• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

nur hayat / Sevdiği Şiirler

nur hayat

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
7 Nisan 2008
524
1
96
Isparta
Duyarsızlığa iszyanım var Arkadaş
Zorluyor vicdanımın sınırlarını, yoksulluk ve duyarsızlıklar,
Ne bir çare var, nede çareyi arayan,
Yüreklerdeyse sesiz bir bekleyiş var,
Dalgalanıyor göklerde, ay yıldızlı bayrağım,
O bile melul melul ve hüzünlü,
Dalgalanışında bile bir başka hüzün var,
Yok olmuş gündüzler, akşamları da aynı,
Mutluluk kalmadı insanlarda, hele de o çocuklar,
Sofralar boş, bomboş kalmış umutlar
Bir bir sarardı yüzlerde bakışlar, döküldü birer birer yapraklar
Hani dört mevsimi yaşardı yurdum,
İnsanlar hep sonbaharı, kışı yaşadılar,
Yürekler katılaşmış, gülmeyi unuttuk,
Hiçbir şeyin tadı bile yok artık,
Çorbasında bırak yağı, tuzunu bile çaldılar
Hani üç öğün yemeği?.. bir öğüne bile muhtaç kaldılar,
Hadi söyleyin, dediklerim doğrumu yoksa yalanmı,
Yoksa bir politikacı edasıyla mı konuşuyorum,
Yoksa bir ideoloji mi satıyorum ben,
Yoksa yaptığım siyasetmi, adını siz koyun,
Utanmayın, çalmaya devam edin yalan sazınzı,
Daha ne kadar inleyecek bu millet, bu vatan
Nerede sosyal demokratlar, nerede sağcısı, Nerede solcular.
Nerede muhafazakarlar, nerede milliyetçi diye geçinen
O yobazlar, o riyakarlar
Siz mi yalan söylediniz, yoksa yalancı olan dilleriniz mi
Bu mu benim ülkem, bu mu vatanım
Sancı çeker olmuş toprağım, yerindeyse rahat değil şehit yatanım
Ne sevgi kaldı nede aşk, denizleri doldurur olmuş riyakarlık seli
Hey gidi Mustafa Kemal, sen gittin gideli hala perişan bu millet
Düzelmedi halli, gülmedi yüzü, ne kudreti kaldı, nede dayanacak taakat
Ah bir ayıltıla bilse, o damarlardaki sarhoş kanı
Namerde muhtaç olma dedin, koyma yurduna düşman,
Biz dışarıda beklerken, içerden yıktılar menfaat ve ihtiras düşmanları
Hani yeni bir dünya kurulsa, kim yürütecek bu gemiyi,
Kim yönetecek senin gibi bu ülkeyi kim
Yuvalar mutsuz, insanı mutsuz, mevsimler mutsuz
Yazan Şebap mutsuz okuyanı mutsuz
Boyun bükmüş ağaçlar, her köşesine örmüş örümcek, ağını
Sesiz kaldıkça bu millet, bitmez bu eziyet ve zulüm,
Köstebeklerse yine üreyecek, kervanını yürütecek bir bir
 
Güvenme sahte, yüzlere
Ardından gelen gülücüklere
kanma sakın o yamalı, sözlere
İnsanım diye ,gezenlere


Bak şu felegin ,işine
öyle kolaymı, git işine
Seviyorum diyipte
Yine düştünmü ,peşime


Hani terkeden sendin
Alışırsın demiştin
Biri gelir biri, gider demiştin
Ağlama gülersin, demiştin


Hani ne oldu
Yine pes eden, sen oldun
Yıllarca avuuttun
Kendini böylece


Hakettigin ,yere geldin işte
Düşün artık kendince
Sonunu bulamazsın ,bence
Pişmanım desende


Acımam zalim ,kaderine
Dünyaları versende
Bittin sen bende
Sanma her, istediğin olacak
Bir gün zalim kurşun, senide vuracak,,,,,,,,,,,,
 
imkansız bir aşktı yasadıgımız
bir gun bıtecektı bılıyorduk
vaz gecemedıgımız degerler vardı ıkımızınde
ama bıle bıle sonumuzu
bu karanlak sokakta yürüdük el ele
korkmuyorduk hıc bırseyden
canımız mı umurumuzda degıldı
yeterkı sen benım ben senın olsaydım
böle böle yasattık bu yasak askı
herkezden sakldık adımızı
belkı haykıramadık herkeze ama
ama kalbımızdedı ya sevgımız gözlerımızdedı ya
anlatmaya gerek yoktu kımseye
sımdı senden ayrı 5 sene oldu
gecen gun gordum güzel gözlüm seni
hala aynıydı bakışların
ama ama sankı huzun vardı kalbınde
sankı ters gıden bırseyler vardı hayatında
örenmısıtım kızın varmıs bırtane
eşini çok seviyormuşsun
beni gittim gun unutmuşsun
ne deyım güzel gözlum
hersey gönlunce olsun
 
