ÖNCE SAĞLIĞINIZ! Göğüs sağlığı hakkında

CUVCUV

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
2 Mart 2007
1.232
7


Memenin yapısı nasıldır?

Memede salgı yapan hücreler tarafından oluşturulan lobül adı verilen birimler vardır. Lobüllerin birleşmesi ile loblar oluşur. Meme bezi memebaşı çevresinde yeralan 15-20 lobdan meydana gelir. Lobüller birbirlerine süt kanalları ile bağlıdır. Süt kanalları meme başına doğru birleşirler. Meme başının etrafindaki koyu renkli alana ise areola adı verilir.

Meme bezi, çeşitli hormonların etkisi altında gelişimini tamamlar. Bu hormonların başlıcaları östrojen ve progesterondur. Salgılanan hormonların etkisi ile süt kanalları ve lobüller büyür ve gelişir. Hormonlar meme üzerinde etki gösterebilmek için hücrede özel yerlere (reseptörlere) bağlanırlar.


Meme Sağlığınız İçin Dört Adım

Aylık Meme Muayenesi
Normalde göğüslerinizin nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğinizi bilin. Her ay meme muayenenizi yapın ve bir değişiklik olduğunda doktorunuza haber verin.

Düzenli Check-up
Düzenli meme muayenesi yaptırmak için her yıl doktorunuza gidin. Mamografide, muayenede görülmeyen değişiklikler fark edilebilir.

Mamografi
Amerikan Kanser Topluluğu, 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çektirilmesini önermektedir. Kırk yaşından gençseniz ve ailenizde meme kanseri öyküsü ya da başka sorunlar varsa, mamografi çektirmeye ne zaman başlayacağınızı doktorunuza sorun.

Risk Değerlendirmesi
Doktorunuz meme kanseri riskinizin yüksek olup olmadığını saptayabilir. Meme kanseri risk faktörlerinizi saptayın ve bunları doktorunuza söyleyin:
İleri yaş
Anne, kız kardeş yada kız çocukta meme kanseri olması
İlk adetin 12 yaşından önce görülmesi
İlk çocuğun 30 yaşından sonra doğurulması yada çocuk doğurmamış olma


Kendi Kendine Muayene

Duşta:
Sağ kolunuzu kaldırın. Sol elinizin parmak uçlarıyla sağ göğsünüzün her tarafını yoklayın. Herhangi bir kitle ya da cilt değişikliğini hissedebilmek için elinizi nazik hareketlerle hareket ettirin. Sonra sol kolunuzu kaldırın ve sağ elinizle sol göğsünüzü muayene edin.

Aynanın Önünde:
Kollarınızı iki yana sarkıtın. Göğüslerinizde akıntı, kırışma, çukurlaşma ve cilt dokusunda değişiklik gibi alışılmadık bir durum olup olmadığını inceleyin. Ellerinizi başınızın arkasında kavuşturun ve göğüslerinizin şekilleri ve kenarlarında bir değişiklik olup olmadığını araştırın. Her iki meme ucunuzu yavaşça sıkın ve akıntı olup olmadığına bakın.

Sırtüstü Yatarken:
Sırtüstü yatın, sol omzunuzun altına bir yastık koyun ve sol kolunuzu başınızın altına yerleştirin. Sağ elinizle sol göğsünüze nazik, ancak basınçlı bir şekilde dokunmaya başlayın.

Koltuk altınızdan başlayarak göğsünüzün altına kadar inin, sonra parmaklarınızı biraz yana doğru hareket ettirin ve tekrar yukarıya doğru çıkın. Tüm meme bölgesinin dokunarak incelenmesini tamamlayana dek yukarı ve aşağı şekilde yaptığınız bu hareketleri sürdürün.

Ayakta Dururken:
Kolunuzu duvar gibi sert ve sağlam bir yüzeye dayayın ve aynı yukarı-aşağı hareketlerle göğüs ve koltuk altlarınızı sonra da yalnızca koltuk altlarınızı inceleyin. Kendi kendine yapılan bu muayenenin bir hekimin yapacağı düzenli muayenelerin yerini tutmadığını unutmayın.


