- 10 Ekim 2016
- 1.843
- 2.504
Herkese selam,
Hamileyken buradaki doğum öykülerini hatmederdim resmen, okudukça heyecanlanır nefes nefese kalır hikayenin sonunda ben doğurmuşçasına rahatlardım :) sonunda ben de doğurdum sağ salim ve en başından sizlere hamileliğimi de içeren doğum hikayemi anlatmak isterim.
Eşimle ilk denememizde hamile kaldım, inanılmaz bir olaydı. 4 gün gecikmiştim ve eczaneden iş çıkışı bir test alıp yaptım. Sonuç pozitifti. Aynı gün akşam bir hastaneye gidip kan testi yaptırdık ve emindik. Hamileydim :) iyi bir doktor araştırdım ve o hafta için randevu aldım. Özel muayenehanesi olan bir doktor istiyordum, istediğim gibi de oldu. Kendisi gerçekten İzmir'in en iyi kadın doğum doktoru. Bu kadar pozitif, destekleyici ve bir takım kaptanı gibi çalışan bir doktor daha olamaz. Neyse ultrasona girdim, çift kese göründü, ikiz olabilir dedi doktorum. (Ailemizde hem tek hem çift yumurta ikizleri var) Bir sonraki muayenede sadece tek bebeğin kalp atışı duyuldu. Diğer kese bozulmuş, onu kaybedeceksin dedi. Dediği gibi de oldu, çok az bir kanamam oldu. Bunun haricinde psikolojik ve bedenen mükemmele yakın bir hamilelik geçirdim. Kan hapı, demir hapı hiçbir şey kullanmadım.
Tahmini doğum tarihi olam 10 Mayıs sabahı daha eşim evdeyken sancıyla uyandım. Ama sesimi çıkarmadım, çünkü her gün kontrole gidiyorduk artık ve eşim kesin panik yapardı. 40+3 olmuştu ve oğlum gelmek bilmiyordu. Hamile olduğumu bilmesem regl oldum sanardım, aynı regl sancısı gibiydi. Belden vuruyordu. Ama çok düzensizdi, 10 dk bir geldiği de oluyordu, yarım saat boyunca gelmediği de. Tuvalete gittiğimde nişanın geldiğini gördüm, tamamdı artık. Evdeki son kontrolleri yaptık, duş aldım ve doktora gittik. Nst'de sancım çıkmadı ama alttan ultrasondan bakınca Rahim kasılmasını gördü. 37. Haftada yapılan çatı muayanesinde normal doğurabilirsin demişti. (Bu arada çatı muayenesi gayet normal acısız bir şey neden abartırlar anlamış değilim. Abartanlar ilişkiye nasıl giriyor onu da anlamış değilim aynı öyle bir şey çünkü) doktorum doğumun olacağı hastaneyi aradı, üç hastaneyle çalışıyordu ben birini seçtim. O açıdan da mükemmel bir seçim yapmışım. O akşam yatışım oldu, lavman yaptılar (kesinlike acısız bir şey) ve çok yavaş suni sancı vermeye başladılar. Kendi sancılarımla doğum yapamazdım. Koridorda yürüttüler. Doktorum arada uğrayıp açıklığa bakıyordu ve açıklık sıfırdı. Bebeğim doğum kanalına giremiyordu. Büyük ihtimalle Normal doğum olmayacak istersen seni şimdi sezeryana alayım dedi doktorum. Ben beklemeyi seçtim, sabaha kadar doğum sancısı çektim. Hiç şikayetçi değilim, doğum sancısı katlanılabilinir bir şeymiş. Regl sancısının şiddetlisi. Ve arada bir geliyor. Ben sabaha kadar doğum kanalı açılır, sabah da doğum yaparım diye düşünüyorum. Sabah oldu hala açıklığım yok. 24 saat bekledik, Bebeği riske atamam Sardenya, sezeryana alıyorum seni demez mi doktor. Benim hayatımın şoku orada başladı. Bir anda ameliyathaneye indim, çevremde bir sürü yabancı doktor, asistan. Biri ikinci damar yolu açıyor, biri ellerimi bağlıyor, yok belinden iğne yapıcaz demeler. Sezeryana o kadar hazırlıksızım ki. Doktoruma sarıldım kaldım. Tek kelime etsem ya ağlıycam ya kriz geçirip panikle kaçmaya kalkıcam. Rezalet. Kimseyle konuşmuyorum. Kimseye bakmıyorum. Beni komple bayıltın diyorum saçmalama diyor neyse başladı ameliyat, bebek doğduktan sonra beni bayıltın daha fazla dayanamıycam derken bebeğim doğdu. 