--------------------------------------------------------------------------------

Bir Bulut Gibi Anne Ağlaya Ağlaya

Bir bulut gibi anne ağlaya ağlaya gidiyorum
Bir su gibi anne buharlaşa buharlaşa kayboluyorum
Seni bir çocuğun oyuncağını sevdiği gibi seviyorum
Aşklar hepsi yalanmış anladım
İşte gidiyorum anne
Kavgaların ortasında arama artık beni
Kim bilir belki bir sahil kenarında bulursun cesedimi
Bir ağacın yaprağı gibi anne döküle döküle gidiyorum
Bir ceylanın avcıdan kaçtığı gibi kaçıyorum
Bir ormanın sessizliği gibi anne sessizce gidiyorum
Peşinde koşturduğum topum,cizdiğim resimlerim
Okuduğum romanların üstünde yattığım ranzam
Hatıram olsun sana anne...
Seni bir öğrencinin kitabını okuduğu gibi okuyorum anne
Kaybolan benim anne kaybeden sen
Oysa koklaşa koklaşa ayrılmak isterdim senden
Usulca anne usulca
Şarkımı söyleye söyleye gidiyorum anne
Seni bir gülün toprağı sevdiği kadar seviyorum
İşte gidiyorum anne
Sana şarkılar söyleyemiyeceğim artık
Seni bir şairin şiiri sevdiği kadar seviyorum anne
Bir ceset gibi anne toprağa gire gire gidiyorum
Ve seni bir dağın yanlızlığı sevdiği gibi seviyorum

Muhsin Tunç
 
--------------------------------------------------------------------------------

Unutmak Kolay


Unutmak kolay diyordun ya
Kolaymış meğer
Unuttum adını,her kelimesini unuttum
Dalga dalga savrulan saçlarını unuttum
Kömür karası yaşlı gözlerini unuttum ben

Unutmak kolay diyordun ya
Kolaymış meğer
Yağmur altında gezdiğimiz sahilleri unuttum ben
Bana ilk seni seviyorum dediğin
O çay bahçesini unuttum ben

Unutmak kolay diyordun ya
Kolaymış meğer
Elini ilk tuttuğumda
Yüzündeki o masumluğu unuttum ben
Sarıldığımda ise
Başımı döndüren gül kokulu,kokunu unuttum ben

Unutmak kolaymış be bitanem
O yüzündeki gülüş,içindeki sıcaklık
Seni özlüyorum dediğinde
Gözünden akan iki damla yaş
Ve seni öptüğümde içinde kaybolduğum yıldızlar

Bütün bunları unutmak
O kadar kolaymış ki bi tanem
O kadar kolaymış ki
hepsini unuttum

--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------



nur hayat
Üyelere Açık Profil Bilgileri
nur hayat - Özel Mesaj gönder
nur hayat´ait bütün Mesajları arattır
Add nur hayat to Your Contacts
View Blog

#12 06-05-2008, 08:29
nur hayat
Nergis

Meslek: ---Çalışmıyorum
Medeni durumunuz: Evli
Eğitim Durumunuz: Lise
Yaşadığınız Yer: Isparta
Kan Grubunuz: A Rh+


Üyelik Tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 360
Ruh Halim:
Blog Yazıları: 9
Teşekkür Et: 75
47 yazı için 61 kez teşekkür edilmiş
Puanı: 1




--------------------------------------------------------------------------------

Beni Tanımadın mı Anne

Koynundan alıp uzak kentlere,
Sürgün ettiler Anne..
Aldılar benden sıcaklığını,
İçime bir buz kütlesi koydular anne…

Çalıp şefkatini üzerimden,
Yüreğimde derin izler bıraktılar Anne
Duvarları üstüme,
Kapıları yüzüme örttüler Anne,

Sardığın kundakta bıraktılar son kimliğimi
Çocukluğumu benden çaldılar Anne
Kelepçelerin pasında kaybettim benliğimi
Çırılçıplak,yalınayak,aç ,sersefil
Zifiri karanlık gecelerde,
İçimi çok acıttılar ..…

Ağlayışlarımı duymadın mı Anne?
Seni yazdım her beyaz çizgide…
Dizlerine yatıp, konuştum saatlerce seninle
Yoksa beni hissetmedin mi Anne?

Zaman karanlık bir ay çalıyor duvarlarıma
Gölgeler siyah beyaz çiziyor suretini
Yüzünü hatırlayamıyorum Anne
Beynimin içinde el olsan da uzaktan,
Kalbim anne diye feryat ediyor yeniden
Bana masal anlatsana Anne…..

Bu hayatta en çok seni sevdim… bilmiyorsun
Doyamasam da kokuna, hücrelerime işledin
Dokunamasam da …benim en kutsalımdın…
ve seni öyle özledim ki Anne…….bilemezsin.

isyankar değilim ……….yıllara hesap soramam
günahkar hiç değilim…..kadere cevap veremem
karnında taşıdığın günlerin hatırı var.,inkar edemem
Bağışla beni güzel Annem….

İşte karşındayım yılların hesap sancısıyla
Sevgisiz büyümüşlüğüm,öksüzlüğüm üzerimde
Şefkatin olmasa da,merhamet niyetine
Ellerin dolaşsın başımda saatlerce
Bedenime sıcaklığın girsin….
Artık kucakla beni güzel Anne…

Şaşırdın ……Suskunluğun lal oldu dilinde
Soğuktun…..Kolların dal oldu bedeninde
Üşüdüm……Yüzün donuk bir ay çizdi yüreğimde
Yoksa ……. Beni tanımadın mı Anne?