TESPİT ETTİĞİNİZ KİTLE VE DEĞİŞİKLİKLERİ HEKİMİNİZE BİLDİRİN


Astrazeneca-alıntı
 
Canım, eline sağlık ya! Bu sitede en zor senin işin canım, hem herkes ne yazmış kontrol et hem sorulara yanıt ver, hem uzmanlığını konuştur ( özellikle cilt uzmanları ile ilgili olan başlıkta bi sürü cevap, ilk 10 sayfayı okuyup bi sürü not aldım, daha okuyacak çok sayfa var ) Kolay gelsin...a.s.a.s.a.s.a.s.
 
Memeye etki eden hormonlar

Hormon nedir?

Hormonlar, organ fonksiyonları ve metabolizmasını düzenlemek için gerekli olan emirleri ve cevapları taşıyan kimyasal ileti maddeleridir. İlgili salgı bezlerinde yapılır, kan yoluyla hedef organlara iletilirler. Hormonlar, hücreleri büyümeleri ve gelişmeleri için harekete geçiren anahtarlardır. Az salındıklarında gelişme geriliklerine, çok salındıklarında düzensiz doku üremesine neden olabilirler.

Memeye etkili hormonlar nelerdir?

Memeye etki eden başlıca hormonlar; östrojen, progesteron, testesteron, prolaktin, kortizol, insulin, oksitosin, büyüme ve tiroid hormonlarıdır.
Hormonların memeye etki mekanizmaları nasıldır?

Östrojen:

Kadın yaşamındaki en önemli hormon olan ve çoğunlukla yumurtalıklardan salgılanan östrojen, meme hücre bölünmesini artırır, salgının toplandığı kanalların gelişmesini sağlar. Damarlanmayı, çevre bağ dokusunun yapımını ve yağ dokusu birikimini de sağlayan östrojen, memenin hacim ve ağırlık olarak büyümesine neden olur. Ayrıca meme hücresinde, progesteronun hücre bağlantı noktalarını geliştirir ve memeye etki etmesini sağlar.
Östrojenin fazla üretilmesine veya aşırı aktivitesine bağlı olarak, meme destek dokusunda ödem meydana gelir. Ödeme karşı gelişen kimyasal ve hücresel reaksiyon sonucunda ise doku sertleşir, kanallarda sıkışma olur. Ortaya çıkan bu fibrokistik yapıda, kanallarda hücre artışı da olursa, meme başından yeşilimsi bir akıntı meydana gelir.

Progesteron:

Progesteron, memede salgı üreten yapıların farklılaşmasını sağlar. Böylece salgı hücreleri süt üretmeye hazır karakter kazanırlar. Yumurtalıklardan salgılanan progesteronun üretimi gebelikte artar.
Östrojen ve progesteronun birbirleriyle olan orantısı önemlidir. Daha çok progesteronun azalması şeklinde görülen bu oran bozulmasına bağlı rahatsızlıklar oluşabilir.

Testosteron:

Erkeklik hormonu olan testosteron, östrojen ve progesteron etkisini kırarak, memede hücre bölünmesini ve salgı yapılmasını baskılar. Bu nedenle ve östrojenin az olması nedeniyle erkekte meme dokusu gelişmez. Testosteronun kadında yüksek olması meme gelişimini geciktirir.

Prolaktin:

Beyindeki hipofiz bezinden salgılanan prolaktin, memede salgı üreten yapıların ve salgının toplandığı kanalların gelişmesine yardımcı olur. Anne rahmindeki bebeğin meme dokusunun ilk gelişiminde de etkilidir. Asıl etkisi ise, gebelik sonrası memede süt salgısını sağlamaktır. Süt bezlerini döşeyen hücre tabakasını, aktif süt salgılayan salgı hücrelerine çevirir. Protein sentezini, özellikle süt proteini (kazein) sentezini arttırır. Gebelik dışında prolaktinin artması, memede gerginlik ve şişkinlik yaratır, meme başından süt gelmesine neden olur.

