Web uygulamasını kur
How to install the app on iOS
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz.
Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Nekrofili (Ölü Sevicilik)
- Konu Sahibi seyma88
- Başlangıç Tarihi
Ayrıntılı Düzenleme
Kimler kimler yazdı?böğğğghhh ayy bu ne yaa valla okurken bıle ıgrenıyor ınsan nasıl oluyorda kımı ınsanlar bır ınsanın olmemesı ıcın dırenırken kımı olse dıye beklıyor sapıkk bunlar
Evet öyle canım.Ama birçoğu beklemiyor,aradığı kişiyi bulduğunu düşündüğü an kendisi öldürüyor kötükedihüso
Ay bu dünyada neler var Allahıım yaaa :1shok: Allahım iyi insanlarla karşılaştır mafoldumben
Aminnn :Saruboceq:
Evet; ölü sevicilik, tarihin geçmiş dönemlerinde de, var olan bir olguydu...
Sapıklık, insanlığın her döneminde var olan bir durumdur...
Hatta kavim olarak; geneli sapıklık içinde olan ve bu yüzden, Allah tarafından lanetlenmiş topluluklar dahi mevcuttur...
Bu işleri fazla irdelemeyi, insan psikolojisi açısından doğru bulmadığım için; ölü sevicilik hakkında, sadece iki parağraflık bir alıntı geçmek istiyorum...
"Ölü bedenlerle ilişkiye girmenin tarihi çok gerilere gidiyor.
Bazı eski kültürlerde, ölü bedenlerle cinsel ilişki kurmak, onlarla tinsel iletişime geçmenin bir yolu olarak görülüyordu.
Bazı Tantrik ritüeller sırasında, erkekler bacaklarının arasına kurukafa bastırarak ereksiyon olmaktaydı.
Ortaçağ Avrupa’sında bazı bölgelerde, hermafroditlerin yeni ölmüş bir bakireyle cinsel ilişkiye girdikleri takdirde, iyileşeceklerine inanılırdı.
XIX yüzyılda, ölmüş kadınların edep yeri kılları, erkeklerin iktidarsızlığının tedavisinde kullanılmak üzere satılırdı...
Bazı toplumlarda, bakirelerin cennete gidemeyeceği varsayılır ve bu nedenle, isteyen herhangi bir erkeğin evlenmeden ölen bu genç kızlarla cinsel ilişkiye girmesine izin verilirdi...
Öte yandan, tarihin birçok döneminde insanlar; ölen yakınlarının bedenlerini ölü sevicilerin tacizinden korumak için çeşitli önlemler aldılar.
Eski Mısır’da mumyalama işlemini gerçekleştiren kişilerin, ölmüş kadınlarla cinsel ilişkiye girdikleri bilinen bir gerçekti ve bu nedenle aileler ölen kadın akrabalarının bedenlerini, bu kişilere teslim etmeden önce –ölü beden bozulmaya başlayıncaya kadar– birkaç gün evlerinde bekletirlerdi...
Bazen mezarlık yetkilileri de, ölülerin mezarlardan çıkarılmasına karşı önlem alıyorlardı.
1840’lı yıllarda, Montparnasse mezarlığının duvarı üzerine, dokunulduğunda bir makineli tüfeği harekete geçiren bir tel çekilmişti.
Başlarda kuşların ve kedilerin ölümüne yol açan bu tertibat sonunda işe yarayacak, genellikle kadınların cesetlerini kesip içorganlarını dışarı çıkaran ünlü “Montparnasse vampiri,” ölü sevici çavuş François Bertrand’ı ciddi bir biçimde yaralayacaktı...
Yaralı olarak kaçmayı başaran ve askeri hastanede tedavisini yaptıran Bertrand, daha sonra teşhis edilip yakalanacak ve bir sene hapis yatacaktı.
Ölü bedenlere yönelik ilgi, sadece nekrofil kişilerle sınırlı değildi.
