• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

nur hayat / Sevdiği Şiirler

Hüzünlü Bir Sonbahar Günü

--------------------------------------------------------------------------------

Hüzünlü bir sonbahar günü

--------------------------------------------------------------------------------


Yapraklar mutlu toprağa düşmekten
Rüzgar umutlu agaçları savurmaktan
Ruhlar süzgün , gözler yaşlı
Hüznün melodisinden.
Dalgalar kayalıkların davetinde
Yosunların kokusu yakın ,
Yağmurun neşeli yağışından.
Ahmaklaşır kimi zaman
Bedenlere düşerken ,
Geçmişi anımsar dalarız
Damlaların arasında
Titrek ellerimizin içi dolar ,
Yağmurun dansıyla
Dağılır düşünceler oradan oraya
Pencere önüne düşen ,
Her damlada aranır sevgi ,
Sorulur hüznün sonrası ,
Beklenir ,
Gökyüzünden parlayacak güneşin pırıltısı
Umut kıpırıtısı güneşte saklıdır
Gülücükleri içinde biriktirir
Her parlayışta dağıtır
Çimenlerin üzerine,
Uçsuz maviliğin derinliğine
Yeşil dağlara bırakır
Saklı bir hazine gibi
 
--------------------------------------------------------------------------------

Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim

--------------------------------------------------------------------------------


Seni özlemenin
Ne demek olduğunu sor bana,
Yetmiş iki dilde anlatabilirim
Kitabını yazabilirim sayfalarca.
Yalnızlığın rezilliğini
Kokuşmuşluğunu
Ve çıplaklığını da.
Ama hiç kimse
Kavuşmanın güzelliğini
Sormasın bana / anlatamam.
Ben sana hiç kavuşmadım ki!

Bilmiyorum
Dudakların nasıldır.
Sıcak mı ateş topu kadar,
Yoksa soğuk mu
Buza kesmiş bir bardak su gibi?
Kıvrımlarına,
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
Küle gizlenmiş kor mu var?
Tenime değdiğinde dudakların
Cemre mi düşer bedenime,
Mızrap değen bir saz teli gibi
Titrer mi yüreğim bilmiyorum.
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!

Bir kadını sardığında kolların,
Ürkek ceylânlar
Nasıl kurtulur tuzağından?
Dolu yemiş yaprak gibi
Nasıl titrer bir yürek?
Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
Goncalar
Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.
Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

Kısacası:
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.
Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.
Yokluğunda yıllardır
Özlemine dayanmayı öğrendim
Yokluğuna katlanmayı
Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa
Ustası oldum beklemenin
Tükenmek pahasına.

Ama hiç kimse / kavuşmayı,
İki derenin birbirine karışıp
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
Sormasın bana ,anlatamam.
Çünkü seninle ben,
Ayrı kaynaktan doğmuş
Sularında hasretleri taşıyan
Başka denizlere koşan iki ırmağız.
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.
İşte onun için
İki dere nasıl karışır birbirine
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.
Seninle
Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

Sen bana /yalnızca
Ve sadece
Kahpe sensizliği sor
Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.
Tanrı şahidimdir
Kurda kuşa
Dağa taşa bile anlatabilirim.
Demem o ki uzaktaki yakınım:
Vuslatlara yabancıyım,
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

BENSİZ OLACAKTIR HERŞEY!


Bu akşam ölebilirim, güneş, sağanak ve rüzgâr,
Kemiklerimi etti allak bullak,
Bu herşey bitti demek: ne düş görmek var, ne de uyanmak,
Aralarında olamayacağım yıldızlar!

Şu uzaktaki dünyaların her tarafında yer yer,
Ruha sıkıntı veren ıssız yolların yolcuları var.
Bizim gibi düşünürler kardeş ırklar;
Her gece bize ellerini uzatır onlar.

Evet, kardeşlerimiz her yerde bizim gibi yalnız,
Bize kederli geceleri gösteren kardeşler,
Ah onlarla hiç kavuşamayacakmıyız,
Onları acı çekerek avunduran bizler?

Günün birinde gezegenler birbirine yaklaşacak,
Bu kesinlikle olacak! Belki de evrensel şafak söker
O zaman! Her şeyi göze alanların şarkısı bunu söyler:
Bir kardeş çığlığı duyulacak Tanrı’ya başkaldıracak.

Ey Allahım o günlerden evvel, güneş, sağanak ve rüzgâr,
Benim kemiklerimi etti allak bullak,
Bensiz olacaktır herşey! Ne düş görmek var, ne de uyanmak!
Ah! Aralarında olamadığım yıldızlar

--------------------------------------------------------------------------------
 
HÜZÜN

Gücüm, yaşamım, neyim varsa yitirdim,
Yitirdim, ah, dostlarımı, sevincimi,
Hatta kalmadı kibrim ve görkemim,
Onlardı var sayan üstün yeteneğimi benim.