Kortizol:

Asıl görevi vücutta doku reaksiyonlarını düzenlemek olan kortizol, memede hem salgı kanalı hem de salgı bezi yapısının farklılaşmasında rol oynar. Böbreküstü bezinden salgılanır. Östrojenin etkisini de artıran kortizolun bazı türevlerinin, yağ dokusunda östrojene dönüşebildikleri bilinmektedir. Özellikle stres nedeniyle artan kortizol, tüm vücutta ve meme dokusunda ödem meydana getirir. Bu nedenle stresi kontrol etmek, vücudun ürettiği kortizol ve östrojen miktarının da kontrol altında tutulmasına destek olmaktadır.

Büyüme hormonu :

Tıpkı kortizol gibi memede salgı kanalı ve salgı bezi yapısının farklılaşmasını destekler. Anne karnındaki dönemde ve ergenlikte, memenin gelişmesinde etkilidir.

Büyüme hormonu meme kanseri gelişimini hızlandırır. Bu nedenle gençlerde meme kanseri daha hızlı gelişip yayılabilirken, ileri yaşlarda gelişim hızı büyüme hormonundaki azalmaya bağlı olarak yavaşlamaktadır. Yine, gebelikte çocuk gelişimini sağlamak için büyüme hormonu ileri derecede artmıştır. Dolayısıyla gebelikte oluşabilecek meme kanseri hızlı gelişir.

İnsülin:

Asıl fonksiyonu şekerin dokular tarafından alınımını ve kullanımını sağlamak olan insülinin meme dokusuna etkisi, tıpkı kortizol ve büyüme hormonu gibidir. Ayrıca hücrelerin progesterona olan duyarlılığını arttırır. Pankreastan salgılanır. Fazla salgılandığında doku gelişimini aşırı arttıran insülin meme kanserinde, baskılamaya çalıştığımız hücrelerin üremesini arttırıp tedavinin etkinliğini azaltır. Bu nedenle özellikle meme kanseri tedavisi olmuş hastalar, insülin ve şeker kontrollerini düzenli yaptırmalıdırlar.

Tiroid Hormonları:

Tıpkı progesteron gibi, memenin süt salgılayan bölümlerini uyarır. Ayrıca progesteronun etkisini arttırarak, bez yapısındaki değişiklikleri kolaylaştırır. Meme dokusunun hem östrojene hem de prolaktine olan duyarlılığını da etkileyerek memenin büyümesine neden olurlar. Özellikle hasta, kilo almamasına rağmen memesinin büyümesinden şikayet ediyorsa, tiroid testlerinin mutlaka görülmesi gereklidir. Tiroid hormonları hücre üremesini de arttırabileceğinden, meme kanserinde de dikkatle izlenmelidir.

Opr. Dr. Can İşler
Plastik Cerrahi Uzmanı
 
ya ben bu elle muayeneden hiç birşey anlamıyorum.özellikle sol göğsümde zaman zaman ağrılar hissediyorum.birde şeffaf bir sıvı geliyor özellikle adet dönemlerinde.muayne yaperken her iki göğsümdede yumurta büyüklüğünde birşey eime geliyor sanırım doğal birşey bu.ama sol göğsümün yan tarafında şişmiş bademcik gibi pütürpütür birşeyler var gibi geliyor. çok korkuyorum doktora gitmeye tabi birde ailemi telaşlandırmak stemiyorum.normalmidir yoksa bir doktora gitsemmi bilemedim ailede hiç göğüs kanseri yok.
 
kaydirigubbakcemileslm alevsi canım, göğsünden sıvı geliyorsa muhakak bir doktora gitmelisin o sıvı süt olabilir doktorun bunu kurutması lazım eğer çocuğun yoksa veya olmuyorsa nedeni göğsündeki sıvı olabilir.işin uzmanı değilim ama yardımcı olmak istedim bi de doktordan korkma aklına kötü şeyler getirme zararsız yağ bezeleri vardır her bayanda olabilir süt birikmeside olabilir.kendine ii bak geçmiş olsun:CüvCüv:
 
benim gögüslerimde fiskobistik urlar var bir yıl önce içlerini boşalttılar fakat yine tekrarladı ameliyat olmatan korkuyorum bu konu hakkında bilgi rica ediyorum
 
ya ben kurtaj oldum gögüsümden süt geliyo normalmi sizce 2 aylık bebegimi kaybetdim sarımsı renki var bana yardımcı olursanız sevinirim
 
ellerine sağlık canım ciddi anlamda çokk önemli bir konu arkadaşlar gerçekten önemli...
 
bu konunun cok gerilerde kaldigini düsünüyorum..
paylasim cok güzel ve bence cok önemli...
lütfen herkes her ay gögüslerini muayene etsin...
 
bu hastalık 100 kadından 90 kadında varmı (bendede var ) bunu lutfen okuyun ve bılgı sahıpı olun
Fibrokist Nedir???

