"Neyi düşünürsen onu çağırırsın"...Bunu yaşayan var mı ?

küçücüktüm

5 yada 6 yaşlarında annemin gün arkadaşlarının kızında olsa gerek -detayları çok hatırlamıyorum ama hayatımda önem arz ettiği için tümüyle unutmadım- kıpkırmızı güneşte ışıl ışıl parlayan bi ayakkabıyı giyen kız gördüm çok beğenmiştim.o gün rüyamda ayakkabıyı giydiğimi annemle güne gittiğimi görmüştüm :)

uyandığımda hala rüyadayım sandım çünkü kurdelalı kıpkırmızı bi ayakkabı hatta düşündüğümden de güzel baş ucumdaki sehpanın üstünde duruyordu.o gün babaannemde kalmıştım. onun da gideni geleni eksik olmaz ev misafir dolar taşardı içerden gelen seslerle rüyada olmadığımı ve gelen misafir bir kızın ayakkabısı olduğunu düşünerek annemin yanına gittim. düzceden babamın halası gelmişti ayakkabının sahibide o halanın kızı olabilrdi. ne kadar şanslıydı :) merakla kızı görmek istiyordum ama kız yoktu ortada sonra düzceden gelen ilk defa gördüğüm hala ayakkabını getirsene giy bakalım nasıl olacak dedi gerçekten anlamamıştım sanki tümüyle bi güç o halayı o ayakkabıyı getirmek için bana yollamıştı.

okula başladım 2. yada 3. sınıf hiç çalışmadığım sınavlarda bu sınav güzel geçecek dersem ve inanırsam tamamiyle güzel geçerdi bilmediğim soruları bi yerden hatırlar ve cevaplandırırdım.
sanki bunu ben bulmuşum gibi çok yakın arkadaşlarıma sır verirdim bak benim inandığım şeyler oluyor olacak der inanırsam oluyor sen de yap dene ama kimseye söyleme diye sıkı sıkı tembihlerdim pozitif düşünce gücünü lise sınavlarına hazırlanırken öğrenmiştim meğer yıllarca en samimi arkadaşlarıma sır olarak verdiklerimi arkadaşlarım saklamamış :))

hayata yenildiğim zamanlar büyüdükçe daha çok oldu iyi düşünüyorum iyi oluyor gitmişti artık çünkü iyi düşünemiyordum mahalle baskısı o kadar yoğundu ki şu şöyle kötü olur böyle yaparsan başaramazsın bu gidişle okumazsın.üzerimdeki en yoğun baskı da eşimle lise 2nin yazında tanışmıştım ve sanki onunla görüşüyor olduğum için hayatta hiç bir şey başaramayacaktım. buna zaman zaman benimde inandığım oldu.son anda farkına vardım ben bunu hak etmiyordum bunca yılım boşa gitmemeliydi neye inanırsam onun olacağını biliyordum ve yine tüm gücümle inandım çünkü zor olan inanmaktı ve hiç abartmıyorum hiç çalışmadan ilk tercihimle olduğum şehirde istediğim bölüme 3.cü olarak yerleştim.başta hocalarım olmak üzere tüm okul benim üniversiteye yerleşmiş olmama şaşırdı.çünkü son sene neredeyse bütün yıl beni okulda görememişlerdi.bana inanmayanların öncelikle ailemin benim hakkımdaki olumsuz düşüncelerini yıkmıştım.

bunlar belki çok açık örneklerde değil gün içinde olumlu düşündüğümde ve işler peş peşe denk geldiğinde ellerimi allaha açıyorum ve çok şükür sana allahım diyorum hep yanımda olduğunu hissettiriyosun. olumsuz olduğunda da bu değişmiyo. inanıyorum ki ben halime şükrettikçe allahım bana daha iyisini güzelini nasip ediyo.

