- 26 Nisan 2008
- 21.009
- 7.623
- 773
- 39
İnsanlık çılgın bir hıza erişen teknolojik gelişmeler sayesinde, bundan 100 yıl önce hayal edemeyeceği şeyleri günlük hayatın bir parçası haline getirmiştir. Haftalarca süren yolculuklar dakikalarla ölçülür hale gelmiş, günlerce bitmeyecek işler birkaç saatte tamamlanır olmuştur. Ancak ne yazık ki bu "ilerleme", insanlığın başına belki de dünyadaki serüveninin en büyük belasını da açmıştır: Obezite.
Hem günlük yaşamın koşturmacası içinde yeme alışkanlıklarının giderek sağlıksız hale dönüşerek, öğünlerin ayaküstü geçiştirilir hale gelmesi, hem yediğimiz gıdaların hormonlarla ve kimyasallarla tıka basa dolu olması, hem de günlük aktivitenin giderek azalması yüzünden; neredeyse tüm dünya bir obezite salgını ile karşı karşıyadır. Kısaca vücutta olması gerekenden fazla yağ depolanması olarak tanımlanabilecek obezite, derecesi arttıkça tüm diğer organ ve sistemleri de etkileyen bir hastalığa dönüşmektedir. Bu ağırlıktaki obeziteye ise "morbid obezite" denilmektedir.
Morbid obezite, sadece kişinin psikolojik ve sosyal sağlığını bozmakla kalmaz, pek çok sistemik hastalığa da zemin hazırlar. Obezite, tip 2 diabet (şeker hastalığı), hipertansiyon, dislipidemi (kan yağlarının bozukluğu), bazı kanser tipleri, uyku apnesi ve osteoartrit (eklem harabiyeti) gibi hastalıkların oluşma riskini anlamlı ölçüde arttırır. Buna ek olarak, insülin rezistans sendromu (metabolik sendrom x) ve insulin duyarsızlığı gibi kompleks bazı sağlık problemlerinin de anahtarıdır.
Yapılan çalışmalarda beklenen yaşam süresini toplamda 12 yıl kısalttığı saptanan morbid obezite ile mücadele, neredeyse tüm ülkelerin birinci önceliğidir. Beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesinden, çocukluk çağından başlayarak alınması gereken önlemlere kadar pek çok kampanya yürütülmektedir. Ayrıca, hemen her gün yeni bir diyet ortaya atılmakta ve obez hastalara çok kısa sürede ciddi kilo kayıpları vaadetmektedir. Buna ek olarak, ilaç firmaları da var güçleri ile obeziteyi engelleyecek veya tedavi edecek formüller geliştirme peşindedir. Oluşan boşluktan sahte ilaç vurguncuları ve diyet şarlatanları ciddi gelirler elde ederek faydalanmaktadır. Ancak, günümüzde cerrahi dışı obezite tedavisi yöntemlerinin henüz geliştirilmeye ihtiyacı vardır.
Hem günlük yaşamın koşturmacası içinde yeme alışkanlıklarının giderek sağlıksız hale dönüşerek, öğünlerin ayaküstü geçiştirilir hale gelmesi, hem yediğimiz gıdaların hormonlarla ve kimyasallarla tıka basa dolu olması, hem de günlük aktivitenin giderek azalması yüzünden; neredeyse tüm dünya bir obezite salgını ile karşı karşıyadır. Kısaca vücutta olması gerekenden fazla yağ depolanması olarak tanımlanabilecek obezite, derecesi arttıkça tüm diğer organ ve sistemleri de etkileyen bir hastalığa dönüşmektedir. Bu ağırlıktaki obeziteye ise "morbid obezite" denilmektedir.
Morbid obezite, sadece kişinin psikolojik ve sosyal sağlığını bozmakla kalmaz, pek çok sistemik hastalığa da zemin hazırlar. Obezite, tip 2 diabet (şeker hastalığı), hipertansiyon, dislipidemi (kan yağlarının bozukluğu), bazı kanser tipleri, uyku apnesi ve osteoartrit (eklem harabiyeti) gibi hastalıkların oluşma riskini anlamlı ölçüde arttırır. Buna ek olarak, insülin rezistans sendromu (metabolik sendrom x) ve insulin duyarsızlığı gibi kompleks bazı sağlık problemlerinin de anahtarıdır.
Yapılan çalışmalarda beklenen yaşam süresini toplamda 12 yıl kısalttığı saptanan morbid obezite ile mücadele, neredeyse tüm ülkelerin birinci önceliğidir. Beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesinden, çocukluk çağından başlayarak alınması gereken önlemlere kadar pek çok kampanya yürütülmektedir. Ayrıca, hemen her gün yeni bir diyet ortaya atılmakta ve obez hastalara çok kısa sürede ciddi kilo kayıpları vaadetmektedir. Buna ek olarak, ilaç firmaları da var güçleri ile obeziteyi engelleyecek veya tedavi edecek formüller geliştirme peşindedir. Oluşan boşluktan sahte ilaç vurguncuları ve diyet şarlatanları ciddi gelirler elde ederek faydalanmaktadır. Ancak, günümüzde cerrahi dışı obezite tedavisi yöntemlerinin henüz geliştirilmeye ihtiyacı vardır.