Kistik fibrozis kalıtsal (ailevi geçiş gösteren) bir hastalıktır. doğumdan itibaren birden çok organımızı etkileyerek bu organlarda fonksiyon (işlev) bozukluklarına yol açar. kistik fibroziste esas olarak etkilenen organlarımız dış salgı bezlerinin bulunduğu organlarımızdır. akciğer, pankreas, barsak, ter bezleri dış salgı bezlerinin en çok yer aldığı organlardır. normalde dış salgı bezlerinin ince ve akışkan salgısı vardır. bu salgılar ile akciğerlerin temiz ve sağlam kalması sağlanır; toz ve yabancı cisimler, mikroplar bu akıcı salgı ile atılabilirler. kistik fibrozisli hastalarda ise bu salgıların kıvamı artmış olup, akcı özelliğini kaybederler.
bu sebeple kistik fibrozisli hastaların balgam çıkarması güçleşmiştir. küçük hava yollarının balgamla tıkanması sonucu akciğer rahatsızlıkları oluşur (öksürük, hırıltı, zatüre, bronşit gibi). pankreas denilen organımız ağızdan alınan besin maddelerinin sindirilerek vücuda yararlı hale gelmesini sağlayan dış salgılar (enzimler) salgılarlar. kistik fibrozisli hastaların büyük çoğunda bu salgıların hastalık nedeniyle salınamaması veya kanallardaki tıkanıklıklar nedeniyle barsaklara akamaması sonucu alınan besinler sindirilemez. bol miktarda, kötü görünüşlü-yağlı, fazla sayıda, pis kokulu dışkı oluşur, hastalarda karın şişliği ve gaz oluşur, tedavi edilmezse yeteri kadar kilo alamaz ve büyümeleri geri kalır.

yine hastaların ter bezlerindeki bozukluk nedeniyle terleri normal çocuklara göre daha tuzludur. fazla tuz kaybetmeleri özellikle sıcak ve kuru havalarda fazla terleme sonucu çocuğu susuz bırakıp sorun oluşturabilir. böyle durumlarda önerildiği şekilde tuz ve sulu gıdaların fazla alınması gerekir.



Kistik fibrozisin nedeni nedir?



insanı oluşturan her özelliğin (saç-göz rengi, boy, organ fonksiyonları gibi) belirlenmesinden sorumlu yapı taşlarına “gen” denilmektedir. bu yapı taşlarımız annemiz ve babamızdan bize aktarılır. her özelliğimiz biri anneden biri babadan aktarılan iki genle belirlenir.

bir bebekte kistik fibrozisin ortaya çıkması için hem annenin hem babanın hasta yapı taşının (genin) bir araya gelmesi gerekir. anne hastalık bulgularını göstermez. çünkü iki yapı taşından biri sağlamdır. baba da hastalık belirtilerini göstermez, ondada iki yapı taşından biri sağlamdır. bu anne ve babaya “taşıyıcı” (hastalık genini taşıdıkları için) denilmektedir. taşıyıcı anne ve babadan doğacak her bir çocukta dörtte bir ihtimalle hasta olacaktır.

anne ve baba taşıyıcı olduğunda çocukların hasta olma ihtimali

bir hasta çocuğun olması ondan sonra doğacak üç çocuğun hasta olmayacağı anlamına gelmez. hasta çocuktan sonrada her çocuk dörtte bir ihtimalle hasta doğar. hasta çocuk doğumdan beri hastadır. hastalık bulaşıcı değildir.