şuan üniversitenin son sınıfındayım ve evleneli hemen hemen 5 ay oldu uzun süredir çoğu dersi boşladım evliliği ön plana aldım açıkcası her şey içime sinsin istedim ve çok şükür oldu. şimdi de okurken evlenirsen okuyamazsın kolay değil o diyenlere haddini bildirme zamanı geldiğini düşünüyorum. belki tam zamanında bitiremem bu da önceliklerimi değiştirdiğim için olacak ama okulum biticek ve allahın izniyle öğrencilere ışık tutan bir öğretmen olacağım İNANIYORUM.

sizinde inandıklarınızın sizinle olmasını temenni ediyorum :)
 
kızlar garıp ama her zaman babamın kalp krızı gecırecegını dusunurdum adamın herseyı normal olmasına ragmen gecırdı

ben de annem sapağsağlamken, evlenmemi söylediği zamanlar, sen ölürsen kardeşlerime kim destek olacak derdim, ben evlendim, annem öldü,

üniversitedeyken bir gün yanlışlıkla annemi aradığımda neden aradın diye sordu yanlışlıkla demek istemedim seni rüyamda gördüm doktora gidiyordun dedim, ertesi gün annemin ayağına masa düşmüş dikiş atmışlar, o zaman çok kötü olmuştum,

annemin hastalığı ilk çıktığında, bazen bayılıyordu, psikolojik dediler, ama ben öleceğini kardeşlerime söyledim

bu felsefeye göre annemin ölmesine ben sebep olmuş gibi oluyorum, ama bence bu kötüyü çekmek değil hissetmek,

çoğu zaman düşündüğüm şeyler gerçek oluyor, o düşünceler bana bir anda geliyor düşünmek istemesem de aklımdan çıkmıyor, bu yönüyle bu felsefeye katılmıyorum,
 
ben de annem sapağsağlamken, evlenmemi söylediği zamanlar, sen ölürsen kardeşlerime kim destek olacak derdim, ben evlendim, annem öldü,

üniversitedeyken bir gün yanlışlıkla annemi aradığımda neden aradın diye sordu yanlışlıkla demek istemedim seni rüyamda gördüm doktora gidiyordun dedim, ertesi gün annemin ayağına masa düşmüş dikiş atmışlar, o zaman çok kötü olmuştum,

annemin hastalığı ilk çıktığında, bazen bayılıyordu, psikolojik dediler, ama ben öleceğini kardeşlerime söyledim

bu felsefeye göre annemin ölmesine ben sebep olmuş gibi oluyorum, ama bence bu kötüyü çekmek değil hissetmek,

çoğu zaman düşündüğüm şeyler gerçek oluyor, o düşünceler bana bir anda geliyor düşünmek istemesem de aklımdan çıkmıyor, bu yönüyle bu felsefeye katılmıyorum,

Ama senin durumun dediğin gibi olacak şeyleri hissetmek üzerine bir şey.
Burda anlatılanlar çekim yasası ile ilgili.

O yüzden inanmaman için sebep yok. Başka şeyler çünkü.
Alakasız bir bağ olmuş yani. 6. his değildir "neyi düşünürsen onu yaşarsın" mantığı.
 
Hep son teknoloji ürünleri (bilgisayar, telefon, fotoğraf makinesi, oyun konsolları) hayal ederim ve kimseye söylemem buna rağmen bir şekilde tam da istediğim şey bana gelir, birileri hediye eder, babam yurtdışından gelirken görüp almış olur ama onlar sonunda hep benim olur :) Biraz teknoloji bağımlısıyım da
 
Aslında buna ben de inanıyorum, ama inanmak istemiyorum. Çünkü bu sıralar hep kötü şeyler düşünüyorum. aileme bir şey olursa nasıl ayakta dururum tarzında... biraz daha olumlu düşünmeye başlamam lazım.
 