Gerçek budur dedikleri zaman
Onu karşımda gerçek bir dost zannettim.
Gerçeği anlayıp duyduğum an;
Çoktandır baskın çıkmıştı nefretim.

Ama gerçek ölümsüzdür ne var ki,
Kim ondan habersiz yaşarsa
Bilmez ömür boyu dünyada kendini.

Yanıtlamak gerek, soruyor Tanrı.
İyi ki ağlamışım ara sıra,
Elimde kalan mal bu dünyada.

--------------------------------------------------------------------------------
 
İHANET



Üç günlük dünyaysa yaşadığımız

Ağlar iken ihanete

Güler iken dostluğa çelmeler attığımız

Bu dünyaysa eğer toplayıp durduğumuz ne varsa

Öyleyse bırakıver ağıtlarımı

Bırakıver gülmelerin ihanetini



Kimileri balıkçı oltalarında ararken ganimeti

Kahvehanelerde demlenip dururken kimileri

Çaycı Selami Anadolu türkülerinde rüyalardayken

Sinema köşelerinde kimileri

Aç köpeklere sevda yakmış ise simitçi Hasan

Sevgiye dair yazılan bir mektubun

Şarkılarda söylenen bir şiirin

Ne anlamı kaldı söyle

İki kere ikinin dört etmediği zamanlar

Hüzünlü bir ırmağa bırak kendini

Bırakıver bütün ihanetleri



Eğer yaşamak dediğimiz şey buysa

Mutluluk posterlere düşürülen renklerse

Yağmurlara tutun öyleyse

Bir güle tutun

Sabahın kırağısı güneşe taşır seni öylece

--------------------------------------------------------------------------------
 
seni özler bu yürek

--------------------------------------------------------------------------------

Seni özler bu yürek, delice severken.
Yokluğunda ayaz yemiş yüreğim
sırılsıklam hasret yağmuruyla.
Var olduğunu bilmesem eğer,
bilmesem sevdiğini
kaybolurdum dipsiz karanlıklarda.
Ayrılık çöllerinde mecnun olurdum.
Ya da bir yusuf,
susuz kuyularda çaresiz.

Züleyham, bir tanem, yeşil gözlüm alınma
isyan değildir sözlerim
pişman değilim sevdiğime...
Böylesine severken seni
kahreder ayrılık,
hasret ateşi yakar, kavurur.
Sevdamdır dile gelen,
isyanım değil.

Oysa isterdim ki;
bir ömür yanımda olasın bin ömre bedel...
Gözlerin sıcacık baksın bana.
Aşkınla eriyip sarhoş olayım.
Yarınlarım olasın isterdim.
Umudum olasın, benim olasın.
Kollarımda olasın...

Teninin kokusunu,
sevgiyle bakışını,
yürekten sevişini,
benden öte ben oluşunu,
bilmesem bütün bunları...
Dayamazdı bu yürek ayrılığa
aklım firar ederdi belkide.

Züleyham, bir tanem, yeşil gözlüm alınma
isyan değildir sözlerim
pişman değilim sevdiğime...
Böylesine severken seni
kahreder ayrılık,
hasret ateşi yakar, kavurur.
Sevdamdır dile gelen,
isyanım değil
 
Dil Susar Bazen Yürek Konuşur

--------------------------------------------------------------------------------

Dil susar bazen yürek konuşur
Bazen her şey söner karanlığa bürünür de,
Sevgilinin gözlerinin parıltısı aydınlatır dünyanı.
Dudaktan çıkan kelimeler donar da,
Bir dokunus aşk sözcükleri olur sevgiliye söylenen.
Güneş ulaştıramaz ışınlarını bedenine de,
Bir bakışı olur sevgilinin seni ısıtan.
Bazen kaybolursun yaşam yolunda da,
İçten gelen tek bir gülüs tek bir gülümseme sana yol olur.
Dedim ya,
Bazen dil susar yürek konuşur
En eski dildir bu sevenler arasında hissedilen
Ve gözler, konuşan dili olur yüreğin
Tek bir bakış ömrünü dolduran bir sözcük olur o an
Gönülden gönüle ulasan en eski yoldur bu
Sadece sevenlerin bildiği
Sadece aşıktan maşuka ulaşan bir dildir bu
Tek bir bakisin dünyanı doldurduğu
Tek bir gulusun seni aşk sarhoşluğuna sürüklediği

--------------------------------------------------------------------------------
 
Hani Düşünmez Olursun

--------------------------------------------------------------------------------

Hani düşünmez olursun gerçekleri...
Anılar yakar seni, anlamsız düşünceler sarar
bedenini fırtına misali, savrulursun, yorulursun...
Acır yüreğin hiç acımadığı kadar...


