Davranış Bozuklukları Otizm

Çocuğumuzda karşılaştığımız huysuzluk, saldırı, şiddet, içe dönüklük, korkaklık, hiperaktiflik, pasiflik, dikkatsizlik, çevreye uyum, utangaçlık, hırçınlık vs birçok sorununuzun paylaşıldığı konular.
Benimki de öyle sayılar ve harflere takıntılı 18 ayından beri sayıyor bildiği harfleri söylüyor yazıları okumaya çalışıyor nerden öğrendi bilmiyorum tv de açmam hiç sadece çocuk şarkıları dinliyorlar mesela 1 ile 5 Yanyana getirip 15 diyor geri geri sayıyor İngilizce sayıyor sanırım şarkılardan öğrendi aslında sayılı şarkıları mümkün ılduğunca açmıyorum ama bir kere bile duysa hafızaya alıyor ve bu gerçekten bazen sinir bozucu oluyor akşam mama yapıyorum ölçekleri sayıyor ben koyarken 1 2 3 ...diye Çomar şarkısı var ya onu söylüyorum ardında bir annenin çocuğu varmış adıda oğlumun adını söylüyorum oda ismini harflerini söylüyor o derece yanı
 
Sevgili arkadaşlar,
Deneyimlerimden yola çıkarak bende mevsim geçişlerinin çocuklarımız üzerinde olumsuz etkileri olduğunu soylemek istiyorum. Nisan, mayıs ve eylül, ekim bizimkilerin huysuzlaştığı aylar. Gerginlikler, öfke nöbetleri, bagirmalar, vs. hep bu aylarda yaşanıyor. Merak etmeyin gececek. Henuz çocuklarınız çok küçük. Onlar büyüdükçe bu durum azalacak.
Konusma konusunda da acele etmeyin. Su an sadece yükleme yapıyorlar. İsimler, sıfatlar, zamirler önce öğreniyorlar, sonra yalan yanlış kullanmaya başlayacaklar, daha sonrasında da tam anlamiyla tarzanca konuşacaklar, cok komik olacak ama siz yine de cok mutlu olacaksınız. Sonra bir üzülüp bir sevineceksiniz... Bir bakmışsınız ki konuşma alıp başını gidecek. Belki birşeyler hep biraz eksik olacak ama merak etmeyin cocuklarımız hayal ettiğimizden bile iyi olacaklar. Oglum 4 yas 11 aylık. Biz 5-6 aydır normal bir çocuk formuna donmeye başladık. Neredeyse 5 yaş yani. Umutsuz olmayın, hepsi günü geldiğinde sizleri şaşırtmaya başlayacak...
 
Çok güzel yazmışsınız çocuğu bu aşamalardan geçip, bizim yaşadıklarımızı yaşayan annelerin tecrübelerini bu şekilde aktarmasını çok faydalı ve umut verici buluyorum. .tesekkürler sessizkuzu
 
Deneyimli annelerden yardım bekliyorum şimdiye kadar okuduğum kızında gözlemlediği m araştırdığım kadarıyla kafamda bazı şeyler netleşti şu aralar eve gelen oyun terapisti kızımın özel eğitimden çok oyun ablası gibi birşeye ihtiyac duyduğunu söyledi. Eşimde özel eğitimi gereksiz bulur gibi sırf sen istiyorsun diye deyip duruyor. Ve bu konuda çok konuşmuyor. Bende 3 ve 5 yas arasını en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyorum ne yapmalıyım şaşırdım. Oyun terapisti özel egitime vereceğiniz parayı bir oyun ablasina verseniz daha iyi dedi. Oyun ablası veya onun gibi bir yardımcı ile çalışan eve gelen varmı yada faydasını gören.. .
 

Biz pazartesi çarşamba cuma oyun ablası ile yarım gün kreş, çarşamba cumartesi özel eğitim, salı perşembe cumartesi evde oyun ablası ile eğitim oyun karışık yapıyoruz. Çok faydasını gördük. Özel eğitimi bitirin dedi doktorumuz ama biz 36 ay olana kadar devam kararı aldık.
 