Rönesansla birlikte gelişmesi hızlanan anatomi bilimi de, bedenin organlarının sırrını anlayabilmek için kadavraları teşrihe, kesip incelemeye yönelmişti.
Cerrahlar kadavraları kesip açıyor, hastalıkların nedenlerini anlamaya çalışıyorlardı. Kadavraların teşrihi, izleyici bir kitle önünde yapılmaktaydı. Halk suçluların idamını nasıl merakla izliyorsa, idam edilmiş suçluların cesedinin teşrihini de merakla izliyordu.
Devlet suçluyu hem idam ederek hem de cesedini teşrih ederek adeta iki defa cezalandırıyordu...
ıdam edilen kadınlar için durum daha da kötüydü.
Erken modernlikte cellatlar, çocuklarını öldürmekle suçlanıp idam edilen genç kadınların ölü bedenlerine tecavüz ediyorlardı....
Cellat ve bölgenin güvenlik yetkilisi, cesetleri teşrih edilmek üzere anatomi okulu yetkilisine teslim ederdi...."
vs...
Aslına bakılırsa, bu konudan bahsedilmesi bile; insanın psikolojisini bozabilir diye düşünüyorum...
Sapıklık, insanlığın her döneminde var olan bir durumdur...
Hatta kavim olarak; geneli sapıklık içinde olan ve bu yüzden, Allah tarafından lanetlenmiş topluluklar dahi mevcuttur...
Bu işleri fazla irdelemeyi, insan psikolojisi açısından doğru bulmadığım için; ölü sevicilik hakkında, sadece iki parağraflık bir alıntı geçmek istiyorum...
"Ölü bedenlerle ilişkiye girmenin tarihi çok gerilere gidiyor.
Bazı eski kültürlerde, ölü bedenlerle cinsel ilişki kurmak, onlarla tinsel iletişime geçmenin bir yolu olarak görülüyordu.
Bazı Tantrik ritüeller sırasında, erkekler bacaklarının arasına kurukafa bastırarak ereksiyon olmaktaydı.
Ortaçağ Avrupa’sında bazı bölgelerde, hermafroditlerin yeni ölmüş bir bakireyle cinsel ilişkiye girdikleri takdirde, iyileşeceklerine inanılırdı.
XIX yüzyılda, ölmüş kadınların edep yeri kılları, erkeklerin iktidarsızlığının tedavisinde kullanılmak üzere satılırdı...
Bazı toplumlarda, bakirelerin cennete gidemeyeceği varsayılır ve bu nedenle, isteyen herhangi bir erkeğin evlenmeden ölen bu genç kızlarla cinsel ilişkiye girmesine izin verilirdi...
Öte yandan, tarihin birçok döneminde insanlar; ölen yakınlarının bedenlerini ölü sevicilerin tacizinden korumak için çeşitli önlemler aldılar.
Eski Mısır’da mumyalama işlemini gerçekleştiren kişilerin, ölmüş kadınlarla cinsel ilişkiye girdikleri bilinen bir gerçekti ve bu nedenle aileler ölen kadın akrabalarının bedenlerini, bu kişilere teslim etmeden önce –ölü beden bozulmaya başlayıncaya kadar– birkaç gün evlerinde bekletirlerdi...
Bazen mezarlık yetkilileri de, ölülerin mezarlardan çıkarılmasına karşı önlem alıyorlardı.
1840’lı yıllarda, Montparnasse mezarlığının duvarı üzerine, dokunulduğunda bir makineli tüfeği harekete geçiren bir tel çekilmişti.
Başlarda kuşların ve kedilerin ölümüne yol açan bu tertibat sonunda işe yarayacak, genellikle kadınların cesetlerini kesip içorganlarını dışarı çıkaran ünlü “Montparnasse vampiri,” ölü sevici çavuş François Bertrand’ı ciddi bir biçimde yaralayacaktı...
Yaralı olarak kaçmayı başaran ve askeri hastanede tedavisini yaptıran Bertrand, daha sonra teşhis edilip yakalanacak ve bir sene hapis yatacaktı.