Dalar gider bakışların yağmur damlalarına...
Suskun dudakların kilitlenir, konuşamaz...
Bilir konuşursa yaşlar saracak yanaklarını...
Damlalar akamaz gözlerinden, tutarsın kendini,


Yalancı bir tebessüm gelir yerleşir dudaklarına...
Yağmur bile utanır yağmaya, uzanamaz avuçladığın topraklara...
Bağırmak istersin ansızın, isyan edersin...
Bomboş caddelerde elinde içi yalnızlık dolu bir bavulla...
Yürürsün karanlık sokaklarda, gölgen bile terketmiştir seni...


Bir şarkı gezinir dudaklarında ağlamaklı, hatıraların hapsolduğu...
Bakışlar susmuştur, bir veda bile çok gelmiştir kanayan yüreğine...
Kaçıp gitmek istersin yüreğine acılar dolduran bu şenirden.
Yumarsın gözlerini, gerçekleri görmekten kaçarsın,
bir damla yaş süzülür yalnızca gözlerinden, alev alev yanar için,
duymak isteyipte duyamadığı sözcükler bulandırır beynini...
Kurtulamazsın sevdandan, yapışmıştır yakana bir kez
ayrılık vakti gelir dayanır kapına, kurtulamazsın
ayrılık denen amansız, hoyrat rüzgardan...
Savurur seni yaşadığın rüyanın dışına...


Gelincik gibi bir başına rüzgara direnmeye çalışırsın,
ince ve savunmasız bedeninde kabullenir yüreğin gibi bu gidişi...
Ne gündüzün nede gecen vardır artık...
Yaşadığın her saniye çekilmez olur...
Bitsin dersin, bitsin istersin bu işkence...
Gitmeler bu kadar çok açıtmamalıdır yüreğini...
Kaçmak istersin her köşesi acı dolu bu şehirden.
Ama bütün yollar seni getirir terkeder tekrar kaçtığın bu şehre...
İsyan edersin geceye...
Bağırmak, haykırmak istersin yıldızlar alsın götürsün bedenini diye...
Onlar da duymaz olur yakarışını...


Yalnızlıktır bu gelir yerleşir yüreğinin en kuytu köşesine... Kenetlenir kalır orda...
Daha çok sıkar damarlarını her anıda, kan dolaşmaz oluncaya kadar...
Bir şiir gibi yaşayıp bitmek istersin bu hayatta...
Sokak lambaları da söner bir bir umutların misali...
Yalnızlık sarar sımsıkı, kaçmalar fayda etmez yüreğine...
Tükenirsin yavaş yavaş, acı ağır gelmiştir,
dayanamamıştır yüreğin vedasız gidişlere...
Gücün bitmiştir, umutların tükenmiştir artık,
yumarsın gözlerini yarın doğacak güneeşe kadar...
Bulut olur, yağmur olursun, yalnızlık olup yağarsın geceye...
Senden geriye rutubet kokusu sinmiş boş bir oda
bir de içi yalnızlık dolu bir bavul kalır, acıyla sönen hayata hatıra...

--------------------------------------------------------------------------------
 
Yine Bir Gece Vakti

--------------------------------------------------------------------------------

yine bir gece vakti ve yine baş başayim kendimle
iste yine seni bulup kendimi kaybettiğim yerdeyim...
inanın bir şeye karar vermesi ne kadar zor...
ya seni içime gömmeli yada içimden sokup atmalıyım ama ne olursa olsun susmalıyım
hangisi daha zor hangisi daha acı gerçekten gitmeli miydin yoksa kalıp yanımda savaşmalımı
bir yol arıyorum kendime bildiğim bütün yollar sana çıkıyor...
kapanmalı artık gözlerim sonsuz bir karanlıkta tek basıma yürümeye devam etmeliyim yürümeliyim ardıma bile bakmadan
yürümeliyim parçalayarak bütün değerleri ve sevgileri yok ederek yasadığım tüm zamanları...
nasılda acımasız zaman nasıl yüceltmiştim seni gözümde.
kendi ellerimle koymuştum seni en yükseğe sonra keyifle izlemistim yuceliğini...
ama yine ben bitirmeliyim tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden...
yada seni ölene kadar yaşatmalıyım içimde.. ne kadar zor bir karar...
bir yanım hiç kimse onun kadar sevilmeyecek derken bir yanım sakin sessiz...
zaman geçiyor acım dinmiyor
kapanmıyor yaralarım tükenirken ben aklımda bir tek sen...
görüyormusun yine konuşuyorum ama sessizce...
susmayı öğreniyor yüreğim..ama ben kararımı verdim...
seninle olduğum zamanları düşünmek bile mutlulukların en büyüğünü yaşatıyor...