Sevgili Berobeybi,
Bir zamanlar bizim de bir oyun ablamız/abimiz, oyun arkadaşı bir büyüğümüz vardı. Yaş olarak 20'li yaşların sonundaydı oyun büyüğümüz, özel eğitimci ya da çocuk gelişimi mezunu falan da değildi. Daha önceden tanıdığımız, çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdı. Oğlumun durumunu paylaştığımız nadir insanlardan biridir kendisi. Oğlumu seviyordu ve oğlumla iletişimi çok iyiydi. Nasıl yapması gerektiği konusunda birkaç kez konuşmuş, birkaç kez de internet üzerinden videolar izlemiştik. Komutlar karmaşık olmayacaktı, net ve kısa olacaktı. Sonrasında bu değerli büyüğümüz özel eğitimcilere taş çıkarır hale gelmişti. Benimle zıtlaşan, dediklerimi yapmayan oğlum oyun büyüğümüzle her istenileni yapıyor, söylüyordu. O ara çok hızlı gelişim göstermişti oğlum. Renkler, şekiller, selamlaşma gibi konuların öğrenilmesi, oyunlar, boyama çalışmaları, şarkılar ve şarkılarla birlikte taklit yeteneğinin geliştirilmesi daha bir çok şey O'nunla gelişti. O, yaklaşık 5-6 ay kadar haftada 2 ya da 3 gün evimize geldi ve 2 tur (2 ders gibi) özel eğitimde işlenen konuları tekrar ettirmişti. Bizim hayatımızda çok önemlidir kendisi, oğlumun algılarının açılmasını hızlandıran değerli biri. Bu oyun arkadaşı hem benim yükümü azaltmıştı, hem de çalışmalar daha verimli ve zıtlaşma yaşanmadan geçiyordu. Biz özel eğitime ara vermeden kreş desteğine de ek olarak oyun oynayacak bir büyüğün faydasını gördük. Tanıdığınız ve güvendiğiniz bir kişiden bu şekilde yardım isteyip gelişmeleri görün derim. Denemekte fayda var.
 
Arkadaşlar,
Bu arada you tube da Gülçin öğretmenin söylediği ve taklitlerini de yaptığı çocuk şarkıları var. "Otobüsün tekerleği", "Patates adam" gibi gibi şarkılar taklit becerilerinin geliştirilmesi konusunda bize oldukça yol gösterici olmuştu. Çocuğunuzu sıkmadan bu tür şarkıları gün içerisinde birkaç kez çok eğlenerek çalışabilirsiniz. Önce "Papates adam"la başlayın 2 hafta falan hep bu şarkıyı hareketleri eşliğinde çok eğlendiğinizi göstererek yapın, eşiniz, başka çocuğunuz varsa onların katılımı da çok önemli. Benim oğlum başta bizimle pek ilgilenmemiş, kendi dünyasından çıkmak istememişti. Bir yerden sonra pes etti ve her hareketi yaptı. Sonra evcilik, doktorculuk oynadık, legolardan basit tabancalar yaptık, bebek uyuttuk, araba sürdük, çay setimiz bile vardı :)). Her pazara gittik, pazarcılarla selamlaştık, "kolay gelsin" dedik, para verdik-aldık. Sosyalleşmemizde pazar alış-verişlerinin önemi büyüktür. Bir dönem koptu, alışveriş yapmadığımız tezgahlara gidip "kolay gelsin" diye bas bas bağırıyordu oğlum. Garipti yani :)). Zamanla nerede nasıl davranması gerektiğini de öğrendi ve hala öğreniyor, öğretiyoruz. Hayat bitmeyen bir eğitim zaten. Bizim enerjimiz ne kadar yüksek olursa vereceklerimiz de o oranda kaliteli oluyor. Asla pes etmek, umutsuzluğa düşmek yok... Hep umutla yola devam...
 
Bizimde oyun abimiz var ve çok faydasını gördük sevgili sessizkuzu arkadaşımızın dediği gibi sosyal oyunlar oynuyoruz
 
Bizimde oyun abimiz var ve çok faydasını gördük sevgili sessizkuzu arkadaşımızın dediği gibi sosyal oyunlar oynuyoruz
bizim oyun ablamız yada abimiz yok ama hemen hemen hergün kızkardeşimle eşi anneme geliyor orda eniştesiyle teyzesiyle yarım saat falan vakit geçiriyorlar özellikle eniştesiyle oyun oynamayı çok seviyor onunlayken kıkır kıkır gülüyor haftada iki günde 45 dk özel eğitim alıyor algısı baya açıldı göz teması arttı ismine hala çok bakmıyor eğerki isminin yanında havuç vericem salata vericem yada kraker vericem dersem o zaman hemen bakıyor geliyor. inş zamanla isminede hemen bakar.
 