lBuraya bir ara çok yazardım, sonra unutmuşum. Yeni yaşadığım bir hikayemi anlatayım.
Geçen gün otobüsteyim, evin ordan daha ilk bindim en arkadayım otobüs nasıl dolu.
Dışarıyı izliyorum tabi , güzel bir siyah arabanın içinde bir yakışıklı gördüm, hatta ilk göz ucuyla gördüğümde , okulda hoşlandığım bir çocuk vardı ismi Can olsun.
Can sandım adamı . Şaşırdım ,heyecanlandım filan ama sonra anladım o değil . Üstünde mavimsi gömlek vardı, "hoşmuş yahu" dedim içimden.
Neyse, ben baya kestim o adamı, trafikte sıkışık adam arabasıyla sürekli otobüsün yanında duruyor kırmızı ışıkta filan :)
Yarım saattir filan otobüsteyim, artık inceğim noktaya yakınım yine trafik sıkıştı, tabi o adam çoktan geçip gitmişti.
Neyse biz durduk kırmızıda ... Daha önce gördüğüm arabaya benzettiğim bir araba gördüm yine, içine baktım mavimsi bir gömlek yüzüne baktım o adam sandım, ama dikkatli bakınca CAN olduğunu gördüm ! Mavimsi gömleği, diğer adam gibi dümdüz değil, çizgiliydi. O gördüğüm araba siyah , bu araba koyu siyaha çalan lacivertti.
İkinci kez baktım hatta, CAN idi :)
Yani ben , bildiğiniz Can'ı çağırdım. Hem de o koskoca trafik ve alakasız bir yerde !
 
Son düzenleme:
öğrenciyken bir gün canım acayıp dolma çekmişti, e bende öğrenciyim haliyle yapamıyordum, zaten bilmiyordum da..otobüste ay keşke biri dolma yapsa da yesek demiştim ve o gün arkadaşım memleketinden dönmüs, sağolsun anneside dolma yapmış, afiyetle bir güzel yemiştim..ama o dolmaların tadını ömrüm boyunca unutmayacağım..Allah razı olsun kendisinden :)
 
Nutella, bana yine bir hikayemi anlattın . Ama ben daha zor bir şeyi çağırdım :)
Bir gün, misafirlikteyiz, Nilüfer teyzem var onun eşi Ali Abi sordu, "Leonela açmısın ?" "yok, Ali abi sağol" dedim.
Sonra Nilüfer Teyzeme dönüp, "Nilcim lahmacun yiyelim mi, yanında içli köfte de alırım?" dedi. Sonra bana dönüp "içli köfte de istemez misin?" dedi.
Yük olmamak için "hayır" dedim :) Utandım yani.
Ama canımmmmmmmm , nasıl çekti ! O an gözümün önünde evde yapılan içli köfte canlandı, hem de haşlama. Ben haşlamasını severim. Ah dedim olaydı, ağzımın suları aktı yani. İçimden bişiler aktı ya resmen.
Neyse gece 11 oldu, annemle kalkıp eve gittik.
Eve geldik, annemin ev arkadaşı bi abla var , o da işten geliyor, geç çıkmışlar.
Elinde bir poşet var. Benim gözüm direk poşete ilişti. "O ne Sevgi Abla ? " dedim.
Halbuki hiç sormam ! Banane, adetim değildir.
Baktı bana, o an gözlerine kilitlendim, sanki söyleyeceği şeyi biliyordum. "İçli köfte" dedi.
Ben aynen böyle = :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: "NEEEEEEEEEEE?" dedim bağırarak.
Ya bizim iş yerindeki kızlardan birisi Van'lı , annesi yapıp göndermiş .
Kutuyu bi açtım , iççli köfte + ev yapımı ve bilin bakalım nasıl ? HAŞ-LA-MA !!!! :KK52::KK52::KK52:
Yedim tabi bi kutunun hepsini neredeyse :)
 