10 dk falan sürdü doğması. Allahım o ne ağlamak. Bir kez yanağından öptüm, sonra uyumuşum :) doktorun dediğinden 300 gr fazla olarak 3800 gr, 53 cm doğdu oğlum. Hemen sütüm geldi anında, o da daha ilk denemesinde memeyi kaptı. Maşallah hiç emme sorunu olmadı hala emiyor. Ama benim çilem doğumdan sonra başladı. Hastanede bir gün kaldım, iğneler serumlar keyfim yerindeydi. Eve gelince Öyle bir ağrı, öyle bir sancı ki anlatamam. Doğum sancısı çekmek sezeryanın yanında pamuk şekeri öyle diyim. Yara ağrısı, sırt ağrısı, bel omuz bacak ağrısı ne ararsanız var. Yataktan kalkamıyorum, yürüyemiyorum. Berbat bir şey. Kimseyi korkutmak istemem ama seçeneğim olsa kesinlikle normal doğumu seçerim. Sezeryan zorunlu olmadıkça bir insanın kendine yapabileceği büyük bir kötülük. Üstüne üstlük garip bir göbek kalıyor. Benim göbeğim daha yeni küçülmeye başladı. Resmen bomboş bir deri katmanı kaldı. Yağ falan da değil, işlevsiz bir deri parçası resmen. Bir de annelik hüznü müdür nedir o başıma bela oldu. Her şeye ağlıyorum böyle bir ağlamak yok. Anırarak ağlıyorum abartmıyorum. Ameliyat yarası acısı, yok emzirmeden göğüslerinin yara acısı bir de bu hüzün. İnsan zor günler geçiriyor. Doğumda başka hastenelerde doğum yapan arkadaşlarımın bebekleri mikrop kaptılar onları aklıma getirip şükrediyordum. Eşim de çok yardımcı oldu, çok anlayışlı davrandı bu sürede. Zor günlerim geride kaldı. Şimdi bana sarılmış uyuyan, hatta ayaklarını bile üstüme atmış olan danacık oğlumla size bunları yazıyorum iyi olduğumj anlamak için iki kriterim vardı, doğum çantam gözümün önündeydi bu üç ay boyunca, bir doğum çantamı ne zaman kaldırırsam o zaman; bir de doğum hikayelerine ne zaman yazarsam o zaman ben iyiyim demektir demiştim kendi kendime. Tatile gittiğimiz için doğum çantası olarak kullandığım valiz doldu, taştı, boşaldı, temizlendi, şu an bayram için yerinde bekliyor ve buraya bu gece doğum hikayemi yazdım ya ben iyiyim demektir. Ben iyi oldum, ben bu işi iyi kıvırdım demektir. Burayı okuyan sevgili anne adayı, sen de iyi olacaksın. Anneliği biliyorsun, o içinde bir yerlerde. Sadece bebeğinle birlikte ortaya çıkmayı bekliyor.
Hamileyken buradaki doğum öykülerini hatmederdim resmen, okudukça heyecanlanır nefes nefese kalır hikayenin sonunda ben doğurmuşçasına rahatlardım :) sonunda ben de doğurdum sağ salim ve en başından sizlere hamileliğimi de içeren doğum hikayemi anlatmak isterim.
Eşimle ilk denememizde hamile kaldım, inanılmaz bir olaydı. 4 gün gecikmiştim ve eczaneden iş çıkışı bir test alıp yaptım. Sonuç pozitifti. Aynı gün akşam bir hastaneye gidip kan testi yaptırdık ve emindik. Hamileydim :) iyi bir doktor araştırdım ve o hafta için randevu aldım. Özel muayenehanesi olan bir doktor istiyordum, istediğim gibi de oldu. Kendisi gerçekten İzmir'in en iyi kadın doğum doktoru. Bu kadar pozitif, destekleyici ve bir takım kaptanı gibi çalışan bir doktor daha olamaz. Neyse ultrasona girdim, çift kese göründü, ikiz olabilir dedi doktorum. (Ailemizde hem tek hem çift yumurta ikizleri var) Bir sonraki muayenede sadece tek bebeğin kalp atışı duyuldu. Diğer kese bozulmuş, onu kaybedeceksin dedi. Dediği gibi de oldu, çok az bir kanamam oldu. Bunun haricinde psikolojik ve bedenen mükemmele yakın bir hamilelik geçirdim. Kan hapı, demir hapı hiçbir şey kullanmadım.