Faik

--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------



nur hayat
Üyelere Açık Profil Bilgileri
nur hayat - Özel Mesaj gönder
nur hayat´ait bütün Mesajları arattır
Add nur hayat to Your Contacts
View Blog

#13 06-05-2008, 08:38
nur hayat
Nergis

Meslek: ---Çalışmıyorum
Medeni durumunuz: Evli
Eğitim Durumunuz: Lise
Yaşadığınız Yer: Isparta
Kan Grubunuz: A Rh+


Üyelik Tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 360
Ruh Halim:
Blog Yazıları: 9
Teşekkür Et: 75
47 yazı için 61 kez teşekkür edilmiş
Puanı: 1




--------------------------------------------------------------------------------

Kara Benizli Geceler

Yıldızlara uzanmak nasıl imkansızsa

Sana da ulaşmak o kadar zormuş

Demek ki

Boşuna o yolları aşıp gelmişim

Öz yurdumu bıraktım ben senin için

Dünyanın bütün güzelliklerinden vazgeçtim

Ben senin uğruna

En güzel şeyimi verdim sana

Gençliğimi hediye ettim

Deli dolu duygularımı uğrunda harcadım

Gözyaşlarımı sana döktüm

Gözlerime deli bir boşluk yerleştirdim

Senin için

Deli gibi dolandım durdum

Kara benizli gecelerde

Sevdasızlığın sokaklarında

Oysa

Sana ulaşmak güneşi tutmak kadar imkansızmış

Yedirenkli çiçek gibi masalmış

Ölümden kurtulmak gibi bir şeymiş

Ömer Ilgaz

--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------



nur hayat
Üyelere Açık Profil Bilgileri
nur hayat - Özel Mesaj gönder
nur hayat´ait bütün Mesajları arattır
Add nur hayat to Your Contacts
View Blog

#14 06-05-2008, 08:51
nur hayat
Nergis

Meslek: ---Çalışmıyorum
Medeni durumunuz: Evli
Eğitim Durumunuz: Lise
Yaşadığınız Yer: Isparta
Kan Grubunuz: A Rh+


Üyelik Tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 360
Ruh Halim:
Blog Yazıları: 9
Teşekkür Et: 75
47 yazı için 61 kez teşekkür edilmiş
Puanı: 1




--------------------------------------------------------------------------------

Gitme Diyemedim,,

küstüm artık denize doğaya
şarkılara,,
seni hatırlatan herşeye küstüm
şiirler yazmıyorum artık,
gözlerinin güzelliğine
şarkılar dinlemiyorum artık
seni bana hatırlatan,
sevgi üstüne yazılan şiirler okumuyorum
gitmiyorum artık sahile,,
seni bana hatırlatır diye,,
artık çiçeklerde açmıyor
anladılar onlarda senin,,sevgiye ihanetini
ne zaman yağmur yağsa
sen gelirsin aklıma,
ansızın gidişin gelir,,
her bir damla sel olur,yağmurla beraber ağlıyasım gelir
gitme diyemedim sana hiç,,,
gözlerim yeşil gözlerinde kaldı
okyanusları aşıp kollarına gelmek var yüreğimde
dudaklarında ıslanan türkülerle sevdim seni
sonra
sevgilerin ne kadar sahte olduğu geçti aklımdan
ulaşamadıkça
yürek sızımdın,imkansızımdın
ben işte bu yürek sızımı sevdim
bir duvar hayal ettim
ne kadar kimsesiz,terkedilmiş acı varsa
gelip yaslansın diye
yetmedi duvar,kısa geldi
meğer
geride unutulmuş,terkedilmiş ne çok ağrı hüzün varmış,,
taşıyamıyan bırakıp gitmiş
bırakıp gitmiş
her sevdaların yarım yamalak bitiyorsa
geride sadece gözyaşlarınla kalıyorsan,
çaresizce
isyanların,gözyaşların hep içinde kalıyorsa
atma bir adım daha,,
bu rotasını kaybetmiş aşklara,sevgilere
paylaş acılarını mutlaka bir dostunla,arkadaşınla
oda yoksa,aynalarla konuş
ama asla gömme yüreğine,
benden kalan
tüm acıları,sitemleri,üzüntüleri
gönder bulutlara gitsin
sanki benim hiç senim olmamış gibi
o hoyrat şarkıyı beraber mırıldanmış
ve sonra yarım bırakmışız gibi
yaşanmışlığına yitikliğime hiç aldırmadan
sadece gülümse bana o yeter can,,,,,

Ramazan Gökçe
 
ya sen gel yada ben geleyim

--------------------------------------------------------------------------------

Ya Sen Gel Artık Ya da Ben Geleyim

I

Sana bir merhaba kadar yakın olsaydım
Ellerinde ki çizgilere bir çizgi atsaydım
Azrail tanır beni sevdamı anlatsaydım
Ölüm ensemizde ama
Son kez o gül yüzüne baksaydım
...

Hey benim sevdasıyla mecnun olduğum!
Alaşağı bütün duygular,
Hasretinse içimde bir kor durmadan yanar
Şimdi ellerinin arasına alma başını
Yolma o dalgalı saçlarını boşuna
Özlemimsin en az ölüm kadar
Ve ben gelirsem bebeğim birgün
Kıyamet kopar.
...

Hasretin öyle büyük bir tufanki
Nuhu utandırır görseydi
Mecnun Aşk'ı yaşamadığı için düşerdi çöllere
Kerem ateşin yakışını,
Ferhat dağların yüceliğini anlardı
Görebilseydi sana olan özlemimi.
...