Ölü bedenlere yönelik ilgi, sadece nekrofil kişilerle sınırlı değildi.
Rönesansla birlikte gelişmesi hızlanan anatomi bilimi de, bedenin organlarının sırrını anlayabilmek için kadavraları teşrihe, kesip incelemeye yönelmişti.
Cerrahlar kadavraları kesip açıyor, hastalıkların nedenlerini anlamaya çalışıyorlardı. Kadavraların teşrihi, izleyici bir kitle önünde yapılmaktaydı. Halk suçluların idamını nasıl merakla izliyorsa, idam edilmiş suçluların cesedinin teşrihini de merakla izliyordu.
Devlet suçluyu hem idam ederek hem de cesedini teşrih ederek adeta iki defa cezalandırıyordu...
ıdam edilen kadınlar için durum daha da kötüydü.
Erken modernlikte cellatlar, çocuklarını öldürmekle suçlanıp idam edilen genç kadınların ölü bedenlerine tecavüz ediyorlardı....
Cellat ve bölgenin güvenlik yetkilisi, cesetleri teşrih edilmek üzere anatomi okulu yetkilisine teslim ederdi...."
vs...
Aslına bakılırsa, bu konudan bahsedilmesi bile; insanın psikolojisini bozabilir diye düşünüyorum...
- 23 Ocak 2008
- 10.806
- 13.020
- 823
Arkadaşlar bunlar ne ki; nekrofili, bu seri katil denen mahlukatların işlediği suçlar arasında en masumu, siz bir de Albert Fish in 12 yaşındaki kurbanı Grace Budd' a yaptıklarını en ince detayına kadar anlattığı mektubu okusanız:1shok:, üstelik bu iğrenç mektubu kızın ailesine göndermiştir:1no2:klava:
seyma88 bu tür kitaplara ilgin varsa sana "A dan Z ye Seri Katiller Ansiklopedisi" ni öneririm, Kriminoloji-psikoloji türü bir kitap yazarları iki eski dedektif, zaten alıntı yapıp eklediğin yazılar bu kitaptan, ayrıca bu seri katiller normal insanlar gibi olmamışlardır hiç bir zaman, daha çocukluklarında sinyallerini vermişlerdir ve çoğu berbat derece de kötü çocukluk geçirmişler, şiddetin tacizin en kötüsünü yaşamış şahsiyetlerdir, ne kadar hasta ruhlu olsalarda idam edilmeleri çok yerinde bir karardır, toplumun bunlardan temizlenmesi lazım, darısı Türkiye deki hasta ruhlu canilerin başına
seyma88 bu tür kitaplara ilgin varsa sana "A dan Z ye Seri Katiller Ansiklopedisi" ni öneririm, Kriminoloji-psikoloji türü bir kitap yazarları iki eski dedektif, zaten alıntı yapıp eklediğin yazılar bu kitaptan, ayrıca bu seri katiller normal insanlar gibi olmamışlardır hiç bir zaman, daha çocukluklarında sinyallerini vermişlerdir ve çoğu berbat derece de kötü çocukluk geçirmişler, şiddetin tacizin en kötüsünü yaşamış şahsiyetlerdir, ne kadar hasta ruhlu olsalarda idam edilmeleri çok yerinde bir karardır, toplumun bunlardan temizlenmesi lazım, darısı Türkiye deki hasta ruhlu canilerin başına
Evet; ölü sevicilik, tarihin geçmiş dönemlerinde de, var olan bir olguydu...
Sapıklık, insanlığın her döneminde var olan bir durumdur...
Hatta kavim olarak; geneli sapıklık içinde olan ve bu yüzden, Allah tarafından lanetlenmiş topluluklar dahi mevcuttur...
Bu işleri fazla irdelemeyi, insan psikolojisi açısından doğru bulmadığım için; ölü sevicilik hakkında, sadece iki parağraflık bir alıntı geçmek istiyorum...