Tahmini doğum tarihi olam 10 Mayıs sabahı daha eşim evdeyken sancıyla uyandım. Ama sesimi çıkarmadım, çünkü her gün kontrole gidiyorduk artık ve eşim kesin panik yapardı. 40+3 olmuştu ve oğlum gelmek bilmiyordu. Hamile olduğumu bilmesem regl oldum sanardım, aynı regl sancısı gibiydi. Belden vuruyordu. Ama çok düzensizdi, 10 dk bir geldiği de oluyordu, yarım saat boyunca gelmediği de. Tuvalete gittiğimde nişanın geldiğini gördüm, tamamdı artık. Evdeki son kontrolleri yaptık, duş aldım ve doktora gittik. Nst'de sancım çıkmadı ama alttan ultrasondan bakınca Rahim kasılmasını gördü. 37. Haftada yapılan çatı muayanesinde normal doğurabilirsin demişti. (Bu arada çatı muayenesi gayet normal acısız bir şey neden abartırlar anlamış değilim. Abartanlar ilişkiye nasıl giriyor onu da anlamış değilim aynı öyle bir şey çünkü) doktorum doğumun olacağı hastaneyi aradı, üç hastaneyle çalışıyordu ben birini seçtim. O açıdan da mükemmel bir seçim yapmışım. O akşam yatışım oldu, lavman yaptılar (kesinlike acısız bir şey) ve çok yavaş suni sancı vermeye başladılar. Kendi sancılarımla doğum yapamazdım. Koridorda yürüttüler. Doktorum arada uğrayıp açıklığa bakıyordu ve açıklık sıfırdı. Bebeğim doğum kanalına giremiyordu. Büyük ihtimalle Normal doğum olmayacak istersen seni şimdi sezeryana alayım dedi doktorum. Ben beklemeyi seçtim, sabaha kadar doğum sancısı çektim. Hiç şikayetçi değilim, doğum sancısı katlanılabilinir bir şeymiş. Regl sancısının şiddetlisi. Ve arada bir geliyor. Ben sabaha kadar doğum kanalı açılır, sabah da doğum yaparım diye düşünüyorum. Sabah oldu hala açıklığım yok. 24 saat bekledik, Bebeği riske atamam Sardenya, sezeryana alıyorum seni demez mi doktor. Benim hayatımın şoku orada başladı. Bir anda ameliyathaneye indim, çevremde bir sürü yabancı doktor, asistan. Biri ikinci damar yolu açıyor, biri ellerimi bağlıyor, yok belinden iğne yapıcaz demeler. Sezeryana o kadar hazırlıksızım ki. Doktoruma sarıldım kaldım. Tek kelime etsem ya ağlıycam ya kriz geçirip panikle kaçmaya kalkıcam. Rezalet. Kimseyle konuşmuyorum. Kimseye bakmıyorum. Beni komple bayıltın diyorum saçmalama diyor neyse başladı ameliyat, bebek doğduktan sonra beni bayıltın daha fazla dayanamıycam derken bebeğim doğdu. 10 dk falan sürdü doğması. Allahım o ne ağlamak. Bir kez yanağından öptüm, sonra uyumuşum :) doktorun dediğinden 300 gr fazla olarak 3800 gr, 53 cm doğdu oğlum. Hemen sütüm geldi anında, o da daha ilk denemesinde memeyi kaptı. Maşallah hiç emme sorunu olmadı hala emiyor. Ama benim çilem doğumdan sonra başladı. Hastanede bir gün kaldım, iğneler serumlar keyfim yerindeydi. Eve gelince Öyle bir ağrı, öyle bir sancı ki anlatamam. Doğum sancısı çekmek sezeryanın yanında pamuk şekeri öyle diyim. Yara ağrısı, sırt ağrısı, bel omuz bacak ağrısı ne ararsanız var. Yataktan kalkamıyorum, yürüyemiyorum. Berbat bir şey. Kimseyi korkutmak istemem ama seçeneğim olsa kesinlikle normal doğumu seçerim. Sezeryan zorunlu olmadıkça bir insanın kendine yapabileceği büyük bir kötülük. Üstüne üstlük garip bir göbek kalıyor. Benim göbeğim daha yeni küçülmeye başladı. Resmen bomboş bir deri katmanı kaldı. Yağ falan da değil, işlevsiz bir deri parçası resmen. Bir de annelik hüznü müdür nedir o başıma bela oldu. Her şeye ağlıyorum böyle bir ağlamak yok. Anırarak ağlıyorum abartmıyorum. Ameliyat yarası acısı, yok emzirmeden göğüslerinin yara acısı bir de bu hüzün. İnsan zor günler geçiriyor. Doğumda başka hastenelerde doğum yapan arkadaşlarımın bebekleri mikrop kaptılar onları aklıma getirip şükrediyordum. Eşim de çok yardımcı oldu, çok anlayışlı davrandı bu sürede. Zor günlerim geride kaldı. Şimdi bana sarılmış uyuyan, hatta ayaklarını bile üstüme atmış olan danacık oğlumla size bunları yazıyorum iyi olduğumj anlamak için iki kriterim vardı, doğum çantam gözümün önündeydi bu üç ay boyunca, bir doğum çantamı ne zaman kaldırırsam o zaman; bir de doğum hikayelerine ne zaman yazarsam o zaman ben iyiyim demektir demiştim kendi kendime. Tatile gittiğimiz için doğum çantası olarak kullandığım valiz doldu, taştı, boşaldı, temizlendi, şu an bayram için yerinde bekliyor ve buraya bu gece doğum hikayemi yazdım ya ben iyiyim demektir. Ben iyi oldum, ben bu işi iyi kıvırdım demektir. Burayı okuyan sevgili anne adayı, sen de iyi olacaksın. Anneliği biliyorsun, o içinde bir yerlerde. Sadece bebeğinle birlikte ortaya çıkmayı bekliyor.