Yanıyor şimdi içimde birşeyler
Haykırsam duyarsın belki
Bu akşam kendimden de öteyim
Kendimden de yalnızım bu akşam
Daha sigaraya elimi sürmedim nedense
Dudaklarım yeterince ihanet etti zaten dudaklarına
Gözlerinden dökülen her damla yaşa kurban benim ömrüm
Bir hoyrat sevda yaşıyor şu benim deli ömrüm
Bak tek bir kelime çıkmıyor şimdi.
...

Dakikalardır sana yazmak için bekliyorum süresini unuttum
Zaman mı ''kalleş nikof'' tutuyor üzerimize?
Yoksa kalleşlik mi nikotin kokuyor hücrelerimde?
Faili meçhulüyüm bu sevdanın
Vuranı biliyorum
Söylemekten korktuğum
Çığlığımsa yedi düvelden duyuluyor
Deccala inat korkusuz yaşıyorum sevdanı
Allahım şahit, kör olsun gözlerim yalanım varsa
Bir nebze korkum varsa seninle olmaktan
Ey benim gözlerine ömrümü feda ettiğim!
Ey saçlarında bir ömrün bütün şifrelerini gizlediğim!
Yok, yok dediğin gib bu böyle olmayacak,
Ya sen gel yanıma yada ben geleyim
Islak taş kaldırımlarda bıraktığın silüetine bakayım
Haydarpaşadan kalkar bu tren
Yolcusu benim belki biletsiz bir kaçak
Yada Horasanda vagonlara sızmış bir deli
Sen neredesin bilmiyorum?
Ne yapıyorsun bi haberim şimdi?
Ben belki balıklı göldeyim
Belki Ağrı Dağı eteklerinde ağıtlar yakıyorum sevdana
...

Ya sen tez zamanda gel yada ben geleyim artık olmayacak böyle
Bak ağlamaklı gözlerimde, gene sen varsın
Bir sen göreceksin yüreğimde
Sana feryat eden ''bir garip adam'ı''
Gözlerim kan çanağı, gözlerim dermansız dert küpü
Kurudu bak göz pınarlarım
Kaynağı kesildi artık
Gel bir kezde sevinçten ağlat beni...
Yok, yok ben artık teybeter bir sevda yaşıyorum nafile
Ne yapsanda boşa, ızdırabın büyük, kurban olduğum
Ben artık öğleden sonraları bir çay sohbeti istiyorum
İki şekerli ince belli bardakta
Ellerin saçlarımın arsında
Gözlerin gözlerimin merkezinde
İki şekerli, demli, senin kadar güzel bir çay
Sahil yolunda denize karşı martıların arasında
Biraz yağmurlu bir sonbahar öğleden sonrası.
...

Ben sevdanı namusum bildim kurban olduğum,
Bu, artık senin yaşadığın son demleri zamanın, bensiz.
Boğazımda bir ilmek var benim, sensiz bir başıma nefesssiz
Hoyrat sevdanın arşa vursada yaşanmışlıkları
Ben daha doyamadım senin yüce sevdana
Al beni tut ellerimden titriyor her yanım
Ağlamaksa gözlerimde yaş bile bırakmadım
Ölmekse tek bir yaşam belirtim kalmadı artık,
Sevdim seni delicesine
Ölürcesine, bir ömür adadım bir bakışına feda ettim ömrümü
Volkan patlıyor içerimde
Bir depreminden arta kalan enkazınım
Haydi olmuyor bak
Ya sen gel artık yada ben geleyim
...

Ya tut ellerimden sımsıkı yada...
Sana adanmış bir ömrün
Sana verilmiş bir sevdanın
Bir bakışınla
Bir gülüşünle
Sahibi ol artık
Ya sen gel yada ben geleyim
Böyle uzak olmuyor artık...

II

Kaç gecedir aynı oluyor
Bir başka çöküyor üzerime yokluğun
Sigaranın biri sönmeden diğeri yanıyor
Küle dönüyor beş dakika önce yaktığım sigara
Ben Kerem oldum hasretinde
Yangın oldum gülüm
Yangının ta kendisiyim ateş neylesin...

Bir yol var hergün gittiğin
Sana on dakika
Bana onlarca saat uzak
Yok, yok böyle olmayacak
Artık en iyisi bir an önce;
O deniz dalgası saçlarından öpmek,
Yada her gece yokluğunu her gece srmaktan vazgeçmek gerek
Böyle olmayacak ya sen gel yada ben geleyim...
 
--------------------------------------------------------------------------------

SEN SEN SEN



Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,

Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.

Hiç kimse aramasa sormasa beni

Sen gelsen yeter..



Huzur ellerinin güzelliğidir.

Gözlerin karşımda mutluluk denizi.

Her sabah soframızda ekmeğimizi

Sen bölsen yeter..



Yüreğim seninle yaylalar kadar serin

Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam

Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam

Sen dolsan yeter..



Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.

Bende sabır sende naz..

Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz

Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..



Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,

Sende karar kıldığını...

Ve içimin şerha şerha yarıldığını,

Sen bilsen yeter..



Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..

Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..

Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,

Eğilsen yeter...........