"Ölü bedenlerle ilişkiye girmenin tarihi çok gerilere gidiyor.
Bazı eski kültürlerde, ölü bedenlerle cinsel ilişki kurmak, onlarla tinsel iletişime geçmenin bir yolu olarak görülüyordu.
Bazı Tantrik ritüeller sırasında, erkekler bacaklarının arasına kurukafa bastırarak ereksiyon olmaktaydı.
Ortaçağ Avrupa’sında bazı bölgelerde, hermafroditlerin yeni ölmüş bir bakireyle cinsel ilişkiye girdikleri takdirde, iyileşeceklerine inanılırdı.
XIX yüzyılda, ölmüş kadınların edep yeri kılları, erkeklerin iktidarsızlığının tedavisinde kullanılmak üzere satılırdı...
Bazı toplumlarda, bakirelerin cennete gidemeyeceği varsayılır ve bu nedenle, isteyen herhangi bir erkeğin evlenmeden ölen bu genç kızlarla cinsel ilişkiye girmesine izin verilirdi...
Öte yandan, tarihin birçok döneminde insanlar; ölen yakınlarının bedenlerini ölü sevicilerin tacizinden korumak için çeşitli önlemler aldılar.
Eski Mısır’da mumyalama işlemini gerçekleştiren kişilerin, ölmüş kadınlarla cinsel ilişkiye girdikleri bilinen bir gerçekti ve bu nedenle aileler ölen kadın akrabalarının bedenlerini, bu kişilere teslim etmeden önce –ölü beden bozulmaya başlayıncaya kadar– birkaç gün evlerinde bekletirlerdi...
Bazen mezarlık yetkilileri de, ölülerin mezarlardan çıkarılmasına karşı önlem alıyorlardı.
1840’lı yıllarda, Montparnasse mezarlığının duvarı üzerine, dokunulduğunda bir makineli tüfeği harekete geçiren bir tel çekilmişti.
Başlarda kuşların ve kedilerin ölümüne yol açan bu tertibat sonunda işe yarayacak, genellikle kadınların cesetlerini kesip içorganlarını dışarı çıkaran ünlü “Montparnasse vampiri,” ölü sevici çavuş François Bertrand’ı ciddi bir biçimde yaralayacaktı...
Yaralı olarak kaçmayı başaran ve askeri hastanede tedavisini yaptıran Bertrand, daha sonra teşhis edilip yakalanacak ve bir sene hapis yatacaktı.
Ölü bedenlere yönelik ilgi, sadece nekrofil kişilerle sınırlı değildi.
Rönesansla birlikte gelişmesi hızlanan anatomi bilimi de, bedenin organlarının sırrını anlayabilmek için kadavraları teşrihe, kesip incelemeye yönelmişti.
Cerrahlar kadavraları kesip açıyor, hastalıkların nedenlerini anlamaya çalışıyorlardı. Kadavraların teşrihi, izleyici bir kitle önünde yapılmaktaydı. Halk suçluların idamını nasıl merakla izliyorsa, idam edilmiş suçluların cesedinin teşrihini de merakla izliyordu.
Devlet suçluyu hem idam ederek hem de cesedini teşrih ederek adeta iki defa cezalandırıyordu...
İdam edilen kadınlar için durum daha da kötüydü.
Erken modernlikte cellatlar, çocuklarını öldürmekle suçlanıp idam edilen genç kadınların ölü bedenlerine tecavüz ediyorlardı....
Cellat ve bölgenin güvenlik yetkilisi, cesetleri teşrih edilmek üzere anatomi okulu yetkilisine teslim ederdi...."
vs...
Aslına bakılırsa, bu konudan bahsedilmesi bile; insanın psikolojisini bozabilir diye düşünüyorum...