Nutella, bana yine bir hikayemi anlattın . Ama ben daha zor bir şeyi çağırdım :)
Bir gün, misafirlikteyiz, Nilüfer teyzem var onun eşi Ali Abi sordu, "Leonela açmısın ?" "yok, Ali abi sağol" dedim.
Sonra Nilüfer Teyzeme dönüp, "Nilcim lahmacun yiyelim mi, yanında içli köfte de alırım?" dedi. Sonra bana dönüp "içli köfte de istemez misin?" dedi.
Yük olmamak için "hayır" dedim :) Utandım yani.
Ama canımmmmmmmm , nasıl çekti ! O an gözümün önünde evde yapılan içli köfte canlandı, hem de haşlama. Ben haşlamasını severim. Ah dedim olaydı, ağzımın suları aktı yani. İçimden bişiler aktı ya resmen.
Neyse gece 11 oldu, annemle kalkıp eve gittik.
Eve geldik, annemin ev arkadaşı bi abla var , o da işten geliyor, geç çıkmışlar.
Elinde bir poşet var. Benim gözüm direk poşete ilişti. "O ne Sevgi Abla ? " dedim.
Halbuki hiç sormam ! Banane, adetim değildir.
Baktı bana, o an gözlerine kilitlendim, sanki söyleyeceği şeyi biliyordum. "İçli köfte" dedi.
Ben aynen böyle = :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: "NEEEEEEEEEEE?" dedim bağırarak.
Ya bizim iş yerindeki kızlardan birisi Van'lı , annesi yapıp göndermiş .
Kutuyu bi açtım , iççli köfte + ev yapımı ve bilin bakalım nasıl ? HAŞ-LA-MA !!!! :KK52::KK52::KK52:
Yedim tabi bi kutunun hepsini neredeyse :)


o içli köftenin tadı unutmazsın bir daha :) ben bu "çağırma" işine cidden inanıyorum :)
 
Ha bir de, bir gün okuldayım. Bir arkadaşım A..n satışı yapıyor. Bir ruj almış ordan. "Bak çok güzel" dedi.
Sürdüm ben de, harbiden mükemmel !
Tam da mezuniyet gecesi sürmek için aradığım ruj.
Mezuniyetime de 4 gün var. Sipariş etsem bile gelmez yani.
"Tüh" dedim içimden , üzüldüm nasıl.
Neyse annemin arkadaşına gittik mezuniyetimden 2 gün önce. Annem, arkadaşına a..n'dan ruj siparişleeri vermiş.
Ayy dedimmm, "nil teyze şu kataloğu versene bakayım , bir ruj var mükemmel!" Baktım, gösterdim bak bu ne güzel demi... Mezuniyette sürmek nasip olmucak:KK43:"
Sonra Nil Teyzem böyle yaptı, "kızzz bu annenin sipariş verdiği rujlardan biri ya , dur bak getireyim" dedi. Rujları bi getirdi, içinde benim çok beğendiğim ruj !
Annem tuvaletteydi, tüm bu konuşmalar olunca.
Anneme hiçbir şey demedim. Annem tüm rujları denerken, benim beğendiğimi de deneyip sürdü.
"AYYY çok kötü ya bana hiç yakışmadı, Al leonela senin olsun" dedi :)
Ve ben çatır çatır sürdüm o ruju mezuniyette :)))) :KK34:
 
Nutella, bana yine bir hikayemi anlattın . Ama ben daha zor bir şeyi çağırdım :)
Bir gün, misafirlikteyiz, Nilüfer teyzem var onun eşi Ali Abi sordu, "Leonela açmısın ?" "yok, Ali abi sağol" dedim.
Sonra Nilüfer Teyzeme dönüp, "Nilcim lahmacun yiyelim mi, yanında içli köfte de alırım?" dedi. Sonra bana dönüp "içli köfte de istemez misin?" dedi.
Yük olmamak için "hayır" dedim :) Utandım yani.
Ama canımmmmmmmm , nasıl çekti ! O an gözümün önünde evde yapılan içli köfte canlandı, hem de haşlama. Ben haşlamasını severim. Ah dedim olaydı, ağzımın suları aktı yani. İçimden bişiler aktı ya resmen.
Neyse gece 11 oldu, annemle kalkıp eve gittik.
Eve geldik, annemin ev arkadaşı bi abla var , o da işten geliyor, geç çıkmışlar.
Elinde bir poşet var. Benim gözüm direk poşete ilişti. "O ne Sevgi Abla ? " dedim.
Halbuki hiç sormam ! Banane, adetim değildir.
Baktı bana, o an gözlerine kilitlendim, sanki söyleyeceği şeyi biliyordum. "İçli köfte" dedi.
Ben aynen böyle = :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: "NEEEEEEEEEEE?" dedim bağırarak.
Ya bizim iş yerindeki kızlardan birisi Van'lı , annesi yapıp göndermiş .
Kutuyu bi açtım , iççli köfte + ev yapımı ve bilin bakalım nasıl ? HAŞ-LA-MA !!!! :KK52::KK52::KK52:
Yedim tabi bi kutunun hepsini neredeyse :)