İsmine benim oğlumda pek bakmıyor yanına birşey eklersem bakar oyun önemli oyun kadar nasıl oynanacağıda önemli bu konuyla ilgili yayınları okursanız size yardım eden yakınlarınızıda doğru yönlendirirsiniz inş bütün çocuklar İçin güzel günler yakın olsun
 
İsme bakma önemli çocuk ismine bakmalı mutlaka ama eğer günde 30 kere boş boş ismini söylerseniz çocuk haklı olarak bakmaz. Bunun doğrusu bunu az sayıda aralıklı yapmak ve baktığında blr sonucu olmalı..Yani ismini söylediniz baktı ve bir sonuç olmazsa çocuk gelecek sefer bakmayabilir. Onun ilgisine çekecek şekilde bitmeli.zaten bir süre sonra bakış normale dönecek ciddi bir sıkıntı yoksa
 
Cevaplariniz için hepinize teşekkür ediyorum oyun terapisti sizinle yapmadığı çoğu şeyi bir yabancıyla yapar sizde çok ilgiliyseniz ve oynuyorsunuz o bir çeşit olacak siz tuzluysaniz o tatlı olacak ve aynı şeyleri aynı kişiden almadığı için daha cok eğlenecek katılacak dedi. Çocuk gelişimi mezunu olan birilerini bulabileceğini söyledi. Ama haftada 4 gün kreş üç gün ikişer saatten ozel egitim 1 saat duyu bütünleme 1 saat oyun terapisi hepsi çorba olacakmış gibi geliyor Allah hepimizin yardımcısı olsun...
 

Böyle olmasını doktorunuz mu önerdi..Benim bilgim doğrultusunda bu çeşitleme önerilmiyor. Mesela duyu bütünleme ihtiyacı olduğuna doktorunuz mu karar verdi Birçok ygb li çocuğun ihtiyacı olmuyor buna, günümüzde bu iş ticarete düşmüş. Haftada 1 oyun terapisi de okuduğum kaynaklara göre faydalı olmayacak. Oyun terapisi blr tedavi yöntemi olup haftada 4 saat ve üstü öneriliyor..Eğer doktorunuz böyle önerdiyse bişey diyemem tabiki
 
Evet her davranışta olduğu gibi ismiylede seslenildiğinde anlamlandırılmalı yani çocuk siz ona seslendiğinizde ardından ne gelecegini merak edip size yönelmeli ardından birşey gelmediği taktirde çocuk bu durumdan sıkılıp bakmaz ama bu sağlamak malesef bazen zor olabiliyor
 

Sevgili sessizkuzu yazdiklariniz umut oldu, çok teşekkür ederim kendi adıma. Bizde de konuşma var iletişim amaçlıda kullaniyor fakat daha çok isteklerini belirtmek için ve sorulan sorulara yanit vermek için. Kısa ve öz günlük deneyimlerinden bahsediyor fakat henüz sohbet havasında değil. Zamirleri karıştiriyor bazende ekleri kariştiriyor. Oğlum Mayis ayinda 3 yaşinda olacak. Size bir sorum var, sayi, renk, harf takintisi yaziları okuma sizde de varmiydi? Var ise Bu durum kalıcı mı merak ediyorum. Özellikle sayilarla aşk yaşiyor diyebilirim. Burada bir arkadaşinda bahsettiği gibi 1-100’e kadar hem Türkçe hem İngilizce sayiyor (ezbere değil tüm sayilari taniyor) terstende sayiyor. Yeni girdiği ortamlarda ilk ilgisini çeken şey sayilar. Bir diğer sorumda biz 7 aydir haftada 3 gün 2’şer saatten kreşe gidiyoruz. Başlangıçta hiç bir etkinliğe katilmayan zorlandiğinda ağlayip huzurlaşan oğlum artik masaya kendi isteğiyle oturup etkinlikleri tamamlıyormuş. Grup oyunlarinada yeni yeni kısa süreli katilimi başlamiş. Tüm arkadaşlarinin ismini biliyor sinifa girdiğinde isimlerini söyleyip sarilip öpüyormuş günaydin ben geldim diyormuş ama sohbet yok. Paralel oyun duzeyinde. Yaşla birlikte çocuklarla olan diyaloğu artacak mi? Sohbeti başlatan taraf olmasada sürdürebilecek mi bunları çok merak ediyorum.
 