Teşekkür ederim canım.Çok fazla konunun içine dalmadım verdiğin bilgileri bilmiyordum.Mesela ne amaçla yaptıklarını,toplumun aldığı önlemleri vs.Buraya eklediğim bilgiler ve izlediğim film dışında bildiğim başka da birşey yok,he birde senin eklediklerin.Daha fazla derine dalmayı düşünmüyorum,uygun bulmuyorum da.kötükedihüso
Evet haklısın konudan bahsedilmesi bile insanın psikolojisini alt üst ediyor.Ben kendimi anca toparlayabildim.Önceki yorumumda da belirttiğim gibi başka bi konu da araştırma yapıyordum böyle birşeye denk geldim.O kadar şaşırdım ki anlatamam.Buraya taşımamın sebebi de böyle insanların da var olduğu bilincinin taşınması için.Kim ne düşünür bilemiyorum :umursamaz:
Arkadaşlar bunlar ne ki; nekrofili, bu seri katil denen mahlukatların işlediği suçlar arasında en masumu, siz bir de Albert Fish in 12 yaşındaki kurbanı Grace Budd' a yaptıklarını en ince detayına kadar anlattığı mektubu okusanız:1shok:, üstelik bu iğrenç mektubu kızın ailesine göndermiştir:1no2:klava:
seyma88 bu tür kitaplara ilgin varsa sana "A dan Z ye Seri Katiller Ansiklopedisi" ni öneririm, Kriminoloji-psikoloji türü bir kitap yazarları iki eski dedektif, zaten alıntı yapıp eklediğin yazılar bu kitaptan, ayrıca bu seri katiller normal insanlar gibi olmamışlardır hiç bir zaman, daha çocukluklarında sinyallerini vermişlerdir ve çoğu berbat derece de kötü çocukluk geçirmişler, şiddetin tacizin en kötüsünü yaşamış şahsiyetlerdir, ne kadar hasta ruhlu olsalarda idam edilmeleri çok yerinde bir karardır, toplumun bunlardan temizlenmesi lazım, darısı Türkiye deki hasta ruhlu canilerin başına
Yok canım denk geldiğim için araştırdım.psikolojiyle ilgilendiğim için sadece dikkatimi çekmişti bu konu.Ne işim olur benim katillerle kötükedihüso Bu tür şeyleri öğrendikçe kişilerin insanlara bakış açısı değişiyor ya da ben öyle düşünüyorum.(amaa bu bende oldu :sinifsinif:) Düşünsenize gördüğünüz her kişi de böyle bir potansiyel olabilir diye hissediyorsunuz.Ne manyak bi durum,insan kafayı sıyırır.Şahsen dışarı çıkamam ben
Tabi bunların etkisini(film çok etkiledi) 2-3 günde attım üzerimden.İnsanlar benim için iyi kalmalıydı ki iyilik yapabilmeliydim.(sonra insanlar hak etmiyor diye herşeyden elini eteğini çekmek var lmaz:) Türkiye'de bu tip vakalar var mı,varsa ne boyutta hiç bilmiyorum.Bilmek dahi istemiyorum.Belki bunların şokunu bizim ülkemizde yok diye çabuk atmış olabilirim.Ama burda olanları öğrenirsem psikolojim gerçekten bozulur.:tomato: Bilipte bilmemezlikten gelmek varya işte onu yapıyorum.yoksa ben ayrıntılara takılan biriyim.Dibine inene kadar araştırırım herşeyi.Bazı şeyleri bilmemek iyidir.Kaldırabilen varsa konulara dalabilir
Son düzenleme:
- 23 Ocak 2008
- 10.806
- 13.020
- 823