Her şeyi böyle sorunsuzca isteyebilsek keşke. :))
Cidden gerçekleşiyor.
Ama iş daha büyük manevi şeylere gelince rahat rahat isteyemiyoruz, inanamıyoruz olacağına sanki.
Rahat bırakmıyoruz o istekleri, iste bırak olayına giremiyoruz; bu da şüphelere yol açıyor.
Acaba olur mu ki diye düşünüp işin içine endişeyi katıp, enerjileri düşürünce; ya gecikiyor ya da olmuyor bile o arzular.
Ben de bir an kuşkusuz bir şekilde "keşke şu olsa şimdi" dediğim neredeyse her şeyi karşımda bulurum. :KK31:
 
Son düzenleme:
o içli köftenin tadı unutmazsın bir daha :) ben bu "çağırma" işine cidden inanıyorum :)

İnan bana, hep çağırıyorum. Enerjime hep inanıyorum.
Hayırlısı ise, ağzımdan çıkan , içimden derin bir şekilde geçen her şeyi ALLAHım veriyor, şükürler olsun.
Daha ne mucizelerim var benim yahu ... İnanamazsınız yani :)
Ama hatırlamıyorum.

Yani mesela 1 aylık tatile gittim, 1 ay boyunca "mantı" diye sayıkladım. Oradaki tüm arkadaşlarıma "benim babam bir mantı açar, parmaklarınızı yersiniz, offf dönünce söyleyim yapsın" diye anlattım.
Tatilden döndüm, eve geldim valizi attım kenarı.
Dolaba gittim, su alacağım kapağı bi açtım , bir poşet içinde mantı !
Baba dedim "mantı mı aldın ?" Babamdan gelen cevap : "Almadım, yaptım!" .
E ben ALLAHın sevgili kulu olduğuma inanmayım da napayım, enerjim gerçekten yüksek.
 
Her şeyi böyle sorunsuzca isteyebilsek keşke. :))
Cidden gerçekleşiyor.
Ama iş daha büyük manevi şeylere gelince rahat rahat isteyemiyoruz, inanamıyoruz olacağına sanki.
Rahat bırakmıyoruz o istekleri, iste bırak olayına giremiyoruz; bu da şüphelere yol açıyor.
Acaba olur mu ki diye düşünüp işin içine endişeyi katıp, enerjileri düşürünce; ya gecikiyor ya da olmuyor bile o arzular.
Ben de bir an kuşkusuz bir şekilde "keşke şu olsa şimdi" dediğim neredeyse her şeyi karşımda bulurum. :KK31:

Aslında , kuantum da bir şeyi çağırırken, onu isteyin ve sonra istediğinizi unutun kuralı var ya ?
Mantı olayı, ya da içli köfte olayında hep bunu yapmışım mesela ...
Ve ya sen de öyle yapmışsındır.
Yani o dolabı açarken, ben mantı aşerdiğimi çoktan unutmuştum :)
Ya da içli köftenin geleceğini beklemiyordum, unutmuştum.
Ama mesela , hayatımın aşkı şöyle olacak böyle olacak derken, bu konuyu unutamıyorum.
Sürekli beklenti içinde olmak ta, isteğimizin gerçekleşmesini engelliyor bence .
Bir de dediğin gibi, tam inanmıyoruz sanki Tryamour. Ama nasıl başaracağız ? :KK43:
 
İnan bana, hep çağırıyorum. Enerjime hep inanıyorum.
Hayırlısı ise, ağzımdan çıkan , içimden derin bir şekilde geçen her şeyi ALLAHım veriyor, şükürler olsun.
Daha ne mucizelerim var benim yahu ... İnanamazsınız yani :)
Ama hatırlamıyorum.

