkında mıyız?
Hiçbir şeyin farkında değiliz. Bence, farkındalığın farkına varmalıyız. İnsanlar sabah kalkıp işlerine varıyor, akşam evine dönüyor, akşam da TV karşısında bir dizi seyredip uyuyorlar. Böyle bir hayatın içinde insanların bir şeylerin farkında olması pek mümkün değil. Korkuncuz aslında! En büyük isteğim; buralardan gitmek, ben kariyerime her yerden devam edebilirim.
'Çevre ya da medya ailemi yıpratır' gibi kaygılarınız var mı?
Hiç öyle kaygılarım yok. Bu sektörün ya da medyanın beni yıpratabileceği bir malzemem yok, zaten çok içli dışlı da değilim. Olduğu kadar edepli ve aklı başında yaşamaya çalışıyorum
BAKLAVALARIMI KLİPLERİMDE GÖSTERECEĞİM
Hiç beklemediğimiz bir anda vücut yaparak fit bir şekilde çıktınız sevenlerinizin karşısına... Mecbur, başka neye yatırım yapabilirim ki! Zaman hızla geçiyor ve yaşımız ilerliyor. Yeni şarkılar, yeni isimler çıkıyor. Benim de yeni kalmam lazım...
Baklavalarınız herkesi şaşırttı... Ben de şaşırdım, onları görmeyi uzun yıllar bekledim. 1.5 yıldır baklavalarımla yaşıyorum ama koruması daha zor. Eşim, ailem belli bir formu yakaladıktan sonra eski beslenmeme geri döneceğimi sandılar ama öyle olmadı. Her şeyi yediğim dönem eskidenmiş. Bundan sonra, şarklarımla uyumlu olursa, kliplerimde bol bol baklavaları göstermeyi düşünüyorum.
Eşiniz "Nereden çıktı bu spor aşkı?" demiyor mu? Eşimin de müzisyen olması büyük avantaj. "O kadar uğraştın, göster bari" diyor.
MÜZİK DEĞİL SİLAHLAR SUSSUN!
Türkiye'nin son günlerdeki hali hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ülkenin genel durumu, daha doğrusu dünyanın hali ortada. Önümüzü göremiyoruz, şarkı yapıyoruz ama duyuramıyoruz.
Sanatçılar bu durumlarda nasıl bir duruş sergileyebilir?
Susmanın ve müziği susturmanın çözüm olduğunu düşünmüyorum; önce silahlar susmalı! Müziğin kimseye zararı yok. Ayrıcı müzik demek; sadece göbek atmak değil. Tabii ki ben de bu olaylar üstüne konserimi erteliyorum ama bunu tamamen askıya almamalı. Biz, insanlara aşkı anlatıyoruz, sevgiyi anlatıyoruz. Bunlar barışın olmadığı yerde zaten olmaz. O yüzden, bence daha çok şarkı söylemeliyiz.
Kaynak: Sabah/Günaydın
Pop müziğin sevilen isimlerinden Özgün, Ankara Devlet Konservatuvarı Viyola Bölümü'nü bitirip Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'yla çalışmış bir sanatçı. Buna rağmen; 'Elveda' şarkısını yazdıktan sonra "Ben de tanınmalıyım, ben de bineceğim o arabalara, bekle beni İstanbul" diyerek belki de en doğru kararı vermişti hayatında...
Başarılı sanatçının geçen yıl doğan oğlu Ediz, gözlerini dünyaya Down Sendromlu olarak açmıştı. Minik Ediz ve babası Özgün ile birlikte '21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü' dolayısıyla lunaparkta buluşup keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Bugüne kadar çok röportaj yaptım ve kayıt kapandığında röportaj yaptığım herkes "İyi miydim?" diye sordu. Sizce, bu kadar beğenilmeyi neden istiyoruz?
Sosyal medya yüzünden insanlar belki de ilk defa; beğenilip beğenilmediklerini bu kadar net görmeye başladı. Eskiden kendi arkadaş çevremizde birbirimizi pohpohlardık. Hepsi bir yana, bir de yarıştırma durumu var. 'Sen kaç beğeni aldın?', 'Ben kaç aldım?' demeler başladı.
Beğenilmeme ya da eleştirilmeye karşı tutumunuz ne oluyor?
Eleştirilmek ister istemez insanı rahatsız edebilir ama mantıklı eleştiriler beni çok güzel yönlendirmiştir. Gerçi artık doğru düzgün bir eleştiri okumak mümkün değil. Mesela kendi sektörümle ilgili eleştirmenlere bakıyorum; birkaçı hariç, bazıları gerçekten yazmak için yazıyor. Çünkü ben de kendilerinin bugüne kadar neler yaptıklarını çok merak ediyorum. Bu işle ilgili bilgi nedir diye baktığımda; müziğin m'sinden, notanın n'sinden anlamıyorlar ama oturdukları yerden eleştiri yapıyorlar. Hayretle takip ediyorum.
TAKMA İSİMLE YAZI YAZMAK İSTİYORUM
Sanat eleştirmenleri; sanki sanatçı olmak isteyip de olamadıkları için eleştirmen olmaya karar vermişler diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
'Birdman' filminde dediğin durumla ilgili bir sahne vardı. Haklı olabilirsin... Hatta 'Eleştirmenim' diyenlerin bazıları şarkıcılıkla ilgili denemeler de yaptı. Mesela ben de, takma isimle yazılar yazmak istiyorum. Kötülemek amaçlı değil ama güzel yazılar yazmak isterim.
Besteci kimliğinizden dolayı, diğer sanatçıların size ya da sizin gibi isimlere muhtaç olduğunu düşünüyor musunuz?