--------------------------------------------------------------------------------
 
Sen Beni Duymadinmi

--------------------------------------------------------------------------------

] Acilari Yaşadik Beraber
Ne Yokluklari Aştik
An Geldi Beraber Ağladik Yitip Gidenlere
An Geldi öfkelendik Herşeye
Ve şimdi Birbirimizin Yokluğuna Ağliyoruz
Sen Bensizliğe
Ben Hayatimda Hep Yarattiğin Sensizliğe
Evet Aslinda Senle Beraberken Bile
Beni Sensiz Biraktin
öyle Anlar Oldu Ki Yaşadiğim
Aslinda Senin Hayatimda Hiç Olmadiğini Anladim
Yalnizdim Hem De ölesiye Yalnizdim
Senden önce Bile
Hatta Tek Başimayken Bile Olmadiğim Kadar Yalnizdim ....
Senin Varliğin Aslinda Yoklukmuş
Sen Varken Yokluğuna Beni Sen Aliştirdin ....
Seni Sensizliğine Rağmen Sevdim
Biliyorum Ki Hayatim Boyunca Da Seveceğim
Ama Yokluğunu Yaşayacaksam Varliğinin Anlami Ne ?
Yanimda Olmayacaksan ; Hayatimda Olman Gerekir Mi ?
Varliği Yokluk Anlamina Gelen Biri Sence Gerekli Mi?
Sen Olsan Böyle Birine Ne Kadar Sabredebilirsin Ki?
.................................
şimdi Ağliyoruz Ayriliğa
Ama Ben Sana Bunlari Anlatirken
Sen Beni Duymadin Ki !

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Ben gurbete gidiyorum

--------------------------------------------------------------------------------


Ben gurbete gidiyorum
Bağlayın yaramı
Uzun bir türküyle
Belki dönerim anacığım
Belki dönmem
Çok başlı dağların ardında
Ayrılığa takılmış ayaklarım

Ben yurdumu özlüyorum
Otumu böceğimi
İnsanımı özlüyorum
Kendi elimle yapıyorum
Birbirinden uzun günleri
Güzellerle kuşatılmış
Dörtbir yanım
Çirkinliğimi özlüyorum

Çok başlı dağların ardında
Gökten altın yağdırıyorlar
Kuşsütü sağıyorlar
Demir ineklerden
Uygarlıkla kuşatılmış
Dörtbir yanım
İlkelliğimi özlüyorum

Gelecğimi yeşertiyor
Tohumun geleceği
Gözlerimle kokluyorum
Cennetteki yapma gülleri
Meleklerle kuşatılmış
Dörtbir yanım
Şeytanımı özlüyorum

Biliyorum
Çıktıkça küçülecek yokuş
Büyüyecek güzel atım
Yürüdükçe çoğalacak ayakları
Çoğalacağım üstünde ben
Düşmemi beklemeyin
Sevgilerle kuşatılmış
Dörtbir yanım

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

sen gideli çok oldu..sıra bana geldi..Bende artık gidiyorum….
Gidiyorum. Farkındasın değil mi?
Tamam, ‘gitmek’ bir şey değil belki. Sonuçta nedir ki; gidersin ve gelirsin, gidersin ve dönersin... Hep bu tercihler dimi?
Ama benim gidişimin sonunda TERCİH yok. Ardından adımlayan umut kelimesi de…
Gidiyorum. İkinci bir emre kadar, tek kişilik olarak kurulmaya mahkum hayallerimle.

Gidiyorum ya, hala yok senden başka kimseM olmasını istediğim kimse. Ve biliyorsun ki, çok seviyorum seni. Bilmediğin, nasıl sevdiğimdir, seni.

Benim de bilmediklerim var. Bildiğin gibi.
Mesela neden gittiğin...
Diz çöksem, yalvarmak olurdu adı, yaptığımın, sen giderken ve gittikten sonra.
Herşey olabilir, gitmene sebep. Herşey. Buna rağmen, bunca HERŞEY’e rağmen yaptım o adı, diz çöksem yalvarmak olacak olan herneyseyi. -Sana gelmem için, aslında senin bana yapman gereken herneyseyi.- Ama gelmedin. Mesela neden gelmediğini de bilmiyorum... seviyormusun onuda bilmiyorum..

Özlüyorum seni. Çok özlüyorum. Çok özlüyorum. Çok özlüyorum. Ama nasıl diner bu özlem, bunu bilmiyorum mesela.
Zaman? hep zaman derdin zaman..
Geçer mi ki zaman? Mesela bunu da bilmiyorum. Nasıllığını düşünmek bile istemiyorum….
..........
Gidiyorum.
Sana yazamadığım şiirlerin ağırlığı var üzerimde.

Şimdi ben gidiyorum, bu, içinde bendeki sen’le anlam bulan sevgiden. Üzdüğün kadar üzüldüm, üzmediğimce üzüldün. Ama artık üzülme.

