OKUDUĞUMUZ KİTAPLARDAN SEVDİĞİMİZ ALINTILARLA SOHBET ALANI

Dalgın ve ötesiz berisiz Ve de tanımaksızın Yüzüyorum ölü denizinde Kendi varlığımın... DALGIN VE ÖTESİZ (Fernando Pessoa)
 
"İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koyamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir."

"....Öyleyse yoldaşlar, bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? Şu insanoğlundan kurtulalım, emeğimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız."

Hayvan Çiftliği
 
''Sana ilk buradan vurulmuştum ve beni ilk burada öldürmüştün.''
''24 saatinin iyi yada kötü geçmesi,birinin iki kelimesine bakıyor ve bu çok garip.''
''Yaşadığımız bu renksiz hayat ne zaman pigment olacak?''
''Bu şehirde bize umut yok, bu şehirde güneş çokdan batmış.''
''Her ölen susmuş sevgili dost
Bu doğru da,
Sordun mu o mezarlığa
Her susan da ölmüş mü ? ''
''İnsanlar seninle yaşamanın ne demek olduğunu biliyor, ben bilmiyorum......''

Muhammed Said Zengin / Uzaklardan Bir Yerden
 
Düğümlere üfleyen Kadınlar-Ece TEMELKURAN sf:142
"O gemi bana gelecek. Bekliyorum. Zaferlerimin mermer sütunları arasında, şüphe gölgesini tanımamış bir kalp ile bekliyorum."
 
"Nefes alan ve aklından ne geçtiğini bilemeyeceğin bir gökdelenin tepesinde olmak ne demekse, bir devenin tepesinde olmak, buna ek olarak kalçanın altında sayısız kemiğin ve deri tabakasının oynaması demek..."

Düğümlere üfleyen Kadınlar-Ece TEMELKURAN
 
"Ben annemin her an içine bakabilecegi camdan bir evde yaşıyorum.Camdan bir evde yaşayan insanın bir şeyleri kendini ele vermeden saklaması olanaksızdır.Bunun ancak tek bir yolu vardır;o şeyleri zeminin altına saklarsiniz.Fakat o zaman onları kendiniz de göremezsiniz" Alice Miller Yetenekli Çocuğun Dramı (hastası olan bir çocuğun kendini ifade eden cumleleri)
 
...tilkim eskiden nasildi,oylesiniz.o da onceleri tilkilerden bir tilkiydi ama ben onu dost edindim,simdi dunyada bir tane ...

Küçük Prens- Antoine de Saint-Exupéry
 
"Farklı bir incelik vardı onda çünkü, kimselerin ulaşamadığı, kirlenmemiş, pırıl pırıl bir yan vardı; oturmayı bile unutup saatlerce çömeldiğine, kirpiklerini kırpmadan günlerce sustuğuna ve bakışlarından yansıyan tedirginliğe bakılırsa, kendi kendini deşmeyi biliyordu. Kendi kendini kanatmayı..."
 
Güçlü kadın hikâyesi hep yalandı.
Hiçbir kız çocuğu güçlü kadın olmak için doğmaz.
Hepsi masum hayaller kuran, şımarık birer prensese benzerler. Kaderdir onları cadı, fettan ya da güçlü kadın yapan.
Tutulmamış sözler, yarım kalmış kaderler, yaşanmamış mutluluklar, ölümler, ayrılıklar güç verirmiş insana.
Kurulan hayaller iskambil kâğıtlarından kule gibi yıkıldığında, ezilmemek için o enkazın altında, güç veriyor Tanrı insana.
Annem güçlü kadındı.
Ben o güce hayrandım.
Hiç öyle olamam zannediyordum, ama maalesef oldum.
Bir gün bir kızım olursa güçlü kadın değil, mutlu kadın olmasını dilerim.”
 
cnm kitap ve yazar adı nedir
 
Ben diğer kadınlar gibi değilim.
Onlar karşılaştıkları problemleri çözebiliyorken ben; sorunun kaynağını bulabiliyorum ama çıkış kapısı ararken tüm kapıları üzerime kilitliyorum.
 
Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..

Kinyas ve kayra
 
“Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin medeni durum dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiç bir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. istediğiniz düzeye erişmek o denli kolay ki… Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiç bir değeri yok ki. bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla bağdaşan hiç yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum, hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi değer verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlenizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı dendim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.”


- Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk
 
"Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir."

Uçurtma Avcısı- Khaled Hosseini

Bu sözü hangi kitapta okuduğumu düşünüyordum ne zamandır. Güzel bir tesadüf oldu sayenizde hatırladım kitabı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…