Yani mesela 1 aylık tatile gittim, 1 ay boyunca "mantı" diye sayıkladım. Oradaki tüm arkadaşlarıma "benim babam bir mantı açar, parmaklarınızı yersiniz, offf dönünce söyleyim yapsın" diye anlattım.
Tatilden döndüm, eve geldim valizi attım kenarı.
Dolaba gittim, su alacağım kapağı bi açtım , bir poşet içinde mantı !
Baba dedim "mantı mı aldın ?" Babamdan gelen cevap : "Almadım, yaptım!" .
E ben ALLAHın sevgili kulu olduğuma inanmayım da napayım, enerjim gerçekten yüksek.

leonela benim için de içinden güzel şeyler geçirir misin acaba :) maşallah ne güzel ya :) ben artık düşünsem de olmuyor :KK43:
 
leonela benim için de içinden güzel şeyler geçirir misin acaba :) maşallah ne güzel ya :) ben artık düşünsem de olmuyor :KK43:

Ama işte kasıtlı yapınca olmuyor sanki. Beklentisiz istemem gerek galiba ...
Şunu söyleyebilirim, çok temiz , artniyetsiz içten istenilen her şey olur.
Düşünsem de olmuyor deme ...
Olumsuzluk yokkkkkk :KK20: :KK16:
 
Ama işte kasıtlı yapınca olmuyor sanki. Beklentisiz istemem gerek galiba ...
Şunu söyleyebilirim, çok temiz , artniyetsiz içten istenilen her şey olur.
Düşünsem de olmuyor deme ...
Olumsuzluk yokkkkkk :KK20: :KK16:

evet haklısın..ama işte insan beklemeden de edemiyor..sanırım her şeyi olacagına bırakmak gerek..
 
İnan bana, hep çağırıyorum. Enerjime hep inanıyorum.
Hayırlısı ise, ağzımdan çıkan , içimden derin bir şekilde geçen her şeyi ALLAHım veriyor, şükürler olsun.
Daha ne mucizelerim var benim yahu ... İnanamazsınız yani :)
Ama hatırlamıyorum.

Yani mesela 1 aylık tatile gittim, 1 ay boyunca "mantı" diye sayıkladım. Oradaki tüm arkadaşlarıma "benim babam bir mantı açar, parmaklarınızı yersiniz, offf dönünce söyleyim yapsın" diye anlattım.
Tatilden döndüm, eve geldim valizi attım kenarı.
Dolaba gittim, su alacağım kapağı bi açtım , bir poşet içinde mantı !
Baba dedim "mantı mı aldın ?" Babamdan gelen cevap : "Almadım, yaptım!" .
E ben ALLAHın sevgili kulu olduğuma inanmayım da napayım, enerjim gerçekten yüksek.

Maşallah canım. :nazar: :))
Ben bir de şu aşk, iş, para mevzularını kastediyorum.
O kısmı çekmek daha fazla enerji istiyor galiba.
Tamamıyla hazır olmak lazım ulaşabilmek için.
Ben arzuladığım büyük aşka ulaşamadım çünkü şu anda vakti değil, ben hazır değilim.
Doğru dürüst isteyemiyorum bile hazır olmadığım için.

Aykut Oğut şöyle bir örnek vermiş kitabında: "Benim elimde bir sürahi var diyelim, ve siz benden tüm suyu almak istiyorsunuz; ama elinizde sadece 1 su bardağı var. Nasıl suyun hepsini size verebilirim ki?
Alacak yeterli yeriniz yoksa, istediğiniz şeye sahip olamazsınız."