Gidiyorum ben. Ve seni hala çok seviyorum.

seni unutmuycam BENİ UNUTMAAAAA

--------------------------------------------------------------------------------




--------------------------------------------------------------------------------

BU GECE EN HUZUNLU SIIRI YAZABILIRIM

Bu gece en huzunlu siiri yazabilirim
Soyle diyebilirim; "Gece yildizlarla dolu"
Ve yildizlar masmavi, titresiyor uzakta
Sarkilarla donuyor gokte gece ruzgari
Bu gece en huzunlu siiri yazabilirim
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara
Kollarima aldim bu gece gibi kac gece
Kac defa optum onu sonsuz gogun altinda
Sevdi beni o, ben de bir ara onu sevdim
O durgun, iri gozler sevilmez miydi ama?
Bu gece en huzunlu siiri yazabilirim
Yoklugunu dusunup, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi
Ota dusen ciy gibi dusmekte siir cana
Ne cikar sevgim onu alikoyamadiysa?
Gece yildiz icinde, o yakin degil bana
Hepsi bu. Uzaklarda sarki soyluyor biri
Yuregim dayanmiyor yitmesine kolayca
Gozlerim arar onu, sanki yaklasmak ister
Yuregim arar onu, o yakin degil bana
Ayni gece agartiyor ayni agaclari
Bizler, ah, o zamanki bizler degiliz ama
Artik sevmiyorum ya nasil, nasil sevmistim
Sesim arar ruzgari, ulasmak icin ona
Ellere yar olur, opmemden onceki gibi
O ses, isil isil ten ve sonsuz bakislarla
Artik sevmiyorum ya, severim belki yine
Ne uzundur unutus, ah ne kisadir ayrilik
Yuregim dayanmiyor yitmesine kolayca
Boyle gecelerde kollarima aldim cunku
Belki bana verdigi son acidir bu aci,
Belki son siirdir, bu yazdigim siir ona

__________________

Kim biLir KimLer Var şimDi KaLbimde Sen Beni unuttuN coktan BeLkide Ben Halen Yaşarım eski GünLerde Herşeyde sen varsiN unutamadiM
 
Gizlice seviyorum seni

--------------------------------------------------------------------------------


Gizlice seviyorum seni
Kimse bilmesin,duymasın
Yüreğimde saklıyorum seni
Sen bile bilmiyorsun.
Yüreğim Yansada alevler içinde
Ağlasamda seni her düşündüğümde
Kaybolsam bile kadehler içinde
Ben seni gizlice seviyorum.
Açıklarda bir gemiye benziyorum
Binlerce balığın benden haberi yok
Denizlerin içinde kayboluyorum
Denizin bile benden haberi yok.
Gizlice seviyorum seni
Tarifi imkansız duygular içinde
Sen gözlerimin içinde,her baktığım yerde
Ben gizlice seviyorum seni.
Yolum hep çıkmazlarda
Hikayem yalan kitaplarda
Sürgün gibi diyarlarda
Hep gizli kalacaksın
yüreğimin köşesinde
Ve bir gün gelip ben ölürsem
Kendini bulacaksın benim kalbimde.
__________________
 
--------------------------------------------------------------------------------

her gün seni yaşıyorum içimde

--------------------------------------------------------------------------------


Canım M.....'im sıkıca tutunuyorum hayallerime bu gece de...sarılıyorum sensiz de olsa seninle olan mutluluğuma ... herşey,beynimin içinde dönüp duruyor...anlamak değil derdim..anlaşılmak da değil...sadece seni ölesiye sevmek istiyorum... Aşkım gözbebeklerindeki parıltıları saklama olur mu beni görünce...
beni sev sevginin ak elleriyle;dokun ellerime...Çünkü ben mahzun kaldım buralarda sensiz...ellerimi çekmeyeceğim,ellerinin içinden...hiç çekemediğim yüreğimi de...

Birtanem seninle her şey güzel,seninle yaşamak güzel,kalbime girdiğinden beri…Sensizlik bile güzel geliyor bana…Sensizken de seninleyim çünkü, sensizken hayal kuruyorum,sensizken benimlesin, ben de seninleyim…Seni sevmek delilikmiş yaşıyorum VE seni arzulamakmış tüm bedenimle.. Sanırım sadece düşüncelerimde değilsin, yüreğimi de çok fena ele geçirmişsin deli mavim.

Gözlerinin gözlerime değmesini,gülüşündeki gamzeleri özledim. Yokluğun hiç de adil değil. Beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim.. HER ŞEY SENİNLE GÜZEL VE ANLAMLI OLUYOR.