Pek çok ygb’li çocuğun duyusal hassasiyetleri oluyor ve duyu bütünleme (ergo terapi) kesinlikle bu çocuklar için gerekli. Yanliz dikkat edilmesi gereken şey işini gerçekten iyi yapan bir uzman bulmakta. Bizim ciddi derecede olan dokunsal hassasiyetlerimizde çok fazla düzelme oldu. Ben tavsiye ediyorum.
 


Böyle bir genelleme yapmak çok yanlış olur. Ergoterapi öncesi mutlaka test yapılmalı ve gerekli ise yapılmalı. Mesela Benim çocuğumda gerekli görülmedi. Özel eğitim aldığımız merkezdeki 12 çocuktan sadece 3 üne gerekli görüldü. Diğer 9 çocuk ergoterapi almıyor. Tekrar söylüyorum böyle bir hassasiyet varsa doktor tarafından önerilirse tabiki yapılsın. Ama maalesef bizde sistem şu şekilde yürüyor. Ygb tanısı konan çocuğun ailesi otizm şüphesi ile korkutulup sonra da hemen özel eğitim ergoterapi oyun terapisi diye liste çıkarılıyor. Ondan sonra da internet, otizmi yendik hikayeleri ile doluyor. Yurt dışından birisi bunları okusa ne diyor bunlar falan der. Otizm yenilmez. Yendik diyenler bizim gibi başta yanlış tanı alanlar. Otizm ile yaşamak temel ihtiyaçlarını gidermek öğrenilir. ygb tanısı alan 1 milyon çocuktan sadece 30 bini gerçek otizm. Ben 1000 küsür sayfayı okudum eğer gözümden kaçmadı ise aramızda gerçek otizmli yok. En kötü atipik otizmliler var ve bunlar da erken ve doğru eğitim ile zaten nerdeyse normal çocuk oluyorlar. Belki birkaç kişilik özelliği sayılacak şeyler kalıyor..
 
Siz de yanlis genelleme yapiyorsunuz, yurtdisindan bahsediyorsak ben de yurtdisindayim atipik tipik diye ayrilmadan herkese otizm spektrum bozuklugu tanisi konuluyor su an. Benim oglum da bu taniyi aldi 3.5 yasindayken. Gercek otizmli dediginiz surekli cirpinan aglayan bagiran kendini dunyaya kapatmis kisilerse yurtdisinda da yanlis konuluyor bu tanilar o zaman.
Oglumun sinifindakiler de asagi yukari oglum gibi ve hepsi otizm tanili.
otizmi yendik yazanlara ben de yanlis tani diyorum ama burada gercek otizmli yok iddiasina kayitsiz kalamadim.
 
Gereksiz bir tartışmaya girmeyeceğim. Bunları tıp fakültesinde okudum üstelik Amerikada okudum fakülteyi, üstüne kızımdan dolayı seminerlere katıldım. Neyi nasıl kullandığımı biliyorum. Atipik otizm heryerde vardır ve adı da Pervasive Developmental Disorder-Not Otherwise Specified. PDD-NOS dur.Elbette ilk tanı otizm spektrum bozukluğu olarak konulur ki doğrusu da budur. Burada ciddi otizm bulgusu taşıyan görmedim Gözümden kaçmış olabilir. Gördüklerim uyaran eksikliği, hiperaktivite dikkat eksikliği ve atipik otizm ya da dünyadaki adı ile PDD NOS. Neyse asıl konumuz ergoterapi idi. Yabancı makalelere de bakarsanız bunun sadece ihtiyacı olan çocuklarda sadece duyu bütünleme konusunda işe yarayacağını otizm tablosu üzerine hiçbir etkisinin ispatlanmadığını görürsünüz.. Bunu açıklama nedenim ülkemiz ekonomik şartlarında paramızı gereksiz harcamamamız ve imkanlarımızı faydalı olacak şeyler için kullanmamız.. Birçok aile hiç ihtiyaç yokken başka çocuk fayda görmüş diye ergoterapi alıyor..Ve hiçbir merkez de gelen hastayı bu çocuğun ihtiyacı yok diye geri çevirmiyor.
 
Bu arada

Otizm ile otizm spektrum bozukluğu aynı değildir
Kötüden iyiye bu spektrum sıralaması şöyledir
Otizm -rett sendromu - atipik otizm - asperger - uyaran eksikliği - hiperaktivite ve dikkat eksikliği şeklindedir.

Yaygın gelişimsel bozukluk içinde otizm spektrumu yanında disleksi hiperleksi afazi ve motor nöron bozuklukları da bulunur
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…