Yani bu bakımdan dediklerim daha güç olabiliyor.
Hazır hissediyorsak hemen oluyor ama. O kesin. :KK31:
 
Son düzenleme:


Maşallah canım. :nazar: :))
Ben bir de şu aşk, iş, para mevzularını kastediyorum.
O kısmı çekmek daha fazla enerji istiyor galiba.
Tamamıyla hazır olmak lazım ulaşabilmek için.
Ben arzuladığım büyük aşka ulaşamadım çünkü şu anda vakti değil, ben hazır değilim.
Doğru dürüst isteyemiyorum bile hazır olmadığım için.

Aykut Oğut şöyle bir örnek vermiş kitabında şöyle bir şey : "Benim elimde bir sürahi var diyelim, ve siz benden tüm suyu almak istiyorsunuz; ama elinizde sadece 1 su bardağı var. Nasıl suyun hepsini size verebilirim ki?
Alacak yeterli yeriniz yoksa, istediğiniz şeye sahip olamazsınız."

Yani bu bakımdan dediklerim daha güç olabiliyor.
Hazır hissediyorsak hemen oluyor ama. O kesin. :KK31:

Mükemmelsin Tryamour ! :KK16:
Paylaştığın,Aykut Oğut'un cümlesi bana kendimi çok iyi hissettirdi.
Çok doğru söylemiş. Belki de istediğimiz şeyler için hem yeterli inancımız hem de yeterli yerimiz yoktur.
Kuantum ne der ? Bir biblo bile istiyorsan, önce yerini hazırlamalısın :) (Bu böyle değildi ama buna benziyordu söylenilen yani haha)
Aynen, mesela ben uzun zamandır "aşk istiyorum" diyorum.
Ama geçen gün birisi söz konusu oldu, düşündüm. Onun bana dokunduğunu,öpüştüğümüzü vs...
Sorumlulukları filan .
"Yok yaaa istemiyorum ben" dedim.
Yani istiyor muyum? İstemiyor muyum ? Bilmiyorum.
O yüzden, enerjimi daha kendim belirleyemediğim için gelmiyor bir şey.
Evrene ne istediğimi belirtmiyorum ki, bir öyle bir böyle.
 
Mükemmelsin Tryamour ! :KK16:
Paylaştığın,Aykut Oğut'un cümlesi bana kendimi çok iyi hissettirdi.
Çok doğru söylemiş. Belki de istediğimiz şeyler için hem yeterli inancımız hem de yeterli yerimiz yoktur.
Kuantum ne der ? Bir biblo bile istiyorsan, önce yerini hazırlamalısın :) (Bu böyle değildi ama buna benziyordu söylenilen yani haha)
Aynen, mesela ben uzun zamandır "aşk istiyorum" diyorum.
Ama geçen gün birisi söz konusu oldu, düşündüm. Onun bana dokunduğunu,öpüştüğümüzü vs...
Sorumlulukları filan .
"Yok yaaa istemiyorum ben" dedim.
Yani istiyor muyum? İstemiyor muyum ? Bilmiyorum.
O yüzden, enerjimi daha kendim belirleyemediğim için gelmiyor bir şey.
Evrene ne istediğimi belirtmiyorum ki, bir öyle bir böyle.

O söz de çok güzelmiş.

Aynen öyle. :))
Senin de farkındalığın yüksek düzeyde. :))
İstediğimiz ve yerimizi açtığımız an bizim olacak en güzel aşk inşallahhh. $angel2fw7.gif
Ben de kendimi çok iyi hissettim şimdi. :KK70:
 
Son düzenleme:
O söz de çok güzelmiş.

Aynen öyle. :))
Senin de farkındalığın yüksek düzeyde. :))
İstediğimiz ve yerimizi açtığımız an bizim olacak en güzel aşk inşallahhh. Eki Görüntüle 583105
Ben de kendimi çok iyi hissettim şimdi. :KK70:

Bakalım, gerçi ben 1. ve ya 2. ay hem işe girip hem de bulacağımı hissediyorum ya , buraya yazacağım direk, gerçekleşince :)
 
X