Şeyma 20 li yaşlarımın başlarında ben çok meraklıydım böyle şeylere, korku filmlerini takip ederdim, sonra seri katillerin hayatlarını felan araştırırdım o zaman dayanıklıydım böyle şeylere, bunları yapan insanların psikolojilerini çok merak ederdim, nasıl olur nasıl bu kadar iğrenç cinayetler işlerler diye düşünürdüm ve araştırdım o zamanlar bu kitabı aldım, okudum, insanlara bakış açın değişmiyor çünkü bu katiller normalin yanından bile geçmiyorlar, onlara başka bir tür gibi bakmak lazım, nedensiz yere onlarca insanı katletmenin ne tür açıklaması olabilir ki, Testere filmi var ya hani, insanlar bu filmi nasıl izliyorlar hayret ediyorum tüm serileri var bizde, o meraklı olduğum zamanlarda bile izleyemedim, şimdi hiç bakamam, anne olduktan sonra ilgim bitti, şimdi bu tür haberlere bile yüreğim dayanmıyor, sabahları Müge Anlı nın programı var ya onu bi kaç defa izledim, işte bu program insanı paranoyaklaştırıyor, ama ne yazık ki gerçek, zaten anne olunca evladın için paranoyalara kapılıyorsun koruma içgüdün çok geliştiği için, Tr de bilinen seri katil vakaları pek yok, namus, töre, tecavüz cinayetleri o kadar çok arttı ki seri cinayetleri aratmıyorlar, izlemesek bile duymak imkansız, işte bu yüzden idam cezası gelmeli ve toplum bu hasta ruhlardan temizlenmeli diye düşünüyorum
Son düzenleme:
Şeyma 20 li yaşlarımın başlarında ben çok meraklıydım böyle şeylere, korku filmlerini takip ederdim, sonra seri katillerin hayatlarını felan araştırırdım o zaman dayanıklıydım böyle şeylere, bunları yapan insanların psikolojilerini çok merak ederdim, nasıl olur nasıl bu kadar iğrenç cinayetler işlerler diye düşünürdüm ve araştırdım o zamanlar bu kitabı aldım, okudum, insanlara bakış açın değişmiyor çünkü bu katiller normalin yanından bile geçmiyorlar, onlara başka bir tür gibi bakmak lazım, nedensiz yere onlarca insanı katletmenin ne tür açıklaması olabilir ki, Testere filmi var ya hani, insanlar bu filmi nasıl izliyorlar hayret ediyorum tüm serileri var bizde, o meraklı olduğum zamanlarda bile izleyemedim, şimdi hiç bakamam, anne olduktan sonra ilgim bitti, şimdi bu tür haberlere bile yüreğim dayanmıyor, sabahları Müge Anlı nın programı var ya onu bi kaç defa izledim, işte bu program insanı paranoyaklaştırıyor, ama ne yazık ki gerçek, zaten anne olunca evladın için paranoyalara kapılıyorsun koruma içgüdün çok geliştiği için, Tr de bilinen seri katil vakaları pek yok, namus, töre, tecavüz cinayetleri o kadar çok arttı ki seri cinayetleri aratmıyorlar, izlemesek bile duymak imkansız, işte bu yüzden idam cezası gelmeli ve toplum bu hasta ruhlardan temizlenmeli diye düşünüyorum
Aslında idam cezasının kalkması, yanlış bir adımdı bana göre...
Kesinlikle, idam cezasının çok büyük yaptırımları olduğuna inananlardanım... lmaz:
Ne yazık ki, binlerce insanımızın ölümüne yol açan vatan hainleri; bu karar doğrultusunda hala hayattalar...
Daha nice hainler de, bundan güç alarak; her geçen gün seslerini yükseltiyorlar...
Ana-baba katillerini, evlatlarını doğrayıp, çöp konteynırına atanları, 4 yaşında çocukları sobada yakanları daha çok göreceğiz malesef... :umursamaz:
Buna izin verenler de, yataklarında rahat uyuyabiliyorlarsa, tebrikler doğrusu...
