--------------------------------------------------------------------------------
Tek taraflı bir sevgiydi,
beni sana bağlayan
ve gözyaşına boğulan yüreğimdeki..
İki tarafına da dokunsan,
hiçbir sonuç alamadığın,
bir sevdaydı benimkisi..
Ben seviyordum
ve içimden,
bağıra bağıra söylüyordum.
Ben sana aşıktım,
ama sen hissetmiyordun..
Çıkaramıyordum içimdeki gücü.
Anlatamıyordum
´seviyorum´lu biten o son sözü.
Ve gözlerimle söylüyordum
ve ben seni özlüyordum,
ama sen görmüyordun...!
Seviyordum çocuksu bakışını.
Her yere ayak uyduran,
o çılgın rahatlığını.
Ve yerinde kullandığın,
olgun tavrını seviyordum..
Her şeyinle hoşuma gidiyordun
ve bana,
her şeyinle çekici geliyordun..
Ben sana hayrandım,
ama sen bilmiyordun..
Söyleyemedim sana..
Attığım her yeni adımda,
risk alarak başlardım hayata.
Ama,
sana karşı kumar oynayamadım,
rest çekemedim hayata.
Seni kaybetmekti,
sevginin yanında
sevgimin yalnız kalmasıydı korkum
ve ben bunu,
bir türlü göze alamıyordum...!
Sana söyleyemedim...
Belki sen bunu,
hiçbir zaman bilmeyeceksin..
Ama birgün öğrenirsen,
suçu kendinde arama.
Çünkü bütün suç benim..
Ve olur ya,
birgün gelirsen bana,
ben her zaman,
her şeyimle seninim...!
--------------------------------------------------------------------------------
Kaç cemre düşmeli yüreğime
Seynur İnal
--------------------------------------------------------------------------------
Kaç cemre düşmeli yüreğime,
ısınmak için yeniden.
Unutmak için, yeşil nazarlarını,
kaç bahar geçmeli,
hasretinin üstünden...
Kaç ceylan su içmeli,
sevda sebillerinden.
Kaç güvercin uçmalı,
vuslat semalarında.
Kaç yağmur ıslatmalı tenimi,
arınmak için özleminden...
Kaç menekşe açmalı saksılarımda,
boyun bükmeden.
Kaç ilkyaz yaşamalı gönlüm,
üşümeden
Ve
kaç sene,
kaç ay,
kaç gün,
kaç saat,
geçmeli,
akan kanı dindirmek için,
yaralarımın ÜSTÜNDEN
UMUT CAKMAK
--------------------------------------------------------------------------------
Unutulur canımın yarısı unutulur
Ağaçların kışı unuttuğu gibi
Nasıl hatırlamazsan doğduğunu
Nasılsa dipsiz kuyunun dibi
Öyle yoktur unutmanın sonu
Unutulur canımın yarısı unutulur
Unutursun nasıl aşık olduğunu...
En evveli sesler gider kulaktan
Şarkılar, şiirler, sözler hatırlanmaz
Unutulur canımın yarısı unutulur
Bir gün ansızın ararsa uzaktan
Hafıza zulmeder, bir türlü uyanmaz
Af dilenir, 'kimsiniz? ' diye sorulur
Bağışlar mı unutulan? Umursanmaz
Sessiz bir çığlık, hüzünlü, Uşşak'dan...
Gitti de gelmeyiverdi
Gözlerim yollarda kaldı
Hele nazlım nerde kaldı?
Ne zaman? Ne zaman gelir? ... (*)
Gün gelir zerre kalmaz elinde
Yaşanmış ve nasılsa bitmiştir
Unutulur canımın yarısı unutulur
Önünden ne resimler geçmiştir
Belki yine de günlerin birinde?
Yazık, ki aşk buradan gitmiştir...
Unutulur canımın yarısı unutulur
Nasıl yoksa ufkun ucu bucağı
Nasıl dehşetten dilin tutulur
Öyle karanlık unutmanın kucağı
Ve bir gün o bile unutulur...
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Hüzünde eskiyen bir geceyim
--------------------------------------------------------------------------------
Biliyorum,
Uzun oldu ayrılığın dokunuşu,
Klavye köreltisi zamanlar,
Baskın gecelerin yorgunluğu,
Kara mizah salgını,
Tedavülden kalkmanın suçluluğu,
Sardı yürekteki yangını,
Biliyorum,
Yasak savdıran kanunsuzluğu,
Haziran tebessümüne düşen,
Sesi kısılan martıların yokluğu,
Kayaların sabırsızlığı gökyüzünden,
Kanadıkça kanayan bir yara gibi,
Acı çektiren uykusuzluğu,
Çekiyorum ağlardan sabaha karşı,
Kalan,
Gravür ve telkin,
Abartısında zargana,
Kendimde dışlanan yolculuğu,
Götüren bedenimden,
Yaprak döktüren zamana,
Sürgün bıraktıran belleğim,
Son kez olsun unutkanlığına,
Ve uzayan yolların umutsuzluğu,
Bırakılmışlığım dudaklarına,
Biliyorum,
Konuş desen de,
Artık dinlenmeliyim,
Ben,
Hüzünde eskiyen bir geceyim...