YAVUZ BÜLENT BAKİLER
 
şehidim Anne

--------------------------------------------------------------------------------

ŞEHİDİM ANNEM
Davullarla, zurnalarla uğurladın beni Asker Ocağına, elimde bir valiz, bir de ceketim vardı.
Kalın kazaklarımı koymuştun; oğlum oralar soğuk olur, üşütme diye.
Ana kucağı derler Asker Ocağına. Gerçekten öyleymiş. Üşümüyorum annem.
Demiştin ya kendine iyi bak oğlum diye, babama da söyle; insan tek kalınca üzülür, içlenirmiş
Biz burada binleriz, on binleriz annem. Hepimiz ana baba çocuğu, Askeriz, MEHMETCİĞİZ annem…
Dağlarımızı saran çakallardan temizlemeğe çalışıyoruz annem,
Yıllarca Kardeş bildiklerimizde, belki aynı fırından ekmek yediğimizden,
Aynı vatanın havasını yıllar yılı soluduğumuzdan,
Şimdi nifak tohumları ekenlerin hizmetinde olanlardan,
Biz dimdik ayakta, çakı gibi askeriz. NEFERİZ ANNEM…
Az kaldı annem.30 gün… Sonra hep birlikte olacağız. Vatan borcumu bitirip sizlere kavuşacağım.
Annem, benim pamuk annem babama söyle kurbanımı, aslan oğlunun koçunu unutmasın…
Buralarda düşman uyumuyor annem. Gecemiz gündüzümüz kalmadı, Sakın, sakın şikayet ettim zannetme...
Biraz önce postallarımı boyadım, silahımı temizledim.
Vatan toprağında, Şırnak’ ta Nöbetteyim, beklemedeyim, sınırdayım annem…
Birkaç gündür yoğunlaştı it sürülerinin saldırıları annem,
Ama sen üzülme, ağlama annem, beni bugünler için yetiştirmedin mi?
Hani çok sevdiğim siyah montum vardı ya; sakın kimse giymesin diye tembihlediğim.
Kardeşim, Ahmetim çok severdi, bırak giyinsin… kader bu belki döner, belki hiç dönemem..
Yirmi kişiyle uğurladığın, hasretiyle yandığın, ASKER oğlunu belki binlerle karşılayacaksın Annem…
Haziran 1995 gece yarısı, saldırıya uğradım, Kurşun yedim, Ölmedim annem.
Parola VATAN, İşareti NAMUSTUR derdin. Namusum uğruna can verdim annem.
Bana verdiğin tertemiz, helal sütüne layık olmaya çalıştım, düşmana, kalleşe yol vermedim
Ben ölmedim annem. Metinler, Mehmetler, Ahmetler Süleymanlar, Yunuslar, Yusuflar…
Kısaca MEHMETCİKLER ölmez. Hakkını helal et benim canım annem…
Annem; YARİME söyle beni beklemesin, karalar bağlamasın beyaz duvak yerine,
Bana kısmet değilmiş onunla bir yuva kurup, aynı yastığa baş koymak, çocuklarımızı büyütmek…
Annem söyle ona; dünyada istediğim tek şey; işten geldiğim zaman evimin kapısını onun açmasıydı...
Söyle ki; ondan ve hayallerimden ayrılmama sebep olanlar, Mardin’de, Şırnak’ta ve Ankara’dalar…
Benim milletimi temsil ediyorlar mecliste. Çakallar düz ovaya indiler, siyaset yapıyorlar annem…
Biz askerlikten kaçmadık, Kantinde askerlik yapmadık,
Düzmece rapor alıp, askerlikten de muafta tutulmadık.
Biz, Biz hiçbir zaman YAN GELİP Yatmadık, KELLE olmadık, ŞEHİT olduk annem...
Al Bayraklara sarılı, küçük bedenlerimizle dev olduk, geçit vermedik.
Biz Vurulduk ama BİTMEDİK annem…
Bayramlarda elini öpmeğe gelemiyorum, Üzülme Annem, ama sen sakın beni ziyaretsiz bırakma,
Biliyorsun ŞEHİTLER; Şehit olunca değil, UNUTULUNCA ÖLÜRMÜŞ, sen sakın beni unutma!!!
Başını dik tut, Onurlu, gururlu ol, sen ŞEHİT annesisin… Ağlayıp, kalleşleri sevindirme…
Üzülme, ben hep sizinleyim; otobüste, dolmuşta, evde ve dükkânda… Kısaca Yüreğinizdeyim…
Bekleme beni güzel annem… sizlere hem çok yakın hem de çok uzaklardayım…
Dönemem, gelemem, sizleri bir daha göremem annem… Sana sarılıp artık öpemem.
Hakkını helal et annem. Sen de; vatan toprağım, güzel insanlarım…
Dedim ya; Ben ŞEHİDİM, Bingöl Dağlarında, Gabar’da, Şırnak’ ta, Nusaybin’de, Van’da,
Vatanın her karışındayım. Artık Tüm Türkiye’nin Şehidiyim…Görevimi tamamladım annem…
Evim, artık EDİRNEKAPI şehitliği… Mermerden Mezar taşım. Başucumda iki resim; biri Ay yıldızlı bayrağım, diğeri benim resmim.
Üstünde al al açan çiçeklerim. Toprağa düştüm Çiçek oldum… Çiçeklerimi soldurma annem…