'Belki bir gün benim de işime yarayabilir' düşüncesiyle, 'Özgün de cepte dursun' diyenler olabilir. Şaka bir yana; biraz benim geçmişimi bilen, müzisyen kimliğimin farkında olan kişiler bana ister istemez bir saygı duyar, hürmet gösterir. Bestelerim çok istendi ama bugüne kadar hiç kimseye vermemiştim. Artık yavaş yavaş bestelerimi vermeye başlayabilirim. Üç yıldır single yaptığım için elimde çok fazla şarkı birikti. Bu şarkıların eskiyip demode kalmaması için başkalarının söylemesini istiyorum.
Kendiniz gibi müzisyen olan Nida Uğurlu ile evlisiniz. Aile hayatı nasıl gidiyor?
Sanırım evlenmek hayatımdaki en doğru kararlardan biri oldu. Eski hayatıma baktığımda çok fazla boşa geçen zaman olduğunu görüyorum. Tabii ki, Ediz ile birlikte ev işleri biraz daha yoğunlaştı.
Bence şanslı bir babasınız...
Ediz, bu hafta tam 1 yaşına girdi. Babalık çok özel bir duygu. Genel olarak çok güzel giden bir hayatım var.
Ediz'in Down Sendromlu doğması size ne hissettirdi?
Down Sendromu'nu bir hastalık olarak görmüyorum ve sadece şunu söyleyebilirim; şaşırdım, çünkü test sonuçlarında birşey çıkmamıştı. Zaten bunu duyduğum an değil, Ediz'i kucağıma ilk aldığım an neler hissettiğimdi önemli olan... Çok acayip bir şeydi, sanki kalbi avuçlarımda atıyordu. Biz bir bebek bekliyorduk, Allah bize melek gönderdi.
EDİZ MÜZİĞİ ÇOK SEVİYOR
Ediz'in müziğe tepkisi nasıl?
Çok seviyor, piyanonun başına oturduğum zaman ellerini ellerimin üzerine koyuyor. Saatlerce çalayım, kıpırdamadan dinliyor. Başkasının kliplerine tepki vermiyor ama benimkileri pür dikkat izliyor. (Ediz'in bir videosunu izliyoruz ve gerçekten babasını gözünü kırpmadan, büyük bir keyifle izliyor.) Anne-baba müzisyen olunca, müzik kulağı iyi olacaktır.
Ediz için planlarınız var mı?
'Siz plan yaparken, Tanrı gülümsermiş' derler ya; ben de hayatımla ilgili uzun plan yapmama kararı aldım. Ben sadece, Ediz'in istediği şeyleri yapabileceği bir konfor için çalışıyorum. Seveceği bir hayatı yaşasın, iyi insanlar çıksın karşısına...
'21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü'ydü. Gerçekten farkında mıyız?
Hiçbir şeyin farkında değiliz. Bence, farkındalığın farkına varmalıyız. İnsanlar sabah kalkıp işlerine varıyor, akşam evine dönüyor, akşam da TV karşısında bir dizi seyredip uyuyorlar. Böyle bir hayatın içinde insanların bir şeylerin farkında olması pek mümkün değil. Korkuncuz aslında! En büyük isteğim; buralardan gitmek, ben kariyerime her yerden devam edebilirim.
'Çevre ya da medya ailemi yıpratır' gibi kaygılarınız var mı?
Hiç öyle kaygılarım yok. Bu sektörün ya da medyanın beni yıpratabileceği bir malzemem yok, zaten çok içli dışlı da değilim. Olduğu kadar edepli ve aklı başında yaşamaya çalışıyorum
BAKLAVALARIMI KLİPLERİMDE GÖSTERECEĞİM
Hiç beklemediğimiz bir anda vücut yaparak fit bir şekilde çıktınız sevenlerinizin karşısına... Mecbur, başka neye yatırım yapabilirim ki! Zaman hızla geçiyor ve yaşımız ilerliyor. Yeni şarkılar, yeni isimler çıkıyor. Benim de yeni kalmam lazım...
Baklavalarınız herkesi şaşırttı... Ben de şaşırdım, onları görmeyi uzun yıllar bekledim. 1.5 yıldır baklavalarımla yaşıyorum ama koruması daha zor. Eşim, ailem belli bir formu yakaladıktan sonra eski beslenmeme geri döneceğimi sandılar ama öyle olmadı. Her şeyi yediğim dönem eskidenmiş. Bundan sonra, şarklarımla uyumlu olursa, kliplerimde bol bol baklavaları göstermeyi düşünüyorum.
Eşiniz "Nereden çıktı bu spor aşkı?" demiyor mu? Eşimin de müzisyen olması büyük avantaj. "O kadar uğraştın, göster bari" diyor.
MÜZİK DEĞİL SİLAHLAR SUSSUN!
Türkiye'nin son günlerdeki hali hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ülkenin genel durumu, daha doğrusu dünyanın hali ortada. Önümüzü göremiyoruz, şarkı yapıyoruz ama duyuramıyoruz.
Sanatçılar bu durumlarda nasıl bir duruş sergileyebilir?
Susmanın ve müziği susturmanın çözüm olduğunu düşünmüyorum; önce silahlar susmalı! Müziğin kimseye zararı yok. Ayrıcı müzik demek; sadece göbek atmak değil. Tabii ki ben de bu olaylar üstüne konserimi erteliyorum ama bunu tamamen askıya almamalı. Biz, insanlara aşkı anlatıyoruz, sevgiyi anlatıyoruz. Bunlar barışın olmadığı yerde zaten olmaz. O yüzden, bence daha çok şarkı söylemeliyiz.
Kaynak: Sabah/Günaydın