Çünkü ben, bu haberleri duyduğumda bile kahroluyorum...
mafoldumben
Şeyma 20 li yaşlarımın başlarında ben çok meraklıydım böyle şeylere, korku filmlerini takip ederdim, sonra seri katillerin hayatlarını felan araştırırdım o zaman dayanıklıydım böyle şeylere, bunları yapan insanların psikolojilerini çok merak ederdim, nasıl olur nasıl bu kadar iğrenç cinayetler işlerler diye düşünürdüm ve araştırdım o zamanlar bu kitabı aldım, okudum, insanlara bakış açın değişmiyor çünkü bu katiller normalin yanından bile geçmiyorlar, onlara başka bir tür gibi bakmak lazım, nedensiz yere onlarca insanı katletmenin ne tür açıklaması olabilir ki, Testere filmi var ya hani, insanlar bu filmi nasıl izliyorlar hayret ediyorum tüm serileri var bizde, o meraklı olduğum zamanlarda bile izleyemedim, şimdi hiç bakamam, anne olduktan sonra ilgim bitti, şimdi bu tür haberlere bile yüreğim dayanmıyor, sabahları Müge Anlı nın programı var ya onu bi kaç defa izledim, işte bu program insanı paranoyaklaştırıyor, ama ne yazık ki gerçek, zaten anne olunca evladın için paranoyalara kapılıyorsun koruma içgüdün çok geliştiği için, Tr de bilinen seri katil vakaları pek yok, namus, töre, tecavüz cinayetleri o kadar çok arttı ki seri cinayetleri aratmıyorlar, izlemesek bile duymak imkansız, işte bu yüzden idam cezası gelmeli ve toplum bu hasta ruhlardan temizlenmeli diye düşünüyorum
Yorumun için teşekkür ederim canım.Sen benden daha çok meraklıymışsın.Benim o tür merakım yok hani neden yaparlar vs görünce dikkat ettim o kadar,tabi merakta ettim öğrenene kadar ama.Testere serisini izledim.Bu tip filmler etkilemez beni film olduğunu biliyoruz ya ondan sanırım kaydirigubbakcemile3 Anne olmadığım için nasıl bir duygudur bilemiyorum ama paranoya olduğu kesin bir gerçek sanırım. 1hafta kadar yokum topic sizlerin olsun yerimseniben gözüm arkada kalmasın kaydirigubbakcemile3 a.s.
Aslında idam cezasının kalkması, yanlış bir adımdı bana göre...
Kesinlikle, idam cezasının çok büyük yaptırımları olduğuna inananlardanım... lmaz:
Ne yazık ki, binlerce insanımızın ölümüne yol açan vatan hainleri; bu karar doğrultusunda hala hayattalar...
Daha nice hainler de, bundan güç alarak; her geçen gün seslerini yükseltiyorlar...
Ana-baba katillerini, evlatlarını doğrayıp, çöp konteynırına atanları, 4 yaşında çocukları sobada yakanları daha çok göreceğiz malesef... :umursamaz:
Buna izin verenler de, yataklarında rahat uyuyabiliyorlarsa, tebrikler doğrusu...
Çünkü ben, bu haberleri duyduğumda bile kahroluyorum...
mafoldumben
Evet canım haklısın.Bence de kalkmamalıydı,eğer kalkmamış olsaydı bu derece vahşetler olmazdı diye düşünüyorum.Dönemin başındaki şahıs kendi adamı kurtulsun diye idamı kaldırdı herhalde lmaz: Ayrıntıları bilmiyorum yanlış anlaşılmasın.Kimin döneminde kaldırıldığı dahi hatırlamıyorum :ecrin_bebek: a.s.