--------------------------------------------------------------------------------
 
Affet Beni şehidim

--------------------------------------------------------------------------------

Felek sana yazdı yazgı Şırnak ilinden
Kına yakıp ayrıldın o gün gülünden
Hakkın helal et anne dedin öptün elinden
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Senin gibi bu vatanda çok şehit oldu
Nice Mehmetlerim gariban kaldı
Şeyda bülbül gülünde siz vatan yolunda
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Canım şehidim üsteğmen Cengiz Çırak
Binbaşın başını okşadı Tendürekte yoktu tarak
Vatan soyulmuş para yoktu çelik yelek alak
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Mazereti olmaz arkadaş bu büyük hesap
Gazte üzerinde yazar yüz milyara içildi şarap
Çelik yeleğe para yok şehidim olmuş harap
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Tendürek dağında Cenneti gezer
Silah arkadaşları ibretle bu hali süzer
Binbaşı beş eksikle iştima yazar
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Şehidim çok duygulandım seni görmeden
Hasret kaldı yavruların murat almadan
Bu millet asildir sana dua okur durmadan
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Cengizim arkadaşların geldi sana imdada
Şehit oldu hepisi kalmadı birtek seda
ŞEHİTLER ÖLMEZ Bilirsin buyurdu HZ HÜDA
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

Ömerim çok üzüldüm yüreğim parepare
Sen şehit olunca şampanya döndü nara
O hainlerle beraber yüzler oldu kapkara
Affet beni şehidim...
Acıklı hicretinle yaktın beni ŞEHİDİM

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Annesinden Mehmetçiğe Mektup...

Ah oğlum…
Ah karagözlüm…
Aldım mektubunu bugün!
Tabutunla beraber getirdiler,
Dediler;
“Anne Başın Sağ Olsun…”

Başım sağ olacağına,
Geleydi kara topraklara da;
Sen sağ olsaydın…
Ah oğlum;
Selvi boylu kara yiğidim…
Sen söz vermedin mi bana
Ellerimi öpüp giderken:
“Söz… Döneceğim anne,
Merak etme! ” diye…
Biliyor musun?
İlk kez sözünü tutmadın…

Oğul…
Ben seni al kınalar yakıp ellerine,
Göndermedim mi askere?
Sen şimdi niye
Kendi kanını kına yapıp göğsüne
Döndün evine;
Beş metre beze sarınıp,
Sonsuzluk teknesi bir tabut içinde…

Ah Oğul…
Yaktın bizi…
Yaktılar bizi…
Baban bugün hastanede!
Tabutunu taşıdı belki elleri
Ama gidişini taşıyamadı kalbi…
Ve benim de seni ısıtan bağrım
Buz kesiyor şimdi…

Sen de bizi bekle oğul;
Bizim seni beklediğimiz gibi…
Emin ol…
Çok bekletmeyiz seni,
Biz de bu acıya çok dayanamaz
İçeriz senin gibi sonsuzluk şerbetini…

Ey karagözlüm,
Dünüm, bugünüm, yarınım;
Canım Oğlum…
Ya Ayşe’n ne olacak şimdi?
Belki de o bekledi
Bizden daha fazla hasretle seni…
Her sözünde sen vardı,
Her sözünde sana olan sevdası…
Her iki sözünden birisi,
Senli yarınlarıydı.
Biliyor musun oğul?
Çeyizini bile tastamam hazırlamıştı…
Sadece gelişini bekliyordu;
Gelip boynuna sımsıkı sarılacağın
Ve bir ömür bırakmayacağın günü…
Olmadı oğul…
Bırakmadılar seni bize…
Şu küçücük Dünya’mızdan
Ne istediler bilmiyorum?

Canımın parçası,
Beyazlara sarınıp giden oğul…
Dudaklarının nemi hâlâ ellerimde,
Saçlarının mis kokusu burnumda…
Oğul… Oğlum… Mehmet’im…
Biz üç kişi de sanma ki
Yaşıyoruz artık bu Dünya’da;
Sadece nefes alıp,
Gelişini beklerken yaptığımız gibi
Çizik atıp takvim yaprağına;
Bizim sana geleceğimiz günleri
Eksiltiyoruz hayatımızda…

Şimdi sana “Elveda” demiyorum oğul…
Biliyorum ki;
Biz ayrılmadık…
Sadece yine birbirimize kavuşacağımız günü bekliyoruz…
Bu yüzden arkandan yazdığım bu mektuba,
Alışık olduğun şekilde son noktayı koyuyorum:

“O kara gözlerinden hasretle öpüyorum…”

Annen…

Serhan Yigen
 
--------------------------------------------------------------------------------

Anne
Bu akşam duygu seline kapıldım.
Sana götürüyor beni.
Sanki her şey benim düşmanım.
Çok özledim seni görmeyeli.
--------------------------------------------------------------------------------

Baba

Kanından kan verdin,var ettin beni,
Aldın kollarına kucağına, sarıldın baba
Rızık temin ettin zorlukla yıllarca bana,
Alın teri döktün gurbetlerde yoruldun baba..

Ninniler söylerdi annem,gözün önünde,
Türküler tuttururdun sende büyüyüm diye,
Tutup ellerimden gezdirdin yürüsün diye,
Bana destek oldun yıllarca dal oldun baba..