anne karnında hastalığın tanımlanması

bebek anne karnında iken gebeliğin belirli haftalarında anne karnından alınan su veya başka örneklerle tanısı konur. bu işlemin hem anneye hem de bebeğe zararı ihmal edilecek kadar azdır. bebeğin hasta olduğu saptanırsa ailenin izni ile düşük yapılır.

belirtiler
akciğerler ile ilgili olanlar (solunum sistemi ile ilgili)

sık ve uzun süreli öksürük
fazla miktarda balgam
sık tekrarlayan hırıltı soluma
zatürre ve bronşit gibi sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları
nefes alıp vermede zorlanma
oynarken çabuk yorulma, nefes daralması
düzelmeyen sinüzit ve nazal pdip



Tanısı nasıl konur ?


kistik fibrozisli hastaların çok değişik şikayetleri olabilir. hastalarda ter testi denilen terde tuz yüksekliğini gösteren test ile tanı konur. tanı konan hastaların genlerine (yapı taşlarına) bakılarak bozukluğun yeri bulunmalıdır.

bazı aileler çocuğun terinin fazla tuzlu olması nedeniyle, bazı aileler ise hasta kardeşlerinin olması nedeniyle başvururlar. tanı almış hasta kardeşi olanlarda anne karnında hastalık tanısı konarak ailenin isteği ile düşük yapılır, bebek hasta değilse doğurtulur.

beslenme büyüme
hasta bebeklerin beslenmelerinde anne sütü uygun bir gıdadır. ancak bu bebeklerin büyümesi için normal bebeklerden daha fazla gıdaya (enerjiye) ihtiyaçları olması nedeniyle ek mama verilebilir. mamalar ve diğer besinlerle beslenirken daha fazla enerji ve uygun mamaların verilmesi için hastaların diyet bölümünce izlenmesi gerekir. gerektiğinde yemeğe yüksek enerji mamalar eklenir.
kistik fibrozisli hastaların a, d, e, k vitaminlerini emilimlerinde bozukluk olduğundan bu vitaminlerin doktorun önerdiği şekilde alınması gerekir.
tuz kayıplarının sıcak ve kuru havalarda fazla olması nedeniyle hastanın susuz ve tuzsuz kalmaması için önerilen miktarda fazla su ve tuz almaları gerekir. bulundukları ortamın nemlendirilmesi yararlı olur.
barsaklardan besinlerin emiliminin artırılması için eksik olan enzimlerin ağızdan alınması gerekir. alınacak enzim miktarı yaşa ve kiloya bağlı olmayıp enzim eksikliğine bağlıdır. genellikle alınacak enzim miktarı hastadan hastaya değişir ve karın şişliğini, kakanın sıklığını-kötü kokusunu azaltmaya ve kilo alımına göre ayarlanır. enzimler beslenmeden önce verilir, çiğnemeden yutulur. ağızda uzun süre kalırsa dişeti ve dili rahatsız eder. besinlerle karıştırılarak verilebilir. besinlerle karıştırıldıktan sonra 30 dakikadan fazla bekletilmez.

akciğerlerle ilgili rahatsızlıkların tedavisi
kistik fibrozisli hastalarda zatürre ve bronşit gibi hastalıklar sık görülür. hastanın öksürmesi, balgamının artması, erken yorulması, iştahının azalması, kilo alamaması veya kilo kaybetmesi, ateş, huzursuzluk, soluk alıp vermesinin hızlanması, halsiz olması, daha az oyun oynaması akciğer hastalığının belirtisi olabilir. bu şikayetler olduğunda doktoru aranarak önerilere uyulmalı, muayene sonunda önerilen antibiyotik tedavisine önerilen miktarda, önerilen şekilde ve önerilen sürede devam edilmelidir.
hastaların balgamlarının söktürülmesi amacıyla fizyoterapistin gösterdiği şekilde çocuğun göğsüne, çocuk değişik pozisyonlarda iken vurulmalıdır. bu işlem günde en az iki öğün yapılmalıdır. akciğer rahatsızlığı olduğunda bunun sayısı arttırılır. balgam çıkarmasını kolaylaştırmak için önerilen balgam söktürücü ilaçlar kullanılır. gerektiğinde tedaviye nefes açıcı ilaçlar eklenir.
çocukların bulundukları ortamın %50 oranında nemlendirilmesi uygun olacağından buhar makinesi kullanılır. tozlu ve sigara içilen ortamlarda bulunmamaları, evde sigara içilmemesi gerekir.
hasta ve gripli kişilerden uzak durmaları uygun olur.
kızamık, suçiçeği gibi önemli hastalıkları geçirirken doktorlarının haberi olmalıdır.
aşı takvimleri normal çocuklarda olduğu gibidir. ilave olarak grrip, h. influenza ve pnömokok aşılarının yapılması uygun olur.
normal okula devam edebilirler.
her türlü sporu yapabilirler (dalma hariç), ortamında toz ve duman olmayan, çok ağır iş gücü gerektirmeyen her türlü işte çalışabilirler. hareketle balgam sökmeleri kolay olacağından istirahate zorlanmamalıdır.