Eriyor kelimelerim bu gece seni anlatmaya yetmiyor kadınım benim.Ama sevgin içimde öyle büyüyor ki ben,sen oluveriyorum.. Merak edilmeyen bir yürek daha kaç zaman dayanabilir ki anıların gülen yüzüne demiş şair ama ben biliyorum sen de özlüyorsun beni.. hangi ben gerçekte sevdi seni diye ara sıra soruyorum kendime ..işte cevap geliyor yüreğimden ..HEPSİ..

İçimde birikmişliği var sevgimin sana dair D....... Özlemlerin en güzelini yaşıyorum sensiz günlerimin...Ne zaman resimlerine baksam titriyor bedenim,yüreğim sensizliğe dair..Hergün seni yaşıyorum içimde..Meğer ne çok sevmişim seni sevdanın adına.. Yüreğimin sesini dinliyorum yine,duyduklarımın anlamı farklı;...ki anlamın özünde sen varsın bu gece.. Ama içimde karşı koyamadığım, yüreğime yayılmasını engelleyemediğim bir duygu var..Özlem....Çabuk gel aşkım dayanmak zorlaşıyor sensizle bitanem

--------------------------------------------------------------------------------
Gecenin En Zifiri Karanliğinda Bile Seni Sevitorum

--------------------------------------------------------------------------------

Gecenin en zifir karanlığında bile odamı aydınlatan bu aşkı seviyorum.
En çokta hergün duya bilmek için çırpındığım sesini.
Seni özlüyorum işte...
her kavgamızın sonunda çektiğim sancıları.
Seni kaybetmek korkusunun yüreğimi bir bıçak gibi kestiği anları bile.
Göz bebeklerimin içine yerleşmissin ve dünyada iyiliğe, güzelliğe dair ne varsa içindede sen varsın.
Meleklerin kanatlarından geliyorsun sen bana hergün. Martıların gözlerinde....
bir papatya demetin üstündeki uğur böceği oluyorsun.
Ayın şavkında umudun mavisinde en çokta bu renge tutkunum bilirsin.
Sen varsın yüreğime yüreğime işlemişim seni ince.ince düğümlerle çözülemezsin çözmem seni,
oradasın orada kalacaksın,çünkü birtek sen bu yüreğe yakışırsın.
Hergün içimi ısıtan asıl sensin, sıcacık ışıklarınla tüm ruhumu saran,
her yeni güne gözümü açar açmaz içime doluştuğun bir günaydınsın sen,
özlemek dayanılmaz hale geldiğinde bile hiç isyan etmiyorum,
çünkü,içimdesin ve seni göz yaşlarımla akıtmaya kıyamıyorum,
özlemin sancılarıyla bedenim hergün birazdaha ölsede aslında hergün yeniden doğuyorum
seni özlüyorum çünkü seni seviyorum hemde çook....
Doğruların yanlışların sorgulamadan bi çocuk yüreği gibi masumca taşıyorum, masumca yaşıyorum seni.
Bu hayatta verdiğim her nefeste gittiğim heryerde sende benimle birlikte varsın.
O yüzden yanlızlık nedir hiç bilmiyorum. Asla değiştirmeden en katıksız halinle seviyorum seni.
Özgürleşiyor aşkımız, ve sevdikçe büyüyor,
özgürleştikçe yükseliyor işte en çokta bunu özlüyorum
seni sevmeyi özlüyorum.
Sevdikçe daha çok özlüyorum
Özledikçe daha çok seviyorum...

--------------------------------------------------------------------------------
 
Son düzenleyen: Moderatör:
--------------------------------------------------------------------------------

Tek taraflı bir sevgiydi,
beni sana bağlayan
ve gözyaşına boğulan yüreğimdeki..
İki tarafına da dokunsan,
hiçbir sonuç alamadığın,
bir sevdaydı benimkisi..
Ben seviyordum
ve içimden,
bağıra bağıra söylüyordum.
Ben sana aşıktım,
ama sen hissetmiyordun..
Çıkaramıyordum içimdeki gücü.
Anlatamıyordum
´seviyorum´lu biten o son sözü.
Ve gözlerimle söylüyordum
ve ben seni özlüyordum,
ama sen görmüyordun...!

Seviyordum çocuksu bakışını.
Her yere ayak uyduran,
o çılgın rahatlığını.
Ve yerinde kullandığın,
olgun tavrını seviyordum..
Her şeyinle hoşuma gidiyordun
ve bana,
her şeyinle çekici geliyordun..
Ben sana hayrandım,
ama sen bilmiyordun..
Söyleyemedim sana..
Attığım her yeni adımda,
risk alarak başlardım hayata.
Ama,
sana karşı kumar oynayamadım,
rest çekemedim hayata.
Seni kaybetmekti,
sevginin yanında
sevgimin yalnız kalmasıydı korkum
ve ben bunu,
bir türlü göze alamıyordum...!