Nasihat eyledin hayatı tanımam için,
Çalıştın çabaladın giyinmem için,
Sofrada sıcak çorbalar yedirmek için,
Yedi diyar gezdin didindin çalıştın baba.

Ayakkabım eskimeden yenisini alırdın,
Okul çantamı bile ellerinle kendin yapardın,
Yüzüme tebessümle,şefkat ile durup bakardın,
Yüreğin yufkaydı,başımı hep okşadın baba..

Minicik bir yavruydum,ben hep yanında,
Değişmiyordu düşüncen olsam da elli yaşında,
Hayatla savaşı sen öğrettin bana, yanı başında,
Tüm zorluklara karşı korudun,beni sen baba.

Su içtim elinden,yemek yedim büyüdüm,
Merhameti,iyiliği,sevgiyi senden öğrendim,
Her dara düşüşte arkamda babam var dedim,
Adın daima dilimde adın,var oldu baba.

Yalanı sevmezdin,olurdun doğrudan yana,
Kötü şeyleri görünce lanet okur idin şeytana,
Yanlışlık yapmadın kötü örnek olmadın bana
Hayatın doğrularını senden öğrendim baba.

Biz büyüdük sen yaşlandın,ihtiyarladın,
Kabe yollarına gittin MUHAMMED'İ aradın,
Kabe ellerinde bizlere de dua eyledin,
Duanla yaşadık varolduk,sayende baba.

Gün geldi,vakit tamam oldu,eyledin vefat,
Senin için bitmişti belki dünyada hayat,
Kaprislerin olduysa bile asmadım surat,
Seni unutmayacak yüreğim,elbette baba.

Cenazen beklerken o musalla taşında,
Namazın kılındı,tekbirler getirildi yollarda,
Üç kardeştik ağladık,mezarının başında,
Gönlümüze gömdük seni,inan ki baba….

--------------------------------------------------------------------------------



Sen benim mutluluğum, sabrım
Sen hiç unutamadığım.
Sen anne
Benim her an ağladığım
Dünyadaki tek varlığım.

Unutamam hiç senli günleri.
O şefkat dolu gözleri
Oğlum deyişini
Candan sevişini
Çok özledim anne
Mor gülleri.

Hani yanındaydım bir zamanlar
Halimi ancak Rabbim anlar
Anlatamam anne
Sensizliği anlatamam.
Sensiz olduğum anlar
Sensiz bağrım yanar.

Bir kavuşsam sana
Bir desem ana
Ana canım ana
Sarılsam boynuna
En büyük mutluluk
İşte budur bana.
 
--------------------------------------------------------------------------------

Hasret

HASRET
Anacığım, babacığım
Diyar gurbet ellerde
Dasret feryadımı duyuyor musunuz?
Ana, baba
Bacı, kardeş
Hasreti nedir?
Biliyor musunuz?
Gördüğünüz askere
Kıymetsiz oğlunuzu
Soruyor musunuz?
Karanlık gecelerde
Özleminizle hasretinizle
Ağlarken hıçkırıklarımı
Duyuyor musunuz
 
--------------------------------------------------------------------------------

Senin Yokluğun Ne Hicrandır Bilsen!


Yalnızdım sakince adımlıyordum öylesine
Ayaklarımın, götüreceğini bilmediğim yere
Hasretiyle, halimi demlediğim bir güzelliğe
Senden kalan son izleri bulacağım ümidiyle

O an çay yudumluyorduk senin güzelliğinde
Telaş içinde dönünce çay döküldü üzerime
Fark ettiğin an gayretin artıyordu her zaman
Yanakların kızarmıştı gözlerin şakın bakmıştı

Ne kadar çaba göstersem hiç ikna olmuyordun
Belki utanıyordun fakat halimde çok üzüyordun
Dökülse ne olacak nihayetinde suyla yıkanacak
Sende arta kalan zaman her zaman koklanacak

Bak şimdilerde sen yoksun, kokun hiç gelmiyor
Muhabbet ikliminde alınan o nefesler haz veriyor
Sensiz ne bahar, ne hazan gönle sürur vermiyor
Bade içilmiyor, yürek sızlıyor şarkılar eşlik ediyor

Rüzgâr hıçkırıyor dalgalar mahzunca sesini arıyor
Kuşlar yalnızlığımı devran ederek aşiyanı özlüyor
Yalçın kayalar kuş bakışlarıyla sineye sabır diliyor
Halde bir takat kalmıyor, hicran her yanımı sarıyor

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Gittin Gideli

Gittin gideli gün ışımadı bu şehirde
Geceler hiç bitmez oldu, gündüzler hapiste
En son bıraktığın yerdeyim bir heykel misali
Taşlaşmış bedenim hala sıcak geleceğinden ümitli

Gittin gideli içten içe ağlar bu şehir
Geceler hiç bitmez oldu, günlerim zehir
Yağmur çiseler ince ince ruhuma
Her damlasında seni ararım sonucu olsa da muamma

Gittin gideli küskün her şey bu şehirde
Geceler hiç bitmez oldu, gün beklemek beyhude
Üşüyorum, güneşe muhtaç bedenim isyanda
Tek umut nöbete durmuş sokak lambalarında

Gittin gideli sensizliğe alıştı zahir bu şehir
Geceler hiç bitmez oldu, bu karanlık yalnız bendedir
Usandım gün yüzü görmeyen benliğimden
Çık gel artık senle can bulur bu beden