kaynak: prof. dr. nural kiper (hacettepe üniversitesi tıp fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları ad)
göğüs hastalıkları ünitesi ve çocuk solunum yolu hastalıkları ve kistik fibrozis der
 
YAAA LÜTFEN YARDIM EDER MİSİNİZ:KK43: annemin göğüs ucunun hemen altında kırmızı bi sziince çıktı geredeyse göğüs ucu büyüklüğünde. çok korkuyoruz. bu konuda bi bilgisi olan varsa paylaşabilir mi. bu normal bi sivilce midir sizce.
 
YAAA LÜTFEN YARDIM EDER MİSİNİZ:KK43: annemin göğüs ucunun hemen altında kırmızı bi sziince çıktı geredeyse göğüs ucu büyüklüğünde. çok korkuyoruz. bu konuda bi bilgisi olan varsa paylaşabilir mi. bu normal bi sivilce midir sizce.

hemen drye gitsin mamgrafi çektirsin canımm
 
Bende de yaklaşık 2 gündür sol göğsümde yan tarafda beze gibi birsey var ve sızı yapıyor anneme gösterdiğimde kas sıkışması olabiliceğini ailede olmadığı için önemli olmadığını söyledi. Birde yakın zamanda çörekotu yağı kullanmışdım acaba o etken olmuş olabilir mi?
 
Bende de yaklaşık 2 gündür sol göğsümde yan tarafda beze gibi birsey var ve sızı yapıyor anneme gösterdiğimde kas sıkışması olabiliceğini ailede olmadığı için önemli olmadığını söyledi. Birde yakın zamanda çörekotu yağı kullanmışdım acaba o etken olmuş olabilir mi?

canım slm erken teşhis herzaman çok önemli inş. bişi yoktur ama sen yinede bi dr. görün hayatımızda en önemli sağlık ertelemeye gelmez
 
anneme 2008 yılında meme CA tanısı koyuldu.oysa teşhisten 8 ay önce mammografi çekilmiş fakat temiz çıkmıştı.siz siz olun ayda bir kontrollerinizi yapın.çünkü hemen ortaya çıkabilen bi hastalık.biz 1.evrede yakaladık çok şükür.şuan çok sağlıklı ALLAH'A şükür...unutmayın ki çok sinsi bi hastalık
 
Geçmiş olsun canım evet haklısın sinsi bir hastalık ben annemi bu hastalıktan kaybettim sürekli kendimde kontrol ediyorum. Allahım korusun herzaman dikkatli olmalı sürekli her banyoda kendimizde kontrol etmeliyiz ve bi fark hissettiğimizde hemen doktora gitmeliyiz. Daha öncede dedim sağlık ertelemeye gelmez . Allahım hepimizin yardımcısı olsun sağlık versin
 
Geçmiş olsun canım evet haklısın sinsi bir hastalık ben annemi bu hastalıktan kaybettim sürekli kendimde kontrol ediyorum. Allahım korusun herzaman dikkatli olmalı sürekli her banyoda kendimizde kontrol etmeliyiz ve bi fark hissettiğimizde hemen doktora gitmeliyiz. Daha öncede dedim sağlık ertelemeye gelmez . Allahım hepimizin yardımcısı olsun sağlık versin

başın sağolsun canım söyleyecek bişi bulamıyorum.gerçekren risk grubundayız....:uhm:
 
X