Sana söyleyemedim...
Belki sen bunu,
hiçbir zaman bilmeyeceksin..
Ama birgün öğrenirsen,
suçu kendinde arama.
Çünkü bütün suç benim..
Ve olur ya,
birgün gelirsen bana,
ben her zaman,
her şeyimle seninim...!



--------------------------------------------------------------------------------

Kaç cemre düşmeli yüreğime
Seynur İnal
--------------------------------------------------------------------------------


Kaç cemre düşmeli yüreğime,
ısınmak için yeniden.
Unutmak için, yeşil nazarlarını,
kaç bahar geçmeli,
hasretinin üstünden...

Kaç ceylan su içmeli,
sevda sebillerinden.
Kaç güvercin uçmalı,
vuslat semalarında.
Kaç yağmur ıslatmalı tenimi,
arınmak için özleminden...

Kaç menekşe açmalı saksılarımda,
boyun bükmeden.
Kaç ilkyaz yaşamalı gönlüm,
üşümeden
Ve
kaç sene,
kaç ay,
kaç gün,
kaç saat,
geçmeli,
akan kanı dindirmek için,
yaralarımın ÜSTÜNDEN

UMUT CAKMAK

--------------------------------------------------------------------------------

Unutulur canımın yarısı unutulur
Ağaçların kışı unuttuğu gibi
Nasıl hatırlamazsan doğduğunu
Nasılsa dipsiz kuyunun dibi
Öyle yoktur unutmanın sonu
Unutulur canımın yarısı unutulur
Unutursun nasıl aşık olduğunu...


En evveli sesler gider kulaktan
Şarkılar, şiirler, sözler hatırlanmaz
Unutulur canımın yarısı unutulur
Bir gün ansızın ararsa uzaktan
Hafıza zulmeder, bir türlü uyanmaz
Af dilenir, 'kimsiniz? ' diye sorulur
Bağışlar mı unutulan? Umursanmaz
Sessiz bir çığlık, hüzünlü, Uşşak'dan...

Gitti de gelmeyiverdi
Gözlerim yollarda kaldı
Hele nazlım nerde kaldı?
Ne zaman? Ne zaman gelir? ... (*)

Gün gelir zerre kalmaz elinde
Yaşanmış ve nasılsa bitmiştir
Unutulur canımın yarısı unutulur
Önünden ne resimler geçmiştir
Belki yine de günlerin birinde?
Yazık, ki aşk buradan gitmiştir...


Unutulur canımın yarısı unutulur
Nasıl yoksa ufkun ucu bucağı
Nasıl dehşetten dilin tutulur
Öyle karanlık unutmanın kucağı
Ve bir gün o bile unutulur...

--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------

Hüzünde eskiyen bir geceyim



--------------------------------------------------------------------------------


Biliyorum,
Uzun oldu ayrılığın dokunuşu,
Klavye köreltisi zamanlar,
Baskın gecelerin yorgunluğu,
Kara mizah salgını,
Tedavülden kalkmanın suçluluğu,
Sardı yürekteki yangını,

Biliyorum,
Yasak savdıran kanunsuzluğu,
Haziran tebessümüne düşen,
Sesi kısılan martıların yokluğu,
Kayaların sabırsızlığı gökyüzünden,
Kanadıkça kanayan bir yara gibi,
Acı çektiren uykusuzluğu,
Çekiyorum ağlardan sabaha karşı,

Kalan,
Gravür ve telkin,
Abartısında zargana,
Kendimde dışlanan yolculuğu,
Götüren bedenimden,
Yaprak döktüren zamana,
Sürgün bıraktıran belleğim,
Son kez olsun unutkanlığına,
Ve uzayan yolların umutsuzluğu,
Bırakılmışlığım dudaklarına,

Biliyorum,
Konuş desen de,
Artık dinlenmeliyim,

Ben,
Hüzünde eskiyen bir geceyim...
 
Bu Yabancı Şehrin Yağmurunda Hasretimsin Sen
Levent Ümit Temiz
--------------------------------------------------------------------------------


Varlığın bir güneşle gelmişti
Yokluğun yağmurla

Sen
Bu yabancı şehirde
Bana bıraktığın bir hasret
Bense
Aynı şehrin sefiliyim şimdi

Kır çiçeğin boyun büktü
Küstü tomurcuğun toprağa
Ölüyor
O
Kanadı kırık güvercin
Uğramaz oldu
Beslediğimiz serçeler ...