- 23 Ocak 2008
- 10.806
- 13.020
- 823
İdam cezasının kalkmasını AB istedi için kaldırdılar diye biliyorum ben, Avrupa da yok ya, oradaki vatandaşlar da memnun değillerdir herhalde, Avusturya da sapık bir baba vardı ya kızını 24 yıl boyunca evinin bodrumuna hapseden adamın hücresini göstermişlerdi ömür boyu tam pansiyon tatil gibi, hemde vatandaşların vergileriyle karnı doymuş olacak, bizde de aynı durumlar, kesinlikle çocuk katilleri, tecavüzcü sapıklar, vatan hainleri için idam geri gelmeli,gelmeyecekse de cezalar en ağırlaştırılmış şekilde olmalı 5-10 yıl yattıktan sonra iyi halden çıkıp topluma tekrar karışmamalı bu caniler, nekrofili ymiş pedofili ymiş bu tür sapıklıkları psikolojik rahatsızlık adı altında iyileştirme, tedavi altına alma yoluna gidiyorlar ama bunlardan düzelen var mıdır? :umursamaz:
idam cezasının kalkmasını ab istedi için kaldırdılar diye biliyorum ben, avrupa da yok ya, oradaki vatandaşlar da memnun değillerdir herhalde, avusturya da sapık bir baba vardı ya kızını 24 yıl boyunca evinin bodrumuna hapseden adamın hücresini göstermişlerdi ömür boyu tam pansiyon tatil gibi, hemde vatandaşların vergileriyle karnı doymuş olacak, bizde de aynı durumlar, kesinlikle çocuk katilleri, tecavüzcü sapıklar, vatan hainleri için idam geri gelmeli,gelmeyecekse de cezalar en ağırlaştırılmış şekilde olmalı 5-10 yıl yattıktan sonra iyi halden çıkıp topluma tekrar karışmamalı bu caniler, nekrofili ymiş pedofili ymiş bu tür sapıklıkları psikolojik rahatsızlık adı altında iyileştirme, tedavi altına alma yoluna gidiyorlar ama bunlardan düzelen var mıdır? :umursamaz:
cadıarzu cadıarzu
:1shok: neler oluyor şu hayatta...aslında bu tip kişilerin böyle sapkın ve psikopat kişiler olmasında
başlarına gelen şeyler etken ilk küçüklüğe dayanan şeyler bunların tamamen yaşadıkları beyin fonksiyonlarını bozuyor...ed in annesinden dolayı küçüklüğünden bu yana yaşadığı sorunlar adamı psikopat etmiş...bide kuzuların sessizliği var ya bilirsinz ordaki HANNIBAL karakteride böyle acayip akla hayale gelmeyen şeyler yapıyor insanlara beyinlerini yeme gibi şeyler....son devam filminde ise hannibalın yaptığı vahşetin kaynağını anlatıyor ...yani küçükken kardeşi ve ikisi kalıyor savaş zaman ailelerini kaybediyorlar ve karşı tarafın askerleribunları yakalıyor ve küçük kız kardeşini bu hannıbalın gözü önünde yiyolar :bbo: ve bu kaçıp kurtuluyor...bu yaşadıklarıda küçük bi çocuğu ilerde psikopat manyak biri yapıyor...
benimde ilgimi çekmişdir bu tür şeyler hep...ama izlemeye yüreğim dayanmıyor...kan ve vahşetli şeyleri
bu filmi,testereyi bu tip şeyleri bi gözüm kapalı izlerim...
Allah bu tür kişilerden korusun...
başlarına gelen şeyler etken ilk küçüklüğe dayanan şeyler bunların tamamen yaşadıkları beyin fonksiyonlarını bozuyor...ed in annesinden dolayı küçüklüğünden bu yana yaşadığı sorunlar adamı psikopat etmiş...bide kuzuların sessizliği var ya bilirsinz ordaki HANNIBAL karakteride böyle acayip akla hayale gelmeyen şeyler yapıyor insanlara beyinlerini yeme gibi şeyler....son devam filminde ise hannibalın yaptığı vahşetin kaynağını anlatıyor ...yani küçükken kardeşi ve ikisi kalıyor savaş zaman ailelerini kaybediyorlar ve karşı tarafın askerleribunları yakalıyor ve küçük kız kardeşini bu hannıbalın gözü önünde yiyolar :bbo: ve bu kaçıp kurtuluyor...bu yaşadıklarıda küçük bi çocuğu ilerde psikopat manyak biri yapıyor...
benimde ilgimi çekmişdir bu tür şeyler hep...ama izlemeye yüreğim dayanmıyor...kan ve vahşetli şeyleri
bu filmi,testereyi bu tip şeyleri bi gözüm kapalı izlerim...
Allah bu tür kişilerden korusun...