her şeyden önce o da insandır, melek değildir. bütün anneler gibi çocuğuna düşkündür ve her anne gibi kaygılıdır. hayatı seviyor ve her şeye rağmen keyif alıyorsa öyle kolay yaşlanmaz.
çocuğuna otizm tanısı yeni konmuş bir anne buralara uğrarsa şunları söylemek isterim:
"uzun zamandır "bir şey var" diyordun, "neden hala konuşmuyor?" diyordun, “duyma problemi mi var, neden seslenince bana bakmıyor?” diyordun, bir sürü soruyla yaşıyordun. muhtemelen etrafındaki herkes sana "yok bir şey, abartıyorsun" dedi. günler bir süre böyle geçti gitti. şimdi artık bütün bu olan bitenin nedenini biliyorsun.
her şeyden önce, bu senden kaynaklı değil. lütfen gebeliğini ve anneliğini sorgulama. tıp bunun ağırlıklı olarak kalıtımsal olabileceğini söylüyor ama kaç kuşak öncesinden anneden mi, babadan mı geliyor kimse bilmiyor. hatta kesin kalıtımsal da diyemiyor. bu yüzden, bu sorulara takılma ve kendinde yanlış bir şey arama. yok çünkü... çocuğun televizyon izlediği için otizmli olmadı, yoksa emin ol herkesin çocuğu fazlasıyla olmuştu. yediğin, içtiğinden de olmadı. inan bana benim kadar sağlıklı beslenen gebeyi zor bulursun. sen daha çok ilgilenmediğin için de olmadı.
ne kendini ne de başkalarını suçlama. "neden ben, neden biz?" diyeceksin, deme. kendini sorularla boğma. bu bir durum. belli bir sebebi yok.
lütfen ama lütfen destek al. konuşmak çok rahatlatacaktır ve bu konuda çevren senden daha az şey biliyor olacak. bu konuşmaları ailen ya da çevrenle değil uzman biriyle paylaş.
tek başına her şeye yetişemezsin, eşinden, ailenden, arkadaşlarından sorumlulukları paylaşmayı bir an önce talep et, onlardan bekleme. mümkünse sadece babayla değil; anneanne, dede, babaanne, teyze, amca, dayı, hala kısaca yakın aileni özellikle ilk başlardaki doktor randevularına götürmeye çalış. bir an önce çevreni bilinçlendir ve bu işi bırak doktor yapsın. herkese cevap yetiştirmek çok zor. doktor onun için var. hemen iyi bir özel eğitim kurumu araştır, doktor bu konuda da yardımcı olacaktır. ilk kural özel eğitim alması. özel eğitimle gideceği yol çok hızlanacak.
bir kocaman lütfen daha; lütfen ama lütfen adım adım git. “okula gider mi?”, “üniversite okur mu?”, “bensiz ne yapabilir?” soruları seni sadece boğacak. gelecekle ilgili düşünmek yerine o an yapılması gerekenlere odaklan. insanların da bu tür sorularını cevaplamaya enerjini harcama hatta onlara aynı soruyu sor. hiçbir anne çocuğunun 10 yıl sonra ne yapacağını bilmedi, bilemez de. insanların sorularını yanıtlamak, endişelerini gidermek gibi bir derdin olmasın. çok soru, çok daralma demektir. bırak insanlar kendi endişelerini kendileri gidersinler. gereksiz yüklerin altına girme.
her otizmli çocuk birbirinden farklı özellikler taşıyor. bu yüzden genelleme yapan, moral bozan, sanki her çocukta aynıymış gibi yazan internet sitelerini okuma. güzel anneler keşfedeceksin blogları olan. onlara bak, onlardan güç al ama en çok doktoruna ve eğitim alacağınız özel eğitim kurumundaki eğitmenlere danış. çocuğunun gelişimini, yapabileceklerini hiçbir internet sitesi bilemez.
lütfen kendini de çocuğunu da eve kapatma. bazen evde kurduğun düzen ve rutinler sana daha kolaymış gibi gelecek ama bizim için de onun için de hayat dışarıda. sokaktaki insanın ne diyeceği endişesiyle yaşama. evet insanlar bazen acımasız bazen yoruyor ama izin ver, bakkalın, komşun, kafede oturan genç kız, sokaktaki yaşlı adam, hatta mahallenin köpeği, kedisi bu dünyayı tanısın.
en önemli lütfen; hayattan zevk almanın yollarını bul ve onlara tutun. çocuğun bir sürü şeyi senden öğrendiği gibi hayattan zevk almayı da senden öğrenecek. birlikte kahkaha atacaksınız. sen atmazsan o da atamaz.
bazen korkacaksın, bazen kendini yalnız hissedeceksin bunların hepsi olacak ama aynı zamanda bu hayatın güzelliğine, o dünyanın sadeliğine ve naifliğine vurulacaksın.
çocuğundan çok şey öğreneceksin. korktuğun kadar zor bir hayatın olmayacak, hayat hiçbir zaman o doktor odasında ilk öğrendiğin an ki kadar zor olmayacak. belki ilk zamanlar kendini çaresiz, yorgun, bitkin hissedeceksin ama göreceksin dünyanın sonu değil. hayat kötü olmayacak, sadece farklı olacak. hatta bu farklı hayat seni daha iyi anne, daha güzel dost, özel bir insan yapacak. bazen tükendiğini hissedeceksin ve her seferinde kendi direncine, kendi sabrına, kendi gücüne şaşıracaksın.
bu yazı kendime yazdığım bir yazı. bunlar kendime verdiğim sözler. bunlar her tıkandığımda dönüp dönüp tekrarladığım nasihatler. bu benim pusulam. bu pusula ile ilköğretimde okuyan, iletişimi başladığımız yerden çok ileride olan, okuma yazmayı öğrenen ama en önemlisi hayatı seven, sevgi dolu bir çocuk ve ona hayran bir anne beraber büyüdü, büyüyor. emin ol senin yolunda da çok güzel bir çocuk büyüyecek.
her umutsuz anında bu yazıyı hatırla, aynı yollardan geçtiğimizi düşün, her şeyin sevgiyle, eğitimle inanılmaz yol alacağını, ilerleyeceğini bil.
ve unutma bu bir tek senin başına gelmedi ve asla yalnız değilsin. ALINTI COK HOSUMA GITTI BU YAZI