Gücüm
Nedenim
Varlığımdın sen
Küçülüyorum gün ve gün
Bu yabancı büyüyen şehirde
Korkuyorum hiçlikten

Her doğan güneşle
Yeni belkiler yeşeriyor yüreğimde
Bir umut filize duruyor
Yaşam bırakmıyor peşimi
Elimde değil
Çaresiz
Yaşıyorum
Ve ilk yağmurla
Geri geliyor yokluğun
Sığmıyor yüreğime hasretin

Gecelere kaçıyorum
Boş sokaklara
Sarhoş sokaklara gizliyorum kendimi
Yokluğun taşıyor gözlerimden
Gözlerim ele veriyor beni
Tükeniyorum

Ben bu şehrin sefili
Ben bu şehrin hiçi oldum

Sense
Bu yabancı şehrin
Güneşinde umudum
Yağmurunda hasretimsin artık

--------------------------------------------------------------------------------
 
Yüreğim Sana Aktı!..


--------------------------------------------------------------------------------


Bir masa, bir sandalye…
Sırtı dönük bir adam…
Aramızda…
Gözlerin bana bakıyordu…
Bakamadım…

Hissederdi yüreğim, seninle beraber
Tutuşan bir göldü gönlüm, içimde,
Bir su damlası, sana aktı, kalbimde…
Sonsuza dek yitirilmiş birşeyleri
Bulur gibiydi kalbimdeki çöl
Gözlerin bana baktı…
Ben utandım…..
Yüreğim sana aktı…

Kutup yıldızı olsam
Hiç üşümezdim kuzeyde…
Küçük ayı olsam
Büyük ayıdan korkmazdım gökyüzünde….
Gözlerin bana baktı
Utandım…
Misinanım ucuna bir umut bağlandı…

Ben ayakta, sen ayakta
O sırtı dönük adam yine aramızda…
Düşmanımız zaman,
Çıktım gözlerinin bana baktığı dört duvardan
Arkama bile bakmadan
Seni geride bırakan İstanbul
Düşmanım Korukent’e uzayan yollar……

Misinamın ucuna bağlı umudumu alıp yanıma
Çıktım sen olmadan
Bana bakan gözlerini bırakmadan
Yolu sevgiden geçen birileriyle
Birgün buluşmak umuduyla

--------------------------------------------------------------------------------
 
Vahşet
Canan Mumcu
--------------------------------------------------------------------------------


umutlar yitiyor bir mermenin ucunda
sevdalar gömülüyor toprağın derinliğine
sözler yarım , duygular kayıp
korkular sarmışken köşe başlarını
sessizlik hakim
bilinmezlik yanıbaşımızda
bir melodi hafızalarda
dehşet ve acının söylevi
ağıtlar yakın
gündüzler geceye açık
güneşi kaybettik çoktan
siyah bulutlar bedenlerde gizli
her biri vurguncu
her biri öç peşinde
kan almanın eşiğinde
zevkle bekleyen bir avcı gibi
dudağından akan salyalarla
tüm insanlığın gözü önünde
kahkalar atılacak ölülerin seyrinde
ne için
hiç birşey için
hemde hiç
 
Hoşçakal Sevdiğim

Hani bi şiir yazacaktım sana

Beraber okuyarak girecektik yarınlara

Merhaba diyecektik sabahlara

Ortak bir paydamız olacaktı bu yaşamda

Belki ağlayacaktık

Belki sevinçleri kucaklayacaktık

Bu mahfolan zamanada

Bir biri ardına gelen

Bu duygusal katliamlarda

Bir tek şey eksikti bu şiirde

Bir tek sen eksiktin bu işte

Şimdi sadece yanlızlığın konu oluyor şiirime

Beni böylece bırakıp gittin diye

Bir gecenin ortasında

Sensizliğine itaf olunan bu şiirde

Yarı çıplak düzgün olmayan cümlelerle

Hoşçakal sevdiğim

Hoşçakal hayatımın en anlamlı yükü

Güzellikleri yaşaman dileğiyle

Hoşçakal..........

--------------------------------------------------------------------------------
 
BUZ MAVİSİ

sisleri geçtim, geliyorum
hüznü sil, ebruli günü ağart
yere göğün öpüştüğü
buz mavisine yaz beni

kurusun kirpiğindeki son damla
dinlensin yorgun gözlerin
kış yolları bitti, yönüm sanadır
ucu görünen aydınlık
siliyor dağlarımın karanlığını
yanan yüzüne değen
kuzey serinliğiyim

o uzak gecelerde özlediğin
uzak sesim kapının önünde işte
atılsan var ya, kollarım birden deniz
birden göğsümde çılgın dalgalar
artık seninleyim

ateşlerden atladım, sulardan sektim
savrulan kül söylesin yangınımı
buzullarda uzayan gölgem
sana uzanan elimdi benim

geçmise dönmek yok artık
adlarımızı bile değiştirelim
sevgiyle yoğrulsun sevincimiz
gökkusağıdır önümüzde açılan
hadi, altından geçelim

HÜSEYİN YURTTAŞ
 
Back