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Kolay Mı Sandın

Kolay mı Sandın

Acıya katlanmak kolay mı sandın

Her anımda bilsen ismini andım

İçimde kor ateş yandım da yandım

Bunca yıl hasrete nasıl dayandım



Yandı bağrım bilsen kor ateş gibi

Susamışım sana kerbela gibi

Otuz yıl değilmiş sanki dün gibi

Ölseydim aşkınla öldüğün gibi



Kavuşmak yakındır biliyor musun

Sevgilin geliyor bekliyor musun

Bilmem ki sen hala seviyor musun

Ben daha dün gibi çok seviyorum

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Küskünüm Bu Şehre

Sensiz yürüdüğüm bu caddeler sokaklarda
Bahar gelmiş güneş açmış bana hiç fark etmez
Attığım her adım sanki beni kırbaçlar da
Gül yüzün hayalimden aklımdan hiç gitmez

Hani bir zaman seninle vazgeçilmezdiler
Yaşadığım bu şehir anılar ve insanlar
Şimdi nedendir bu kadar çok beni ezdiler
İçimi kemiren geçmişle hesaplaşmalar

Nereye gitsem mutsuz girerim o kapıdan
Sanki ben sığıntı sahipsiz kalmış biriyim
Ne bir eşyam var bana ait nede bir odam
Kalıbım girse de ruhum sığmıyor neyleyim

Hiç bu kadar erimedi yanmamıştı gönlüm
Gözlerimden akmamıştı damla damla yaşlar
Seni kaybettikten sonra anladım be gülüm
Özlem ve acılarla başlarmış ölmez aşklar

Hasret ateşi bir an olsun sönmez içimde
Sensiz geçmez oldu ne sabahım ne akşamlar
Ayrılık acısı hiç dinmedi yüreğimde
Gül yüzüne hasret yine bu öksüz bakışlar.

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Yağmur Damlası

Bir yağmur damlası olsam...
İnsem kavrulmuş her sineye...
Çatlamış gönüllere hayat versem...
Savrulup rüzgarın önüsıra;
Kor yangınları söndürsem...
Cana can katsam çöl ortasında...
Cana can katsam hayal deryasında...
Sevinç olsam,neşe olsam...
Sevgili ardından dökülen,gözyaşlarına karışsam...
Temizlesem tüm yalanları...
Temizlesem tüm günahları...
Birden; birken bin olsam...
Ve çağlasam çağlar boyu...
Huzurla dolsam O na çarpan yüreklere...
O nu hatırlatsam her rahmette...
Bir yağmur damlası olsam...
Katık olsam helal lokmalara...
Kutlu günlere kadar hazmedilsem...
Ve dolup taşsam şah damarlarına...
Gerçek berraklığa ulaşsam...
Yarime kavuşsam...
 
--------------------------------------------------------------------------------

Sen Olsaydin (tutku)

Sen olsaydın hangi derdi şah ederdim şu bağrımda,
Hangi şeyi de terk edipte gitmezdim ki ardımda,
Seninle gülmeyi de hani desinler ta yıldızda,
Kim demiş hiç gelmezdim kaybolurda sonsuzda.

Ve gittiğin gün ve anılar dün gibi hep aklımda,
Sonsuza dek kaybettiğim bu aşk bir hal ki koynumda,
Senle ölmeyi de verseler en çetin en zorlukta,
Kim demiş hiç gelmezdim yalınayak sökük tırnakta.

Sen olsaydın nasıl gülmezdim aldığım her solukta,
Coşardı seller gibi yüreğim her sevinç ta ayyukta,
Seni görmekse olsun da an en kısa düş uykuda,
Kim demiş hiç gelmezdim bir umut ver bin bir zorlukta.

Ve yokluğun ölüm ve hasretin zulüm şu bağrımda,
Bir kırık kalp bir yığın acı bırak da git ardında,
Bir seni anlamadım bir Azrail i ne kılıkta,
Belki de hiç gelmezdim sensiz ölümse var buyrukta.

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Anneme Mektup

Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim
 
kelepçelenmişim Buğulu Gözlerine

Mahcup mahcup bakan
Buğulu gözlerinde
Davet okları atan
Hareler görürüm
Yakamozları kıskandıran
Baktıkça her biri bir kıvılcım olur
Yanardağa dönen yüreğimi
Alev alev yakar kavurur
Tepeden tırnağa bir heyecan dalgası sarar,
Boğazımda düğümlenir kelimeler
Dilim damağım kurur
Ayılmak isterim bu ahvâlden
Inmek için aşkın derin dehlizlerine
Ama ne çare
Mecnûna dönmüş, kelepçelenmişim buğulu gözlerine
Artık yüreğim avuçlarında, ruhum tutsak
Vuslatı bekleyen minik bir serçe gibiyim
Ha uçtu ha uçacak
Derken
Yanağıma kondu ıslak ve titrek iki kızıl dudak
Eridi yürek,
Ve aşk doldu içime usulca sımsıcak
Ölsem de gam yemem artık, sanki cennetteyim
Yer gök huri olsa
Senden başkasını neyleyim
Ben sadece girdabında boğulmak istediğim
Buğulu gözlerine deli divaneyim
Izin ver de
Gönül mabedinde inzivaya çekilip
Ebede kadar ibadet edeyim

--------------------------------------------------------------------------------
 
Back